Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şerifler

Dinin ana direği namazdır...
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şerifler

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

//// Namazın Fazileti ///

Hz. Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

- "Hz. Peygamber (aleyhisselatu vesselam)'ın şöyle söylediğini işittim:

- "Sizden birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve bu nehirde hergün beş kere yıkansa, acaba üzerinde hiç kir kalır mı; ne dersiniz?"

- "Bu ha!, dediler, onun kirlerinden hiçbir şey bırakmaz!.."

Aleyhisselatu vesselam:

- "İşte bu, beş vakit namazın misalidir. Allah onlar sayesinde bütün hataları siler" buyurdu.

(Buharî, Tirmizi, Nesai,)
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

/// Selamın Kat Kat Sevabı ///

İmran bin Husayn radıyallahu anh anlatıyor:

Bir adam, Allah'ın Resulüne geldi ve «esselâmü aleyküm» dedi. Peygamber aleyhisselâm da, «aleyküm es - selâm» diyerek selâmını aldı. Sonra adam oturdu. Peygamber aleyhisselâm bu âdâmın «esselâmü aleykum» demesiyle alâkalı olarak:

— On sevab! buyurdu.

Sonra bir başka adam geldi ve «esselâmü aleyküm ve rahmetullah» dedi. Peygamber aleyhisselâm aynı şekilde «ve aleykum es - selamü ve rahmetuilahi» demek suretiyle onun da selâmını aldı. Adam oturdu.

Adamın böyle demesi sebebiyle Peygamber aleyhisselâm:

— Yirmi sevab! buyurdu.

Daha sonra bir başkası geldi ve «esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtuhû» dedi. Allah'ın Resulü aynı o adamın söylediği şekilde selâmını aldı. Adam oturdu.

Peygamber aleyhisselâm bu adamın selâmı sonuna «ve berekâtuhû» yu ilâve etmesi üzerine de:

— Otuz sevab! buyurdu.

(Ebû Davud, Tirmizî)
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

//// Şeytana Karşı Silah////

Ebû Melih radıyallahu anh'den şöyle anlatılıyor:

Bir adam dedi ki, Allah'ın Resulünün terkisinde idim. Hayvanın ayağı sürçtü. Bunun üzerine ben de:

— Şeytan helak olsun! diye söyledim. Peygamber aleyhisselâm da buyurdular ki:

— «Şeytan helak olsun» deme. Zira böyle söylediğin zaman, şeytan o kadar kabarır ki koca bir ev gibi olur ve «Bu işi ben yaptım» der. «Bismillah» de ki, böyle söylediğin zaman, şeytan sinek miktarı oluncaya kadar küçülür.

(Ebû Davud, Neseî)
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

// Beşikte Konuşanlar //

Ebû Hureyre radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:::

Beşikte iken ancak üç kişi konuşmuştur. Birincisi İsa aleyhisselâmdır.

İkincisi, israil Oğullarından Cureyc isimli bir adam vardı. Bu şahıs namaz kılarken annesi gelmiş ve kendisini çağırmıştı. Bu da kendi kendine «Cevap vereyim mi, yoksa namazıma devam mı edeyim?» diye düşünmüştü ve annesinin çağrısına uymadı.

Bunun üzerine annesi::

— Ey Allah'ım, fahişelerin yüzünü gösterinceye kadar onu öldürme, diye beddua etti.

Cureyc kendisine aid çilehânede bulunuyordu. Kadının biri, kendisine gelip cinsî münasebette bulunmasını teklif etti. Cureyc ise bunu kabul etmedi. Sonra kadın, bir çobana gitti ve onunla cinsî münasebette bulundu. Bunun neticesinde bir çocuk dünyaya getirdi ve bu çocuğun Cureyc'den olduğunu söyledi. Bunun üzerine insanlar gelip Cureyc'in çilehânesini yıktılar. Kendisini alıp aşağı indirdiler ve bir hayli sövüp tazir ettiler. Bu durumdan çok müteessir olan Cureyc, abdest alıp namaz kıldıktan sonra doğruca fahişenin omuzu üstünde duran o çocuğa gitti ve:

— Senin baban kimdir, ey çocuk? diye sordu. Çocuk:

— Filan çoban, diye cevap verdi. Bu duruma hayret eden insanlar:

— Çilehâneni yeniden inşâ edelim, hattâ altından yapalım, dediler. Cüreyc ise:

— Hayır, ancak topraktan yapın! diye cevap verdi.

Üçüncüsü de, îsrail Oğullarından bir kadın vardı. Çocuğunu emzirmekteydi. Yanından heybetli ve yakışıklı bir atlı geçiyordu. Bunu gören kadın:

— Ey Allah'ım, çocuğumu bu atlı gibi kıl! diye dua etti.

Çocuk derhal anasının memesini bırakıp, atlıya koştu ve:

— Ey Allah'ım beni bu kimse gibi kılma! dedi. Sonra anasının memesini tekrar alıp emmeye başladı. Ebû Hureyre radıyallahu anh diyor ki: Sanki Peygamber aleyhisselâmı işaretle hadiseyi anlatırken parmağını emer halde görüyorum. Oradan sonra bir köle geçti. O çocuğun anası:

— Ey Allah'ım, çocuğumu bunun gibi kılma diye dua etti. Çocuk derhal yine anasının memesini bıraktı ve:

— Ey Allah'ım, beni bu köle kadın gibi kıl! dedi. Annesi çocuğa:

— Neden böyle? diye sordu. Çocuk:

— Çünkü atlı kimse, zalimlerden biridir. Bu köle kadın ise, halkın kendisine «hırsızlık ve zina etmiş» dediği bir kadındır. Halbuki bu, asla onları yapmamıştır, diye cevap verdi.

(Buharî, Ahmed)
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen alone_man »

Kaside-i Bürde yazdı:// Beşikte Konuşanlar //

Ebû Hureyre radıyallahu anh, Peygamber aleyhisselâmın şöyle buyurduğunu anlatıyor:::
sen önce hureyrenin nasıl bir uydurukçu olduğunu araştır
yahu biraz aklını kullan araştır
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

alone_man

Yazık sana kardeşim başka bir şey demiyorum
Hz. Ebu hureyre hakkında hemde Ehli Suffadan olan bir güzide sahabe hakkında böyle bir söz söylüyorsun ya

Rabbim, atmış olduğun bu iftiralar hakkında senin diline zahmet versin...
Amin Taha ve Yasin Hürmetine
Binlerce kez Amin....
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen alone_man »

[quote="Kaside-i Bürde"]alone_man

Yazık sana kardeşim başka bir şey demiyorum
Hz. Ebu hureyre hakkında hemde Ehli Suffadan olan bir güzide sahabe hakkında böyle bir söz söylüyorsun ya

quote]


bence sen islami konularda tartışmayı bırak
islam tarihine biraz çalış araştır biraz aklınla düşün
hatta git bir ilahiyat fakültesinde bir sünni araştırmacı bul ve ebu hureyreye güvenilirmi diye sor?
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

Hazret-i Ebu Hüreyre, yıllarca, gece gündüz Resulullahın huzurundan ayrılmamış, bütün işini, gücünü bırakmış, hep Peygamber efendimizin buyurduklarını dinleyip, ezberlemiştir. Hatta günlerce aç kaldığı halde, dini öğrenme gayretiyle buna katlanmıştır. Bu sahabinin rivayet ettiği hadis-i şeriflere, istisnasız bütün hadis kitapları yer vermiştir


Mescid-i Nebi’de kalır, hep ilimle meşgul olurdu. Hazret-i Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizin hep huzurunda bulunduğu için, pek çok hadis-i şerif işitip rivayet etmiştir. Eshab-ı kiram arasında Abdullah bin Ömer’den sonra, en çok hadis bilen budur.

Âişe validemize, Resulullahın söz ve hallerini en iyi bilenin kim olduğu sorulduğunda, buyurdu ki:
(Resulullahın hâl ve sözlerini, en iyi bilen Ebu Hüreyre’dir. Yemin ederim ki, Ebu Hüreyre, bütün vaktini Resulullahın huzurunda geçirmiştir.)
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
Kullanıcı avatarı
Kaside-i Bürde
Mesajlar: 73
Kayıt: 11 Mar 2011, 14:51

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen Kaside-i Bürde »

Hazret-i Ebu Hüreyre


Hazret-i Ebu Hüreyre (radıyallahü teâlâ anh), Eshab-ı kiramın büyüklerindendir. Eshab-ı kiramın, derece olarak, büyüğünün de, küçüğünün de Cennetlik olduğu, hadis-i şeriflerle ve âyet-i kerimelerle bildirilmiştir. Bir âyet-i kerime meali:
(Mekke’nin fethinden önce Allah için mal verip savaşanlar, daha sonra harcayıp savaşanlarla eşit değildir. Onların derecesi, sonradan Allah yolunda harcayan ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber, Allah hepsine de en güzel olanı [Cenneti] vaat etmiştir.) [Hadid 10]

Allahü teâlâ, (Ve küllen vaadallahü hüsna [Hepsi için Hüsnayı [Cenneti] söz verdim.]) buyuruyor. Hepsi Cennetlik olan insanlar için, nasıl, muteber değildir denebilir ki? Bu, âyet-i kerimeyi inkâr olmaz mı?

Ehli bilir ki, hadis ravilerinde, adalet şartı aranır. Ama Eshab-ı kiram ravi ise, onda böyle bir şart aranmaz. Çünkü hepsinin adil olduğunda icma hasıl olmuştur. Eshab-ı kiramdan herhangi birine adil değil diyen, icmaya karşı gelmiş olur. İcma'ya karşı gelmek de küfürdür.

Hazret-i Ebu Hüreyre, Müslüman olduktan sonra, annesinin de Müslüman olmasını çok istiyor, bunun için çok uğraşıyordu; fakat bir türlü muvaffak olamıyordu. Bu hususta şöyle anlatmıştır:
Resulullaha, annemin hidayete kavuşması için dua buyurun dedim. Resulullah, (Allah’ım, Ebu Hüreyre’nin annesine hidayet ver) diye dua buyurdu. Eve varınca annem, ya Eba Hüreyre, ben Müslüman oldum dedi ve kelime-i şehadeti söyledi. Ben sevincimden ağlayarak annemin Müslüman olduğunu müjdeledim. Dedim ki, ya Resulallah, annemi ve beni müminlerin sevmesi için, bizim de, müminleri sevmemiz için dua edin. Resulullah, (Allah’ım, şu kulunu ve annesini mümin kullarına, müminleri de onlara sevdir) buyurarak dua etti. Artık beni bilen ve gören her mümin sevdi. [Bu hadis-i şerif de gösteriyor ki, Ebu Hüreyre hazretlerini ancak mümin sever, ona ancak İbni Sebeci buğzeder.]

Eshab-ı kiramın en fakiri olduğu için, Eshab-ı Suffa arasına katıldı. Eshab-ı Suffa, Mescid-i Nebi’de kalır, hep ilimle meşgul olurdu. Hazret-i Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizin hep huzurunda bulunduğu için, pek çok hadis-i şerif işitip rivayet etmiştir. Eshab-ı kiram arasında Abdullah bin Ömer’den sonra, en çok hadis bilen budur.

Âişe validemize, Resulullahın söz ve hallerini en iyi bilenin kim olduğu sorulduğunda, buyurdu ki:
(Resulullahın hâl ve sözlerini, en iyi bilen Ebu Hüreyre’dir. Yemin ederim ki, Ebu Hüreyre, bütün vaktini Resulullahın huzurunda geçirmiştir.)

Hazret-i Ebu Hüreyre, yıllarca, gece gündüz Resulullahın huzurundan ayrılmamış, bütün işini, gücünü bırakmış, hep Peygamber efendimizin buyurduklarını dinleyip, ezberlemiştir. Hatta günlerce aç kaldığı halde, dini öğrenme gayretiyle buna katlanmıştır. Bu sahabinin rivayet ettiği hadis-i şeriflere, istisnasız bütün hadis kitapları yer vermiştir. Hep abdestli bulunur, Resulullah, (Abdestli olan uzva [organa] Cehennem ateşi dokunmaz) buyurdu derdi. Bu büyük hadis âlimi asla kötülenemez. O, kötülenince, ahkam-ı şeriyyenin yarısı kötülenmiş olur. Çünkü, ahkam-ı şeriyyeyi bildiren üç bin hadis-i şerif vardır. Yani dinimizin üç bin hükmü, sünnet ile belli olmuştur. Bu üç bin hükmün yarısını haber veren Hazret-i Ebu Hüreyre’dir. Onu kötülemek, ahkam-ı şeriyyenin yarısını kötülemek olur.

Savaşta ve barışta Resulullah efendimizin yanından ayrılmazdı. Hafızası çok kuvvetli olduğundan, çok hadis-i şerif ezberlemişti. Eshab-ı kiramdan ve Tabiinden 800’den fazla kimsenin, kendisinden hadis öğrendiği, Buhari’de yazılıdır. (Bilerek bana yalan isnat eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın) hadisinin ravisidir. Hadis rivayet etmek istediğinde, bu hadisi zikrederdi. Sahabiler onun hadis rivayetindeki üstünlüğünü kabul edip, ondan hadis naklettiler. (Hakim Nişaburi, III, 513)

Ebu Hüreyre, sahabe ve muhaddislerce son derece güvenilir, yüce bir zattır. (Buhari)

O, benden daha hayırlı ve naklettiğini daha iyi bilendir. (Abdullah ibni Ömer)

O, bizim işitmediğimiz bir çok hadisi işitmiştir. (Hazret-i Talha) [H. Nişaburi, III, 511]

İmam-ı Şafii gibi büyük âlimler, (Ebu Hüreyre, kendi dönemindeki hadis ravileri içinde, hafızası en sağlam olanıdır) buyurdu. (İbni Hacer, el-İsabe fi Temyizis-Sahabe, IV, 205)

Çok hadis rivayet etmesinin sebeplerinden bazıları:
1- Peygamber efendimiz ile gece gündüz beraber olmuştur. (Çok hadis rivayet etmemin sebebi şudur: Muhacirler, alış-verişle, ensar da, kendi mal ve mülkleriyle uğraşırken, ben Resulullahın meclislerindeydim) demiştir. (Buhari, Müslim)

2- İlme çok tutkundu. Resulullah efendimiz, (İçinizden hanginiz elbisesini çıkarıp yere yayar? Bazı şeyler söyleyeceğim. Sonra elbisesini toplayıp, katlasın, sözlerimi hiç unutmaz) buyurunca, Paltosunu çıkarıp yaydı. Resulullah dua etti. Kendisi, (Paltomu giydikten sonra, işittiğim hiçbir şeyi unutmadım) dedi. (Buhari)

Hakim Nişaburi, şunu haber vermektedir:
Bir zat, Zeyd bin Sabit’e bir mesele sordu. O da Ebu Hüreyre’ye gitmesini söyledi ve dedi ki: Bir gün ben, Ebu Hüreyre ve bir arkadaşla mescitte oturuyorduk. O sırada Resulullah geldi, yanımıza oturup, (Hepiniz Allah’tan bir dilekte bulunsun) buyurdu. Ben ve arkadaşım, Ebu Hüreyre’den önce dua ettik, Resulullah da, bizim duamıza âmin dedi. Sıra Ebu Hüreyre’ye gelince, (Ya Rabbi, senden iki arkadaşımın isteği ile unutulmayan bir ilim dilerim) dedi. Resulullah efendimiz bu duaya da âmin dedi. Biz de, (Ya Resulallah, biz de, Allah’tan, unutulmayan bir ilim isteriz) dedik. Bize, (Devsli genç [Ebu Hüreyre] sizden önce davrandı) buyurdu. (Müstedrek III, 508, Nesai, III, 440)

Kendisi anlatır:
(Ya Resulallah, kıyamette senin şefaatine nail olacak en mesut kişi kim?) dedim. Bana, (Ya Eba Hüreyre, senin hadislerime olan sevginin çokluğunu bildiğim için, böyle bir soruyu senden önce hiç kimsenin sormayacağını tahmin etmiştim. Kıyamette şefaatime nail olacak en mesut kişi, La ilahe illallah diyen Müslümandır) buyurdu. (Buhari)

3- Resulullah efendimizden naklettiği hadisleri halka öğretmeyi, ilmi gizlemenin günahından kurtulmak için, kendine vazife kabul ediyordu. (Buhari)

Sahabe içinde hadisi en iyi bilen, hadis alma ve rivayet etmede diğerlerinden daha üstün bir duruma gelmişti. İbni Ömer, onun cenaze namazında, (Resulullahın hadisini muhafaza eden) diyerek onu övmüştür. Ayrıca, (Ebu Hüreyre, Resulullahın sohbetine en fazla devam eden ve onun hadislerini en iyi ezberleyen zattır) derdi. (Tirmizi)

Yine kendisi anlatır:
Bekara 159, Al-i İmran 187. âyetleri olmasa idi, hiç hadis rivayet etmezdim. (Buhari)

Bu iki âyet-i kerimenin mealleri şöyledir:
(İndirdiğimiz açık delilleri ve hidayeti gizleyenler var ya, işte onlara hem Allah lanet eder, hem de bütün lanet ediciler lanet eder.) [Bekara 159]

(Allah, kendilerine kitap verilenlerden, “Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz” diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!) [Al-i İmran 187]

Üç hadis-i şerif meali:
(İlmini gizleyen, hazineyi gömüp, kimseye yardım etmeyene benzer.) [Taberani]

(İlmini gizleyene, denizdeki balıklardan, gökteki kuşlara kadar her şey lanet eder.) [Darimi]

(İlmini gizleyen kimseye, kıyamette ateşten gem vurulur.) [İbni Mace, Taberani]

İşte bu sebeplerden dolayı, Hazret-i Ebu Hüreyre, ilmini gizlemeyip, yaymıştır.
“Günde yüz kere "La ilahe illallah" diyen kimsenin, kıyamet gününde yüzü ay gibi parlar.” (Taberani)
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Resulullah (s.a.v.)'den Kıssalar,Menkıbeler, Hadisi Şeri

Mesaj gönderen alone_man »

Kaside-i Bürde yazdı:Hazret-i Ebu Hüreyre, yıllarca, gece gündüz Resulullahın huzurundan ayrılmamış, bütün işini, gücünü bırakmış, hep Peygamber efendimizin buyurduklarını dinleyip, ezberlemiştir. Hatta günlerce aç kaldığı halde, dini öğrenme gayretiyle buna katlanmıştır. Bu sahabinin rivayet ettiği hadis-i şeriflere, istisnasız bütün hadis kitapları yer vermiştir


Mescid-i Nebi’de kalır, hep ilimle meşgul olurdu. Hazret-i Ebu Hüreyre, Peygamber efendimizin hep huzurunda bulunduğu için, pek çok hadis-i şerif işitip rivayet etmiştir. Eshab-ı kiram arasında Abdullah bin Ömer’den sonra, en çok hadis bilen budur.

Âişe validemize, Resulullahın söz ve hallerini en iyi bilenin kim olduğu sorulduğunda, buyurdu ki:
(Resulullahın hâl ve sözlerini, en iyi bilen Ebu Hüreyre’dir. Yemin ederim ki, Ebu Hüreyre, bütün vaktini Resulullahın huzurunda geçirmiştir.)
sen bu adamın mekke fethinde islamı kabul ettiğini biliyormusun?
kalan bu kadar kısa sürede 6 bine yakın hadis nasıl uydurulur?
gece gündüz birlikte olsa yine olmaz
biraz akıllı ol yahu
Cevapla

“Namaz” sayfasına dön