Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Dinin ana direği namazdır...
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Namaz > Farsça
Salât > Arapça
Dua > Türkçe

Aleviler Namaz kılarmı derken, Dua edermi diye sorulursa herkez cevabını alır

Aleviler sizin deyiminizle cevap vermek gerekirse
Evet kılarlar hemde özünü
Emevi Namazı değil Muhammed Ali'nin Namazını kılarlar
Yani 40'lar Cemindeki Namazı kılarlar
Kadın erkek ayırmadan
İçten Allaha yönelerek
Duvara karşı değil Cemal Cemale

Size bir kaç Dua vereyimde belki bağzıları iman eder de İslam olurlar inşallah

Bismillahirrahmanirrahim
Bismi Şah Allah Allah
Esirgeyen ve bağışlayan yüce Allah'ın adıyla
Hz.Muhammed'in ve Ehli Beyt'in himmetiyle.
Ber Cemali Muhammet Ber Kemali İmam Âli, İmam Hasan, İmam Hüseyin'i Pir bilip verelim Muhammet Mustafa'ya ve onun tertemiz Ehlibeytine candan Salavat.

Allahümme salli ala Seyyidina Muhammed'in ve ala Âli Seyyidina Muhammet

Ey bu evrene hüküm eden yüce Allah'ım,
bugün İsmail Peygamberin can bedeli olan Kurbanı gönderdiğin Aziz mübarek gündür.
Sen bu kutsal günün hürmetine, burada senin huzuruna gelmiş Canların istek ve arzularını dualarını kabul eyle Ya Rabbim.
Ve de bilerek, bilmeyerek sana karşı bir noksanımız bir isyanımız olmuşsa sen esirgeyen ve bağışlayansın tövbe günahlarımıza estağfurullah (3)
Ademi Safuyullah, Nuhu Naciyullah, İbrahimi Halilullah, İsmaili Teslimullah, Musayı Kelamullah, İsayı Ruhullah, Muhammedi Habibullah, Aliyyen Veliyullah,
Ehlibeytin Keremullah yüzü suyu hürmetine yaptığınız ibadeti, verdiğimiz lokmaları, kestiğimiz kurbanları dergahı izzetinde kabul eyle Ya Rabbim.

Allah'ın himmetiyle, Ehlibeytin hürmetine, evliyalar keremine varalım Hakka secde ye

Bismi Şah Allah Allah
Bütün Rabbi olan Allah'a hamdolsun, Peygamberlerine salât ve selam olsun.
Meclisimiz erenler Meclisi olsun.
Cemlerimiz kırkların cemi olsun.
Secdemiz meleklerin Âdeme yaptığı secde olsun.
Ya Rab bize bu ibadeti nasip ettiğin için sana şükür ve senalar olsun.
Dil bizden, yardım Hakk'tan, şefaat Hz.Muhammetten olsun.
Gerçeğe Hü Mümine Ya Ali
Yatan şehitler uyansın.

Bismi Şah Allah Allah
Ey bütün alemlerin Rabbi olan yüce Allah'ım.
Biz senin kulun, Hz.Muhammetin ümmeti ve Ehlibeytin de bendesiyiz.
Bilerek veya bilmeyerek yapmış olduğunuz yanlış ve eksiklerimiz ile noksanlık ve isyanımız ile huzuruna geldik.
Yalnız sana sığınır, sana yalvarır, senden yardım bekler, yalnız sana kulluk ederiz.
Bizleri Velilerin, Nebilerin gittiği dosdoğru yoldan ayırmayıp,
Yolumuzu yolsuza, işimizi haksıza düşürme Ya Rabbim.
Gönlümüze insan sevgisi, sabır, merhamet ve Nuru İman ver Yarabbim.
Elimizle dilimizle velimizle yaptığımız günahlarımıza tövbe estağfurullah (3)
Allahın himmetiyle, Ehlibeytin hürmetine, evliyalar keremine, cem dirliği ve gönül birliği ile varalım Hakk'a secdeye.

Bismi Şah Allah Allah
Bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun.
Peygamberlerine, Erenlerine ve Evliyalarına salât ve selam olsun.
Meclisimiz Erenler Meclisi olsun.
Cemlerimiz kırklar Cemi olsun.
Secdemiz Meleklerin Âdeme yaptığı secde olsun.
Bizlere bu ibadetin nasip ettiği için Allah'a şükür ve senalar olsun.
Dil bizden, yardım Hakk'tan şefaat Hz.Muhammed Mustafadan olsun
Gerçeğe Hü Mümine Ya Ali
Yatan şehitler uyansın.

Bismi Şah Allah Allah
Ey yeri ve göğü yaradan Yüce Allah'ım
Aklımızı, fikrimizi kötülüklere ve kötü yollara kullanmak istediğimiz zaman, sen Rahman ve Rahim olan isminin hakkı için fırsat verme Yarabbim.
Bizleri dostluk ortamı içerisinde kardeşçe yaşamalarımızı nasip eyle Yarabbi
Tüm insanların kinlerini sevgiye, hırslarını merhamete, düşmanlıklarını barışa çevir Yarabbim
Gönüllerimize de merhamet, sabır, iman ve insan sevgisi ver Yarabbim
Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, 12 İmamların, 14 Masumu Pakların, 17 Kemerbestlerin, 40'ların yüzü suyu hürmetine, bizleri Merde Namerde muhtaç eyleme.
Rızkımızı bol ve helal yoldan nasip eyle.
Dertlerimize derman, hastalarımıza şifa, canımıza sağlık, yuvamıza mutluluk ver Ya Rabbim.
Pirimiz Hünkâr Hace Bektaş Veli yüzü suyu hürmetine, Çoluğumuzu çocuğumuzu şaşırıp kötü yollara düşürme Ya Rabbim.
Duvarımızdan taş gözümüzden yaş düşürme Ya Rabbi.
Allah'ın himmetiyle Ehlibeytin hürmetine, Evliyalar keremine varalım Hakk'a secde ye

Bismi Şah Allah Allah
Bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun.
Peygamberlerine, Erenlerine ve Evliyalarına salât ve selam olsun.
Meclisimiz Erenler Meclisi olsun.
Cemlerimiz 40'lar Cemi olsun.
Secdemiz Meleklerin Âdeme yaptığı secde olsun.
Bizlere bu ibadetin nasip ettiği için Allah'a şükür ve senalar olsun.
Emeklerimizi boşa vermesin, dualarımızı dergahı izzetinde kabul eylesin.
Hakk-Muhammed-Ali,
Hünkar Hace Bekta iş Veli yüzü suyu hürmetine, Alevi İnancına hizmet edenlerin dilde dileklerini gönülde Muratlarını vere
İbadeti can sağlığı ile tekrarını bizlere nasip eylesin.
Dil bizden, yardım Hakk'tan, şefaat Hz.Muhammed Mustafadan olsun
Gerçeğe Hü Mümine Ya Ali
Yatan şehitler uyansın.

Ber Cemali Muhammet Ber Kemali İmam Âli İmam Hasan İmam Hüseyin'i Pir bilip verelim Muhammet Mustafa'ya ve Onun tertemiz Ehli Beytine candan salavat.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammed'in ve ala Âli seyyidina Muhammet


Dar çeken didar göre, didar gören cehennem narı görmeye
Erenler sefasına ere
Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen beyazgül12 »

AYET VE HADİSLERDE NAMAZ

1. Bölüm: Namaz
“Namazlara ve orta namaza devam edin; gönülden boyun eğerek Allah için namaza” durun.” [1]
“Namazı kıldıktan başka, Allah’ı ayakta iken, otururken, yan yatarken de anın. Emniyete kavuştuğunuzda, namazı gereğince kılın. Namaz şüphesiz, iman edenlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır.” [2]
“Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur.” [3]
1.Resulullah (s.a.a): “Her şeyin bir yüzü vardır. Dininizin yüzü ise namazdır.” [4]
2.Resulullah (s.a.a): “Övgüsü yüce olan Allah göz aydınlığımı namazda karar kılmıştır. Aç insana yemeği ve susuz insana suyu sevdirdiği gibi bana da namazı sevdirmiştir. (Şu farkla ki) aç kimse yemek yediğinde doyar ve susuz kimse su içtiğinde suya kanar. Ama ben namaza asla doymuyorum.” [5]
3.İmam Ali (a.s): “Namaz rahmet indirir.” [6]
4.İmam Ali (a.s): “Allah Resulü (s.a.a) akşam yemeğini ve diğer yemekleri namazdan öne geçirmezdi. Namaz vakti geldiğinde adeta ne aile ve ne de şefkatli bir dost tanıyordu.” [7]
5.İmam Ali (a.s): “Namaz her takva sahibinin Allah’a yakınlaşma sebebidir.” [8]
6.İmam Bakır (a.s): “Namaz dinin direğidir. Namazın örneği çadırın örneği gibidir ki eğer direk sağlam olursa kazıklar, ipler sağlam kalır. Ama eğer direk eğrilir ve kırılırsa ne sağlam bir kazık kalır ve ne de ip.” [9]
7.İmam Sadık (a.s): “Aziz ve celil olan Allah nezdinde işlerin en sevimlisi namazdır ve namaz Peygamberlerin son tavsiyesidir.” [10]
8.İmam Sadık (a.s), kendisine, “Allah nezdinde işlerin en sevimlisi ve en üstünü hangisidir?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Allah’ı tanıdıktan sonra namazdan daha üstün bir şey tanımıyorum. Görmüyor musun ki salih kul İsa b. Meryem şöyle buyurmuştur: “(Allah) Bana namazı tavsiye etti…”[11]
2. Bölüm: Namazın Etkileri
“Kitaptan sana vahyolunanı oku; namaz kıl; muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkor; Allah’ı anmak en büyük şeydir! Allah yaptıklarınızı bilir.” [12]
9.Resulullah (s.a.a): “Herkimi namazı kötü ve çirkin işten alıkoymazsa sadece Allah’tan uzaklığını artırır.” [13]
10.“Resulullah (s.a.a), kendisiyle namaz kıldığı halde kötü işlere bulaşan kimse hakkında şöyle buyurmuştur: “Namazı bir gün onu çirkin işlerinden alıkoyacaktır.” Çok geçmeden o şahıs tövbe etti.” [14]
11.Resulullah (s.a.a): “Şüphesiz dinin direği namazdır ve namaz insanoğlunun bakılan ilk amelidir. Eğer bu doğru olursa diğer amellerine de bakılır. Eğer doğru olmazsa diğer amellerine bakılmaz.” [15]
12.İmam Ali (a.s): “Her kim namazı hakkını bilerek yerine getirirse bağışlanmıştır.” [16]
13.Fatımat’üz-Zehra (s.a): “Allah namazı kibirden münezzeh kılmak için farz kılmıştır.” [17]
14.İmam Bakır (a.s): “Kulun hesaba çekildiği ilk şey namazdır. Eğer namazı kabul edilirse, diğer amelleri de kabul edilir.” [18]
15.İmam Bakır (a.s): “Namaz ihlasın sabit olmasına ve kibirden münezzeh olmaya sebep olur.” [19]
16.İmam Sadık (a.s): “Eğer sizden birinin kapısının önünden bir nehir akar ve günde beş defa kendisini orada yıkarsa, acaba bedeninde bir kirlilik kalır mı? Namazın örneği de temizleyen nehir örneğidir. İnsan her namaz kıldığında, kendisini, üzerinde kalıcı olduğu imandan çıkaran günah dışında her günahı temizler.” [20]
3. Bölüm: Namaz Kılan Kimsenin Fazileti
17.Resulullah (s.a.a): “Namaz halinde olduğun müddetçe muktedir olan bir sultanın kapısını dövmüş olursun. Herkim bir padişahın evinin kapısını çok çalarsa sonunda o kapı yüzüne açılır.” [21]
18.İmam Ali (a.s): “Eğer namaz kılan kimse kendisini Allah’ın celalinden nasıl bir nurun kapladığını bilseydi, asla secdeden kafasını kaldırmayı sevmezdi.” [22]
19.İmam Ali (a.s): “İnsan namaza durunca Allah’ın rahmetinin onu çepeçevre sardığını gören İblis kıskançlık içinde ona bakar.” [23]
4. Bölüm: Namazda Huşu
“Müminler saadete ermişlerdir. Onlar namazda huşu içindedirler.” [24]
20.Resulullah (s.a.a): “Namazda huşu içinde olmayan kimsenin namazı namaz değildir.” [25]
21.Resulullah (s.a.a) kendisine, “Huşu nedir?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Namazda huşu içinde olmak kulun tüm kalbiyle rabbine yönelmesidir.” [26]
22.Cafer b. Ali Kumi: “Peygamber (s.a.a) namaza durduğunda Allah-u Teala’nın korkusundan yüzünün rengi soluyordu.” [27]
23.İmam Ali (a.s): “İnsan namazda huşu içinde olmalıdır. Aziz ve celil olan Allah karşısında kalbi huşu içinde olan kimsenin organları da huşu içinde olur ve böylece hiçbir şeyle oynamaz.” [28]
24.Deaim’ul-İslam’da şöyle yer almıştır: “Nakledildiği üzere İmam Ali (a.s) namaza durunca sağlam bir bina veya dik bir sütun gibi yerinden kıpırdamıyordu. Bazen rüku veya secde halinde (hiçbir hareket etmediği için) sırtına bir kuş konuyordu. Ali b. Ebi Talib ve Ali b. Hüseyin’den (a.s) başka hiç kimse Allah Resulü’nün (s.a.a) namazını taklit edemiyordu. (Aynı şekilde kılamıyordu)” [29]
25.Bihar’ul-Envar’da şöyle yer almıştır: “İmam Ali (a.s) abdest almaya başlayınca Allah korkusundan yüzünün rengi soluyordu.” [30]
26.Bihar’ul-Envar’da şöyle yer almaktadır: “Fatıma (s. a) Allah korkusundan namazda nefes nefese kalıyordu.” [31]
27.Bihar’ul-Envar’da şöyle yer almıştır: “İmam Hasan’ın (a.s) abdest allınca rengi değişiyor ve bedeni titremeye başlıyordu. Bunun nedenini sorduklarında şöyle buyurmuştur: “Arşın sahibinin karşısında yer alan kimsenin rengi solmalı ve bedeni titremelidir.” [32]
28.Deaimu’l İslam’da şöyle yer almıştır: “Ali b. Hüseyin’in (a.s) abdest aldığında ve namaza başlamak istediğinde yüzü sararıyor ve rengi değişiyordu. Kendisine bir defasında bunun sebebi sorulduğunda şöyle buyurdu: “Ben azim bir hükümdarın karşısında durmak istemekteyim.” [33]
29.İmam Bakır (a.s): “İmam Seccad (a.s) namaza durunca, rüzgar esintisinin hareket ettirdiği şey dışında hiçbir şeyi hareket etmeyen ağaç gövdesi gibi duruyordu.” [34]
30.Ebu Eyyub: “İmam Bakır (a.s) ve İmam Sadık (a.s) namaza durduklarında yüzlerinin rengi değişiyor, bazen kızarıyor ve bazen de sararıyordu. Adeta gördükleri biriyle münacaatta bulunur gibiydiler.” [35]
5. Bölüm: Namazın Kabul Şartları ve Kabul Edilmeme Engelleri
31.Resulullah (s.a.a): “Eğer keman ipi gibi olacak kadar namaz da kılsanız ve keman gibi olacak kadar oruçta tutsanız Allah, günahlardan sakınma ile olmadıkça onu sizden kabul etmez. “ [36]
32.Resulullah (s.a.a): “Allah bana şöyle vahyetmiştir: “Ey elçilerimin kardeşi! Ey uyaranların kardeşi! Kavmini uyar ki kullarımın biri hakkında boyunlarında bir hak bulundukça evlerimden hiç birine girmesinler. Zira huzurumda namaza durup ta o hakkı iade etmedikçe onlara lanet ederim.” [37]
33.Resulullah (s.a.a): “Her kim Müslüman bir erkek veya kadının gıybetini ederse gıybeti edilen şahıs onu bağışlamadıkça Allah kırk gün ve gece onun ne namazını kabul eder ve ne de orucunu.” [38]
34.Resulullah (s.a.a): “Şarap içen kimsenin kırk sabah namazı hesaba alınmaz.” [39]
35.İmam Ali (a.s): “Hangi şeyle (elbiseyle) namaz kıldığına bak, eğer onu doğru ve helal yoldan elde etmediysen namazın makbul değildir.” [40]
36.İmam Seccad (a.s) namazı makbul kılan şeyin ne olduğu sorulunca şöyle buyurmuştur: “Velayetimiz (İmametimiz) ve düşmanlarımızdan beraatta bulunmak.” [41]
37.İmam Sadık (a.s): “Allah herkimin bir namazını kabul ederse ona azap etmez ve herkimden bir hayırlı iş kabul ederse ona azap etmez.” [42]
38.İmam Sadık (a.s): “Her kim anne babasına, kendisine zulüm etmiş olsalar bile düşmanca bakacak olursa Allah namazını kabul etmez.” [43]
6. Bölüm: Namazı Makbul Olmayan Kimse
39.Resulullah (s.a.a): “Sekiz kişinin namazı kabul edilmez: Efendisine dönmedikçe kaçan kölenin, kocası kendisinden razı olmadıkça itaat etmeyen kadının, zekat vermeyen kimsenin, abdest almayan kimsenin, başörtüsüz namaz kılan buluğa ermiş kızın, kendisinden razı olunmadığı halde kendileriyle namaz kılan bir topluluğun imamının, sarhoş kimsenin, küçük ve büyük abdestini zorla tutan kimsenin (sıkıştığı halde namaz kılan kimse).” [44]
7. Bölüm: Namazın Kabul Edilişinde Kalb Huzurunun Rolü
40.Resulullah (s.a.a): “Kalbi bedeniyle hazır olmayan kulun namazını Allah kabul etmez.” [45]
41.Resulullah (s.a.a): “Bazen kul namaz kılar ama namazının altıda biri veya onda biri bile kendisi için yazılmaz. Bunun namazından, dikkat ve teveccüh ettiği miktarı hesaba katılır.” [46]
42.Resulullah (s.a.a): “Hafif ama tefekkürle olan iki rekat namaz, sabaha kadar namaz kılmaktan daha iyidir.” [47]
43.İmam Bakır (a.s) veya İmam Sadık (a.s): “Namazından, sadece kalbi teveccüh ile iç içe olan bölümü nasibindir. O halde birisi namazının tamamında gaflet ederse (dikkat tümüyle dağılmışsa) veya eda etmekten gaflete düşerse (vaktinde kılmazsa) o namaz büzüştürülür ve sahibinin yüzüne atılır.” [48]
44.İmam Sadık (a.s): “Herkim iki rekat namaz kılar ve onda ne dediğini bilirse namazı bittiğinde kendisiyle Allah arasında hiçbir günah kalmaz.” [49]
8. Bölüm: Namazı Olmayan Kimse
45.Resulullah (s.a.a): “Namazın rüku ve secdesini kamil bir şekilde yerine getirmeyen kimsenin namazı olmaz.” [50]
46.Resulullah (s.a.a): “Namazda kasten sağında ve solunda kimin olduğunu bilen kimsenin namazı olmaz.” [51]
47.İmam Sadık (a.s): “Zekat vermeyen kimsenin namazı yoktur.” [52]
48.İmam Sadık (a.s): “Hakın, hakıb ve hazık kimsenin namazı yoktur. Hakın, idrarı (küçük abdesti) gelen kimsedir. Hakıb, dışkısı (büyük abdesti) gelen kimsedir ve hazık ise ayağı (giydiği şeyden dolayı) sıkışan kimsedir. “ [53]
9. Bölüm: Namazda Tembel Davranmaktan Sakınmak
“Doğrusu münafıklar Allah’ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar. Allah’ı pek az hatıra getirirler.” [54]
49.Mirac hadisinde şöyle yer almıştır: “Ey Ahmet! Üç kula şaşarım: Namaza durduğu bir halde kime el uzattığını, kimin karşısında durduğunu bilen ama uykusu gelen kul…” [55]
50.İmam Ali (a.s): “Namaz halinde uyku sana galebe çalınca namazı kes ve uyu. Zira böyle bir hal içinde kendine dua mı yoksa beddua mı edeceğini bilemezsin.” [56]
51.İmam Bakır (a.s): “Bitkinlik, ağırlık ve uyku halinde namaza durma. Zira bunlar nifakın hasletlerindendir ve Allah müminleri sarhoşluk halinde, yani uyku sarhoşluğunda namaza durmaktan nehy etmiştir.” [57]
10. Bölüm: Namazın Vakitlerini Gözetmek
“Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar kıldıkları namazdan gafildirler.”[58]
“Namazlarına riayet ederler. İşte onlar, temelli kalacakları Firdevs cennetine varis olanlardır.”[59]
52.Resulullah (s.a.a): “Namazları kılmada çok dikkatli davranmak kula dindarlık olarak yeter.” [60]
53.İmam Ali (a.s), Muhammed b. Ebi Bekr’e yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur: “Namaz vakitlerine dikkat et ve namazlarını vaktinde kıl. “İşin yoktur” diye onu vaktinden önce kılma ve “fazla işin vardır” diye de onu vaktinden sonraya erteleme.” [61]
11. Bölüm: Namazı İlk Vaktinde Kılmaya Teşvik
54.İmam Bakır (a.s): “Bil ki ilk vakit her zaman daha faziletlidir. O halde yapabildiğin kadar bu hayırlı işe koş. Aziz ve celil olan Allah nezdinde en sevimli iş az bile olsa kulun sürekli yaptığı iştir.” [62]
55.İmam Sadık (a.s): “Namazı ilk vaktinde kılmanın son vaktinde kılmaya üstünlüğü ahiretin dünyaya üstünlüğü gibidir.” [63]
56.Kazzaz: “İmam Rıza (a.s) bazı Alevileri (seyyidleri) karşılamak için dışarı çıktı. Bu esnada namaz vakti geldi. İmam yolunu orada bulunan bir köşke doğru değiştirdi. Bir kayanın altına gelerek şöyle buyurdu: “Ezan oku!” Ben, “Dostlarımızın da bize katılmasını bekleyelim” diye arz ettim: “İmam şöyle buyurdu: “Allah seni bağışlasın! Namazı sebepsiz yere ilk vaktinden geriye erteleme. Her zaman namazı ilk vaktinde kılmaya çalış.”Böylece ben ezan okudum ve namaz kıldık.” [64]
12. Bölüm: Namazı Terkeden Kimse ve Küfür
“Onlar cennettedirler. Suçlulara: “Sizi bu yakıcı ateşe sürükleyen nedir?” diye sorarlar. Onlar derler ki: “Namaz kılanlardan değildik.” [65]
57.Resulullah (s.a.a.): “Müslüman ve kafir arasında farz namazı kasten terketmesi veya hafife alarak kılmaması dışında bir mesafe yoktur.” [66]
58.İmam Sadık (a.s) kendisine “Neden zina eden kimse değil de namazı terkeden kimse kafir olarak adlandırılmıştır?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Zira zina ve benzeri iş yapanlar şehvetin galebe çalması sebebiyle bu işe başvururlar ama namazı terkeden kimse sadece onu hafife almak sebebiyle terketmektedir.” [67]
13. Bölüm: Namazı Hafife Almaktan Sakınmak
59.İmam Bakır (a.s): “Namazı hafife almayın, zira Peygamber (s.a.a.) vefat etmek üzereyken şöyle buyurmuştur: “Namazı hafife alan kimse benden değildir.” [68]
60.Ebu Basir: “Ben İmam Sadık’ın (a.s) vefatı sebebiyle başsağlığı dilemek için Hamide’nin huzuruna vardım. Hamide ağladı ve şöyle dedi: “Ey Eba Muhammed! Keşke imam vefat edince sen yanında olsaydın. İmam gözlerinin birini yumduktan sonra bana şöyle dedi: “Akrabalarımı ve yakınlarımı yanıma çağır.” Hepsi imamın etrafına toplanınca şöyle buyurdu: “Namazı hafife alan kimseler şefaatimize nail olamazlar.” [69]
14. Bölüm: Cemaat Namazı
61.Hz. Lokman (a.s) oğluna öğüt ederek şöyle buyurmuştur: “Mızraklar üzerinde bile olsa namazı cemaatle kıl.” [70]
62.Resulullah (s.a.a) camide namaz kılma hususunda ağır davranan Müslüman bir grup hakkında şöyle buyurmuştur: “Bir grup mescidde namaz kılmaya çağırılıyorlar (ve erteliyorlar). Nerede ise bir miktar odun toplanmasını, odunların kapılarına konularak ateş yakılmasını ve böylece evlerinin ateşe verilmesini emredeceğim.” [71]
63.Resulullah (s.a.a): “Her kim beş vakit namazı cemaatle kılarsa kendisine iyi zanda bulununuz.”[72]
15. Bölüm: Cemaat İmamının Riayet Etmesi Gereken Şey
64.İmam Ali (a.s) Muhammed bin Ebi Bekri Mısır’a vali tayin edince ona şöyle tavsiyede bulundu: “Namazının nasıl olduğuna bir bak. Zira sen halkının imamısın. Namazı kamil bir şekilde yerine getirmen, hafife almaman gerekir. Zira her kim halk için imamlık eder ve namazlarında eksiklik olursa günahları onun (imamın) boynunadır. Onların namazından hiçbir şey eksilmez. O halde namazı kamil bir şekilde eda et ve namaza dikkat göster ki sen de onlar gibi sevaba erişesin. Bu onların sevabından bir şeyi azaltmaz.” [73]
65.İmam Ali (a.s) şehirlerin valilerine yazdığı mektubunda şöyle buyurmuştur: “Onlarla (halkla) en zayıfları gibi namaz kıl ve namazda fitne çıkarmaya çalışma.” [74]
66.İmam Sadık (a.s) kendisine, “Cemaat imamlığına kim layıktır?” diye sorulunca şöyle buyurmuştur: “Allah Resulü (s.a.a): “İnsanların imamlığını daha çok Kur’an okuyan (kıraati iyi olan) kimse üstlenmelidir. Eğer kıraatlerde eşit olurlarsa hicrette daha önde olan kimse imam olmalıdır. Eğer hicrette de eşit olurlarsa yaşı fazla olan kimse bunu üstlenmelidir. Eğer yaşları da aynı olursa sünneti daha iyi bilen ve dinde daha fakih olan kimse imamlığı üstlenmelidir. Sizlerden hiç kimse birinin evinde ev sahibinden ve hiçbir hakim olan bölgede hakimden öne geçmesin.” [75]
16. Bölüm: Gece Namazının Fazileti
“Geceleyin uyanıp, yalnız sana mahsus olarak fazladan namaz kıl. Belki de Rabbin seni övülecek makama yükseltir.” [76]
“Şüphesiz, gece kalkışı daha tesirli ve o zaman okumak daha elverişlidir.” [77]
67.Resulullah (s.a.a): “Cebrail sürekli olarak bana gece namaz için kalkmayı tavsiye etti. Öyle ki ümmetimin en iyi fertlerinin geceleri asla uyumayacağını zannettim.” [78]
68.Resulullah (s.a.a): “Allah’ın rahmeti gece yarısı kalkan, namaz kılan, eşini namaz için uyandıran, uyanmadığında yüzüne su serpen erkeğin üzerine olsun. Allah’ın rahmeti gece yarısı uykudan uyanan, namaz kılan, eşini namaz için uyandıran ve uyanmadığında yüzüne su serpen kadının üzerine olsun.”[79]
69.Resulullah (s.a.a): “Kul gece karanlığında efendisiyle halvet eder, onunla münacatta bulunursa Allah kalbini nurani kılar…sonra meleklerine şöyle der: “Ey Meleklerim! Kuluma bakın ki gece karanlığında batıl ehlinin boş şeylerle oyalandığı ve gafillerin uyuduğu bir sırada benimle halvet etmiştir. Şahit olun ki ben de onu bağışladım.” [80]
70.Resulullah (s.a.a): “Gece namaz için kalkın. Şüphesiz ki bu sizden önceki salihlerin adetidir. Şüphesiz gece ibadet için kalkmak Allah’a yakınlaşma ve günahtan sakınma vesilesidir.” [81]
71.İmam Ali (a.s): “Gece ibadet için kalkmak beden için sıhhat ve aziz ve celil olan Rabbin hoşnutluk sebebi, Allah’ın rahmetine maruz kalmanın ve peygamberlerin ahlakına sarılmanın vesilesidir.” [82]
72.İmam Ali (a.s): “Allah Resulü’nün (s.a.a), “Gece namazı nurdur” sözünü işittiğim günden beri gece namazını terketmedim.” İbn-i Kevva’, “Leylet’ul Harir [83] gecesi de mi?” diye sorunca İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Hatta Leylet’ul Harir’de bile.” [84]
74.73.İmam Sadık (a.s): “Müminin şerafeti gece namazındadır. Müminin izzeti ise insanların yüzsuyunu dökmekten sakınmadadır.” [85]
74.İmam Sadık (a.s): “Gece ibadet için kalkmayı terketme. Şüphesiz aldatılmış kimse gece ibadet için kalkmak hususunda aldatılan kimsedir.” [86]
75.İmam Sadık (a.s): “Gece namazı dışında kulun yaptığı her iyiliğin Kur’an’da sevabı zikredilmiştir. Gece namazı, Allah nezdinde çok önemli olduğu için sevabını belli etmemiştir ve şöyle buyurmuştur: “Yanlarını yataklarından uzaklaştırırlar (kalkarlar)…Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.” [87]
76.İmam Sadık (a.s): “Gece namazı yüzü ak ve nurani kılar. Gece namazı insanı güzel kokulu kılar ve gece namazı rızk kazandırır.” [88]
17. Bölüm: Gece Namazından Mahrum Olmanın Sebepleri
77.İmam Ali (a.s) kendisinde, “Ben gece namazından mahrum oldum” diyen birisine şöyle buyurmuştur: “Sen günahlarının kendisini esir ettiği kimsesin.” [89]
78.İmam Sadık (a.s): “İnsan bir yalan söyler ve bu sebeple gece namazından mahrum kalır.” [90]
18. Bölüm: Gece Namazına Niyetlendiği Halde Uyuyan Kimsenin Sevabı
79.Resulullah (s.a.a): “Gecenin bir bölümünde namaz için kalkmaya niyetlendiği halde uyuyan her kulun uykusu, Allah’ın onun adına verdiği bir sadakadır ve ettiği niyetin sevabı kendisine yazılır.” [91]
19. Bölüm: Cuma Namazı
“Ey iman edenler! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah’ı anmaya koşun; alım satımı bırakın; bilseniz, bu sizin için daha iyidir.” [92]
80.Resulullah (s.a.a): “Her kim üç Cuma namazını önemsemeyerek terkederse Allah kalbini mühürler.” [93]
81.Resulullah (s.a.a): “Cuma namazı fakirlerin haccıdır.” [94]
82.Resulullah (s.a.a): “Her kim iman üzere ve Allah için Cuma namazı kılarsa amellerine baştan başlamıştır. (Allah ona karşılık geçmiş günahlarını bağışlar amel defterini yeniden açar.)” [95]
83.İmam Bakır (a.s): “Cuma namazı farzdır. İmam’ın varlığında Cuma namazı için toplanmak farzdır. O halde erkek hiç bir özrü olmaksızın üç Cuma namazını terkederse üç farzı terketmiş olur. Üç farzı hiçbir özrü olmaksızın sadece münafık terkeder.” [96]
__________________
Kaynakça:
[1]- Bakara, 238
[2]- Nisa suresi 103
[3]- İbrahim suresi 40
[4]- Deaim’ul İslam, 1/133
[5]- Mekarim’ul Ahlak, 2/366
[6]- Gurer’ul Hikem, 2214
[7]- Tenbih’ul Havatir, 2/78
[8]- el-Hisal, 620/10
[9]- el-Mehasin, 1/116/117
[10]- el-Fakih, 1/210/638
[11]- el-Kafi, 3/264/1
[12]- Ankebut, 45
[13]- Kenz’ul Ummal, 20083
[14]- el-Bihar, 82/198
[15]- a. g. e. 227/54
[16]- el-Hisal, 628/10
[17]- el-Bihar, 82/209/19
[18]- el-Kafi, 3/268/4
[19]- Emali et-Tusi, 296/582
[20]- el-Bihar, 82/236/66
[21]- Mekarim’ul Ahlak, 2/366/2661
[22]- el-Hisal, 632/10
[23]- a.g.e, 632/10
[24]- Mü’minun, 1, 2
[25]- el-Firdevs, 5/195/7935
[26]- Deail’ul İslam, 1/158
[27]- Felah’us Sail, 161
[28]- el-Hisal, 628
[29]- Deaim’ul İslam, 1/159
[30]- a. g. e. 70/400/72
[31]- el-Bihar, 70/400/72
[32]- a.g.e, 8/346/30
[33]- Deaim’ul İslam, 1/158
[34]- el-Kafi, 3/300/4
[35]- Felah’us Sail, 161
[36]- el-Bihar, 84/258/56
[37]- a. g. e. 257/55
[38]- Cami’ul Ahbar, 412/1141
[39]- İlel’uş Şerayi’, 345/1
[40]- Beşaret’ul Mustafa, 28
[41]- Menakıb-i İbn-i Şehr-i Aşub, 4/131
[42]- el-Kafi, 3/266/11
[43]- a.g.e, 2/349/5
[44]- Mekarim’ul Ahlak, 2/324/2656
[45]- el-Mehasin, 1/406/921
[46]- el-Bihar, 84/249/41
[47]- Sevab’ul A’mal, 68/1
[48]- el-Bihar, 84/260/59
[49]- el-Kafi, 3/266/12
[50]- el-Bihar, 72/198/26
[51]- a.g.e, 84/249/41
[52]- Mişkat’ul Envar, 46
[53]- Emali es-Seduk, 337/12
[54]- Nisa, 142
[55]- el-Bihar, 77/22/6
[56]- a.g.e, 84/283/5
[57]- Tefsir’ul-Ayyaşi, 1/242/134
[58]- Maun, 4 ve 5
[59]- Müminun, 9 ve 10
[60]- Tenbih’ul Havatir, 2/122
[61]- el-Bihar, 83/14/25
[62]- el-Kafi, 3/274/8
[63]- Sevab’ul Ummal, 58/2
[64]- el-Bihar, 83/21/38
[65]- Müddessir, 40-43
[66]- Sevab’ul A’mal, 275/1
[67]- İlel’uş Şerayi’, 339/1
[68]- el-Kafi, 3/269/7
[69]- Müstedrek’ul Vesail, 3/25/2923
[70]- el-Mehasin, 2/126/1348
[71]- Vesail, 3/478/2
[72]- el-Kafi, 3/371/3
[73]- Emali et-Tusi, 29/31
[74]- Nehc’ul Belağa, 52. Mektup
[75]- el-Kafi, 3/376/5
[76]- İsra, 79
[77]- Müzzemmil, 6
[78]- Emali es-Seduk, 349/1
[79]- Sunen-u Ebi Davud, 1450
[80]- Emali es-Seduk, 230/9
[81]- Kenz’ul Ummal, 21428
[82]- el-Bihar, 87/143/17
[83]- Muaviye ile savaştığı o korkunç gece.
[84]- el-Bihar, 41/17/10
[85]- el-Kafi, 3/488/9
[86]- Mean’il Ahbar, 342/1
[87]- el-Bihar, 8/126/27
[88]- İlel’uş Şerayi, 363/1
[89]- el-Kafi, 3/450/34
[90]- İlel’uş Şerayi, 362/2
[91]- Kenz’ul Ummal, 21475
[92]- Cuma, 9
[93]- Vesail’uş Şia, 5/6/25
[94]- ed-Deavat lir-Ravendi, 37/91
[95]- el-Fakih, 1/427/1260
[96]- el-Bihar, 89/184/21
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen beyazgül12 »

ALEVİLER NAMAZ KILMAK ZORUNDAMI ?


Bu soruya cevap vermeden önce Alevi sözcüğünün ne anlama geldiğini açıklayalım; eskiden beri Hz. Ali’nin (a.s) soyundan gelen seyyitlere Alevî denilmiştir. Nitekim İmam Hasan’ın (a.s) soyundan gelenlere Hasenî, İmam Hüseyin’in (a.s) soyundan gelenlere Hüseynî, İmam Musa Kazım’ın (a.s) soyundan gelenlere Musavî, İmam Rıza’nın soyundan gelenlere de Razavî demişlerdir. Şimdi de onların soyundan gelen seyyidlere öyle diyorlar. Daha sonra zamanla Hz. Ali’nin (a.s) taraftarları ve takipçilerine de Alevî denilmiştir. Hz. Ali’nin döneminde onun taraftarlarına ve takipçilerine genellikle Şia deniliyordu. Selman, Ebuzer ve Mikdat gibi sahabeler geldiklerinde Ali’nin Şiası yani taraftarı, takipçisi geldi diyorlardı.
Şia terimi, Hz. Resulullah (s.a.a)’in kendi zamanında Hz. Ali’nin (a.s) takipçilerine verilen isimdir. Şia ismini Hz. Ali (a.s)’ın takipçilerine veren, bizzat Resulullah’ın (s.a.a) kendisidir. Hz. Peygamber’in kendisi Hz. Ali’nin taraftar ve takipçilerini, “Şia“, “Naci” ve “Kurtuluşa erenler” olarak adlandırmıştır.
Hilyet’ul-Evliya!da İbn-i Abbas’tan şöyle naklediyor: “Beyyine” suresinin sekizinci ayeti, yani “İnnellezine âmenu ve amil’us-salihati ulâike hum hayr’ul-beriyyeti…” (İman edip salih amellerde bulunanlar ise, işte onlar da yaratılmış olanların en hayırlılarıdır…) nazil olduğunda Resulullah (s.a.a) Ali b. Ebi Talib’e hitaben şöyle buyurdular:
“Ya Ali! “Hayr’ül-berriye’den (yaratılmışların en hayırlılarından) maksat sen ve senin şialarındır. Kıyamet günü sen ve şiaların, Allah’ın sizden sizin de Allah’tan razı ve hoşnut olduğunuz halde gelirsiniz.”
Bu konuda birçok hadis nakledilmiştir, isteyenler konuyla ilgili kitaplara başvurabilirler.
Şimdi sorumuza dönelim; Acaba Aleviler namaz kılmak zorunda mıdır?
Cevap: Evet, ben Aleviyim diyen namaz kılmak zorundadır. Zira Alevilerin İmamı olan Hz. Ali (a.s) ve onun tertemiz Ehlibeyti (a.s) olan İmamlar namaz kılmış ve namaz kılmayı da önemle vurgulamışlardır. Kur’an’da namazla ilgili birçok ayetler vardır. Başta Hz. Ali (a.s) olmak üzere Ehlibeyt İmamları (a.s) Kur’an’ı bizzat kendileri okuyor, onu okutuyor ve ona göre de amel ediyorlardı. Onlar hiçbir zaman Kur’an’ın emri dışına çıkmamışlardır, Kur’an’ın emirlerini uygulamak yolunda can ve mallarından geçmişlerdir. İmamların siresine baktığımızda onların Kur’an’a ne kadar önem verdiklerini çok iyi görebiliyoruz, hatta bizlere her gün Kuran’dan elli bir ayet okuyun diye tavsiyede bulunmuşlardır.
Bazı garazlı veya cahil insanlar namaz Arapçada salat olarak geçer, salatın manası da duadır, dolayısıyla namaz diye bir şey yoktur diyorlar. Bunlara cevap olarak şöyle deriz:
Bazı lafız ve sözcüklerin hem lugat, hem de ıstılah manaları vardır. Istılah anlamını taşıyan yerlerde lugat anlamı getirilirse, tamamiyle yanlış ve çarpıtma olur. Öreneğin, “hac” luğatta; kasıt manasınadır ama ıstılahta (şeriatta), Allah rızası için O’nun evini (Kabe’yi) ziyaret etmek ve gereken amelleri yapmaktır. “Savm” (oruç) da lugatta; bir işten kendini tutmaktır ama ıstılahta; belli vakitlerde sabah ezanından akşam ezanına kadar yemek ve içmekten ve cinsi münasebetten uzak durmaktır. “Zekat” da lugatta; temizlik, fazlalık manasınadır ama ıstılahta; kişinin kendi malından Allah yolunda gereken yerlere infak ettiği muayyen miktarda bir maldır. Söz konusu olan “Salat” da lugatta; dua, rahmet vs. manalara gelebilir ama ıstılahta; belli vakitlerde Allah rızası için kılınan namazdır.
İşte bundan dolayı bazı lafız ve sözcükleri lugat manasına yorumlamak yanlış ve saptırma olur. Kalplerinde hastalık olanlar, işlerine gelmediğinden kelimenin ıstılah manasını değil lugat manasını alarak cahil olan insanları saptırmak isterler. Allah (c.c) bütün müslümanları onların şerrinden korusun.
Namaz; en kamil bir ibadet, en güzel bir kulluk merasimi ve alemlerin Rabbine karşı huşu ve tevazu izharında bulunmaktır.
Kur’ân ayetleri ve rivayetler de namaz hususunda çok önemli gerçekleri söz konusu etmiştir ki bu gerçeklerden bazılarına başlıklar halinde kısa olarak değinmek istiyorum:
Namaz; insanı fuhuş ve kötülüklerden korur.
Namaz kılmak mümin topluluğun nişanelerindendir.
Bütün peygamberler, namaz kılan kimselerdi. Peygamberler, ailelerini de namaz kılmaya davet etmişlerdir.
Bütün namazlara dikkat göstermek, farz olan görevlerdendir.
Namaz kılmayan kimse, Allah’ın rahmetinden mahrumdur ve şefaatçilerin şefaati onu kapsamaz.
Namaz dinin kanunlarındandır. Allah’ın hoşnutluğunun cilve mekanıdır ve Peygamberlerin aydınlık yoludur.
Namaz, dini ikrar ettikten sonra İslam’ın başında yer almaktadır. Her şeyin bir şerafet ve yüceliği vardır; dinin şerafet ve yüceliği ise namazdır.
Namaz, şeytanın saldırıları karşısında sağlam bir kaledir.
Namaz, rahmetin iniş sebebidir.
Allah nezdinde en sevimli amel namazdır.
Namaz peygamberlerin en son vasiyetidir.
Namaz Allah Resulü’nün göz nurudur.
Namaz her takvalı insanı Allah’a yaklaştırandır.
Namaz, marifetten sonra en yüce ameldir.
Namaz ilmin sütunudur.
Namazın şartlarına riayet ederek kılmak, bağışlanma sebebidir.
Kıyamette insanların sorguya çekildiği ilk şey namazdır.
Allah’ın kulların amellerinden aldığı ilk şey namazdır.
Kıyamette hesaba çekilen ilk amel namazdır.
Namaz, insanı kibirden temizleme sebebidir.
Namazın kabul olması, takvanın, istekli olmanın, sakınmanın ve haramlardan uzak durmanın ipoteğindedir.
Vaktinde kılınan namazın üstünlüğü, ahiretin dünyaya üstünlüğü gibidir.
Namaz kılmayan kimse kafirdir (amel açısından küfre saplanmıştır).
Namaz kılmayan kimse, ölümden sonra Yahudilerin veya Hıristiyanların veya Mecusilerin safına katılır.
Namazı önemsememek, Allah Resulü tarafından reddedilmeye sebep olur.
Namazı terk etmek, namazı zayi etmek, namazı hafife almak, namazı ertelemek, namazı ilk vaktinden tehir etmek şüphesiz duanın icabetine engel olan etkenlerdir.
İbadetler arasında kapsamlı bir ibadet diyebileceğimiz tek ibadet namazdır. Namaz kılan kimse namaz vesilesiyle Hak Teala’nın huzurunda tümüyle huzu, tevazu ve küçüklük izharında bulunmaktadır. Namaz vesilesiyle, Allah’ın birliğini ikrar etmektedir ve namaz vesilesiyle, Allah’ın dergahına şükrünü belirtmektedir. Araştırma ve marifete dayalı olarak Allah’ın varlığını itiraf etmektedir. Bu organlar insanların iradesiyle birleşerek zevk ve iştiyakla mescide, Kabe’ye, Peygamber ve İmamların haremine koşmaktadırlar.
Bu bölümde kapsamlı bir ibadet olan namaz hakkındaki nakledilen rivayetleri aktarmak istiyoruz. Allah-u Teala’dan acizane bir şekilde, bütün şartlarına, özellikle de ihlas ve hulus özelliğine riayet ederek insanın ferdi azaba duçar olmasına engel olan ve en büyük ibadet sayılan namaz hakkında başarılı kılmasını diliyoruz.
Allah Resulü (s.a.a) namaz hakkında bir rivayette şöyle buyurmuştur: “Namaz dinin kanunlarındandır. Namazda aziz ve celil olan Rabbin rızayeti vardır ve namaz peygamberlerin yoludur.”[1]
Yine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Övgüsü yüce olan Allah benim göz nurumu namazda karar kılmıştır. Aç kimseye yemeyi ve susuz kimseye suyu sevdirdiği gibi bana da namazı sevdirmiştir. Aç kimse yediğinde doyar, susuz kimse de su içtiğinde suya kanar ama ben asla namaza doymuyorum”[2]
Yine Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Namaz için ayağa kalkıp kıbleye yöneldiğinde, Fatiha suresini ve Kur’ân surelerinden mümkün olan bir sureyi okuyup rükuya gittiğinde, rüku, secde, teşehhüd ve selamını tamamladığında, önceki namazla son namaz arasındaki bütün günahların bağışlanmış olur.”[3]
Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) namazla ilgili birkaç rivayette şöyle buyurmuştur:
“Namaz rahmet indirir.”[4]
“Namaz her takvalı kimse için Allah’a yakınlaştırıcıdır.”[5]
“Sizlere namazı ve namazı korumayı tavsiye ediyorum. Şüphesiz ki namaz en hayırlı ameldir ve namaz dininizin direğidir.”[6]
“Şüphesiz insan namazda olduğu müddetçe bedeni ve elbisesi ve etrafındaki her şey tesbih eder.”[7]
“Ey Kumeyl! Namaz kılman, oruç tutman ve sadaka vermen iş değildir. Şüphesiz iş, temiz bir kalple namaz kılmak, Allah katında hoşnutluk kazanan bir amel etmek ve düzgün bir huşu içerisinde olmaktır.”[8]
___________________
[1] – el-Hisal, c.2, s. 522, 11. hadis ve Mizan’ul-Hikmet, c.7, s. 3092, es-Salat, 10528. hadis
[2] – Mekarim’ul-Ahlak, s. 461, el-Fesl’ul-Hamis ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3092, es-Salat, 10535. hadis
[3] – Emali’yi Saduk, s. 549, 22. hadis; Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3096; Salat, 10556. hadis
[4] – Gurer’ul-Hikem, s. 175, 3341. hadis ve Mizan’ul- Hikmet, c. 7, s. 3092, es-Selat, 10532. hadis
[5] – el-Hisal, c. 2, s. 620 ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3094, es-Selat, 10537. hadis
[6] – Emali-yi-Tusi, s. 522, 1157. hadis ve Mizan’ul- Hikmet, c. 7, s. 3094, es-Selat, 10543. hadis
[7] – İlel’uş-Şerayi’, c. 2, s. 336, 33. Bab, 2. hadis ve Mizan’ul-Hikmet, c. 7, s. 3104, es-Selat, 10585. hadis
[8] – Tuhaf’ul-Ukul, s.174, Vasiyet’un li Kumeyl b. Ziyad ve Mizan’ul-Hikmet, c.7, s.3106, es-Selat, 10592. hadis
Resûlullah (s.a.a)’ın “İslam dininin direği” dediği namaz; çok kıymetli ve mühim olmasıyla beraber ucuz ve az bir masraf ile kazanılabilen ve bütün ibâdetlerin fihristi hükmünde küllî bir ibâdettir.
Allah Teala, şu kâinatı kendisini tanıttırmak için inşâ etmiştir. Namaz, O’nu tanımaktır.
Allah Teala, âlemi kendisini sevdirmek için nihâyetsiz zînetler ile süslemiştir. Namaz, O’nu sevmektir.
Allah Teala, gördüğümüz hârika ihsanlarıyla bize olan muhabbetini gösterir. Namaz, O’na muhabbet ve itaattir.
Allah Teala, görünen nîmet ve ikramlarıyla bize olan şefkatini ilân eder. Nihâyetsiz bir şefkat ise elbette nihâyetsiz bir hürmete layıktır. Namaz, O’na hürmettir.
Allah Teala, yaptığı mükemmel sanatlarla bize gizli güzelliğini gösterir. Namaz, O güzele iştiyaktır.
Allah Teala, benzersiz sanatlarıyla her şeyin kendisine has oluşunu ve kendi kudret eseri olduğunu ilan eder. Namaz, O’nu tek, benzersiz ve ortağının olmayışını kabul etmektir.
Namaz, yaratılışın asıl vazifesi ve kulluğun esasıdır.
Namaz, insanı yokluk karanlıklarından varlık âlemlerine getiren ve onu câmit bir taş, ruhsuz bir ot veya şuursuz bir hayvan değil de eşref-i mahlûkat ve halîfe-i zemin olarak yaratan Allah’a, şükür ve O’nu en üstün bir şekilde övmektir.
Namaz, bütün mahlûkatın ibâdetlerine işâret eden kudsî bir haritadır.
Namaz, yaratılmış olmayı, kul oluşu, âciz, fakir, kusurlu ve fâni oluşu ve elbette ki yaratana muhtaç oluşu kabul ve izhardır. Yani namaz, kulluğun ilânıdır.
Namaz, haddini bilmektir.
Namaz, ibâdetlerin her çeşidini içeren nûrânî bir fihristdir.
Namaz, Allah’ın belirli vakitlerde manevî huzuruna yapılan davettir.
Namaz, mi’raçtır. Her Allahu Ekber bir basamağıdır.
Namaz, Allah’ın kullarına hediyesidir.
Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir bağlılık ve yakınlık, ulvî bir münâsebettir.
Namaz sevgiliyle yapılan kudsî bir sohbettir.
Namaz, her bir ruh ve vicdanın lakayt kalamayıp iştiyak ile yapmak istediği ulvî ve nezih bir hizmettir.
Namaz, fânilere tenezzül ve minnet zilletinden kurtulup Bâki’ye müteveccih olmaktır.
Namaz, bizi unutan ve elimize geçmeyen dünyayı, “Allâhu Ekber” diyerek elimizle arkamıza atıp vefasız dünyaya onu unutmakla ceza vermek ve dertlerimizi kalbin ağlamasıyla rahmet dergâhına döküp, Allah’ın Rahmet kucağına sığınmaktır.
Namaz, Kalp, ruh ve duyguların gıdasıdır.
Namaz, kabrin arkasında devam etmekte olan beşer yolculuğunda bir bilettir.
Namaz, dünyada manevî kuvvet, kabirde gıda ve ziya, mahşerde kurtuluş senedi, sırat köprüsünde Burak’tır.
Namaz, îmanı ışıklandırıp inkişaf ettirendir.
Namaz, Allah’ın büyüklüğünü kalplere yerleştirendir.
Namaz, akılları Allah’a yönelten ve ilahî adalet kanunlarına itaat ettirendir.
Namaz, kâinattaki Allah’a âit nizamı i’landır.
Namaz, kâinat ile ahenktir.
Namazsızlık ise; ilahî düzenden çıkmak, ahengi bozmak ve Allah’ın va’dini ve rahmetini suçlamaktır.
Pir Sultan Abdal’ım, ölürüm deme,
Kıl beş vakit namazın kazâya koma.
Sakın bu dünyâda kalırım deme,
Tenim teneşirde özüm sağdadır.
Din gemisi namâz ile yol alır.
Müslüman, Ehl-i Beyt muhibbi ve Alevî olmakla gurur duyan kimse; her şeyin namazla bitmediğini bilmeli, aksine namazın her ibâdetin anahtarı olduğunun şuuruna ermelidir. Nitekim birçok rivâyetlerde nice namaz kılanların, namazın hedeflediği güzel ahlak, insanlarla insanca ilişkiler ve dürüstlükten uzak olmasından ötürü, istenen güzel sonuca ulaşamadıkları belirtilmektedir.
Namazı zayi etmek, namazı hafife almak ve bu büyük ibadeti terk etmek, insanın peygamberin şefaatinden mahrum kalmasına, kıyamette utanmasına, Hak Teala’nın rahmetinden kovulmasına ve cennete girmesine engel olunmasına sebep olur.
Kendimizin, eşimizin ve çocuklarımızın namazından gaflet etmeyelim. Kıyamet günü kadın ve çocuklarımızın Hak Teala nezdinde şikayette bulunmasına maruz kalmayalım. Onlar Hak Teala’nın huzurunda şöyle diyebilirler: “Eğer bizi namaza davet etmiş olsaydılar icabet ederdik.”
Amel defterimizde namazın olmayışı ilk aşamada kocanın ve babanın suçudur, ikinci aşamada ise bizim suçumuzdur.
Çocuklar büyüklerinin bütün davranış, amel, ahlak, halet ve hareketlerini taklit ederler. Eğer namaz kılar, oruç tutar, Kur’an okur, güler yüzlü olur, muhabbet gösterir, vakar ve edep içinde bulunurlarsa, bütün bunları taklit ederler, bir müddet sonra da bu hakikatler onların vücut iklimine işlemiş olur.
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Çocuklarınıza namazı öğretiniz ve buluğ çağına eriştiklerinde de namaz meselesini ciddiye almalarını sağlayın.”
Kur’an’ı açıklamakla görevli olan Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt İmamları (Allah’ın selamı üzerlerine olsun) hadislerinde, namazla ilgili ayetlerin yorumunda çok ince bazı gerçeklere vurgu yapmışlardır. Örnek olması ve düşünce ufkumuza ışık tutması amacıyla namazın hedef, önem, netice ve özelliği hususunda, sözü Kur’an’a ve hadislere bırakıyoruz:
1- Namaz, Allah’ı anma vesilesidir. Nitekim yüce Allah bu hususla ilgili olarak şöyle buyurmuştur:
“Hiç kuşkulanma ki ben Allah’ım. İlah yoktur beden başka. O hâlde bana kulluk-ibadet et ve namazını, beni hatırlayıp anmak için yerine getir.”[1]
Yine bir başka ayette şöyle buyurmuştur:
“Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, Allah’ı anmaya koşun.”[2]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
“Namazda olduğun sürece kuşkusuz her şeyin sahibi olan sultanın (Melik) ve istediği her şeyi yaptırabilenin (Cebbar) kapısını çalmaktasın. Her kim Melik’in kapısını çok çalarsa,kapı onun yüzüne açılır.”[3]
Ali (a.s) da şöyle buyurmuştur:
“İnsan namazda olduğu sürece onun bedeni, elbisesi ve etrafındaki her şey Allah’ı tesbih eder.”[4]
Anma, kalbe mahsus bir fiildir. Namaz kılan insan diliyle bir takım sözcükleri peş peşe sıralıyor ve kalbi, dilinin söyledikleriyle birliktelik içinde değil ise, bu durumda anma fiili gerçekleşmiş olmaz. Hâliyle de namaz, asıl hedefinden sapmış olur.Resulullah(s.a.a) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:
“Her kim iki rekat namaz kılar ve kıldığı iki rekat boyunca düşüncesini hiçbir dünya işiyle meşgul etmezse, Allah onun günahlarını bağışlar.”[5]
Kısacası namaz Allah’ı anmak içindir ve Allah’ı anmak da kalplere huzur verir. Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:
“Böyleleri, inanan ve gönülleri Allah’ın zikriyle yatışan kişilerdir. Gözünüzü açın! Gönüller yalnız Allah’ın zikriyle yatışır-tatmin bulur.”[6]
Zikir, gönüllerin manevi gücünün kötülük ve günahlara karşı seferber oluş makamıdır. Tam anlamıyla gerçekleşmesiyle de galip gelecek ve geçici lezzetleri terk etmenin hazzını ruh ve gönüllere tattırarak, fıtri olarak aranan huzur ve mutluluğu bahşedecektir.
2-İbadetlerden amaç takva edinmektir. Yüce Allah bu hususla ilgili olarak şöyle olduğunu buyurur:
“Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb’inize kulluk (ibadet) edin ki, takva edinesiniz.”[7]
Kur’an-ı Kerim’de (Namaz, oruç, hac gibi ibadetlerin farz kılınışında değinen ayetlerde bunların hemen sonra da takva edinme ve kurtuluşa erme amacıyla felsefesine yasalaştırıldığına bizzat vurgu yapılmıştır.
Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’de namaz, inanan ve Allah’tan korkan kimselerin özelliklerinden biri olarak sayılmıştır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:
“İşte o Kitap; kendisinde hiç şüphe yoktur; takva sahipleri için yol göstericidir. Onlar ki gaybe inanır ve namazlarını dosdoğru kılarlar…”[8]
Bir diğer ayette de şöyle buyurmuştur: “Sabır ve namazla yardım dileyin. Hiç kuşkusuz bu, huşû duyanların dışındakilere çok ağır gelir.”[9]
Peygamberimize huşû (saygıyla tazim) hakkında soruldu:
“Namazda tevazu etmek ve kulun bütün kalbiyle Rabb’ine yönelmesidir.” buyurdu.[10]
3- Namaz kötülüklerden ve fenalıklardan alıkoyar. Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:
“Kitap’tan sana vahiy edileni oku. Namazı da kıl. Çünkü namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah’ın zikri daha büyüktür. Allah neler yaptığınızı biliyor.”[11]
Resulullah’a (s.a.a) denildi ki: “Filan şahıs gündüz namaz kılar, gece ise hırsızlık yapar!” Resulullah (s.a.a) buyurdu: “Şüphesiz namazı buna engel olacaktır.”[12]
Ensar’dan bir gencin Resulullah (s.a.a) ile birlikte namaz kıldığı, ancak günah işlediği rivayet edilmiştir. Bu durum Resulullah’a anlatılır. Peygamber buyurur: “Şüphesiz namazı buna engel olacak ve çok geçmeden tövbe edecektir.”[13]
4- Namaz, işlenmiş kötülükleri yok eden bir iyiliktir: Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:
“Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namaz kıl. Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah’ı ananlara bir öğüttür.”[14]
Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: “Namaza durup kıbleye yöneldiğinde, Fatiha ve ardından herhangi bir sureyi okuyup rüku yaptığında, namazın rüku ve secdelerini yapıp teşehhüt ve selamını okuduğunda, namaz kılıncaya kadar işlemiş olduğun günahlar bağışlanmış olur.”[15]
Selman-i Farisi’den şöyle rivayet edilmiştir:
Resulullah (s.a.a) ile birlikte bir ağacın gölgesinde idik. Allah’ın elçisi ağaçtan bir dal tutup salladı ve dalın yaprakları döküldü. Peygamber buyurdu: “Yaptığımın sebebini sormayacak mısınız?” Dedik: Sebebini bize bildir ey Allah’ın elçisi. Buyurdu: “Şüphesiz Müslüman kul namaza durduğunda bu ağacın yapraklarının döküldüğü gibi, bütün günahları dökülür.”[16]
Hz. Ali, Peygamber efendimizin kendisine şöyle buyurduğunu rivayet eder:
“Ya Ali, beni hak üzere müjdeci ve uyarıcı olarak seçene (Allah’a) andolsun ki, sizden biri abdest almaya durduğunda, bütün azalarından günahlar dökülür. Allah’a (kıbleye) yüzü ve kalbiyle yöneldiğinde, namazını bitirdikten sonra bütün günahları bağışlanmış olur.”[17]
5- Namaz insanı eğitir ve yaşamı yönlendirir. Şöyle ki, her ibadet Allah’ın rızasına uygun olarak yerine getirildiği takdirde, hem ibadet eden şahsın kulluk bilincini güçlendirir ve huzura varma hazzını yaşattırır, hem de ibadetleri her türlü maddi ve manevi çıkar pisliğinden arındırır. Ancak bu rızayı cennet kazanmakla özdeşleştirmek ve ahiret yurduna endeksli tutmak büyük bir hata olur. Böylesi bir sınırlamaya gidildiği takdirde, ibadetlerin eğiticilik ve dünya yaşamını yönlendiricilik boyutu maalesef ki gizlilik perdesi ardında kalacaktır. İbadetlerin içeriğinin telkinsel bir yapıda oluşu, ruhu arındırmaya elverişli en güzel atmosferdir. Birkaç somut örnekle konuya açıklık getirmek mümkündür:
Namaz:
a- Genel anlamıyla iyilikler karşısında teşekkür etme alışkanlığını kazandırır.
b- Allah’ın (günlük farz namazlarda her biri otuz defa tekrarlanan) Rahman ve Rahim sıfatlarından etkilenerek Allah’tan rahmet dilendiği gibi, insanlara da şefkat ve merhamet üzere muamele yapmayı gerektirir.
c- Dünya ötesinde bir alemin varlığını, işlenen amellerin tümünün hesabı olduğunu hatırlatır.
d- İnsanın, kulluk etmesi gerekiyorsa (ki fıtri bir gerekliliktir) bunu, her açıdan mükemmel olana sunmayı öğretir.
e- Allah katında değer kazanmış insanların yaşam çizgisinde yürümeği gaye edindirir.
f- İnsanlık bünyesinde kanser uru konumunda olduklarından ötürü Yaradan’ın gazabına uğramış ve hayat yolunu kaybetmişlerden uzak durmayı ilke edindirir.
g- Rüku ve secdeleriyle, yücelik karşısında tazimi ve alçak gönüllülüğü… öğütler.
6- Namaz, malî yükümlülükler yerine getirilince mükemmelleşir ve beklenilen vasıfları taşır. Yüce Allah, kullarını namaz kılmaya emrettiği ayetlerin hemen hepsinde bu hususu da vurgulamıştır. Örneğin bir ayette şöyle buyurmuştur:
“İnanan kullarıma söyle: Namazı kılsınlar, ne alışverişin, ne de dostluğun olmadığı bir gün gelmeden önce, kendilerine verdiğimiz rızktan gizli ve açık infak etsinler.”[18]
Bir başka ayette de şöyle buyurmuştur: “Onlar ki gaybe inanıp namazlarını dosdoğru kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızktan Allah yolunda harcarlar.”[19]
7- Kıyamette ilk olarak hakkında sorulan şey, namazdır. Resulullah (Allah’ın rahmeti onun ve Ehlibeyti’nin üzerine olsun) şöyle buyurmuştur:
“Kıyamette kulun ilk hesap vereceği şey namazdır. Eğer namazı kabul olursa, diğer amelleri de kabul olur; eğer namazı kabul olmazsa, diğer amelleri de kabul olmaz.”
8- Namazı önemsemeyen kimseye şefaat edilmeyecektir. Resulullah (Allah’ın rahmeti onun ve Ehlibeyti’nin üzerine olsun) şöyle buyurmuştur: “Namazı hafife alan benden değildir.”[20]
Yine nakledildiğine göre, İmam Cafer Sadık (a.s) ölüm döşeğindeyken bütün yakınlarının toplanmasını istemiştir. Yakınları başına toplanınca şöyle buyurmuştur: “Biz Ehlibeyt’in şefaati namazı hafife alanlara ulaşmayacaktır.”
9- Namaz kılmamak insanı cehenneme sürükler. O hâlde namaz kılmadan cennete girmeyi arzulayanlar boşa kürek sallıyorlar. Konuyla ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur:
“Onlar cennetler içinde suçluların durumunu sorarlar. Sizi şu yakıcı ateşe ne sürükledi? Derler ki , biz namaz kılanlardan olmadık…”[21]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Namaz dinin direğidir; kasıtlı olarak namazını terk eden, şüphesiz dinini yıkmıştır.”[22]
10- Namazın hakikatini idrak edenler onu terk etmezler. Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:
“Öyle erlerdir ki onlar, ne bir ticaret, ne bir alış-veriş onları Allah’ın zikrinden, namaz kılmaktan, zekat vermekten alıkoymaz.”[23]
11- Geçim derdi namaza ve namaz kılmak da, geçim sağlamaya engel olmamalıdır. Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak şöyle buyurulmuştur:
“Ey inananlar! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı zikretmeğe koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınıp (bitince) hemen yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfünden nasibinizi arayın. Allah’ı çok anın ki, kurtuluşa erebilesiniz.”[24]
12- Namaz kılanlar cennette ağırlanacaklardır. Meâric suresinde “namaz kılanlar” şöyle vasfedilmiştir:
“Gerçekten insan, bencil ve hırslı yaratılmıştır. Kendisine kötülük dokundu mu sızlanır, kendisine hayır dokundu mu yardım etmez. Ancak namaz kılanlar bunun dışındadır.
Onlar ki, namazlarını sürekli kılarlar. Onların mallarında belli bir hisse vardır yoksul ve yoksun olan(lar) için. Onlar, ceza ve mükâfat gününü tasdik ederler.
Rablerinin azabından korkarlar… Ve onlar, ırzlarını korurlar; ancak kendi eşleri ya da cariyeleri başka; çünkü onlar (bunlardan dolayı) kınanmazlar..
(Bir de) onlar, kendilerine verilen emaneti ve verdikleri ahdi gözetirler. Şahitliklerinde dosdoğru davranırlar. Namazlarını korurlar.
İşte onlar, cennetlerde ağırlanırlar.”[25]
İmam Bâkır (a.s) bir hadisinde namaz kılanın üç özelliği olduğunu buyurur:
“Ayaklarını bastığı yerden göklere kadar melekler tarafından korumaya alınır. Namazı bitene kadar gökten, başına hayırlar yağar. (Allah tarafından) görevlendirilen melek, ‘Namaz kılan, kiminle münacat ettiğini bilse namaz kılmaktan ayrılmaz’ diye seslenir.”[26]
13- Aile reisinin çok önemli yükümlülüklerinden biri, ailesini namaz kılmaya emretmek ve bunu uygun bir yöntemle gerçekleştirmektir. Kur’an-ı Kerim’de konuyla ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır: “Ailene namazı emret ve (bu hususta) dayanıklı ol. Biz senden rızk istemiyoruz. Biz sana rızk veriyoruz. Sonuç takvanındır.”[27]
Resulullah (s.a.a) konuyla ilgili olarak şöyle buyurur: “Çocuklarınız yedi yaşına girdiklerinde, onlara namazı öğretin. On yaşını doldurduklarındaysa… onların yataklarını ayırın.”[28]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurur: “Çocuklarınıza namazı öğretin. Teklif çağına erdiklerindeyse, onları namaz kılmakla sorumlu tutun.”[29]
Namazın ne kadar önem taşıdığını Resulullah (s.a.a) ve Ehlibeyti’nin hayatlarında da gözlemleyebiliriz. Hz. Ali (a.s) hakkında şöyle rivayet edilir: Namaz vakti girdiğinde Ali’nin (a.s) rengi değişir ve titremeğe başlardı. “Neyiniz var?” dendiğinde, şöyle buyururdu: “Yüce Allah’ın göklere, yere ve dağlara sunup da onların yüklenmekten kaçındıkları ve zayıflığıyla birlikte insanın yüklendiği emaneti eda etme zamanı geldi. Bu yüklendiğimi layıkıyla yerine getirip getiremeyeceğimi bilemiyorum.”[30]
Aşura günü Kerbela’da İmam Hüseyin’in (a.s) yarenlerinden birinin öğle namazının vaktinin girdiğini hatırlatması üzerine İmam (a.s), “Allah seni namazı ayakta tutanlardan yazsın; biz zaten namaz için savaşıyoruz.” buyurdu ve savaşın kızıştığı o esnada hemen cemaatla öğle namazı kıldı ve yine Sıffin savaşında Hz. Ali (a.s) savaşı bırakıp namaza koyuldu ve bu işini eleştirenlere, “Biz bu kavimle namaz için savaşıyoruz.” buyurdu.
__________________
[1]- Tâhâ suresi, 14. ayet.
[2]- Cum’a suresi, 9. ayet.
[3]- Bihar-ul Envar,c.77, s.78.
[4]- Bihar-ul Envar, c.82,s.207.
[5]- Bihar-ul Envar, c.84, s.249.
[6]- Ra’d suresi, 28. ayet.
[7]- Bakara suresi, 21. ayet.
[8]- Bakara suresi, 3. ayet.
[9]- Bakara suresi, 45. ayet.
[10]- Bihar-ul Envar, c.84, s.264.
[11]- Ankebut suresi, 45. ayet.
[12]- Bihar-ul Envar,c.82,s.198.
[13]- Bihar-ul Envar, c.82, s.198.
[14]- Hûd suresi, 114. ayet.
[15]- Bihar-ul Envar, c.82, s.205.
[14]- Bihar-ul Envar, c.82, s.205.
[17]- Bihar-ul Envar, c.82, s.220.
[18]- İbrahim suresi, 31. ayet.
[19]- Bakara suresi, 3. ayet.
[20]- Bihar-ul Envar, c.79, s.136.
[21]- Müddessir, 40-44. ayetler.
[22]- Bihar-ul Envar,c.82,s.202.
[23]- Nur suresi, 37. ayet.
[24]- Cum’a suresi, 9-10. ayetler.
[25]- Meâric suresi, 19-35. ayet.
[26]- Men La Yahzuruh-ul Fakih, c.1, 30. Bab, 15. hadis.
[27]- Enbiya suresi, 132. ayet.
[28]- Mizan-ul Hikme, c.10, s,722.
[29]- Mizan-ul Hikme,c.10, s.722.
[30]- Bihar-ul Envar,c.41, s.17.
Önemli Bir Hadis
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Namaz dinin direğidir ve namazda on haslet vardır: “Yüzün süslenişi, kalp nuru, beden rahatlığı, kabir dostu, rahmet indiren, göklerin kandili, terazinin ağırlığı, rabbin hoşnutluğu, cennetin pahası, ateşten koruyan bir perde. O halde kim namaz kılarsa şüphesiz dini ikame etmiştir. Kim de namazı terk ederse, şüphesiz dini tahrip etmiştir.”(1)
Gerçekten de çok ilginçtir, yüce olan Allah yerine getirilmesinin hiçbir zahmet ve meşakkati olmayan iki rekat namaz için ne kadar etkiler ve sonuçlar takdir etmiştir.
Nitekim Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her namazın vakti geldiğinde bir melek insanların önünde şöyle nida eder: “Ey insanlar! Arkanızda yaktığınız ateşe doğru ayağa kalkın ve onu namazlarınızla söndürünüz.”(2)
_______________
1 – Mevaiz’ul-Adediyye, s. 371
2 – Men la Yehzuruh’ul- Fakih, c. 1, s. 208, Bab-u Fezl’is-Salat, 624. Hadis
Şükreden Kul
İmam Ali (a.s), Yahudi birisine Resulullah (s.a.a)’in her açıdan bütün peygamberlerden daha üstün olduğunu vasf ederken O Hazretin ibadetine değinerek şöyle buyurdular:
“Resulullah (s.a.a) namaza kalktığında, şiddetli bir şekilde ağladığından dolayı kaynayan tencereden duyulan ses gibi O Hazretin göğüs ve karnından ağlamak sesi duyuluyordu. Oysa Allah Teala onu azabından güvende kılmıştı. Bu ibadet ve ağlamasıyla Rabbine huşu etmek ve ona uyanlara imam ve örnek olmak istiyordu. O kadar namaz ve ibadet için ayakta durdu ki, ayakları şişti; yüzünün rengi sarardı. Gecelerin hepsini ibadetle geçiriyordu; öyle ki Allah-u Teala ayet nazil ederek şöyle buyurdu:
“Tâhâ! Biz sana bu Kur’ân’ı güçlük çekmen için indirmedik.”(1)
Birisi Resulullah’ın bu halini görünce: “Ya Resulellah! Allah-u Teala senin geçmiş ve son günahlarını affetmemiş midir; o halde neden bu kadar zahmet çekiyorsun?” dediğinde Resulullah (s.a.a): “Evet öyledir; ama Allah’ın şükreden kulu olmayayım mı?” diye buyurdular.”(2)
________________
1 – Tâha / 1-2
2 – Bihar, c. 17, s. 257 ve 287
İki Rekat İhlaslı Namaz
Resulullah (s.a.a) için iki iri deve getirdiklerinde Hazret ashabına şöyle buyurdu:
İçinizde dünya hakkında düşünmeksizin iki rekat namaz kılacak birisi var mıdır? Kim kılarsa ona bu iki deveden birini vereceğim.”
Resulullah (s.a.a) bu sözünü birkaç kez tekrarladı. Ashaptan hiç kimse cevap vermeyince Emir’ul-Müminin Hz. Ali (a.s) ayağa kalkarak: “Ya Resulellah! Ben buyurduğunuz şekilde iki rekat namaz kılmaya hazırım” dedi.
Resulullah (s.a.a): “Çok iyi, kıl” diye buyurdu.
Emir’ul-Müminin Ali (a.s) namaza başladı. Namazın selamını verdiğinde Cebrail yeryüzüne inerek şöyle dedi: Allah-u Teala buyuruyor ki: Bu develerden birini Ali’ye ver.”
Resulullah (s.a.a) buyurdu ki:
“Ben, namaz kılarken dünya işleriyle ilgili herhangi bir şeyi düşünmemeyi şart koşmuştum. Oysa Ali teşehhüt okurken: “Develerden hangisini alayım” diye düşündü.”
Cebrail: “Allah-u Teala buyuruyor ki: “Ali’nin hedefi, semiz olan deveyi alıp onu keserek fakirlere vermekti, bundan dolayı düşüncesi Allah içindi, kendisi veya dünya için değildi” dedi.
Bu esnada Peygamber (s.a.a), Hz. Ali’ye teşekkür ve onu takdir etmek için her iki deveyi ona verdi.
Allah-u Teala da bir ayetin zımnında Hz. Ali’yi takdir etmek için şöyle buyurdu:
“İnne fî zalike lezikra limen kane lehu kalbun ev elka’s-sem’a ve huve şehid.”
“Hiç şüphesiz bunda, kalbi olan ya da bir şahit olarak kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.”(1)
Sonra Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:
“Kim iki rekat namaz kılar da dünya işleri hakkında bir şey düşünmemiş olursa, Allah-u Teala ondan razı olup günahlarını affeder.”(2)
_______________
1 – Kâf / 37
2 – Bihar, c. 36, s. 191
Savaş Meydanında Namaz
Aşura günü öğle namazı vakti, Ebu Semame-i Saydavi İmam Hüseyin (a.s)’a şöyle arz etti:
“Ya Eba Abdullah! Canım size feda olsun! Düşmanın ordusu size yaklaştı, Allah’a ant olsun ki, ben senin huzurunda öldürülmedikçe sen öldürülmeyeceksin; gönlüm, seninle öğle namazı kıldıktan sonra Rabbimi mülakat etmeyi (şahadet şerbetini içmeyi) istiyor.”
İmam Hüseyin (a.s) göğe doğru bakarak şöyle buyurdular:
“Bize namazı hatırlattın, Allah seni namaz kılanlardan etsin. Evet, namazın ilk vaktidir. Bu halktan, namaz kılmamız için savaşı durdurmalarını isteyin.”
Hasin bin Numeyr, İmam Hüseyin’in sözünü duyunca şöyle seslendi: “Sizin namazınız Allah katında kabul değildir.”
Habib bin Mezahir onun bu sözüne karşılık şöyle dedi: “Ey alçak! Resulullah’ın oğlunun namazının kabul olmayıp da senin namazının kabul olacağını mı zannediyorsun?!…”
Daha sonra Züheyr bin Kayn ve Said bin Abdullah, İmam Hüseyin (a.s)’ın namaz kılması için Hazreti korumak amacıyla O’nun önünde durdular; İmam (a.s) da az bir yareniyle namaz kıldılar. Said bin Abdullah, kendisini İmam’a taraf atılan oklara siper ediyordu, bedenine o kadar ok isabet etti ki, ayak üstünde duramayıp yere düşerek şöyle dedi:
“Allah’ım! Âd ve Semud kavmine lanet ettiğin gibi bu kavme de (Kufe halkına da) lanet et! Allah’ım! Benim selamımı Peygamberine ulaştır; O’nu bunca yaraların acısından haberdar et; çünkü bu işten hedefim, Peygamberinin oğluna yardım etmektir.”
Said, bu olaydan sonra şahadete erişti. Allah’ın rahmet ve rızvanı ona olsun.
(Bihar, c. 45, s. 21 )[/i][/b]
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Siz erkekmisiniz
Mesajları sildiniz
Buna kancıklık denir
Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Siz erkekmisiniz
Mesajları sildiniz
Buna kancıklık denir
Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Ben seni kandırsam ,Allah ı nasıl kandıracağım geri zekalı ..!Erkek olupta kendine bayan ismi takana ki bilmem ne denir ? Benim kim olduğum belli ,inancım belli ,güvendiğim kaynaklar ortada ,delillerim ortada ! Ancak senin niyetin sorunlu..!sen kendine bak ! hem kendini gizliyorsun hem ismini ,sen önce kendine bak !
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Kızım sen niye üstüne alınıyorsun
Senden olsa olsa erkek fatma olur
Ozaman şöyle diyeyim
Mesaj silmek kancıklıktır
Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Mesajı gizleyip
Şimdidede açtınız
Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
BndD
Mesajlar: 93
Kayıt: 28 Mar 2016, 22:43

Re: Namaz=Farsça > Salât=Arapça > Dua=Türkçe

Mesaj gönderen BndD »

Allah belanızı versin
Gönlü Ali'den yana olupta,
kılıcı Yezidten yana olanlara Ali ne yapsın
At izleri İt izlerine karılmışsa Ali ne yapsın
Cevapla

“Namaz” sayfasına dön