Osmanlı'nın Gerçek Yüzü

alevisesi
Mesajlar: 241
Kayıt: 22 Ara 2006, 16:06
Konum: 12 İmam Yolcusu
İletişim:

Osmanlı'nın Gerçek Yüzü

Mesaj gönderen alevisesi »

Osmanlı'nın Gerçek Yüzü

Günümüzde bazı kişilerin Osmanlı düzenine hayranlık duyduklarını ve özlemle andıklarını duyuyor ve biliyoruz.Bu tip insanlara bazı gerçekleri anlatabilmek amacıyla bu bölümde Osmanlı tarihinden bazı sayfaları okuyucuya sunuyoruz.
Dileğimiz bu parçaların birleştirilmesidir.Parçalar birleştiğinde Osmanlının gerçek yüzü görülecektir.

TAHTINDAN İNDİRİLEN PADİŞAHLARIN LİSTESİ

1- Yıl 1402 Osmanlı tahtında I. Beyazıt var; 4. Padişah.....

Ankara Savaşı’nda Timur’a oğlu Mustafa ile tutsak düşmüş tahtında da indirilmiştir böylece...

2- Yıl 1512. Osmanlı tahtında II.Beyazıt var; 8. Padişah....

Oğlu I.Selim tarafından tahtından indirilmiş ve sürüldüğü Demetoka’ya giderken yolda öldürülmüştür. Zehirlenerek öldürülmüş olduğu da söylenir.

3- Yıl 1618. Osmanlı tahtında I.Mustafa var; 15. Padişah...

Akıl hastası olduğu için, Kapıkulu tarafından tahtından indirilmiştir. 1622’de bir kez daha tahta çıkarılmış ve aynı gerekçeyle tekrar indirilmiştir.

4- Yıl 1622. Osmanlı tahtında II.Osman var; 16. Padişah....

Askeri darbeyle tahtından indirilmiş ve ırzına geçilip linç edilerek öldürülmüştür. Orduyu yeniden düzenlemek istediği için başına gelmiştir bunlar...

5- Yıl 1648. Osmanlı tahtında I. İbrahim var; 18. Padişah...

Askeri bir darbeyle tahtından indirilmiş ve boğularak öldürülmüştür....

6- Yıl 1687. Osmanlı tahtında IV. Mehmet var; 19. Padişah...

Kapıkulu tarafından tahtından indirilmiştir...

7- Yıl 1703. Osmanlı tahtında II.Mustafa var; 22. Padişah...

Askeri bir darbeyle tahtından indirilmiştir....

8- Yıl 1703. Osmanlı tahtında III.Ahmet var; 23. Padişah...

Patrona Halil öncülüğünde şeriat isteyenlerin ayaklanmasıyla tahtından indirilmiştir....

9- Yıl 1807. Osmanlı tahtında III. Selim var; 28. Padişah...

Kabakçı Mustafa öncülüğünde şeriat isteyenlerin ayaklanmasıyla tahtından indirilmiştir... Sonrada öldürülmüştür.

10- Yıl 1808. Osmanlı tahtında IV. Mustafa var; 29. Padişah...

Alemdar Mustafa Paşa tarafından askeri bir darbeyle tahtından indirilmiş ve yerine geçen küçük kardeşi II. Mahmut tarafından boğdurulmuştur...

11- Yıl 1876. Osmanlı tahtında Abdülaziz var; 32. Padişah...

Medrese öğrencilerinin ayaklanması sonucu, değişen “Vükela Heyeti”nin kararıyla tahtından indirilmiştir.

12- Yıl 1876. Osmanlı tahtında V.Murat var; 33. Padişah...

Tahta çıkmasından sonra 3 ay içinde akıl hastası olduğunun anlaşılması üstüne “Vükela Heyeti” tarafından indirilmiştir.

13- Yıl 1909. Osmanlı tahtında II. Abdülhamit var; 34. Padişah...

“Mebusan ve Ayan Meclisleri” kararıyla tahtından indirilmiştir...

14- Yıl 1922. Osmanlı tahtında Mehmet Vahdettin var; 36. Padişah...

Büyük Millet Meclisi’nin saltanatı kaldırma kararıyla, kendiliğinden tahtından indirilmiş oldu...

OSMANLI TARİHİNDEKİ AİLE CİNAYETLERİ

1- Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey, babası Ertuğrul Bey ölünce, Kayı aşiretinin başına geçmek isteyen amcası Dündar Bey’i öldürdü. Tarih:1298

2- I.Murat, oğlu Savcıbey’in önce kızgın demirle gözlerini oydurdu, sonra da ,astırdı. Tarih:1385. Ayrıca iki de kardeşini öldürdü, Halil ve İbrahim’i. Tarih:1361

3- I.Beyazıt, Kosova Savaşı’nda babası I.Murat öldürülünce, o sırada savaşmakta olan kardeşi Şehzade Yakup’u hemen öldürdü. Tarih:1204

4- I.Mehmet, kardeşi İsa Çelebi’yi boğdurttu. O sırada bir başka kardeşi Musa Çelebi de, ağabeyi Süleyman Çelebi’yi boğdurtmuştu. Sonunda I.Mehmet, kardeşi Musa Çelebi’yi de yenerek tahta çıktı. Tarih:1413

5- II. Murat, küçük kardeşi Şehzade Mustafa’yı boğdurttu. Öteki kardeşlerinin sadece kızgın demirle gözlerini çıkardı. Tarih:1421

6- II.Mehmet, 2 yaşındaki kardeşi Şehzade Ahmet’i boğdurttu. Tarih:1444

7- I.Selim, kardeşi Şehzade Korkut’la Şehzade Ahmet’i ve 3 de yeğenini boğdurttu. Tarih:1512

8- I.Süleyman, büyük amcası Cem Sultan’ın oğluyla torunlarını boğdurttu. Tarih:1522. Kendi oğlu Şehzade Mustafa ile Şehzade Beyazıt’ı da boğdurttu. Ayrıca Şehzade Beyazıt’tan olma torunlarını da boğdurttu. Tarih:1553

9- III.Murat, 5 kardeşini boğdurttu. Tarih:1574

10- III.Mehmet, 19 kardeşini boğdurttu. Tarih:1566. Bir de oğlu Şehzade Mahmut’u boğdurttu.

11- II.Osman, kardeşi Şehzade Mehmet’i boğdurttu. Tarih:1621

12- II.Mahmut, tahttan indirilen kardeşi Sultan IV.Mustafa’yı boğdurttu. Tarih:1808

Biliyorsunuz ki Peygamberimiz 'Kim suçsuz bir kişiyi öldürürse o tüm insanları öldürmüş gibidir,kim de bir insanı kurtarırsa insanlığı kurtarmıştır'diyerek Yaşama hakkının insan haklarından en önemlisi olduğunu söylemiştir.
Şimdi insaf ve akılla düşünün kundaktaki yavruları ve daha akil baliği olmamış çocukları dahi taht için,güya devletin selameti için öldürebilen insanların ilahi hükmü nedir?
Bunların cahiliye döneminde kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlerden ne farkı vardır? Böyle insanlar bırakın önder olmayı ,islami önderler kabul edilebilir mi?
Bu anlattıklarımız osmanlının aile cinayetleridir.Osmanlının işlediği toplu cinayetleri anlatmaya kalksak sanırım yerimiz kalmazdı.Böyle bir saltanatı islami kabul edipte özleyenlere ne buyrulur ki?
Allah akıl fikir versin!

BAZI NÜKTELER

1) 2.Bayezit ;Yavuz Selime tahtı kaybedince dimetoka'ya gitmek istediğini söylüyor ve yolda aniden ölüyor.Oğlu onu zehirleterek bir tehlikeyi daha bertaraf etmiş oluyor!

2) Fatih sultan mehmet diye bilinen ve hakkında peygamberden hadis bile uydurulan 2.Mehmet Doğu Roma imparatoru olmayı düşünüyordu.Bunu bilen dönemin papası; Fatih Sulta'a mektup yazarak onu hiristiyanlığa davet ediyor.Diyorki: Ey Fatih amacının doğu roma imparatoru olmak olduğunu biliyorum.Ve bu amacına kan dökmeden ulaşabilmen mümkün.Yapacağın tek şey hiristiyan ol.Bu durumda hepimiz senin imparatorluğunu kabul edeceğiz.'
Fatih sultan mehmet bunun üzerine hiristiyan alimlerden ders almaya başlıyor ve italyaya sefere çıkıyor, Ancak bu sefer sırasındayken yolda aniden ölüyor.Fatih'i zehirleyenler onun ölümünü bir müddet halktan gizliyorlar ve cesedini saraya getirip,iç organlarını çıkararak kokmasını önleyip zaman kazanmaya çalışıyorlar.

3) Kanuni Sultan Süleyman adıyla anılan padişah ve halife! oğlu şeyhzade mustafayı çadırına davet edip gözleri önünde cellatlarına yağlı organla boğdurabiliyor.Yağlı organ kullanıyor çünkü şeyhzade kanı dökmek yasak!

4) 2. Mahmut adıyla bilinen padişah'a halk GAVUR lakabını uygun görüyor ama osmanlı resmi tarihçilerine göre bu padişahta halife !Yani Gavur Halife !

5) Ya Deli İbrahim'e ne demeli? Adam hem deli ve hemde halife !Yani adam öldürse cezası ve sorumluluğu bile yok,Ama bizim osmanlı resmi tarihçilerine göre o da Halife yani İslamın önderi ?

6) 4.Murat'a ne demeli kendisi alkolik olduğu halde yüzlerce insanı içki içtikleri için idam ettiriyordu!

7) Yavuz Selim için bir avrupalı seyyah diyorki: O kadar çok içiyordu ki yüzü şarap gibi kıpkırmızıydı !

Peki Bu padişah halifelerin çoğunun içtiği,namaz kılmadığı ve hiçbirininde hacca gitmediği belliyken bunlardan İslama ve insana ne hayır gelirdi ki?

Osmanlı yönetiminin insana ve haklarına ne derece önem verdiğini örneklerle anlatmaya devam edeceğiz.

PADİŞAH ANALARI

> 2.Padişah Orhan gazi’nin 4 eşinden 3 tanesi yabancı idi.Hatta bunlardan biri müslümanlığa geçmemiştir.
> 3. padişah Hüdavendigar Murat Bizans tekfurunun kızı Horofira dan dünyaya gelmiştir.Horofira’nın babasını Osman gazi öldürmüştür.Horofira bu ölümden kaynaklanan acıyı unutmuşmudur? Dersiniz.Orhan gazinin diğer eşlerinden Theodora dinini değiştirmemiş,hiristiyan kalmıştır.
> Murat hüdavendigarın 5 eşinden 3’ü yabancıdır.Bulgar Marya,Bulgar tamara ve bir bulgar beyinin kızı....
> Yıldırım Bayezid’in hanımlarından üç’üde yabancıdır.Sırp,Marya,Sırp Despina,Bulgar olga....
> 2.Murat’ın eşlerinden üç’üde yabancıdır.Sırp bronkoviç’in kızı fatih’in annesi despina,,fransız Bazory ve italyan Stella....
> Fatih’in sayıları 12 olduğu söylenen eşlerinden yabancı olanların adları:Rum zağonos paşanın kızı hatice sultan,Bizans asıllı Gülşah hatun,Fransız akide hatun,Moralı Helen,Bizanslı iren,Maria,tamara,Rum Anna,fransız yada venedikli Çiçek hatun......
> Yavuz selim’in iki eşide yabancıdır.Polonya yanudisi Helga ve sırp Aleksandra....
> Kanuni Süleyman’In eşlerinden üçüde yabancıdır.Rus roksalan(Hürrem sultan)Polonyalı anna,pargalı rozalina.....
> 5 eşi 130 civarında cariyesi olan ve 112 çocuğu olan 3. Murat’ın yabancı eşleri:Venedikli bafo,Macar Ninuşka,Rus olga,Polonyalı Mona......
> 3.Mehmet’in eşleri:Yunan helen,İspanyol Sinderella violetta,abaza kızı Valide sultan....
> 1.Ahmet’in 3 eşinden ikisi yabancı:Sırp evdoksia,Rum anastasia.....
> Deli İbrahim’in yabancı eşleri:Rus nadya,Sırp Katrin,polonyalı Eva......
> 4.Mehmet’in eşleri:Rum evemia,Korsikalı Bella,Romanyalı Cesika,Ermeni,flora,Rum helen.........
> 2.Ahmet’in eşleri: Rum Yeremia,Moralı Diyana.......
> 2.Mustafa’nın eşleri:Rus vera,sırp Mari,Rum aleksandra...
> 3.Ahmet’in eşleri:Margeret,İsabel,Luiz,Janet,İda,Şarlot,Suzan,elizabet.....
> 1.Mahmut’un eşleri:Fransız julien,sicilyalı lili,macar Maggi,Rus Olga,Romen rami,rum ve bulgar kızları......
> 3.Osman’ın yabancı eşleri:Sicilyalı Olivya,Sırplı Olga.......
> 3.Mustafa’nın eşleri:Cenevizli Agnes,Korsikalı Elsa,Köstenceli Emily,Gürcü Bijnav,Polonyalı Mona....
> 1.Abdülhamit’in 15 eşinden yabancı olanlar:Fransız Rivery,Bulgar Sonya,Macar Melina,Rus aleksiyevna,Rum meri,ukraynalı Rudi,Cenovalı Afro,Venedikli helen,sırp marya....
> 3.Selim’in 14 eşinden yabancı olanları:Patrica,Linda,berti,Alis,liza,Roza,anna,magdelena....
> 4.Mustafa’nın yabancı eşleri:Flora,adela,sofi,glorya......2.Mahmut’un yabancı eşleri:Rus yahudisi suzi,Roman Besime,Ermeni maryam,Mısırlı fatıma,tunuslu hoşyar,Acem kerime,hırvat margarita,rum nora,rus olga,Cenovalı Rozi, Yunan nina,Bulgar Ester,Gürcü flora,Arnavut sofi,Romen Magda,Yahudi suzan,sırp zona........
> 1.Abdülmecid’in yabancı eşleri:Fransız Vilma,Ermeni virjin,Rum karolin....
> Abdülaziz’in yabancı eşleri:Kamelya,Asporçe,Anna,Adela,alis......
> 5.Murat’In yabancı 5.Murat’ın yabancı eşleri:Karmen, Marone, Clarissa, Sylevestre, lili, Shinedier, Hanna, Katyona.....
> 2.Abdülhamit’in yabancı eşleri:Lucien, sylvia, iliana, helga, etiene, mariçe, zarah, sevilla,l ester, rosanna, ruth, meri, Elisa........


Kimin kimden doğduğuna gelince :

> 1.Murat’In annesi Bizanslı Horofira yani Nilüfer hatun.....
> Yıldırım Bayezid’in annesi Bulgar Marya yani Gülçiçek hatun.....
> Çelebi Mehmet’in annesi Bulgar Olga hatun...
> 2.Murat’ın annesi Veronika,
> Fatih sultan’ın annesi Sırp Despina yani Hüma hatun,
> 2.Bayezid’in annesi Kornelya ,
> Yavuz Selim’in annesi; ayşe takma adlı pontuslu bir rum.
> Kanuninin annesi;Polonya yahudisi Helga yani hafza hatun,
> Sarı yada sarhoş Selim adlı padişah’In annesi Yahudi kızı Roksalan yaniHürrem sultan;
> 3.Murat ‘ın annesi Yahudi Raşel yani Nurbanu sultan,
> 3.Mehmet’in annesiVenedikli Bafo yani Safiye sultan;
> 1.Ahmet’in annesiYunan helen yani Handan sultan;
> Genç Osman’ın annesi;Sırp Evdoksiya yani Mahfiruz sultan,
> 4.Murat’ın annesi;Sırp Anastasya yani Mahpeyker sultan,
> 4. Mehmet’in annesi; Rus Nadya yani Turhan sultan,
> 2.Süleyman’ın annesi Sırp katrin yani Dilaşüb hatun,
> 2.Ahmet’in annesi Polonya yahudisi Eva yani Hatice sultan,
> 2.Mustafa’nın annesi;Rum Evemia yani Emetullah sultan,
> 3.Ahmet’in annesi ;2.Mustafa ile aynı anneden,
> 1.Mahmut’un annesi;Aleksandra yani Saliha sultan,
> 3.Osman’ın annesi;Sırp Mari yani Şehsüvar sultan,
> 3.Mustafa’nın annesi;Fransız Janet yani Mihrişah sultan,
> 1.Abdülhamit’in annesi;Fransız İda yaniŞermi sultan
> 3.Selim’in annesi;Cenevizli Agnes yani Mihrişah sultan,
> 4.Mustafa’nın annesi;Bulgar Sonya yani Sineperver sultan,
> 2.Mahmut’un annesi;Fransız Rivery yani Nakşidil sultan,
> 1.Abdülmecit’in annesi;Rus yahudisi Suzi yani bezmi alem valide sultan,
> Abdülaziz’in annesi Roman Besime yani Pertevniyal sultan,
> 5.Murat’In annesi Fransız Vilma yani Şevkefza sultan,
> 2.Abdülhamit’in annesi;Ermeni Virjin yani Tirimüjgan sultan,
> Mehmet Reşat’ın annesi;Arnavut sofi yani Gülcemal sultan
> Mehmet Vahdettin’in annesi Çerkes Henriet yani Gülistan sultan

Bu anaların içinde herşeye rağmen Orhan gazinin eşi Theodora ile Fatih’in annesi Mara despina dinlerini değiştirmemişlerdir.Yanlış anlaşılmasın biz kimseyi annesinden yada babasından dolayı suçlamıyoruz,zira hepimiz biliyoruz ki anne ve babalarımızı bizler seçmiyoruz.Söylemek istediğimiz Osmanlı saltanatını yada padişahlarını
İslami göstermeye çalışanların bu noktada daha titiz yada özenli düşünmeleridir.Küçük yaşlardan itibaren annelerinin dizlerinin dibinden ayrılmayan ve ilk terbiyelerini annelerinden alan bu padişahların anneleri çoğunlukla zoraki hediyeler olarak padişahlara eş olarak sunulmuşlardır.Bu annelerin bu durumlarını bilmeleri ve çocuklarını kendi inandıkları
terbiye altında yetiştirmelerinden daha doğal ne olabilir ki?Bir insanın adını değiştirmek ve onu şeklen müslüman yapmak yeterlimidir?Dikkat edilirse Osmanlı tarihinde hiçbir padişah annesinin islami kimliği yada verimliliğinin olmadığı görülecektir.Hiçbir anne islami bir ışık olarak tarihte yer almamıştır.İslami denilen bir saltanat ve halife denilen
padişahlar için bu bir çarpıklık değilmidir?Olayı islami boyutu dışında incelemeye tabi tutarsak ve akıl ve mantık ölçülerinde olaya yaklaşırsak osmanlı saltanatındaki acımasız katliamlarında kaynağını bulmuş oluruz.Bilim kanıtlamıştır ki :Genlerde bir şeyler taşınıyor.Anneleri Müslüman olmayan ve dolayısıyla da babalarının da müslümanlığı bu çerçevede düşünülmesi gereken osmanlı padişahlarından İslami tavırlar beklemek mümkün müdür?Osmanlı hayranlığından ve dolayısıyla da osmanlı’nın mikrop düşüncelerinden kurtulamayışımızın sebebini iyi düşünmek gerekir,Belki de bu yüzden halen insana yakışan sistemi kuramadık...

İLK OSMANLI HALİFESİ HAŞMETLÜ, DEVLETLÜ, LİYAKATLÜ, VELİYYİ NİMETİMİZ, PADİŞAHIMIZ, EFENDİMİZ, CENNET MEKAN YAVUZ SULTAN SELİM HAN HAZRETLERİNİN OL MÜBAREK VE MUAZZEZ MAKAMA GEÇİŞİNİN KISA HİKAYESİDİR. DİNİ BÜTÜN HER MÜ’MİN TARAFINDAN OKUNA, ZİNHAR GAFLET OLUNMAYA.

Padişahımız efendimiz 2. Beyazıt hanın evladı mükerremleri, şehzade Ahmed, Korkut ve Selim henüz haşmetlü pederleri berhayat iken, her ne hikmetdir bilinmez, aralarında korkunç bir saltanat mücadelesine girişirler. Ahmet, diğerlerinin en büyüğüdür, bununla kalmayıp, ayrıca pederi muhteremleri ve diğer devlet erkanı, vezir u vüzeranın desteklerini celp etmiş durumdaydı.(Hoş, padişah efendimizin devletinde haşmetlünün hilafına düşünmek kimin haddineydi)

Şehzade Korkut, önce Antalya’ya, daha sonra Manisa’ya tayin edilmişlerse de, gerek pederleri, ve gerekse devlet ileri gelenleri indinde, padişah naibi veliyi ahd olarak tasvip edilmediklerinden, kendisine destek aramak amacıyla, Mısır memlüküne gider.

En küçük şehzade 1. Selime gelince, Selim, yaratılış icabı sert ve hırçın bir tabiata sahipti. (Halkın tabiriyle huysuz.) Tahta geçmek amacıyla, harekete geçerek ilk etapta sadaret merkezine yakın olan bir yere, Kefe’ye tayinini çıkarttırır. Bir müddet sonra Trabzon’a dönmesi hususunda babası emir vermişse de, bu emri tanımaz. Emre karşı gelen kişi, sıradan fani olsaydı kellesini gövdesinden ayırmak padişah efendimiz için işten bile değildi. Lakin ne var ki işin içinde ,valide sultanla kendi sulbünden gelme bir şehzade söz konusuydu. Verilen emir şehzade Selim tarafından reddedilince, bu sefer kendisine öğüt vermesi için ulema-dan Nurettin Sarıkürz gönderilir, ancak bu taktikte işe yaramaz. Ulema hazretlerinin tavsiyelerine de pabuç bırakmayan Selim’e, bu kez Menteşe sancağı teklif edilir, Selim bu teklifi de kabul etmeye yanaşmayarak Rumeli sancağını ister, ne var ki bu isteği devleti Ali Osman da meriyyette bulunan kanunlara aykırıdır.

Selim, kayınpederi Mengli Giray’dan aldığı kuvvetle, Kili’ye gelir. Amacının babasına isyan olmayıp saygısını ve gücünü göstermek olduğunu söylerse de, ağabeyinin hükümdarlığından yana olan devlet adamlarının hile ve engellemeleri yüzünden pederi ile görüşemez. Ancak kanuna aykırıda olsa yinede arzu ettiği Trakya bölgesinden Semendre sancağı, Alacahisar ve İzvornik kendisine verilir. Şehzade Selim’in Trakya sancağını istemesi sadece bir bahanedir, o Trakya bölgesini değil bütünüyle hükümdarlığın kendisini istemektedir. Padişah babası sağlığında hiçbir oğluna veliahtlık vermeyeceğine dair söz vermişse de bu sözünde durmayıp büyük oğlu Ahmed’i yerinde görmek istemektedir. Selim, bahane olarak ileri sürdüğü ve kanunsuzda olsa babasının vermeye razı olduğu Trakya sancağına gitmez, etrafına topladığı kırk bin kişilik bir kuvvetle Çorlu yakınlarına gelir. (Cennet mekan Yavuz Sultan Selim efendimizin, babalarına karşı giriştiği saltanat savaşını, sonunda velev ki kaybetmiş olsaydı, tarihler kendisinden Celali veya Kabakcı isyanı gibi, her hangi bir isyan olarak bahsedecek, asi, baği, haddini bilmez bir isyankar diyeceklerdi. Mademki mücadelesinin sonunu zaferle noktaladı, o halde asi ve mücrim damgasını yemekten kurtulup baş tacımız, efendimiz, halife’i ruy-i zemin payesiyle taltif edilmiştir. Kuvvet kimde hak onda.)

Babasının emrindeki kuvvetlerle yaptığı ilk savaşta başarılı olamaz, Rumeli'deki taraftarlarının da yardımıyla Kırım hanının yanına çekilir. Selim’in bu yenilgisiyle Ahmed’in padişahlığı kesinleşmiş gibi gözükmektedir, bunu fırsat bilen şehzadeler Ahmed ve Korkut vakit kaybetmeden İstanbul’a gelirler, gelirler ama çok geçmeden Yeniçeri ocağının Selim’in tarafını tuttuğunu görerek, Korkut Yeniçeri ocağına sığınırken, Ahmed Konya’ya avdet eder. Bu hadiseden yeniden cesaretlenen Selim, emrindeki kuvvetlerle İstanbul’a Payitahta girer, aralarında kardeşi Turgut’unda bulunduğu bazı devlet adamlarınca karşılanır.(Öyle ya, dalkavuklar haklıdan yana değil, güçlüden yana yavaş yavaş kaymaya başlamışlardır bile.)

Pabucunun dama atıldığını fark eden padişahımız efendimiz 1. Beyazıt’ın oğlu ile görüşme çabaları sonuçsuz kalır. O artık gücünü ve saltanatını elinden kaçırdığı için hak iken batıl olmuştur. Gözü açık ve ileri görüşlü devlet dalkavukları, şimdi haşmetlü Selim hanı tahta oturtmuşlardır bile, bayatlayan ve miladı dolan bir zamanların astığı astık, kestiği kestik azametli padişahı 1. Beyazıt Dimatoka’ya sürgün edilir, sürgün esnasında henüz yolda iken, Hak Teala'nın hikmetine bakın ki, o güne kadar semtine selam vermeyen ecel onu yolda yakalayarak hakkın rahmetine kavuşturuverir. Şimdi yeni padişahımız Selim hazretleridir, Padişahım sen çok yaşa.

Yavuz Sultan Selim efendimizin ilk yılı kardeşlerini ve yeğenlerini ortadan kaldırmakla geçer. (Siz yine de mübarek hakkında zalim veya katil gibi bir düşünceye sakın ola ki kapılmayasınız, boyunuzca günaha girersiniz de haberiniz bile olmaz! Yerimi alır endişesiyle kardeşleri yada yeğenlerini boğazlatmışsa, bir sebebi hikmeti vardır elbet. Ya fitneyi ortadan kaldırıyordur, yada devleti Ali Osman’ın selametini düşünüyordur!)

Şehzade Ahmed, İran Safevi devletinden yardım ister. (Selim efendimizin İran devletine olan gıcığı sadece mezhep ayrılığı olmayıp, aynı zamanda muhalifi olan Ahmed’e destek hususunda yüz vermiş olmasından kaynaklanmaktaydı. Selim önce Bursa üzerine yürüdü, Amasya’ya çekilen ağabeyi Ahmed’in görüşme teklifini kabul etmedi, ani bir baskınla onu ele geçirip yok etmek niyetindeydi, şimdilik bundan netice alamadıysa da Ahmed’in tarafına meyilli olan Koca Mustafa paşayı idam ettirir. Diğer kardeşi Korkut’ada kendi mahiyetindeki devlet adamlarının ağzından sahte mektuplar yazdırarak hükümdarlık için kışkırtır, daha hala gönlünde saltanat sevdasının yattığını anlayınca da onu ortadan kaldırmak için Saruhan üzerine yürür, Antalya’ya çekilen Korkut yakalanarak sorgusuz sualsiz derhal boğdurulur. Sıra Ahmed’e gelmiştir, oda, onun oğlu da, diğerlerinin oğlu da ortadan kalkmalı ki veliyinimet efendimiz huzura kavuşabilsin. Korkut'a yazılan hileli mektuplardan ona da yazılır, yem olarak kullanılan mektuplara takılıp Bursa civarına doğru yanaşınca da ani bir manevra ile karşısına dikilinir, Ahmed için savaş kaçınılmaz olmuştur, savaşır yenilir, yakalanır hesap kitap sorulmadan, Allah yarattı denmez boğdurulur. Cennet mekan mübarek oğlu Süleyman’dan başka yerine göz dikmesi muhtemel hanedanın bütün erkeklerini öldürtür, sadece şehzade Ahmed’in oğlu Kasım muhteşem amucalarının hışmından kurtulup Mısır mülküne sığınır, zaten daha önce de Kasım’ın babası Ahmed destek sağlamak için aynı devlete baş vurmamış mıydı?! Mısır Memlük devletine azim bir sefer ilan edilmeli, densüzün haddi bildirilmeliydi. (Bu savaşın sonunda mukaddes emanetler Hicaz'dan İstanbul’a taşınmış ve böylece haşmetlü Osmanlı padişahlarının ilk halifesi sayılmıştı, mühür kimde Süleyman odur.)

Ali Osman’a bağlı ve sadık kapıkulu ulemasından alınan fetva ile Anadolu da yıllardır kendi topraklarında sessiz sedasız yaşayıp giden sivil Şii-Alevi halka cihat açılmış, kısa zamanda kırkbin kişinin boynu vurulmuştur. Efendi hazretlerinin bu hareketine bir anlam veremeyen tebea’yada biz bunları katletmemiş olsaydık zinhar bu gafiller bizim aleyhimizde ayaklanacaklardı denmiştir. Padişah Yavuz Sultan Selim efendimiz çok sevdiği ve uğrunda gözünü bile kırpmadan pederi muhteremi ile öz kardeşlerini boğazlatmaktan çekinmediği saltanatı için, kardeşleri, yeğenleri ve diğer hanedandan başka, ayrıca Hemdem paşa, Dukaki zade Ahmet paşa, Tacizade Çelebi, İskender paşa ve Koca Mustafa paşa gibi zevatıda idam ettirmiştir.

Uzun olmayan zamanı devletinde yaptığı savaşlar şunlardır:

1- Göksu savaşı : Müslüman Dul kadir devletiyle.2- Çaldıran savaşı : Müslüman İran devletiyle.

3- Mercidabık savaşı : Müslüman Memlük devletiyle. 4- Ridaniye savaşı : Müslüman Memlük devletiyle.

Takdiri Hüda küffar ile yaptığı her hangi bir savaşı tarih henüz kaydetmemiştir...

OSMANLI PADİŞAHLARI

( 1299-1922 , 623 Yıl )

Osmanlı Padişahlarının isimleri: Orhan 1 Adet, İbrahim 1 Adet, Abdülmecid 1 Adet, Abdülaziz 1 Adet, Beyazıt 2 Adet, Süleyman 2 Adet, Mahmut 2 Adet, Osman 3 Adet, Selim 3 Adet, Ahmet 3 Adet, Mustafa 4 Adet, Murat 5 Adet, Mehmet 6 Adettir.

Toplam padişah adedi: 36 Bazılarının tahta iki kez çıkmasıyla : 38, Bazı kaynaklarca 2. Beyazıt’ın oğullarından Süleyman ve Musa çelebiler padişahlıklarını ilan ettiklerinden padişah sayısı 38 kabul edilir. İkişer kez tahta çıkanlar: 2. Murat (Fatih Sultan Mehmet), 1. Mustafa. İlk sekiz padişah halifelik sıfatını taşımaz. Yirmi sekizi hem padişah hem halife, son halife Abdulmecid ise sadece halifedir. İlk on dört padişah baba-dan oğula (evladiye) kuralı ile, kalan yirmi iki padişah ise hanedanın en yaşlı üyesi (Ekberi erşad ) kuralı ile tahta geçmişlerdir. İlk altı padişahın kabirleri Bursa’da, diğer padişahların ki İstanbul’dadır. 4. Mehmet’in (Vahdetdin) mezarı Şam’da, son halife Abdulmecid’inki Medine’dir. En uzun yaşayan Orhan Gazi 78 yaş, en kısa yaşayan 2. Osman (Genç Osman) 18 yaş. En yaşlı tahta çıkan 5. Mehmet 65 yaşında, en genç tahta çıkan 4. Mehmet 7 yaşında. On altı defa tahttan indirme vuku bulmuştur, on beşi bir kez, 1. Mustafa iki kez. Saltanatta en uzun kalan Kanuni Sultan Süleyman’dır, 45 yıl, 11 ay, 7 gün. En kısa kalan 4. Murat 93 gün. On padişah ordusu ile birlikte savaşa katıldı, beş padişah sefere çıktı, diğer yirmi bir padişah hiç savaş alanı görmedi. Sekiz padişah savaşa katılmayıp yerlerinde oturdukları halde ulema fetvasıyla gazi unvanı aldılar. Bunlar: 1. Mahmut, 3. Mustafa, 1. Abdulhamid, 3. Selim, 2. Mahmut, 2. Abdulhamid, 5. Mehmet ve Abdulmecid’tir. Sekiz padişah tabii eceliyle ölmemiştir. 1. Murat savaşta, Fatih Sultan Mehmet zehirlenerek, 2. Beyazıt zehirlenerek, Genç Osman cellat ile, 3. Selim cellat ile, Abdülaziz intihar veya cinayet ile, İbrahim idamla, 4. Mustafa idamla. Ölümleri bir süre halktan gizli tutulanlar, 1. Mehmet 41 gün, 2. Murat 16 gün, Fatih 1 gün, Yavuz 9 gün, Kanuni 48 gün, 2. Selim 7 gün, 3. Murat 11 gün.

En çok çocuğu olan padişah 3. Murat, kız erkek 135 adet.

Şair padişahlar ve mahlasları: 2. Murat (Muradi), Fatih(Avni), 2. Beyazıt(Adli), Yavuz(Selimi), Kanuni (Muhibbi), 2. Selim(Selimi), 3. Murat (Muradi), 3.Mehmet(Adli), 1. Ahmet(Bahti), Genç Osman(Farisi), 4.Murat(Muradi), 2. Mustafa(İkbali), 3. Ahmet(Necibi), 1. Mahmut(Sekbati), 3. Mustafa(Cihangir), 3 Selim(İlhami), 2. Mahmut(Adli), 5. Mehmet(Reşadi).

Lakabı olan padişahlar: Orhan (Gazi), Osman (Gazi), 1. Murat (Hüdavendigar), 1. Beyazıt (Yıldırım), 1.Meh-met (Çelebi), 2. Mehmet (Fatih), 2. Beyazıt(Veli), 1. Selim (Yavuz), 1. Süleyman (Kanuni-Muhteşem), 2. Selim (Sarı), 3. Mehmet (Eğri Fatihi), 1. Mustafa (Deli), 2. Osman (Genç), 5. Murat (Zalim-Bağdat Fatihi), İbrahim (Deli), 5. Mehmet (Avcı), 3. Selim (Halim), 2. Mehmet (Adil), 3.Abdulhamid (Kızıl), Abdulaziz (Pehlivan)
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Ziyaretçi Defterinden

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Alıntı Sahibi: KADIHAN
Arkadaşlar gercekten inandiginiz gibi yasamak hakkinizi saygiyla karsiliyorum (bir sunni olarak) yanliz su Osmanli düsmanliginizi anlamaktan cok uzagim eger hepimizin yasadigi su kisrak basi gibi uzanan ANADOLUMUZDA yasiyorsak kusura bakmayin ama bunu begenmediginiz Osmanliya borcluyuz Ama desenizki biz Osmanlidansa Farisileri basimizda görmek isteriz Irandaki Türmenleri bir inceleyin derim

Illaki hatali padisahlar vardir "hatasiz kul olmaz" ama hepside zalimdi zulmederdi derseniz buna inanmak mümkün degil

Hele Fatih Hana yaptiginiz saygisizlik affedilir gibi degil ne diyeyim aÁLLAH akil fikir versin

Ama yinede inandiginiz gibi yasamaniz icin ben sahsen gayretkarim

Allah yar ve yardimciniz olsun

(yazima cevap yazacaksaniz lütven hakaret etmeden seviyeli bir sekilde birbirimizi kirmadan olsun)


Sevgili arkadaşım;
1-Bize vahdeti yaklaşımınızdan dolayı öncelikle ve özellikle kutluyorum.Zira dört hak mezhep !safsatasını o kadar çok duyduk ki sizin gibilerin var olduğunu görmek bizler için ayrı bir sevinç kaynağı oluyor.
2-Bizim yaptığımız şey tarihe objektif bakabilme çabasıdır,kanıtlarımızı bu yönde değerlendirmelisiniz,kimseyi gözü kapalı kutsayamayacağımız gibi kimseyide hiçbir kanıt getirmeden eleştiremeyiz.Atalarımızı eleştirmemizi düşmanlık olarak değil farz bir emri yerine getirme olarak görmelisiniz.Ya atalarımızı yanılmışsa ? yine onlara uyacakmıyız?Yaptığımızı Osmanlı düşmanlığı olarak değil yazdıklarımızın doğruluğu yada yanlışlığı çerçevesinde değerlendirmenizi öneriyorum,doğru yazıyorsak sahiplenin,yanlış isek bunu bize kanıtlarla gösterin.
3-Osmanlı yada farsi yada türk yada kürt hiç fark etmez bizim ölçümüz takvadır,etnik köken değildir,bu nedenle tarihi kişiliklere takvalıysa değer vermeliyiz,değilse asla sahiplenmemeliyiz.
4-Duran saatin bile günde iki kez doğruyu gösterdiğini biliyoruz.Şimdi bunu bile bile ve islamda saltanat olmadığınıda bile bile şahları ve padişahları meşru kabul edebilirmiyiz?bir kişi padişah yada şahlık iddia ediyorsa daha ilk baştan o islami çizgiden uzaklaşmış demektir.
5-Özellikle örnek verdiğiniz fatihi ele alalım.Bizler biliyoruz ki islamiyette ;Bir masumu öldüren tüm insanlığı öldürmüş hükmündedir.Şimdi bu padişahın kanunnamesini düşünün,birçok Osmanlı şeyhzadesi,bebekken yada küçücükken öldürüldü ve şimdi bu adamlara mahşerde O bebekleri hangi günahlarından dolayı öldürdükleri sorulduğunda ,ne cevap verecekler?
En temel hak yaşam hakkı değilmi? Daha burada bile çuvallayan bir insanı sizin gibi bir müslümanın savunması doğrumudur?Bu savunduğunuz olaydan dolayı mahşerde sizi de sorumlu tutarlarsa ne yapacaksınız?
Atalarımızsa atalarımız ne yapalım yani yanlışlarına da mı sahip çıkacağız?
Tarihe onlar olmasaydı diye bakılamaz,tarihteki her şahıs ve olay ayrı bir sınav nimetidir ve her bir parça olmak zorundadır.Tarihe bakmak farzdır ve bizim için öğreticidir.ma bütün peşin bilgi ve doğmalardan kurtularak tarihe bakmalıyız aksi taktirde resmi tarih anlayışından kurtulamayız ki bu mahşeri hesabımız için çok tehlikeli tehditkardır.
Bu noktayı ve bu konuları çok iyi düşünün.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Ziyaretçi Defterinden

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Alıntı Sahibi: kadihan
.Osmanlida saltanat olmasini elestirirken kendinizin saltanati savunmasi bir celiski degilmi (ehli beyt saltanati)
Sevgili arkadaşım;
Saltanat sisteminin unsurları üzerinde düşünmeni öneriyorum.Saltanat sisteminin temel unsurları hakimiyetin bir ailede olması,el değiştirmelerin yada geçişlerin kuralsız olması kural konulsa bile temelde güç ve kuvvet ilişkisinin belirleyici olması esastır.
Saltanatta devlet,hükümet ve hakimiyet sultandadır ,kural koyucu odur.Saltanat bunların hepsini ifade eden bir siyasal yönetim biçimidir.Dolayısıyla temelinde zorbalık ve zulüm vardır,buda insan yaşamı konusunda kıyıcılığı acımasızlığı doğurur.
Saltanat yönetiminin doğal sonucu sultanın ve ailenin yada o zümrenin çıkarlarıdır.
Saltanatta devlet hazinesi özeldir ve sultana aittir ,Yönetim sultanın keyfine göredir,ailenin çıkarına göredir.Özelliği gereği totaliter yada otoriter bir yapı arzeder.Saltanatta kuralı sultan koyar.
İslamda ise egemenlik kayıtsız şartsız yaratıcınındır ve konulan tüm kurallar bu kurala uygun olmak zorundadır.Adalet ve halk yararına davranmak esastır.Merhametlilik ve eşitlik esastır.Adil yargılanma esastır.Can ve mal güvenliği esastır.Hiç bir sınıfın yada zümrenin yada ailenin çıkarı öncelikli değildir takva önceliklidir.
Tüm bunların istisnalarını yaratıcı belirlmiştir.
Şimdi bu kısa mukayeseyle tekrar düşünmeni öneriyorum.12 imamların birbirlerine imameti devretmeleri onlara gelen ilham iledir ve sadece 12 ile sınırlıdır.Yani mehdiden sonra imam yoktur.Oysa saltanatta bu sınırsız sayıdadır.Onların yaşamlarını incelersen Kuranın emirleri dışında yaşamadıklarını,hükmetmediklerini görürsün.
Sultanlarda gördüğün keyfilik yerine 12 imamlarda adalet ve merhamet görürsün.Takva görürsün,kulluk görürsün.
İnsanlar sultanlara yaranmak için çalışırken onların Allah rızası için çalıştıklarını ve tavsiye ettiklerini görürsün.Geçişlerde sorun yaşamadıklarını görürsün.
Konu uzun kısa geçiyorum neresinden bakarsan bak onların 12 imamlı sistemine saltanat diyemezsin çünkü saltanat sistemlerinde gördüğün birçok özellik 12 imamların yönetiminde yoktur.
Yani her babadan oğla geçiş saltanat değildir,diğer özellikler saltanatı belirler.Eğer aksi olsaydı Hz.Ademden hz.habile geçişi ,hz.Davut hz.süleyman ilişkisini,Hz.İbrahim Hz.İsmail ilişkisini saltanatmı sayacağız?Dahası peygamberler hz.İbrahimin soyundandır diye Allah(cc);ı haşa saltanat sisteminin kurucusumu sayacağız?
Saltanat sistemini sadece bir unsurla değil vazgeçilmez unsurlarıyla tanımlaman gerekiyor.Detaylara girmiyorum Bu durumda da ne peygamberlik sisteminede imamet sistemine de saltanat damgasını vuramayız.
Diğer hususları sitemizi inceledikten sonra yeniden ele alabiliriz.Allah(cc)hepimizin yardımcısı olsun inş.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Ziyaretçi Defterinden

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Arkadas kusura bakma ama yazin hakaret vari degilmi

Sen devletlerin yaptigi savaslardaki kayiplari yada kendine göre düsman olan diger ordularla yaptigi savaslardaki ölümleri katliam olarak görüyorsan sen tarih okumamissin

Sence hilafet ehli beytte kalsa ve babadan ogula gecerek 12 imami tamamlasa bunun adina tarih ne derdi?

Burda anladigim kadariyla kimse Osmanliyi sevmiyor sevmek zorunda da degilsiniz ama el insaf

Tek neden sia ile savasmasi herhalde bu konuya fazla deginmek istemiyorum(zira bir önceki yazim da yayinlanmadi herhalde münasip görülmedi) ama sunu söyleyeyim bu sitedeki anlayisa kurban olayim ama baska sitelerden bahsedince "bizi onlarla karistirma "deniyor siz Alevi cemaatinde ne kadar nüfuz sunuz cogunluk
Namaz kilmaz
Oruc sadece muharremde
Hatta ve hatta Ali (ra) icin peygamber diyen bile var
Siz ne dersiniz bu kisiler le Imkaniniz olsa savasmazmiydiniz dinde fesat cikardiklari icin

Osmanliya gelince padisahlarda insan hatalari olmustur illaki hesabini Yüce Allah sorar siz merek etmeyin siz zalim deyince yada ben zalim deyince hersey olup bitmiyor

Sunuda somadan edemeyecegim sizce

Ebu Bekr(ra) ömer(ra) osman(ra) sizce nasil kisilerdi

Ben Ali (ra)icin canimi veririm ve ehli beyt icin

Bir gün sizde diger sahabeler icin aynini düsünürseniz iste ozaman biz birlik olup cihana bu dinin birlik beraberlik ve kardeslik dini oldugunu anlatabiliriz


1-Yazımın neresinden hakaret çıkardığını anlayamadım,size değişik kıssalardan örnekler verdim sanırım yanlış anladınız.
2-iki batılın birbiriyle yaptığı savaşta batıldır ve insanlarda katledilmiştir.Savunma yani nefsi müdafa savaşları dışındaki batıllar arasındaki tüm savaşlar böyledir,bizlerin bakışı islami olmalıdır.
Konu tarih okuyup okumamakla değil tarihe islami açıdan bakmakla ilgilidir.
3-Hilafet yada imamet zaten Ehli Beytedir sadece uygulanması engellenmiştir,böyle olmasaydı hak çok daha aşikar olarak gözükecek ve belki yaşadığımız birçok yapay sorun sorun bile olmayacaktı ama demek ki buda sınavın bir parçası olarak böyle gelişti.Saltanatın ölçütü babadan oğla geçmesi değildir bu sadece saltanatın temel unsurlarından birisidir.
4-Osmanlı sevgisizliğin temeli dini saltanatları uğruna kullanmalarıdır,dini çarpıtmalarıdır,söylevleri ve iddiaları ile paratiklerinin birbirini tutmamasıdır.Can ve mala emniyet vermemeleridir.Yoksa Osmanlı sadece şiayla değil herkesle hatta kendisiylede savaşmıştır,padişah kavgaları örnektir,sünnilerlede savaşmıştır.memlüklüler örnektir,Araplar örnektir,türklerlede savaşmıştır,saltanat için önünde engel olan her şeyle savaşmıştır.
5-Tabiki hesap Allah(cc)a aittir ama bizde zahire bakarak bazı tesbtlerde analizlerde hükümlerde bulunabiliriz,bu hesabın yaratana ait olmasını neden engellesinki?Zaten yaratıcı bize tarihten birçok örneği iş olsun diyemi anlatıyor sanıyorsun?
6-İlk üç halife ve bahsettiğiniz sahabelirin islami anlayışları bizi bağlamıyor,sizin sevdiklerinize saygı duymakla birlikte biz islami anlayışımızı 12 imamların öğretilerine göre belirliyoruz.Eğer sevdiklerinizle bu noktada çelişki yoksa zaten sorun yoktur,ama eğer onlarla 12 imamlar arasında çelişki varsa olursa biz 12 imamların söylediklerinin doğru olduğuna inanırız,zaten ayırtedici olanda budur.
7-Hz.Ali(as) için canınızı vermeniz gerekmiyor,onun sevdiklerini sevin onun savaştıklarıyla savaşın yeterlidir.Sadece Aliyi sevmeniz yetmez,muaviye zihniyetinede karşı çıkmanız gereklidir.Ali sevgisi ancak böyle test edilebilir.
Bizim duamız tüm Müslümanların kardeşliği ve basireti içindir.Allah(cc) hepimizin yardımcısı olsun inş.


Her babadan oğla geçiş saltanat değildir,diğer özellikler saltanatı belirler.Eğer aksi olsaydı Hz.Ademden hz.habile geçişi ,hz.Davut hz.süleyman ilişkisini,Hz.İbrahim Hz.İsmail ilişkisini saltanatmı sayacağız?Dahası peygamberler hz.İbrahimin soyundandır diye Allah(cc);ı haşa saltanat sisteminin kurucusumu sayacağız?
Saltanat sistemini sadece bir unsurla değil vazgeçilmez unsurlarıyla tanımlaman gerekiyor.Detaylara girmiyorum Bu durumda da ne peygamberlik sisteminede imamet sistemine de saltanat damgasını vuramayız.
Diğer hususları sitemizi inceledikten sonra yeniden ele alabiliriz.Allah(cc)hepimizin yardımcısı olsun inş.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Re: Osmanlı'nın Gerçek Yüzü

Mesaj gönderen Musa Özateş »

alevisesi yazdı:Osmanlı'nın Gerçek Yüzü

BAZI NÜKTELER

2) Fatih sultan mehmet diye bilinen ve hakkında peygamberden hadis bile uydurulan 2.Mehmet Doğu Roma imparatoru olmayı düşünüyordu.Bunu bilen dönemin papası; Fatih Sulta'a mektup yazarak onu hiristiyanlığa davet ediyor.Diyorki: Ey Fatih amacının doğu roma imparatoru olmak olduğunu biliyorum.Ve bu amacına kan dökmeden ulaşabilmen mümkün.Yapacağın tek şey hiristiyan ol.Bu durumda hepimiz senin imparatorluğunu kabul edeceğiz.'
Fatih sultan mehmet bunun üzerine hiristiyan alimlerden ders almaya başlıyor ve italyaya sefere çıkıyor, Ancak bu sefer sırasındayken yolda aniden ölüyor.Fatih'i zehirleyenler onun ölümünü bir müddet halktan gizliyorlar ve cesedini saraya getirip,iç organlarını çıkararak kokmasını önleyip zaman kazanmaya çalışıyorlar.
31.5.2007 tarihli zaman grubunun haberinde Topkapı sarayı müze müdürü tarihçi Prof.İlber Ortaylının demeci var.Demeç şöyle:

Fatih Sultan Mehmet'in zehirlenerek öldürüldüğü iddialarının hatırlatılması üzerine İlber Ortaylı, "Evet Fatih Sultan Mehmet, yönü belli olmayan bir sefere çıkarken zehirlenerek öldürülmüştür. Tarihî veriler bu seferin İtalya üzerine olduğunu gösteriyor ve İtalyanlar o dönemde zehir konusunda çok uzmanlaşmış bir milletti. Fatih Sultan Mehmet'in hastalığı vardı; ama o hastalıktan ölmedi, zehirlenerek öldü." dedi. Tarihçi Ahmet Almaz da, 'Fatih Sultan Mehmet Nasıl Öldürüldü?' adlı kitabında padişahın, Venedik ajanı doktoru Yakup Paşa tarafından zehirlendiğini iddia etmiş.

Bunuda küçük bir itiraf sayalım,dileyelimki bu tür itiraflar devam etsin,tabi prof efendi Fatihin iç çekişmeyle öldürüldüğünü çünkü italyaya roma imparatoru olmaya gittiğini söyleyecek değil ama şimdilik bu kadarıyla yetinelim.Tarih kalanını zaten çözecektir.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

GÖnderilmiş ileti

Mesaj gönderen Musa Özateş »

(Gönderilmiş iletidir.)

(Mehmet barlas –Posta-14.10.2007)

Osmanlı geçmişimizin nelerini alsak nelerini almasak acaba?

Ermenilerin 1915’te Osmanlı yönetimi tarafından soykırımına hedef kılındığı iddiasına dayalı tasarı her yıl olduğu gibi bu yıl da Amerikan Kongresi’nin gündemine geldi ve Temsilciler Meclisi’nin Dışişleri Komitesi’nde kabul de edildi.
Biz her seferinde olduğu gibi yine büyük
ve öfkeli tepkilerle karşıladık bu gelişmeyi.
Aslında alıştığımız ve her seferinde
unuttuğumuz bir sürecin parçası oldu bu.
İlter Türkmen, Hürriyet’teki yazısında
bu gerçeği şöyle hatırlatmıştı:
-…Unutmamak gerekir ki bugüne kadar 20 kadar ülkenin parlamentosu “soykırım” kararını kabul etmiştir.… Geçen yıllarda ABD’de 35 Eyalet Meclisi “soykırım” kararını kabul etti. Temsilciler Meclisi de ilk defa “soykırım” demiş olmayacak. 1975’te kabul ettiği bir kararda, 24 Nisan’ı bütün soykırım kurbanlarını ve özellikle “soykırım”da
ölen Ermenileri anma günü olarak ilan etmesini
Başkan’dan talep ediyordu. 1981 yılında Başkan Reagan, Kamboçya’daki soykırımı kınarken Yahudi ve “Ermeni” soykırımlarına da atıfta bulunmuştu. 1984’te Temsilciler Meclisi, 1975 kararının bir benzerini kabul etmişti.


İpleri kopartmak...


Anlaşılıyor ki, bu olay bizi her yıl ABD ile ipleri kopartmanın eşiğine getirecek.
Durumu gerçekçi açıdan ele alırsak, ABD ile ipleri kopartmak için daha pek çok nedenin bulunduğunu ve bulunacağını görebiliriz. Kıbrıs yüzünden “Johnson Mektubu” geldiğinde de ABD’nin olmadığı yeni bir dünyanın kurulmasından söz edilmişti, Irak’ta üslenen PKK nedeniyle de “ABD ile ipler koparsa kopar” deniliyor şimdi.
Bütün bu durumların temelinde ise
“Osmanlı geçmişimiz” bulunmakta aslında.
Irak da, Kıbrıs da, Ermeni soykırımı iddiaları da,
bizim Osmanlı geçmişimizin parçaları değil mi?
Acaba bu geçmişin hangi bölümlerini
kabul, hangi bölümlerini reddedebiliriz?
Cumhuriyet’in resmi tarih yazımının oluşturulduğu ilk dönemlerde, Osmanlı’dan çok Hititlerde kendi geçmişimizi aramayı tercih etmiştik. Yıllar önce okuduğum bir kitapta bir yabancı yazarın “Ankara’da tarih anlayışı bilim-kurgu romanlarındaki gibi... Hititlerden Cumhuriyet’e atlıyorsunuz, arada ne Roma, ne Bizans, ne Selçuk, ne Osmanlı var” diye gözlemlerini seslendirdiğini hatırlıyorum.
Ne var ki tarihi sadece bir bölümü
ile var saymak pek mümkün değil.


Yahudiler ve Ermeniler


Kıbrıs’ın fethini kabul, Kıbrıs’ın
İngiltere’ye verilmesini reddedemezsiniz ki…
“Osmanlı 1492’de İspanya’da tehcir edilen Yahudileri kabul ettiği için, aynı Osmanlı’nın 1915’te Anadolu’daki Ermenileri tehcir etmesi görmezden gelinebilir” denilebilir mi?
Veya şöyle diyebilir misiniz?
-Osmanlı’nın sanat ve kültür mirasını kabul ediyorum ama siyasi mirasını kabul edemem. 1923’te Cumhuriyet’in kurulması ile tüm siyasal yaşamımız sıfırdan başlamıştır. Her şeye sıfırdan başlamak için alfabemizi bile değiştirdik.
Keşke böyle bir durumu gerçekleştirmek
mümkün olabilseydi.
Tüm dünyanın arşivlerinde bulunan belgeler ve kitaplıklardaki kitaplar da, yeni kuşaklar tarafından okunamaz hale getirilebilseydi.
Tanzimat’tan Meşrutiyet’e taşınan “Batılılaşma”
hedefinin Cumhuriyet’e nasıl aktarıldığını
bilmeseydik… İttihatçı kadroların iç hesaplaşmalarının Cumhuriyet’te devam ettiğini görmezden
gelseydik. “Ankara”yı kuran İstanbulluların
aslında Ankara doğumlu olduklarını düşünseydik.
Son Osmanlı askeri
Yıllar önce Çavuşesku ile söyleşi yapmak için Bükreş’e gittiğimde, Romanya tarihini yansıtan bir müze görmek istemiştim. İki katlı bir villa büyüklüğündeki bir mekanda, örme yün çoraplar, tahta kaşıklar falan teşhir ediliyordu. “Romen krallarının taçları, kılıçları nerede” diye sorduğumda, rehber bana “Hepsi İstanbul’da Topkapı Sarayı’nda” diye cevap vermişti.
Ne dersiniz?
Preveze zaferini kabul edip, İnebahtı için
“Bu bize ait değil” diyebilir miyiz?
Acaba Enver Paşa mı, İsmet Paşa mı
“Son Osmanlı askeri”ydi?
Münir Nurettin, Saray’ın “Mızıka-i
Hümayun”unda mı yoksa “Riyaset-i
Cumhur Musiki Heyeti”nde mi parladı acaba?
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Mesaj gönderen biralevi »

Ziyaretçi defterinden (YEsevi-biralevi yazışmasından alıntı)
"Türkiye`nin geçmişi çok parlak.Osmanlı bütün Müslümanların güvencesi idi.Şarkta ya da garpta bir Müslümanın başı ağrısa ona sığınırdı.Küffar ondan korkardı.Müslümanların tarihinden Osmanlı dönemini çıkarırsanız geriye bir şey kalmaz.Bugün Müslümanlar başsız dağınık.Bir araya gelsek yine güçlü olacağız.Bir Müslüman ülke kendini ne kadar güçlü hissetse yalnız başına zayıftır.Bir Müslüman ülke yanına başka Müslüman ülkeleri alsa zayıfta olsa güçlüdür.Güçlü bir Müslüman ülke komşu Müslüman ülke için de yararlıdır.Zayıf bir Müslüman ülke, Müslüman komşu ülke için de zararlıdır."
Ayetullah Erdebili H.z. leri
Bu konuda sizin görüşlerinizi merak ediyorum.Bu sözlerden sonra sitenizde bazı değişiklikler yapmanız gerekmiyor mu?


Sevgili Yesevi
Madem böyle bir talebiniz var konuyu biraz irdeleyelim istiyorum.
1-Öncelikle konu çok boyutludur.Bir çok bakışla ele alınabilir.
2-Ayetullahın sözünü aktaran kişi(Hamdi mert) bizim ölçülerimize göre güvenilir birisi değildir,dahası diyanet ilişkisi ve Osmanlı hayranlığı da düşünüldüğünde bahsettiğiniz siteye aktarımına tereddütle yaklaşmak gereklidir.Yani cümlenin söylenip söylenmediğinde ciddi kuşkularım var.
3-(Eğer böyle bir söz söylendiyse)
Bu cümle konuşmanın hangi akışında ve hangi yerinde neden söylendi? Sorularının cevabıda gerekir.Biliyorsunuz konuşmanın bütünlüğü önemlidir ,kötüniyetli insanlar bu bütünlüğü bozacak bazı sözleri cımbızla seçip bunu kendi amaçları doğrultusunda kullanabilirler ki aktarıcının böyle yaptığına inanıyorum.
4-Cümlelerin hangi kasıt yada amaçla söylendiğide önemlidir.Mesela ‘Türkiyenin geçmişi çok parlak’sözünü 600 küsür yıllık bir tarih kast edilerek saltanatın toprak ve nüfuz büyüklüğüne vurgu yapılarak söylemiş te olabilir,bu durumda İngilizlerin bin yıllık egemenlik tarihinede parlak diyebiliriz buradan bir kutsama çıkmaz bu sadece görkemlilikle ilgili bir durum tesbitidir.
‘Osmanlı bütün Müslümanların güvencesi idi’ sözüde böyledir.Doğaldırki Müslümanların yaşadığı büyük devlet diğer Müslümanlarında beklentisi olacaktır.Zaten bu yüzden milli mücadeleye Hintli,arap,acem Müslüman halklar destek vermiştir.Bugünde halifelik olmamasına karşın İslam devletleri birbirlerinde yaşayan Müslümanlar için önem taşımıyor mu?Burada da kutsama değil tesbit söz konusudur.Vurguyu neden böyle anlamıyorsunuz?
Küffar ondan korkardı,buda tesbittir doğrudur küffar birbirinden de korkardı,hatta bazı küffar Osmanlıdan yardımda isterdi.Buradan da kutsama çıkmaz.
‘Müslümanların tarihinden Osmanlı dönemini çıkarırsanız geriye bir şey kalmaz’
böyle bir yorum mümkün müdür? Size soruyorum bu yorum mantıklımıdır? Emevi Abbasi Endülüs ve Osmanlı dönemi sonrası tüm İslam tarihindeki olumlu birçok gelişmeyi sıfırlayan böyle bir cümleyi bir ayetullah söylemiş olabilirmi? Bu kendimizi bile inkar anlamına gelmezmi?
‘Geriye bir şey kalmaz’mış,olurmu böyle bir şey ?Osmanlı öncesi Müslüman bilim adamlarını inkarmı edeceğiz?Osmanlı öncesi toprak fetihlerini islamın öyle veya böyle yayılması nı inkarmı edeceğiz?
Yayılan nedir tartışılır?topraklarmı kalplermi fethedildi tartışılır.hangi saltanat daha kıyıcıydı ? zalimdi tartışılır ama Osmanlıyı al gerisini at mantığı kim söylerse söylesin mantıksız dayanaksız saçmadır ve ayetullahın böyle bir cümle kullanacağına inanmıyorum bu hamdi mertin uydurmasıdır,çok kararlılıkla bu iddianın üzerine gidecekseniz o şahıstan bu sözü kanıtlamasını isteyin kaçtığını göreceksiniz……
5-Diğer cümlelerde durum tesbitidir ve kimse itiraz etmez.(sadece Müslümanlar başsız sözünün tartışmasına girmiyorum,çünkü biz Hz.Mehdiye inanıyoruz.)

6-Konuyu forumda ilgili bölüme de taşıyorum isteyenler katılabilir.Biz Müslümanlar aramızda Herşeyi konuşabilmeli edebince tartışabilmeliyiz.
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Mesaj gönderen Hasan Akça »

ziyaretçi defterinden alıntılar
Yavuz selim yazmış
bakın bunları okuyacağınıza inanmasam da yaazıyorum inşallah bi kişi okurda anlar sizin ne oldugunuzu aranızdan çıkar.osmanlıyla ilgili söylediğiniz herşey yalan.hepsine cevap vericem aklı olan anlar.timur,cennet nekan beyazıt hanı hiçbir zaman tutsak etmemiş tam aksine ona misafir olarak görmüş.ona hiçbir kötülük yapmamıştır.I.selim beyazıt hana yenilmiş o dönemde yeniçeri yavuzun kahramanlığını görerek onun padişaj olmasını istemiş ve beyazıtta tahtı ona bırakmıştır yani tahttan indirme falan yoktur ve de yavuz sultan selim han tahta çıktığı zaman babası için edirne de bir köşk yapılmış ve o köşke babası edirneye kadar götürmüş babasının duasını alarak padişahlık vazifesine başlamış istanbula dönmüştür.tahttan indirme zırvalarının tamamı da dikkatle osmanlı tarihini incelediğinizde göreceksiniz ki yeniçeri yapısı bozulmadan sonra cülus bahşişi almak için askerlerin yaptığı terbiyesiz oyunlardır.ve bir de buna değinmezsem olmaz abdülaziz han tahttan indirilmesi medrese öğrencilerinin ayaklanması sonucunda yazmışsınız..böyle saçmalık olmaz.onun bi şekilde sadrazam olmuş MASON MİTHAT PAŞA ve onun emriyle hareket eden rüstem paşanın tarafınadan görevlendirilen iki cezayirli saray pehlivanının kur-an'ı kerim okuduğu sırada padiha saldırması ve bileklerini tutmalarıyla şehit edildiğini biliyoruz.yani tahttan indirme normal değildir.ve en son değinmek istediğim konu da aile cinayetleri konu başlıklı zırvalarınız.osmanlı padişahalrından hiçbiri mala makama meraklı insanlar olmayıp yüzünü ahırete dönmüş veli insanlardır.onlar kardeşini akrabasını boğdurmuşlardır evet.ama şunu unutuyosunuz amaçları asla makam mevki için değil allahın dinini ve resullahın naklettiği güzel dinimizi devam ettirmek için öldürmüşlerdir.ve şeyhül-islamın fetvasyla haraket etmişlerdir.ve şunu da bilmediğinizden eminim padişahların hepsi kardeşlerini öldürürken çok gözyaşı dökmüş ve onlara vefat ettikten sonra çok saygı göstermişlerdi.ve de CENNET MEKAN SAVUZ SULTAN SELİM HAN anadoludaki alevilere karışmamış ama bakmışki halkı alttan alttan kışkırıyolar önlemini almış tabiki...dedem yavuz sultan selim hanın ellerine sağlık..sizin gibi din cahillerini,mezhepsizleri kesmiş ama hepinizi kesememiş demek ki..o kadar düzembazsınız ki size müsliman topraklarını zindan eden osmanlı padişahları hakkında atıp tutuyosunuz..bir kitap dahi okumadan uydurdabildiğiniz kadar uyduruyosunuz.gidin de biraz süleymaniye kitapevinden tarihleriyle hakikatleri okuyun.oturup burdan ********* atmak kolay tabii.

DAvut yazmış:

Yooo yanılıyorsun. Ben bizzat tüm yazdıklarını okudum. Ama üzgünüm hiçbişey anlamadım Çünkü aramızda kalsın ama biraz sallıyo gibisin Asıl senin hiç okumayan birisi olduğun apaçık. Sadece süleymaniye kitabevinin kitaplarını okumakla tarih öğrenilmez efendi...

Mesaj Sahibi: yavuz selim
.osmanlı padişahalrından hiçbiri mala makama meraklı insanlar olmayıp yüzünü ahırete dönmüş veli insanlardır.onlar kardeşini akrabasını boğdurmuşlardır evet.ama şunu unutuyosunuz amaçları asla makam mevki için değil allahın dinini ve resullahın naklettiği güzel dinimizi devam ettirmek için öldürmüşlerdir.ve şeyhül-islamın fetvasyla haraket etmişlerdir.ve şunu da bilmediğinizden eminim padişahların hepsi kardeşlerini öldürürken çok gözyaşı dökmüş ve onlara vefat ettikten sonra çok saygı göstermişlerdi.



musa yazmış
bunları yazan bir insanla tarih konuşulamaz çünkü bu peşin hükümlü şartlanmış birisidir,
bebek ölümlerini masum insanların ölümüne dini kılıf arayan ve bulan bir insan objektif değildir

yavuz selim yazmış
kardeşim siz yazdıklarımdan neden o kadar kısmını kesip koyuyosunuz?ya hepsini koyun herkes gerçeği görsün ya da hiç koymayın Allah Allah.kafanıza göre kesip koyma hakkını nerden buluyosunuz.tabii koymaya cesaret edemezsiniz.çünkü sizinle ilgili söylediğim herşeyin gerçek olduğunu sizde bal gibi de biliyosunuz.CENNET MEKAN YAVUZ SULTAN SELİM HAN ve diğer osmanlı padişahları hakkındaki çirkin ithamlarınızı kınıyorum ve sizi onlara saygı duymaya çağırıyorum. ha bide sizin yazınızın biyerini es geçmişim şimdi farkettim.siz yavuz sultan selim hanla ilgili avrupalı bir seyyah o kadar çok içiyordu ki yüzü şarap gibi kıpkırmızıydı.o ********* seyyah bozuntusu yavuzu nerde görüyo da öle söylüyo ki acaba o saraya bile alınmazki bırak sultan selimi görsün.Anadolu da yıllardır kendi topraklarında sessiz sedasız yaşayıp giden sivil Şii-Alevi halka cihat açılmıştır diye bir ibarede kullanmışsınız.hristiyanları bile öldürmemiş onlara hoşgörüyle yaklaşmış müslimanlar müslüman geçinen şii-alevileri neden ölürsün sorarım size?yani siz sessiz sedasız otursanız hristiyanlar gibi neden öldürsün sizi di mi yani?nolur biraz beyninizle düşünün ya...son bir ithamınız cevaplıyorum ve bitiriyorum.osmanlı padişahları bilerek türk hatunlarla evlenmemiştir.siz şimdi bu lafı keser koyarsınız o yüzden araya bu cümleyi yazdımkesemeyin diye.çünkü eğer türk hatunlarla evlenseler daha sonraki yıllarda tahttan beklentileri olacak ve devlet düzenini bozacaklardır.o yüzden kimsesiz avrupalı edepli yabancılarla evlenmişlerdir ki daha sonra bi de hatunlarından gelebilecek sıkıntıları baştan çözmüşlerdir.ve de onarın terbiyesiyle ilgili konuşuyosunuz ve onların müslümanlıklarıyla ilgili.onlar son derece iyi müslümandılar yani padişah hatunları.şöyle ki sadece osmanlı topraklarında müslüman olarak doğmuş insanlar iyi müslüman olucak diye birşey yoktur.bi örnek vereyim.molla hüsrev fatihin hocası.babası fransız subayıdır ve hristiyandır ama kendisi gençlik yıllarında müslümanlıgı tanımış ve kısa zamanda çok büyük bi evliya olmuştur.demek istediğim yani illa doğma büyüme müsliman olmak önemli değil sonradan da büyük evliya olunabiliyor.ve osmanlı hatunları da öyledir.onların hepsi müslümandı yazdığımız gibi yok 1.muratın hanımı ve fatihin annesi hristiyan değildi.bakın biliyorum bunun da tamamını koymaya cesaretiniz yok.ama koymayacaksanız da keip koymayın cümleleri.beni söylemek istediğim bu kadar eğer tartişşmak isteyen biri varsa msn adresim zaten yukarda yazıyor.brain-storming'e aığım tartışabilirim.
webmaster- 3 yazmış
ne yazmışsan aynen konuluyor,cevaplayanların sizin yazınızın istediği kısmını alıp cevaplama hakkı var bu sitemizle ilgili değil cevaplayanla ilgilidir.
MAhşerde Yavuz sultan selimle birlikte haşredilmeyi istermisin?mademki onu seviyorsun ona bu kadar hayransın ve onu veli arif biliyorsun o halde mahşerdede onunla olmayı istersin değilmi?
Yani o neredeyse sende onun yanında olmak istermisin isterim dersen amin diyeceğim ama iyi düşün çünkü sanalda yazılanlardanda Allah (cc)haberdardır...

yavuz selim yazmış
tabiki de isterim pegramberimizin mısır seferinde onun önünde yürüdüğü,hayatını padişahlığın sıcak tahtında yani istanbulda sadece 3 ay geçirmiş islamiyet yolunda at üstünden inmeyen,islamiyetin zarar görmemesi için ilk önce müslüman geçinen mezhepsizlerin temizlenmesi gerektiği bilincinde olan(son derece de haklı)ve iç tehtidleri temizlemiş ve ardından ömrü yetmediği için avrupaya açılamamış ,halifeliği osmanlı haneddnlığına getiren ve bozulmasını önleyen ve de müslümanlığı son derece güzel yaşayan vakti olmadığı halde günde 5 saatini islamiyetin inceliklerine ayırarak kitap okuyan,dini münazaralara katılan ulu hakanla ben haşrolmayı isterim de Allah-ü teala acaba beni onunla haşrolmaya layık görür mü?sizinlemi haşrolmak isticem kardeşim tabiki cennet mekanla haşrolmak isticem Allah Allah..

inşallah layık görür çünkü hak ediyorsun ))))


yavuz selim yazmış
davut efendiye cevap olsun bu yazım..bana hiç kitap okudan sallıyosun falan demiş,sülaymaniye kütüphanesindeki kitapları okumakla olmaz demiş.kara cahilliği heryerinden belli oluyo bu davut efendinin..sülaymaniye kitapevi dünyanın en büyük kitapevlerinden ve de zaten okuyabileceginden cok cok fazlası vr orda sen daha nerde oldugunu blmiyosundur ki sülaymaniye nin i de bitek orayla olmaz falan diyosun.senin boyun kadar kitap okumuşumdur ben efendi.ama bi dakka benim yazdıklarıma cevap veren ancak çocuk olmalı.yani boyu 130 cm falan veya yazılanlardan çocuk zekasına sahip bir efendi olduğunu çıkartırsak farklı tabii .bilmem anlatabildim mi?eger söylediklerime bi cevabın varsa söyle davut efendi yani bu yazdıklarım sana itham gibi geldiyse atıyorum diye düşünüyosan doğrusu söyle de ben de araştırayım barii.ama nerde.............
Mesaj Sahibi: musa
Mesaj Sahibi: yavuz selim
.osmanlı padişahalrından hiçbiri mala makama meraklı insanlar olmayıp yüzünü ahırete dönmüş veli insanlardır.onlar kardeşini akrabasını boğdurmuşlardır evet.ama şunu unutuyosunuz amaçları asla makam mevki için değil allahın dinini ve resullahın naklettiği güzel dinimizi devam ettirmek için öldürmüşlerdir.ve şeyhül-islamın fetvasyla haraket etmişlerdir.ve şunu da bilmediğinizden eminim padişahların hepsi kardeşlerini öldürürken çok gözyaşı dökmüş ve onlara vefat ettikten sonra çok saygı göstermişlerdi.




bunları yazan bir insanla tarih konuşulamaz çünkü bu peşin hükümlü şartlanmış birisidir,
bebek ölümlerini masum insanların ölümüne dini kılıf arayan ve bulan bir insan objektif değildir



peşin hükümlü olduğumu nerden çıkardın bilmiyorum.masum insanların ben sana masum olmamasının sebebini yazdım yeni yazımda yani hristiyanlara hoşgörü gösteren osmanlı neden müslüman masumları durup dururken öldürsün Allah aşkına bana bi mantıklı açıklama yapsana...o çocuk ölümleri diye acıtasyon yapma onlar zaten bir gün öldürülecek devlet bekası için ha çocukken ha 20-30 yaşında farkeden bişey yok.ayrıca dinimize göre bilmem biliyomusun buluğ çağına girene kadar ölen her müslüman sorgusuz sualsiz cennete gider.o ölen çocukların bu durmdan şu an şikayetçi olduğunu sanmıyorum kimse cenneti dünyaya tercih etmez herhalde..ben zaten objektifim...sizin hoşuna gitmeyen cümleler yazınca mı objektiflikten çıkıyorum yani...


Mesaj Sahibi: yavuz selim
musa yazdı:[QUOTE=yavuz selimo çocuk ölümleri diye acıtasyon yapma onlar zaten bir gün öldürülecek devlet bekası için ha çocukken ha 20-30 yaşında farkeden bişey yok.ayrıca dinimize göre bilmem biliyomusun buluğ çağına girene kadar ölen her müslüman sorgusuz sualsiz cennete gider.o ölen çocukların bu durmdan şu an şikayetçi olduğunu sanmıyorum kimse cenneti dünyaya tercih etmez herhalde..ben zaten objektifim...sizin hoşuna gitmeyen cümleler yazınca mı objektiflikten çıkıyorum yani...




ilk defa böyle uçuk bir yorum okuyorum eğer bu yoruma inanıyorsan tüm akrabalarının küçük çocuklarını öldür ve hepsi cennete gitsinler belki büyüyünce günahkar olurlar kestirmeden bu işi hallet böylece hepsi şikayetçide olmazlar
madem öyle KUranda küçük çocukların cahil araplarca diri diri gömülmesi neden günah kabul ediliyordu ?
ya bizde kime ne soruyoruz bu kafadaki adamla nasıl tartışılır ?


davut yazmış
yavuz selimmisin nesin, madem sen bu yayınevini bu kadar mühim görüyorsun bişey söyleyemem ben. istediğin kitabı okur istediğin düşünceye sahip olabilirsin. benim kastım, bu yayınevinin osmanlı zihniyetli olduğunu belirtmektir. hiçbir objektif yanı yok bence. tıpkı senin gibi. sen ahmaksınki sadece bir yayınevinden tarih ediniyorsun. böyle bir durumun sözkonusu bilimsel olarak imkansızdır. kesinlikle objektif olamazsın. ilgilendiğin, araştırdığın konu her ne ise, konu hakkında hangi yayın evinin, hangi yazarın olursa olsun tüm kitaplarını okumak zorundasın. ama senin böyle bir sorunun yokki zaten. Allah seni süleymaniye yayınlarıyla haşretsin ne deyim :)

evet benim boyum kadar (179 cm) hatta daha fazlasını okumuş olabilirsin. ama boşuna okuduğun apaçık ortada. istersen milyon kitap oku. hala konuşma üslubundan asıl kimin çocuk zekasına sahip olduğu apaçık aşikardır. kime neyi ıspatlamaya çalışıyorsunki yok şukadar okudum filan :D gülüyorum haline. çocuk asıl sensin.

bide gelmiş araştırayım filan diyosun :) bırak Allah aşkına senin araştırman sadece süleymaniyeden olacaktır kesinlikle. boşver sen, koy gerisini :) tarih uzmanı yavuz sultan süleymaniyeyi selim efendi :D ras gele




inan musa kardeş bende böyle bişeyi ilk defa okudum. neler var neler şu fani dünyada. aynı havayı soluyup aynı topraklar üzerinde yaşıyoruz, ve buda kendine müslüman diyor...
ağlanacak haldesin
yavuz selim yazmış
ya birader sen olayı ne kadar saptırıyosun böyle senin zaten tarih bilginin 0 oldugunun farkındayımda b. cevap veremiyosun diye sürekli saçma sapan seyler yazıyosun..ben sana diyorum ki bebek ölümleri dediğim osmanlının hanedanının çocukları için geçerli ve de zaten katli vacip kısmında değil yani ulema yasak etmış bebklerın öldurulmesını.you ok?öle bişey yok bebek öldürme falan...ice saptı ko ya..ben de zaten tasvip etmiyorum böle bişeyi ama osmanlıya o kadar guvenıyorum yaptıysa ama yapmamış bi bildiği vardır..sen onları yargılıcak ne kapasıtedesın ne de dini bilgidesin

biralevi yazmış

Arkadaşlar
Böyle insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz nasıl bizimkiler! cemi semahı sazı dedeyi alevilik yada din diye kabul ediyorsa birçok sünni müslümanda osmanlıyı islami bir imparatorluk zannediyor ve padişahları böyle kutsuyor.
BU nedenle ülkemizde sağlıklı bir islam kardeşliği olacak ise sünnilerinde osmanlının mikroplarından yani padişahlarından kurtulması gerekiyor biz cemden semahtan sazdan kurtulacağız sünnilerde osmanlı etkisinden kurtulacak inşallah sünnü müslümanların içinden bir grupta osmanlıyla tarihi hesaplaşması yaparda bu imparatorlukta tarihteki çöp sepetine girer,gerçi fiziken girdi ama ruhu halen yaşıyor görüyorsunuz böyle milyonlarca tip var Ne yapalım bıkmadan usanmadan bunlarada osmanlı gerçeğini anlatacağız.


Mesaj Sahibi: yavuz selim
[ya birader sen olayı ne kadar saptırıyosun ....ben sana diyorum ki bebek ölümleri dediğim osmanlının hanedanının çocukları için geçerli ve de zaten katli vacip kısmında değil yani ulema yasak etmış bebklerın öldurulmesını.you ok?öle bişey yok bebek öldürme falan...ice saptı ko ya..ben de zaten tasvip etmiyorum böle bişeyi ama osmanlıya o kadar guvenıyorum yaptıysa ama yapmamış bi bildiği vardır..sen onları yargılıcak ne kapasıtedesın ne de dini bilgidesin

biralevi yazmış
Bu cümleyle durumu düzeltmiş oluyormu? yoksa özrü kabahatinden büyükmü diyelim?
çelişkisi ne kadar derin görüyormusunuz?ama yinede kendi inancını açık açık savunması öğreticidir ,osmanlı mikrobu dediğimizde yadırgayanlar oluyordu işte güzel bir örnek inşallah yazışmalara devam ederde diğer görüşlerinide öğreniriz.
yavuz selim yazmış
yazmayım yazmayım diyorum ama dayanılmazsınız ya biralevi sen kime osmanlı gerçeğini anlatıyon ya gerçek sizin sitenizde yazan değil gerçek o dönemde yazılmış eserlerdedir.osmanlıcan olmadıgı için o eserleri okuyamaz anlamı9nı idrak edemezsin.bi de osmanlı gerçeğini anlatmaktan bahsediyo bir şey söyle hemen cevabını vereyim osmanlıyla ılgılı...


peki soruyorum

bir önceki padişah öldüğünde veya öldürüldüğünde
o ölen padişahın haremindeki eşleri ve çocukları ne oluyordu?
(yüzlerce eş ve yüzlerce çocuktan bahsediyorum)


ali muhsin yazmış
Tabiki Osmanli cocuklari kendi atalarinin Cinayetlerini kelime oyunlari ile kapatmaya calisiyorlar ,gecmisteki Karanlik ve kanli Tarihlerini ne kadarda gizlemeye calissalar dahi 12 Eylül Döneminde Alevileri " Kizil Komunist" diyerek Muaviye Mekanlarinda Fetva vererek , genci yaslisi colugu cocugu Katlediklerini asla gizleyemzler ! ben bu konuda Foruma resimler ekliyecegim ,bakalim ozaman ne diyecekler ? Tabiki yazdiklarina göre üstü kapali olarak Alevileri 80 li yillarda katledilmelerinin Katli Vacip ve Mürtet olarak Degerlendirecekler .arkadasin görüsü bu konuda ne kadar kanli ve karanlik bir görüse sahip oldugunu göstermiyormu ?! As kes sonrada iftihar et ,atis serbest vur gitsin degilmi

ekin arkadasta sapla samani birbirine karistirmis sanki burda Matemik dersi veriyor !
yavuz selim yazmış
şimdi ilk önce birşey düzelteyim.yüzlerce eş değil en fazla 7 eşle evlenmişlerdir.şeyhül-islam fetvasıyla harem kısmındaki cariyelerle birlikte olabilirlerdi.yani cariyeler onların eşleri değildi.ok?o yüzlerce çocuk dediğinde mevzu da şöyle.kanuni döneminden sonra sarayda yaşamaya başlamışlar ve sayıları asla yüzleri bulmamış sadece bir istisna 2. muratın 112 çocugu olmuştur.o çocuklar kanuni dönemine kadar sarayda belli eğitim aldıktan sonra çevre vilayetleri yönetmek için gönderilirlerdi.o şehzadelerdn en yeteneklileri işte padişah olmaya en yatkınları da önemli vilayetlee tayin edilirlerdi.mesela amasya,manisa,bursa,trabzon gibi.padişah babaları öldükten sonra birisi padişah olur.eğer kardeşiyle çekişirse,bir isyan söz konusuysa kardeş katli vacip olup öldürülürdü.aksi taktirde ömrünün sonuna kadar sessiz sedasız rahat zengin bi hayat yaşarlardı padişahın tüm çocukları.padişahın haremine gelince Osmanlı padişahlarının ölümlerinden sonra onun çocuk doğurmamış yahut da erkek çocuk doğurmuş ve çocuğu vefat etmiş olan kadın ve hasekileri isterlerse devlet ricalinden biriyle evlendirilirdi. Bu uygulamaya ilk defa Fatih döneminde uygulandı.O babası 2. Murad'ın dul eşi Hatice Hatun'u babasının adamlarından İshak ile evlendirmiştir.(BU ARADA BİŞEYE DAHA DEĞİNMEM İCAP ETTİ FATİH SULTAN MEHMET HANIN ANNESİ DESTİNA HATUNUN HRİSTİYAN OLDUĞUNU YAZIYOR SİZİN SİTENİZ.BU TAMAMEN İFTİRADIR.ZİRA DESTİNA HATUN,TİMUR HAN DÖNEMİNDE MÜSLÜMAN OLMUŞTUR.ŞÖYLE Kİ TİMUR DÖNEMİNDE YAŞAYAN TARİHÇİ ŞEMSEDDİN YEZDİ TİMÜR HANIN ÖNÜNDE DESTİNA HATUNUN MÜSLİMAN OLDUGUNU KİTABINDA YAZMIŞTIR.BU DA SİTENİZE KAPAKK)neyse haremle ilgili konuya devam ediyorum.Kendisi de boşamış olduğu David Komnenos'un kızını Zağanos Mehmed Paşa ile evlendirmiştir. Yine III. Murad'ın ölümünden sonra çocuksuz olan ikballeri Eski Saraya gönderilmiş ve daha sonra derecelerine denk kimselerle evlendirilmişlerdir.Genellikle evlendirilenler odalık ve ikballer olup padişahların asıl kadınlarından evlenenler pek az görülmüştür. Zira kadın efendiler evlendikleri zaman bu durum hanedana ve padişaha karşı yapılan bir saygısızlık olarak kabul edilir ve tasvip edilmezdi.yani kısaca özetlemek gerekirse padişah vefat ettiği zaman onun hareminde olan cariyeler devletin çeşitli kademelerinde olan insanlarla evlendirilebilir,isterse hayatının sonuna kadar sarayda kalabilirlerdi.padişah hatunları ise eski saray'a(adı eski saray yoksa son derece yeni ve muazzam :D )saray gönderilir orada kendi oğullarının şehzadelerin yani padişah olmasını bekler ve kendi oğlu padişah olan valideler tekrar hareme dönerdi.padişah olamamış şehzade anneleri bu sarayda hayatlarının sonuna kadar devletin gözetiminde rahat bi hayat sürerlerdi.şunu da eklemem gerek cariye mevzusunda padişahlar nikahlı eşleriyle beraber olur.nadiren cariyelerle de beraber olur ama o cariyeler bellıdır.şöyle ki anlatıldığı gibi işte padişah cariyeleri karşısına dizer sonra da içinden birini seçer onunla o gewce beraber olur şeklinde değildir.bunu söyleyen roman tadı verilmiş beyninde fantezilediğini yazısına aktaran hayalperest tarihçiyim diye geçinen yakın çağın bazı düzmece yazarlarıdır.

abbas alemdar yazmış
yavuz selim la ya ve zihniyetine lanet olsun.
Sen kimsin be gerici yobaz. Osmanlının yaptığı onca zulmü katliamı görmezden gelerek osmanlıyı iyi göstermeye çalışmak evvela bu millete yapılan en büyük haksızlık ve kötülüktür. Çünkü, geçmişini iyi tahlil edemeyen toplumlar geleceğini başka milletlerin esaretinde geçirirler, asimile olup giderler. Osmanlı devri bitti, onların saltanatı da hilafeti de bitti hamd olsun. Kimin elinden bittiyse bu saltanat Allah razı olsun.
Osmanlı belgelerinde açıkça osmanlının mazlum anadolu halklarına rafizi ve kızılbaş dediği biz Alevilere zulmetmişlerdir. Okuman yoksa osmanlıca öğren. Biliyorsan iyice araştır. Araştırdıysan taassubu bırak!!!



biralevi yazmış
KOnuyu biraz daha deşelim de cevherlerin açığa çıksın
1-Harem olayını inkar edip eşleri 7 ile sınırlaman uydurmadır desteksizdir ,ama diyelimki doğrudur peki bu islamimidir? (islamın izin verdiği sayıyı biliyormusun ?)
2-BAna ömrünün sonuna kadar köşesinde sesiz sakin yaşayan bir tane şeyhzade ismi verebilirmisin?

3-Fatihin annesinin müslüman olduğunu hangi yazar hangi tarihte hangi kitabında kimden rivayetle yazıyor bildirirmisin?(kapak yapacağız da onun için)

yavuz selim yazmış
1-islamın verdiği sayı 4 tür(KAPAK 1 OLSUN). ama padişahlara özel bu sayı ulema ve şeyh-ül kararıyla servetinin de tüm hanımlara yeterceği ve hak geçirilmeyeceğini bilen ulema ve şeyh-islamınfetvasıyla 7 ye çıkartılmıştır.bak 7 olan nikahlı eşidir.karıştırmayalım.dğerleri cariyeleridir.yai köle sayıldıkları için onlarla nikah yapmıyorlar zaten islamiyette izin vermiyor.
2-babasının padişahlığı zamanında babası tarafından çevre vilayetlere gönderilen şehzadelerden birisi padişah öldüğünde padişah olu.yeni gelen padişah kardeşleri tarafından eğer bir başkaldırı,bir isyan görürse başkaldıran ardeşlerini öldürmesine izin vardır.fakat ona başkldımayan kardeşleri ise sancakbeyliklerine devam ederler.ve ya yaşı küçük olanlar sarayda tahsis edilen yerlerde hayatıın onuna kadar dar bir özgürlük içinde yaşarlar ama öldürülmezler.mesela sen bir tane istiyosun hemen söyleyeyim(bu arada şeyhzade değil şehzade)(KAPAK İKİ OLSUN).Mesela 2.mahmut'un 4 tane oğlu,6 kızı var.şehzade oğulları abdülaziz,5.murat,adühamit ve 2.abdülmecid dir.tarihe bakılınca sırayla hepsi pdişah olmu ve tahta geçen padişah şehzadeleri öldrmemiştir.mesela 5.murat akıl rahatsızlığıdan dolayı yerine abdülhamit han geçtiğinde kardeşi 5.muratı öldürmemiş,onun ölene kadar rahat bir şekilde çırağn sarayında kalması temin etmiştir.(KAPAK 3 OLSUN)
3-İkinci Murat’ın hedefi bütün Anadolu’yu Osmanlı topraklarına katmaktı. 1424 yılında Bolu yakınlarında karşılaşan Osmanlı ve Candaroğlu kuvvetlerinin savaşından İsfendiyar Bey yenik ayrıldı ve Sinop’a çekildi.Osmanlı ordusuna karşı gelmekten pişmanlık duyan İsfendiyar Bey Sultandan affını isteyerek oğlu Tacettin İbrahim Bey’in güzelliği ile ünlü kızını (HATİCE ALİME HUMA HATUN) şerri nikahla kabulünü rica eder. Bunun üzerine İkinci Murat mektup ve hediyeleri kabul ederek düğün hazırlıklarının yapılmasını ister.İsfendiyar Bey’in mektup ve hediyelerinden memnun kalan İkinci Murat kırgınlıkları unutarak Candaroğulları topraklarına dokunmadı. Çaşnigir başı Elvan Bey başkanlığında bir heyeti birçok hediye ve mihr ile birlikte 1423 yılında Kastamonu’ya gönderdi. Devrekani’ye geçen heyet Çayırcık Köyüne geldi. Sultan Murat ile Hatice Alime Hüma Hatun’un düğünü Çayırcık köyünde yapıldı. Devrekani’deki düğün töreninden sonra gelin yükte hafif pahada ağır pek çok hediye ile Bursa’ya gönderildi. Bursa’da ise İkinci Murat’ın kız kardeşlerinden biri İbrahim Bey’in oğlu İsmail Bey e, birisi Anadolu Beylerbeyi Karaca Paşa’ya, üçüncüsü de Candarlızade Halil Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi’ye verildi. Düğünlerin hepsi 1424 yılında aynı anda yapıldı. İkinci Murat ile evlenen Huma Hatundan 1431 yılında Sultan Mehmed Han (Fatih) dünyaya geldi.Destina hatunla 2.murat 1435te evlenmiştir.şu karıştırılıyor huma hatun ile destina aynı kişi değil zaten fatihin doğumdan 4 yıl sonra evlenmiştir destinayla 2.murat.bi de kaynak istiyosun.daha önce söylemiştim timur zamanında yaşayan şemseddin yezdi kitabında yazmıştır.günümüzden yazan varmı diye sorarsan prof.dr.ahmet şimşirgil kayı-2 adlı kitabında yazmıştır destina ve fatihle ilgili bilgileri.bu arada şemseddin yezdi kitabında timurun yanında müsliman oldugunda bilfiil bulundugunu da söylüyor.(3 kapak getirene yıldızlı kapak bizden hediye.bu kapakları çerçeveleti koyarsın artık biyerlere:D)
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Mesaj gönderen biralevi »

1-islamın verdiği sayı 4 tür(KAPAK 1 OLSUN). ama padişahlara özel bu sayı ulema ve şeyh-ül kararıyla servetinin de tüm hanımlara yeterceği ve hak geçirilmeyeceğini bilen ulema ve şeyh-islamınfetvasıyla 7 ye çıkartılmıştır.bak 7 olan nikahlı eşidir.karıştırmayalım.dğerleri cariyeleridir.yai köle sayıldıkları için onlarla nikah yapmıyorlar zaten islamiyette izin vermiyor.
İslamdan ne anladığın yeterince anlaşıldığı için bu belden aşağı muhabbetine fazla girmiyorum,bu konuyu kendi ulemalarınla tartışmanı öneriyorum.Aynen yukarıda yazdıklarını bir Sünni din alimine sor fikrini al ,evet bu tür evlilikler uygundur diyorsa bize o alimin ismini de bildir.Bakalım evlilikte sadece padişahlara özel Kuran yorumuna izin verecekler mi?
2-babasının padişahlığı zamanında babası tarafından çevre vilayetlere gönderilen şehzadelerden birisi padişah öldüğünde padişah olur.
Yanılıyorsun padişahlığı güç ilişkisi belirler hangi şehzade saray içi ve dışı güçlerle daha sağlam ittifak krurup daha acımasız olabilirse o padişah olurdu yani takva yada ehliyet belirlemiyor bilgide belirleyici değil gücü gücü yetenedir
yeni gelen padişah kardeşleri tarafından eğer bir başkaldırı,bir isyan görürse başkaldıran ardeşlerini öldürmesine izin vardır.fakat ona başkldımayan kardeşleri ise sancakbeyliklerine devam ederler.ve ya yaşı küçük olanlar sarayda tahsis edilen yerlerde hayatıın onuna kadar dar bir özgürlük içinde yaşarlar ama öldürülmezler.mesela sen bir tane istiyosun hemen söyleyeyim(bu arada şeyhzade değil şehzade)(KAPAK İKİ OLSUN).Mesela 2.mahmut'un 4 tane oğlu,6 kızı var.şehzade oğulları abdülaziz,5.murat,adühamit ve 2.abdülmecid dir.tarihe bakılınca sırayla hepsi pdişah olmu ve tahta geçen padişah şehzadeleri öldrmemiştir.mesela 5.murat akıl rahatsızlığıdan dolayı yerine abdülhamit han geçtiğinde kardeşi 5.muratı öldürmemiş,onun ölene kadar rahat bir şekilde çırağn sarayında kalması temin etmiştir.(KAPAK 3 OLSUN)
yine yanılıyorsun her şehzade padişah için potansiyel tehdittir ve boğularak öldürülür isyan etsin etmesin o yüzden her değişimde saraydan küçük şehzadelerin cesetleri çıkardı bunlar isyan çıkardıkları için değil potansiyel tehdit oldukları için katledilirdi sonradan Fatih bunu kanunlaştırdı.Son dönemde ise bekleme nöbeti şeklinde gelişti ama bekletilen kişi sayısının az olmasına dikkat edilirdi.
2.mahmutun çocuk sayısı 8-10 arasında söyleniyor ,
Nevfidan Başkadınefendi'den : Fatma Sultan
Aşubican Kadınefendi'den : Saliha Sultan III
Hoşyar Kadınefendi'den : Mihrimah Sultan IV
Alicenab Başkadınefendi'den : Veliaht Şehzade Abdülhamid Efendi
Bezmialem Sultan'dan : Abdülmecit(padişah olmuştur)
Pervizfelek Kadınefendi'den : Atiye Sultan , Hatice Sultan
Zernigar Kadınefendi'den : Adile Sultan
Pertevniyal Valide Sultan'dan : Abdülaziz(padişah olmuştur)
Eş sayısı ise 14-20 arası veriliyor.tarihçilerin verdiği diğer eşler:
Fatma Başkadınefendi (ö.1809)
Mislinayab Kadınefendi
Kameri Kadınefendi
Ebrireftar Kadınefendi (ö.1825)
Vuslat Kadınefendi (ö.1830)
Nurtab Kadınefendi
Hüsnümelek Hanımefendi
Zeynifelek Hanımefendi (ö.1842)
Lebrizfelek Hanımefendi (ö.1865)
Tiryal Hanımefendi
2.mahmut döneminde bekleme nöbeti uygulanıyordu bu nedenle bir iki isim sağ bırakılmıştır.Hatta öldürülen bebeklerin sayı ve isimlerini tarih kitapları bile yazamaz çok sayıda tabutlar çıkıyordu denilir zaten İstanbul bursa padişah mezarları etrafında bunlara ait izler vardır.




3-İkinci Murat’ın hedefi bütün Anadolu’yu Osmanlı topraklarına katmaktı. 1424 yılında Bolu yakınlarında karşılaşan Osmanlı ve Candaroğlu kuvvetlerinin savaşından İsfendiyar Bey yenik ayrıldı ve Sinop’a çekildi.Osmanlı ordusuna karşı gelmekten pişmanlık duyan İsfendiyar Bey Sultandan affını isteyerek oğlu Tacettin İbrahim Bey’in güzelliği ile ünlü kızını (HATİCE ALİME HUMA HATUN) şerri nikahla kabulünü rica eder. Bunun üzerine İkinci Murat mektup ve hediyeleri kabul ederek düğün hazırlıklarının yapılmasını ister.İsfendiyar Bey’in mektup ve hediyelerinden memnun kalan İkinci Murat kırgınlıkları unutarak Candaroğulları topraklarına dokunmadı. Çaşnigir başı Elvan Bey başkanlığında bir heyeti birçok hediye ve mihr ile birlikte 1423 yılında Kastamonu’ya gönderdi. Devrekani’ye geçen heyet Çayırcık Köyüne geldi. Sultan Murat ile Hatice Alime Hüma Hatun’un düğünü Çayırcık köyünde yapıldı. Devrekani’deki düğün töreninden sonra gelin yükte hafif pahada ağır pek çok hediye ile Bursa’ya gönderildi. Bursa’da ise İkinci Murat’ın kız kardeşlerinden biri İbrahim Bey’in oğlu İsmail Bey e, birisi Anadolu Beylerbeyi Karaca Paşa’ya, üçüncüsü de Candarlızade Halil Paşa’nın oğlu Mahmut Çelebi’ye verildi. Düğünlerin hepsi 1424 yılında aynı anda yapıldı. İkinci Murat ile evlenen Huma Hatundan 1431 yılında Sultan Mehmed Han (Fatih) dünyaya geldi.Destina hatunla 2.murat 1435te evlenmiştir.şu karıştırılıyor huma hatun ile destina aynı kişi değil zaten fatihin doğumdan 4 yıl sonra evlenmiştir destinayla 2.murat.bi de kaynak istiyosun.daha önce söylemiştim
timur zamanında yaşayan şemseddin yezdi kitabında yazmıştır.
Yazar hakkında bilgi ve Kitabın adını çeviri yılını yayınevini ve bu konunun geçtiği alıntı cümlesini verirmisin?
günümüzden yazan varmı diye sorarsan prof.dr.ahmet şimşirgil kayı-2 adlı kitabında yazmıştır destina ve fatihle ilgili bilgileri.bu arada şemseddin yezdi kitabında timurun yanında müsliman oldugunda bilfiil bulundugunu da söylüyor.(3 kapak getirene yıldızlı kapak bizden hediye.bu kapakları çerçeveleti koyarsın artık biyerlere:D)
resmi tarih yazıcılarını ve kronolojik bilgi yazmayı boşver onlar biriki bilgiyi kendi yorumlarıyla karıştırıp verirler ama bu yezdi dediğin yazarın kitabından alıntıyı aynen aktarırmısın?bizde aktarıma göre hareket edelim ve fatihin annesiyle ilgili gerçeği birlikte sorgulayalım
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mesaj gönderen Musa Özateş »

ziyaretçi defterinden alıntıdır
Mesaj Sahibi: fatih mehmet osmanlıoğulları
sitenizde osmanlı hakkında çok kötü yazılar yazıyor. acaba osmanlı anadolunun elevileşmesini önlediği için ve de alevileri geberttiği için mi böyle hakaretler ediliyor. osmanlı herzaman yaşadı ve yaşamaya devam edecektir ben ve benim gibiler var oldukça
Osmanlıyı resmi tarihçi övüyor,
Osmanlıyı Sünniler övüyor
Osmanlıyı cumhuriyet milli eğitim müfredatı övüyor
Osmanlıyı tarikatçılar övüyor
Osmanlıyı siyasetçi övüyor (baykalda dahil çünkü oda sizdendir)
Velhasıl Osmanlıyı çoğunluk övüyor,
Bizde Osmanlının öteki yüzünü görmenizi istiyoruz ,bir başka yönüyle de tanımanızı istiyoruz bugün yaşayan pek çok mikrobun Osmanlıdan kaldığını görmenizi istiyoruz (derin devlet,siyaseten katl,katillik hortumculuk,rüşvet adam kayırma yabancı hayranlığı vs vs)
Ayrıca Osmanlı sadece Alevileri öldürmediki,Osmanlı avrupaya viyanaya kadar gitti insanları katletti (siz fetih diye anlatıyorsunuz,sonra anadoluyu işgal eden fetihçileri!! Suçluyorsunuz)
Osmanlı mısıra kadar gitti Arapları Çerkezleri katletti,
Osmanlı irana gitti Farsları Türkleri katletti,
Osmanlı Ruslarla sürekli savaştı,Osmanlı herkesle savaştı herkesi katletti,Osmanlı kendi soyundan insanları bebekleri şeyhzadeleri bile katletti,
Sadece Alevileri değil karındaşlarını kardeşlerini bile katletti,
Bizde Osmanlı fikir olarak artık tarihin çöp tenekesine gitsin diye uğraşıyoruz senin gibilerin gözü aklı kalbi açılsın diye uğraşıyoruz,
Cevapla

“Osmanlı'nın Gerçek Yüzü” sayfasına dön