Bektaşiler dergahlarını istiyor

Cevapla
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen Musa Özateş »

sabah gazetesinden mahmut övür 12.8 2012 de aşağıdaki yazıyı yazmış
gerçek bektaşi olan bu şahsın cümlelerinine dikkatinizi çekiyorum




Dergâh malları Alevilerin mi Bektaşilerin mi?
Uzun süredir Alevi meselesini tartışıyoruz. Başından beri en kolay çözülebilecek mesele olarak baktığım bu konu ne yazık ki gelip "Cemevi ibadethane mi değil mi?" hatta "Alevilik din mi?" gibi garip bir tartışmaya dayandı ve aşılamıyor.
Alevilerin bir kısmı bilinçli bir biçimde bu dayatmayı yaparken, AK Parti'de "yeni bir din"e yol vermem noktasında... Bu da yapılması gerekenlerin ertelenmesine yol açıyor.
Aynı şeyi Kürt meselesinde de yaşıyoruz. Oysa bu kadar karmaşık görünen derin sorunların çok basit ve çok çeşitli çözüm yöntemleri var.
Alın Alevi meselesini... Bu konuda "inanç merkezi" yaklaşımıyla ilk adım atılabilir.
Bir süre önce cumhuriyet döneminde Alevilerin el konulan mal varlıklarıyla ilgili yazım üzerine Bektaşi âleminin Hakka yürüyen "Dedebaba"larından Doç. Dr. Bedri Noyan'ın "Halifebaba" olan oğlu Kurtcebe Noyan aradı. Kurtecebe Noyan, bir Bektaşi olarak kilitlenen cemevleri sorununa ilişkin şöyle bir çıkış önerdi:
"Devletin bir Alevilik ve Bektaşilik tanım yapmasına gerek yok. Cemevi ve Meydan Evi inanç merkezi olarak kayıtlara girsin yeter."
Noyan bu kısa çözüm önerisini sunduktan sonra sözü dergâh mallarına getirdi:

"Sizin yazınızda sözünü ettiğiniz dergâh mallarının hepsi Alevilere değil Bektaşilere aittir. Dergâh kurum olarak Bektaşilerde var. Örneğin Şahkulu Dergâhı, Karacaahmet ve Abdal Musa bir Bektaşi dergahıdır. Alevi arkadaşlar bir dernek kurarak buraları sahiplenmişlerdir. Bu doğru değil."


Olayın böyle bir yanı da, sanıyorum ilk kez kamuoyunun gündemine geliyor. Yasaklar kalktıkça toplum özgürleşiyor ve kendi kimliğiyle ortaya çıkıyor. Anlaşılan bundan sonra Bektaşiler, daha aktif olacaklar ve Alevilerin sahiplendiği dergâhlarına kendileri sahip çıkacaklar.
Noyan, Türkiye'nin bu malları iade etmekte geç kaldığını belirterek şöyle diyor:
"Bektaşilerin Balkanlar'da çok geniş bir etki alanı var. Yüzyıllarca onlar için merkez Anadolu'ydu. 90'lardan sonra durum değişti. Oralarda dergâhlar serbest bırakıldı ve malları geri verildi. Ama onların merkez olarak gördüğü bizler bugün devrim kanunları nedeniyle ortaya çıkmaya çekiniyoruz. Devlet bunu değerlendirse Balkanlar'da büyük çapta bir etkinliğimiz olur."
Alevilere ait el konulan mallar var mı yok mu bilmiyorum ama Bektaşiler el konulan mallarını geri istiyor.
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen biralevi »

Musa Özateş yazdı:

"Sizin yazınızda sözünü ettiğiniz dergâh mallarının hepsi Alevilere değil Bektaşilere aittir. Dergâh kurum olarak Bektaşilerde var. Örneğin Şahkulu Dergâhı, Karacaahmet ve Abdal Musa bir Bektaşi dergahıdır. Alevi arkadaşlar bir dernek kurarak buraları sahiplenmişlerdir. Bu doğru değil."
bu iyi bir gelişme ve desteklenmeye değer böylece dergahlar gerçek sahipleri olan sünni bektaşilerin eline geçer ve biz alevilerde bu bektaşi saçmalıklarından kurtulmuş oluruz
biz de yeni dünyalar kurarız
böylece 1826 da başlayan ve ittihatçıların kurumsallaştırdığı negatif süreç yıkılmış olur herşey orjinine döner
bektaşiler sünni tarikatlarına dergahlarına kavuşurlar
bizde bektaşilerden kurtulup 12 imamlarımızın gerçek yoluna kavuşuruz

herkesin bu süreci desteklemesini öneriyorum
Hüseyni
Mesajlar: 518
Kayıt: 04 Eki 2011, 21:20

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen Hüseyni »

semah ,saz,ozan Alevi inanç ve ritüelidir.bektaşiler ilk kurumsallaştıgında semah dönmemiş gibi algılıyorum.bektaşiliklteki,sünni tasavvuf,4 kapı 40 makam inancının oldugunu,sonraları semahla karıştıgı zannındayım...ama semahla,4 kapı 40 makamın ilk ne zaman kim tarafından kaynaştırıldıgı konusunda bilgi almak istiyorum....
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen biralevi »

Hüseyni yazdı:semah ,saz,ozan Alevi inanç ve ritüelidir.bektaşiler ilk kurumsallaştıgında semah dönmemiş gibi algılıyorum.bektaşiliklteki,sünni tasavvuf,4 kapı 40 makam inancının oldugunu,sonraları semahla karıştıgı zannındayım...ama semahla,4 kapı 40 makamın ilk ne zaman kim tarafından kaynaştırıldıgı konusunda bilgi almak istiyorum....

Hüseyni can;
İlk cümleni aynı şeyi kastettiğini düşünerek ve daha iyi anlaşılması için şöyle düzeltmek istiyorum
'Semah saz ozan sonradan kendilerine alevi diyen sünnileşmemiş Türklere ait inanç ve ritüelleridir.'


Hacı bektaşın bizzat kendisinin semah döndüğüne dair elimizde kaynak yok,

Bu nedenle eserlerindeki bilgilerden hareketle dönmediğine inanıyorum ve dönmediğini kabul ediyorum,
Hacı bektaş semah dönüyordu diyenlerin bu iddialarını kanıtlamaları gerekir.
Yine aynı şekilde hacı bektaşın bizzat kendisinin saz çaldığı yada sazla ibadet! Ettiğine dairde hiçbir kanıt yok.
Bu durumda bektaşilik içerisine bu unsurların sonrada girdiğini daha doğrusu bektaşiliğin Balım sultan tarafından kurumsallaştırılmasından sonra girdiğini kabul etmek gerekiyor.
Hacı bektaşın şahsına ait olup sonradan bektaşilik tarikatı olarak adlandırılacak orijinal çizgi sünni orjinli tasavvufi bir karaktere sahip olup 4 kapı 40 makam çerçevesinde islam içinde bir yerde bulunurken sonradan çeşitli dönemlerdeki kırılmalarla birlikte günümüzde artık islam dışında bulunmaktadır.Bektaşiliğin beş yüzü isimli makalemde buna bu gelişmelere değişimlere dikkat çekmek istemiştim.
Bu çizgiye sazın semahın ilk olarak hangi tarihte kimin döneminde girdiği sorusuna kesin ve net bir cevap vermemiz çok zor çünkü yazılı hiçbir kayıt yok,

ANCAK;
Tarikatın balım sultanca kurulup,Türk unsurların tarikata girmeye başlamasıyla birlikte sürecin başladığını söyleyebiliriz,
Bu durumda bu tarihin 1500 lü yıllardan sonra olduğu kanaatindeyim,her halükarda bu sürecin 1500-1600 arasında başlamış olmasını muhtemel görüyorum,
1826 dan sonra ise bu unsurların iyice yerleşip nüfuz ettiğini ve bektaşilikle saz semahın aynılaştığını düşünüyorum.
Hüseyni
Mesajlar: 518
Kayıt: 04 Eki 2011, 21:20

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen Hüseyni »

tamamda abi,semah türk islam sentezi ise,Kürtler,Araplar,Acemlerde bile semah dönen var...eski şaman oyunuı olan,semahın içine Ehlibeyt isimlerini yerleştiren Türkler,e,neden Kürtler,Araplar,Acemler de katılıyor?Mesala,hataydaki,Nusayrilerdede cemevi,semah olgusu var...İrandaki,yukarı azerbeycan,urmi çevresindeki insanlardada semah var.

Balım sultanın,icad ettigi,4 kapı 40 makam ve sonrasındaki,sewmah figürünün yerleşmesi,Türk merkezli ve anadolu menşeli ise,diger milletler nasıl bundan etkileniyor?
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen biralevi »

Hüseyni yazdı:tamamda abi,semah türk islam sentezi ise,Kürtler,Araplar,Acemlerde bile semah dönen var...eski şaman oyunuı olan,semahın içine Ehlibeyt isimlerini yerleştiren Türkler,e,neden Kürtler,Araplar,Acemler de katılıyor?Mesala,hataydaki,Nusayrilerdede cemevi,semah olgusu var...İrandaki,yukarı azerbeycan,urmi çevresindeki insanlardada semah var.

Balım sultanın,icad ettigi,4 kapı 40 makam ve sonrasındaki,sewmah figürünün yerleşmesi,Türk merkezli ve anadolu menşeli ise,diger milletler nasıl bundan etkileniyor?


Semah bir halk oyunudur ve en eski figürlerini ortaasya Türklerinde görüyoruz bu oyunun değişik versiyonları varyasyonları göçler yada kavimlerin tanışıklıklarıyla kültürel etkileşimle diğer milletlere kavimlerede geçiyor kültürlerin ve dinlerin böyle geçişleri hep olmuştur dillerdede böyledir etkileşimlerle kelime ve kavramlar diğer kavimlerin dillerinide etkiler içine girer,

4 kapı 40 makamı ilk olarak yesevide görüyoruz sonra daha gelişmişini hacı bektaşta görüyoruz bunun bazı parçalarını diğer kavimlerede taşınıyor
kültür din bilim dil durağan değildir taşınır hatta yerleşir anglo sakson dilleri mesela ingiltereden hindistana kadar uzanıyor tanışmışlar ve taşınmışlar tabi emperyal süreçte etkili olmuştur
sorunun cevabını kültürel etkileşimler çerçevesinde ele almak gerekir bunun içinde dini siyasi ekonomik etkileşimleri de katabiliriz.
bugün fars kültürü anadoluyu anadolu türk kültürü balkanları etkilemiştir
hatta temeli sünni tasavvufa dayalı safevinin temelini oluşturan tarikatın devletleşme sürecinde anadoludan göçen türklerinde katkısı olmuştur ama aynı tarikat yüzlerce yıl sonra devletleşmiş karşımıza şii olarak çıkmıştır
şii din alimlerinin etkileşimi olmuştur
İmam Rızanın göç ettiği horasan merkezi meşhed sünni iken bugün şii merkezlerindendir
ANADOLUNUN İLK DÖNEMİ hanefi değilken bugün anadoluda hakim islami unsur hanefilik üzerinedir çünkü etkileşimler olmuş bunlar yerleşmiştir
türkler müslüman olmadan öncede semah dönüyordu ama şimdi islami etkileşimle Allah" lı ! Muhammed"li ! Ali"li ! semah dönmeye çalışıyor ve islam içiyiz demek zorunda kalıyor yada bırakılıyor
tarihi dönüşümleri maddi ve manevi zor la baskıylada açıklayabiliyoruz
gönüllüde olabiliyor etkileşimin tek bir kıstası yok
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen Çeri »

Hüseyni yazdı:Mesala,hataydaki,Nusayrilerdede cemevi,semah olgusu var...
Nusayriler`de kesinlikle cemevi, semah olgusu yok.Sadece Nusayriler kendilerini Alevi olarak bildikleri için(Özellikle Hatay`da ki Nusayriler) Anadolu Alevilerine sempati duyuyorlar ve semah tarzı Alevi-Bektaşi deyişlerini dinlemekten zevk alıyorlar.Hatay ve bazı beldelerin de Pir Sultan Derneği ve Halkevi gibi yerlerde Saz, Semah kursları düzenleniyor.Nusayri gençlerde heveslenip bu tür faaliyetlere katılıyorlar.Tıpkı Müslüman bir Türk gencinin gitara heveslenip, gitar kursuna gitmesi gibi.Onların kendi ziyaret yerleri vardır.Oraları ziyaret ederler, kurban keserler.Ibadet yerleri oralardır.
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Bektaşiler dergahlarını istiyor

Mesaj gönderen alone_man »

nuseyrilerin ziyaret yerleri ve dini önderleri vardır bektaşilere benzemezler
Cevapla

“Alevilik - Bektaşilik Ayrımı” sayfasına dön