11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Ebu Hasaneyn
Mesajlar: 383
Kayıt: 13 May 2009, 03:47
Konum: Hatay'lıyız Hak Muhammed Ali'ye Can feda'yız

11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen Ebu Hasaneyn »

11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşma Metni-ALİ YERAL-

05/12/2009 Antakya Spor Salonu

Sn. Valim, M. vekillerim, Antakya Bel. Bşk.ım, Emn. Mdr.üm, M. Eğt. Mdr.üm, İl Müftüm, Gnç. Ve Spor Mdr.üm, Kültür Mdr.üm, Vkf. Blg. Mdr.üm, Irak Yüksek İslam Konseyi Temsilcisi ve Ankara B. Elçiliği Klt. Ataşem, Caferider Bşk.ım, Tiyemder Bşk.ım, Ankara E. Beyt İlim Vkf. Bşk.ım Alevi – Sünni – Katolik – Ortodoks – Protestan – Ermeni ve Musevi cemâat temsilcilerim, Bel. - Bld. Bşk.larım, köy – mahalle muhtarlarım, kardeş ülke Suriye’den, Ülkemizin çeşitli yerleriyle şirin Hatay’ımızın her köşesinden teşrif etmiş vefâkar – çilekeş E. Beyt âşıkları, E. Beyt Klt. ve Day. Vakfımızca düzenlediğimiz 11. “Hz. Ali - Gadir Hum Bayramı ve Kardeşlik” Konferansımıza, başka bir deyişle, Toplumsal Kucaklaşmamıza hoş geldiniz, şeref verdiniz. Başta Ez-Zehra, El-Furat, El-Cezire TV leri ile İRNA Haber Ajansı olmak üzere, yerel – ulusal yerli - yabancı medyamızın çok değerli temsilcileri, Mâide Suresi 3. Âyeti gereğince; “dinimizin kemâle erdiği, nimetimizin tamamlandığı ve İslamın din olarak seçildiği,” en büyük ve en kutsal Gadir Bayramımıza hoş geldiniz, onur verdiniz. Şâh-ı Velâyet, Pir-i İmâmet Emirulmuminin Hz. Ali Efendimize, 1420 yıl sonra yeniden itâat, bağlılık, aşk ve biat tazeleme günü olan Gadir Bayramı ile bereketini hâlâ yaşadığımız Kurban Bayramı hepimize mübârek olsun, kutlu olsun!
Sn. Valim, kıymetli protokol üyeleri, bu necip milletin 14 asırdır, gizli – kapaklı bir şekilde kutladığı mübârek Gadir Hum Bayramı, Yüce Allah’a sonsuz hamd-u senâlar olsun ki, Aleviler ile Türkiye tarihinde bir ilki gerçekleştirerek, verdiğimiz uzun mücâdeleler neticesinde artık apaçık bir şekilde, medya önünde, bütün farklı din – mezhep, ırk – dillerin katılımı ve en üst düzey Devlet yetkililerinin bizzat iştirâkiyle büyük bir coşku ve sevinç içinde kutlanmaktadır. Tabi ki buralara, kesinlikle kolay bir şekilde veya tesâdüf eseri gelinmedi. Zamanında biz, bu tehlikeli maceraya atıldığımız zaman birileri ısrarla; “EHDAV da ne oluyor? Durup dururken bu da nereden çıktı? Alevilerin kurumsallaşıp resmileşmesine ne gerek vardı şimdi? Bunlar fitne mi çıkarmak istiyor? Bize karışan mı var sanki? Ne yapıyorsunuz diye bizden hesap soran mı var ki, Ali YERAL böyle bir vakıf kuruyor, konferans veriyor? Gibi kasıtlı soruları halkın arasına yayıp milleti yanıltmağa, toplumu aleyhimize kışkırtmağa, korkutarak Alevileri kabuğuna daha da fazla çekmeğe ve adeta kaos tellallığı yapmağa çalışıyorlardı. Ama medyada – meydanlarda devamlı söylenen; “Aleviler dinsizdir, kestikleri yenmez, onlar sapık mezheptir, mum söndü yaparlar” gibi çirkef iftiralar, görünürde onları pek fazla ilgilendirmiyordu. Onları olabilir, ama bizi fazlasıyla ilgilendiriyordu arkadaş ve onun için meydana inip; “Durun bakalım, Aleviler sizin söylediğiniz veya sandığınız gibi dinsiz değil, gerçek E. Beyt İslamının sahibidir. Mum söndü yapmazlar, haram nedir bilmezler, kul hakkı asla yemezler, aksini iddia eden varsa da hodri meydan!” deyip elimizi masaya vurduk. Çoğu insanın kendini ifade etmeğe korktuğu, bilhassa Aleviyim demeğe gölgesinden bile ürktüğü bir zamanda, biz ölümü göze alarak, kefenimizi hazırlayıp bu kutsal ama tehlikeli yolculuğa baş koyduk. Ve bihamdillah her şeye rağmen mutlu neticeye ulaştık. Şimdi adamlara sormazlar mı: “Şeker kardeşlerim; hani Ali YERAL yanlış yapıyordu? Hani Gadir Bayramı gizliydi, açıklanamazdı? Hani fitneye sebep olur diye, Alevi Derneği veya Vakfına hiç gerek yoktu?.. Hayırdır durup dururken, size ne oldu da böyle aniden çark edip, hem de yasak yerden bütün kuralları çiğneyerek U dönüşü yaptınız?.. İşte böyle arkadaşlar, kimi Allah’ın verdiği ince basiretle, 15 – 20 yıl sonra olacakları doğru okur ve canı pahasına da olsa önlem alır, kimi de inadından gözlerini ışığa kapatır, önünü bile göremez takılır ve yere yuvarlanır. Düne kadar, içerde ve dışarıda, gizli - açık A. YERAL aleyhinde kampanya yürütenler, onu hedef tahtasına koyup tehdit edenler, kendisini Dinden / Alevilikten aforoz edenler, bu adam Alevilerin sonunu hazırlıyor diye çirkin kehânette bulunanlar, hatta medyada onu açıkça terörist ilan etmeğe bile haya etmeyenler, şimdi yüzlerini nereye koyacaklar çok merak ediyorum?! Aslında Yüce Allah da bu aziz millet de bu büyük Devlet de kimin ne yaptığını ve ne olduğunu çok iyi bilmektedir!
Sn. Valim, değerli E. Beyt dostları, burada izninizle dünle bugün arasında birkaç örnekle küçük bir mukâyese yapmak istiyorum: Daha dün Alevilik yanlış, tehlikeli ve utanç vericiydi, bugünse Alevilik Ülkemin güzelliği, sigortası ve iftihar vesilesidir! Dün Gadir gününde dükkan kapatan her Alevinin ya annesi hasta, ya da dedesi ölmüş mazereti vardı. Bugünse Alevinin Gadir coşkusuna bütün Devlet erkanı, Sünni kardeşleri, diğer din mensupları ile Türkiye’nin her köşesinden ve komşu ülkelerden binlerce insan katılmaktadır. Dün Gadirde kepenk kapatan dükkanlara Bld. zabıtası tutanakla ceza yazardı. Bugünse Ant. Bld. Bşk. bizzat yaptırdığı yazılı afişleri Köprübaşı ile Spor Salonuna astırarak, Alevilerin Gadir Bayramını kutluyor. Bu münasebetle, tarihte Gadir Bayramımızı, yazılı afişlerle ve basın demeçleriyle ilk kutlayan Bld. Bşk. olması hasebiyle, duyarlı Bşk.mız Sn. Lütfü SAVAŞ Beye huzurunuzda, bu ince nezâketinden dolayı, şükran ve saygılarımı sunuyorum. Bu arada, 97’den bu yana uluslar arası platformlarda ve her toplantıda medya ile tüm Devlet yetkilileri önünde savunduğumuz bir dava vardır. Dinimizin kâmil olduğu 18 Zilhicce Gadir Hum Velâyet Bayramı ile İmam Hüseyin (A.S)’ın şehit edildiği 10 Muharrem Âşura gününün resmi tatil ilan edilmesini istedik. Zira bu günlerde çalışmak veya okumak zorunda olan Aleviler, inançlarıyla kanun arasında sıkışıp kalmaktalar. Onun içindir ki, Gadir Bayramı ile Âşura gününün resmen tatil ilan edilmesi ve özellikle Alevi / Caferilerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde en azından idari izinli sayılması için, Sn. Cumhurbaşkanımıza, Sn. Başbakanımıza, Sn. Meclis Başkanımıza ve Sn. Hatay Valimize, halktan topladığımız imzalarla beraber dilekçemizi göndereceğiz. Bu isteğimizi onaylayan siz değerli - duyarlı E. Beyt aşıklarının, konferans bitiminde görevli arkadaşların yürüttüğü imza kampanyamıza destek vermenizi önemle rica ediyorum.
Sn. Valim, cami – kilise ve havraların bombalanıp havaya uçurulduğu, çocuk - kadın ve ihtiyarların balta ve testereyle hunharca parçalandığı, insanların diri diri yakıldığı bir zamanda, medeniyetler beşiği barış, kardeşlik ve huzur şehri Antakya’mızda; Alevi – Sünni, Türk – Arap – Kürt, Müslüman – Yahudi – Hıristiyanların, mübârek Gadir Hum coşkusunun en derin hazzını, kardeşçe ve hep beraber yaşamaktayız. Son zamanlarda Ülkemizde; AB yolculuğu, özde demokrasi, Kıbrıs, Ermeni, Alevi ve Kürtler hakkında ezber bozan, cesur ve tarihi adımlar atıldı. Bu adımlar birileri için, her ne kadar küçük olsa da zaman gösterecek ki, tarih boyunca baskı ve zulüm görmüş biz Aleviler için çok büyük adımlardır. Her şeyden önce, başta Suriye ile İran olmak üzere, tüm komşularımızı azılı düşman statüsünden samimi komşu ve kardeş ülke konumunda gördüğü ve Suriye’den vizeyi kaldırdığı için, Sn. Başbakanımıza bir Alevi, Hataylı ve T.C vatandaşı olarak teşekkürü bir borç biliriz. Düne kadar üç tarafı deniz, dört tarafı düşman devletlerle çevrili safsatalarla eğitilip büyütülürdük. Tabi böyle bir ortamda yaşamak, bize son derece sıkıntı ve tedirginlik vermekteydi. Çünkü hiçbir komşusuyla barışık olmayan bir kişi veya devletin huzurlu bir yaşantısından bahsetmek mümkün mü? “Yurtta barış, cihanda barış” ilkesi gereğince, komşuları ve bölgesiyle sıfır sorunlu bir Türkiye siyaset anlayışını sonuna kadar desteklediğimizi ifade etmek isteriz. Ama yine de Avrupalı Jorc kimlik kartıyla 28 ülkeyi rahatça gezerken, bizim M. Ali’nin önündeki, İslam ülkeleri arasında bulunan sorun, vize ve kalın sınır duvarlarının varlığı zorumuza gitmiyor değildir. Biz AB ülkeleri yanında, bütün İslam devletleri vatandaşlarının da birbirlerini kimlik kartıyla dolaşabilecekleri günü sabırsızlıkla bekliyoruz. Öte yandan, ilk kez başlatılan Alevi Çalıştayları, tarih boyunca varlıkları bile yok sayılıp inkar edilen biz Aleviler için bir dönüm noktasıdır. Ama şunu ifade etmeden geçemeyeceğim ki; sayıları 1,5 milyona varan Akdeniz Arap Alevileri, teselli telefonları haricinde, hak ettikleri ilgiyi maalesef görememiş ve yine görmezden gelinmişlerdir. İnsan kendi kendine şunu sormadan edemiyor: Asırlar boyu bazı çevrelerin, ısrarla bizi Yüce İslam Dinimizin dışında göstermek istediklerini çok iyi biliyoruz. Ama şimdi de bize, birileri Aleviliği de mi çok görmeye başladılar yoksa?! Kanâatimizce Alevi sivil toplum kuruluşlarının başkanları ile kanât önderleri; tüm farklı kol, kültür, tarikat ve örgütlenmeleriyle “Alevilik” ya da “Ehl-i Beyt” çatısı altında toplanır ve müzâkere edilir. Şayet sağlam ve köklü çözüm üreten bir açılım düşünülüyorsa, tüm Alevileri kapsayan böyle bir şemsiye altında bir araya gelinir, ortak noktalar tespit edilir, varsa teferruat veya cüzi ihtilaflar daha sonra uygun zemin, zaman ve ehil kişiler arasında konuşulup masaya yatırılır. İşte bunun içindir ki, Alevi Çalıştayları böyle noksanlıklar giderildikten sonra, emin adımlarla ilerletilmeli ve acilen somut neticelere ulaştırılmalıdır.
Sn. Valim, Dersim hâlâ yetim geziyor, Madımak hâlâ yanıyor, Başbağlar hâlâ feryat ediyor, Gazi Osman Paşa hâlâ kanıyor, Maraş da hâlâ kan ağlıyor!.. Bu büyük ve tek olan milletin Alevisini – Sünnisine, Türkünü Kürdüne, Müslümanını gayr-i müslimine kırdırmak isteyen, her kirli taşın altından çıkan ve her yere konan karanlık ve derin yapılanmanın sonuna kadar cesaretle gidilmesini ve bir an önce neticelenmesini istiyoruz! Tarih boyunca bir aile gibi, kardeşçe yaşamış bu toplumun huzur ve barışını baltalamak isteyen canilerin makam ve rütbesi ne olursa olsun, bu milletin vicdanını rahatlatacak bir şekilde âcilen cezalandırılmasını önemle talep ediyoruz! Huzurumuzu bozmak isteyen ve horoz dövüşü gibi, kardeşlerin kavgasını büyük bir keyifle perde arkasından izlemek isteyen kan ve kaos mühendislerine buradan diyoruz ki: “Ekincili Ali Karaksılı Bekir’le, Armutlulu Fatma Cumhuriyetli Ayşe’yle, Samandağlı Hüseyin Yayladağlı Halit’le, Tuncelili Rıza Rizeli Dursun’la, Diyarbakırlı Şehmus Yozgatlı Mehmet’le asla ve asla kavga etmeyecek ve size rağmen, sizin tüm karanlık projelerinize rağmen kardeşçe yaşamaya devam edecektir!.. Cepheden cepheye beraberce koşmuş ve bu cennet vatanı omuz omuza savunmuş, bu aziz milleti her kim ve ne şekilde düşürmek ve bir birine kırdırmak istiyorsa, Kadir Mevlam onların bütün çirkin tuzaklarını acilen bozsun ve kurdukları karanlık tuzaklara kendilerini düşürsün inşaallah!..”
Sn. misafirler, bu arada 1937’de, 60-100 bin Alevinin zalimce katledildiği Dersim katliamını, geçen günlerde TBMM kürsüsünde onaylayıp, örnek olarak sunan ve onu alkışlayanları, önce Yüce Allah’a sonra da bu necip milletin hür vicdanına havale ediyoruz! Ve onlara diyoruz ki: “Sittin sene sizi yorulmadan / usanmadan sırtında taşımış evlâd-ı Kerbalâ olan mazlum ve mağdur Alevilerin, sonunda karşılığı bu mu olmalıydı?! Onların sizden bütün nasibi, Alevileri zehirli gazlarla fareler gibi öldüren katilleri onaylayıp alkışlamak mı olmalıydı?!..” Aslında onlara buradan diyecek çok şeyimiz vardır, ama belki bir nebzecik haya ederler diye, mazlum Seyyit Rıza’nın idam sehpasına götürülürken haykırdığı o tarihi sözleri söylemekle yetiniyoruz:
“Evlâd-ı Kerbelâyız, biz günahsızız, / Ayıptır, zulümdür, cinayettir yaptığınız!..”

Gerçek şu ki, E. Beyt-i Kirâm bir Alevi olarak beni ne kadar ilgilendiriyorsa, Sünni kardeşimi de o kadar ilgilendirir, ilgilendirmelidir. Çünkü mutahhar E. Beyt, Müslüman olarak hepimizin ortak ve kutsal değeridir. Biz özellikle Büyük Türk milletini, Emevilerin avukatı veya jandarması olarak asla görmedik, görmek de istemiyoruz! Ama maalesef tarih boyunca Aleviler, her zaman, her yer ve coğrafyada zulüm ve baskı görmüştür. İşte biz sayısız kerb-u belâya ve katliama rağmen hâlâ Aliy’iz, Hüseyin’iz, Fatıma’yız, sonsuza kadar da biiznillah öyle kalacağız! Biz Aleviler, vatan, bayrak ve barışı herkesten çok sevdiğimizden dolayı, mazlum olsak da asla zalim olmayız. Meşru haklarımız verilmese de ne dağlara çıkarız, ne de yer altındaki derin yapılanmalara ineriz! Ama Alevilerin bu onurlu ve asil duruşunun, zâfiyet ve acziyet değil de büyük fazilet olduğunun, artık Devlet büyüklerince de görülüp anlaşılmasını istiyoruz!
Sn. Valim, değerli E. Beyt dostları, birkaç gün önce, İsviçre minare yapımına referandumla karşı çıktı. Şimdi biz sahte demokrasi ile özgürlükler ülkesine soruyoruz: Ey İsviçre, temel haklarla inançlar ne zamandan beri referanduma tabi tutulmaya başlandı? Hayırdır, niye minarelerle Allah-u Ekber sedâlarından bu kadar rahatsız oluyorsunuz? İslam Dünyası da kilise yapımı ile çan çalmayı referanduma sunarsa, sonucunu hiç düşündünüz mü? Keşke İsviçre’yi yönetenler, şirin Antakya’mıza gelseler de kilise ile havraların, cami ve türbelerimizin yanı başında olduğunu görse de, birazcık demokrasi ve medeniyet öğrenseler diyoruz!.. Onun içindir ki, gerçek demokrat ve Müslüman kanı taşıyan herkesi, paralarını İsviçre bankalarından acilen çekmeğe davet ediyoruz!. Çekmeliler ki, artık Avrupalılar dinimizin aleyhinde film, karikatür ve minare cüretine tekrar girişemesinler. Son olarak diyoruz ki; sonuna kadar demokrasi, sonuna kadar inanç ve fikir özgürlüğü, sonuna kadar vesayetsiz bir devlet yönetimi, sonuna kadar sivil ve eşit bir anayasa ve sonuna kadar İslam dünyasıyla kardeş AB yolculuğu!

Ali YERAL
EHDAV Yön. Kur. Bşk.
LA İLAHE İLLALLAH (celle celelehu) - MUHAMMEDEN (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) RESULULLAH - ALİYYEN (aleyhisselam) EMİR-EL MÜ'MİNİN VELİYULLAH -(KURTULUŞ YOLU) Allah (c.c) Hz.MUHAMMED (s.a.a.v) Hz.12 HAK İMAMLAR (a.s)
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen 3nokta »

Allah razı olsun.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen Çeri »

Kusura bakmayın ama Ali Yeral Hoca bu konuşmasında saçmalamış.Hiç yakıştıramadım.
Ebu Hasaneyn
Mesajlar: 383
Kayıt: 13 May 2009, 03:47
Konum: Hatay'lıyız Hak Muhammed Ali'ye Can feda'yız

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen Ebu Hasaneyn »

Çeri yazdı:Kusura bakmayın ama Ali Yeral Hoca bu konuşmasında saçmalamış.Hiç yakıştıramadım.
SAÇMALADIĞI ŞEYLERİ AÇIKLAYABİLİRMİSİN çeri KARDEŞİM LÜTFEN...
LA İLAHE İLLALLAH (celle celelehu) - MUHAMMEDEN (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) RESULULLAH - ALİYYEN (aleyhisselam) EMİR-EL MÜ'MİNİN VELİYULLAH -(KURTULUŞ YOLU) Allah (c.c) Hz.MUHAMMED (s.a.a.v) Hz.12 HAK İMAMLAR (a.s)
Ali
Mesajlar: 636
Kayıt: 24 Ara 2006, 08:34

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen Ali »

bence güzel yani konu dağıllmış ama gadiri humm mesajı güzel
Kullanıcı avatarı
BARIŞ60
Mesajlar: 35
Kayıt: 16 Kas 2009, 23:17

Ğadir-i Hum

Mesaj gönderen BARIŞ60 »

“Son veda haccı idi peygamberin.
Onsekizinci günü Zilhicce’nin.
Çıktı yüksek bir yere ol Mustafâ,
Yanına aldı Ali’yi, bâsafâ.
Dinleyiniz ey garip ümmetlerim,
Anlatayım size vasiyetlerim.
Aranızdan ayrılığım çok yakın,
Hak yoldan çıkmayın, aman, sakın.
Bana îmânı olanlar, dinleyin,
Allâh’ın fermânını siz belleyin.
İki muhkem şey bırakırım size,
Haşir’e dek rehber olur bunlar size.
Birisi, Allâh’ın Kurân’ıdır,
Diğeri, Ehli Beyt’in irfânıdır.
İşte aldım ben Ali’yi yanıma,
Son sözü tekrarlarım ihvânıma.
Canla, başla siz Ali’ye sarılın,
Böylelikle Hak yoluna doğrulun.
Ben, kimin mevlâsı olduysam hemen,
Ali’de mevlâsıdır, onun her zaman.
Kim beni severse, sever Ali’yi,
Ayrı bilmez, Peygamberle, velîyi.
Kim, Ali’ye düşman olursa hemen,
O, benim de düşmanımdır her zaman.
Sonra dedi, ol Muhammed Mustafâ,
Ey ashâbım eyleyin ahde vefâ.
Sonra kaldırdı elini Fahri-ı Cihân,
Dedi: Yâ Rab! Şâhit ol sen de hemen.
Allâh’ım sen de sev Ali’yi seveni,
Sen de sevme Ali’yi sevmeyeni.
Düşman ol! sen de Ali’nin düşmanına,
Yardım eyle! Ali’nin yârânına.
Her kim Ali’den kaçarsa ey Hudâ!,
O’nu benden dâima eyle cüdâ.
Kim hakâret eylese bu Ali’ye,
Ya, husûmet eylese ol velîye.
Sen iki cihânda onu kıl hakir,
Bu duâmı müstecâb et yâ Kadîr!
İşitince hep sahâbe bu sözü,
Vecde geldi, güldü hepsinin yüzü.”
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen alone_man »

barış can
şiir kimin?
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen 3nokta »

Saçmalamış çok ağır bir ifade bence. Sonuçta Ali Hoca Hatay'da büyük bir topluluğun lideri ve gözönünde olan birisi... Hususi toplantılarda yapıldığı gibi bir konuşma yapılmasını bekleyemezsiniz.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
Kullanıcı avatarı
BARIŞ60
Mesajlar: 35
Kayıt: 16 Kas 2009, 23:17

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen BARIŞ60 »

şiir bana facebook tan İMAM SEYİD AHMET ERDEM (caferi din adamı) diye bir gurup var oradan geldi bana can
Çeri
Mesajlar: 815
Kayıt: 28 May 2009, 10:06

Re: 11.Ğadir-i Hum ve Kardeşlik Bayramı Konuşması-ALİ YERAL-

Mesaj gönderen Çeri »

Ebu Hasaneyn yazdı:
Çeri yazdı:Kusura bakmayın ama Ali Yeral Hoca bu konuşmasında saçmalamış.Hiç yakıştıramadım.
SAÇMALADIĞI ŞEYLERİ AÇIKLAYABİLİRMİSİN çeri KARDEŞİM LÜTFEN...
Siyasi konulara girmemeliydi.Sayın Onur Öymeni linç korosuna katılması çok üzücü.İdam edilmeden önce bile namaz kılmayı red edmiş biri hatta ve hatta devrin Amerikası olan İngilizlere mektup yazıp yardım isteyen biri "evlad-ı Kerbela" olamaz.İmam H.z.Hüseyin(a.s.) Bizanslılara mektup yazıp yardım istedimi tam tersine böyle bir şeyi ancak Yezit yapardı.
Cevapla

“ Alevilikte Özel Gün ve Geceler” sayfasına dön