afitab yazdı:
halilurrahman.com'dan dinleyemiyorum. Siz sohbetlerin çözümünü yazsanız da biz de okumuş olsak. Size zahmet olacak.
Daha önceden yapılması gereken bir işi isteğiniz üzere yaptım ve size de ilgili kısmı gönderiyorum. Aşağıdaki sohbet videosunun 6.28 dakikasından itibaren çözümüdür. Ahmed Yasin Efendi'nin sohbetin tümü bu linktedir.
http://vimeo.com/17225827
(6.28) ... Bayramınız iki kere mübarek olsun. Çünkü bugünler aynı zamanda halvet günleridir. Zilhicce ayının 18’indeyiz. Muharrem ayının sonuna kadar 40 gün eder. Demek ki halvet zamanı. Bu halvette bozulmuş olan, virüs bulamış olan bilgisayarımızı düzelteceğiz. Bize göre bozuk değil ama Allah’ın kitabına, Resullullah’ın sünnetine göre bozuk. Kalbimiz bozuk, sürekli sui-zan ediyor. Halvet antivirüs gibi, kendimizi düzeltmek, yeniden programlamaktır. Halvet zamanı neye göre başlıyor dersek, Resullullah Efendimizin hayatında buluyoruz bu işaretleri. Ölçü olarak almamız için Cenab-ı Allah Habibi Muhammed Mustafa a.s. Efendimizi göndermiş, 23 sene bilfiil yaşatarak bize örnek etmiş. Resullullah Efendimizin hayatına baktığımızda görüyoruz ki Zilhicce ayının 18’i önemli bir gün. “Kadir-hum” bayramınız mübarek olsun. İki bayramdan birisi Cuma bayramı, birisi de Kadir-hum’dur.
Zilhicce’nin 18.inde Resullullah Efendimiz hacdan dönüyordu, ashabıyla beraber,
Maide suresinin 67. ayeti kerimesi nazil oldu, “ Ey Peygamber, sana Rabbinden gönderilmiş olan emirleri bildir” dedi Cenab-ı Allah. Bu ayeti kerime yolda Peygamber efendimize inzal olmuştu. Mekke-Medine arasındaki vadide, Kadir-i Hum denen bir su birikintisi, gölcük vardı. Su içilip dinlenilen bir yer. Aynı zamanda yolların kesiştiği bir yer, o yerin adı “Kadir-i Hum” idi. Efendimiz a.s. hac dönüşünde oraya geldiğinde oturdu, yanındakileri etrafına topladı ve gelecek olanları da bekledi. Ondan sonra da dedi ki “Size paha biçilmez iki emanet bırakıyorum. Biri Allah’ın kitabı Kuran-ı Kerim (bakın bu çok önemli bir işarettir), diğeri ise Ehl-i Beyt’imdir”dedi. Yani soyumdan gelecek olan Hz Ali, Hasan-Hüseyin Efendilerimiz, Zeynel Abidin ve diğer imamlar. “Bunları size emanet bırakıyorum” dedi. O gün söyledi Zilhicce’nin 18.inde. Onun için halvete gireceğiz. “Eğer onlara sarılırsanız asla sapıklığa düşmezsiniz” buyurdu. “Bu ikisinin hesabı kıyamet günü hepinizden sorulacak” buyurdu. Onun için dikkat edin, islam alimleri genellikle seyyitlerdir, Efendimizin soyundan gelenlerdir. Ehl-i Beyt’tendir. Cenab-ı Allah Resullullah a.s.’ın soyundan geldikleri için onlara “idare” kabiliyeti vermiştir. Onlar idarecidir, sistem kurucudur, kurulmuş sistemi idare edicilerdir. Allah dostlarının, tarikat büyüklerinin büyük çoğunluğu seyyitlerdendir. O, öyle mübarek bir ağaçtır. Onun için Peygamber Efendimiz orda dedi ki: “Size iki emanet bırakıyorum, bu ikisine sarılırsanız mahçup olmazsınız, birisi Kuran, diğeri Ehl-i Beytimdir” dedi. Bunlara sahip çıkmazsanız, hesaba çekilirsiniz. Nerde kaldı onlar hakkında iftira etmek. İntihar etmek demektir bu. Daha sonra Peygamber a.s. Efendimiz Hz. Ali Efendimizi yanına aldı, ellerini tutup kaldırdı, öyleki her ikisinin de koltuk altlarının beyazları göründü ve Resullullah a.s. bütün ashabına seslendi: “Ben kimin mevlasıysam, Ali de onun mevlasıdır” dedi. “Allah’ım Ona dost olana dost ol, yardım edene yardım et, O’nu horlayanı horla, Hakkı Onunla beraber kıl” diye dua etti. Bütün ashabı, haccı kabul olmuş sahabe-i kiram amin diyerek dua etti. Ehl-i sünnet alimlerinden Fahrettin Razi Hz.lerinin Tefsir-i Kebir’ini açarsanız göreceksiniz, Sünen’de göreceksiniz bu hadisler sahih hadislerdir...
Bunları anlatmak, Hz. Ali Efendimizin üstünlüğünü anlatmak, Ebubekir Sıddık hzlerinin, Hz Ömer, Hz Osman efendilerimizin üstünlüğüne bir leke getirmez. Hz. Ali Efendimiz hiçbir devirde fitne ve fesat çıkmaması için onları kendinden üstünmüş gibi göstermiştir. Yeterki fitne çıkmasın, fesat olmasın diye. Ve insanlar gelip ona diyorlardı ki “Ya Ali bu hak senin hakkın”. O aman diyordu, aman... Ben hakkımdan feragat ettim, fitne çıkartmayın, fesat yapmayın. Üstünüze düşmeyen işlere karışmayın. Nedir bu insanların hali, göz göre göre kendini cehenneme atar... Bu tebliğden sonra Maide suresinin 3. ayeti kerimesi nazil oldu. Ellerini kaldırıp “ben kimin mevlasıysam Ali de onun mevlasıdır, ona itaat eden bana itaat etmiş olur, onu seven beni sevmiş olur.” Bu duayı ettikten, bütün sahabe amin dedikten sonra Cebrail a.s. yetişti. Efendimizde vahiy alametleri göründü ve Maide suresinin 3. ayeti kerimesi inzal oldu.
Allah-u Zülcelal Hz.leri buyuruyordu ki “Bugün sizin dininizi ikmal ettim.” Bugün, şu anda... “ Nimetinizi tamamladım, size din olarak islamı seçtim, hoşnut oldum ve razı oldum” buyurdu. Bu çok önemli bir sözdür... Hz. Ali Efendimizin velayeti ile beraber, velayetinin zahir edilip bütün evliyaların sultanı olması ile beraber, dinimiz kemale erdirildi. Hiçbir noksanlık kalmadı, bitti... Cenab-ı Allah buyuruyor, Maide suresinin 3. ayeti kerimesinde.. Ama biz neyin ne zaman geldiğini bilmiyoruz ki! Bu mesele çok önemli ve ciddi, daha devam ediyor. Bir noktaya daha değinip Kadir-hum konusunu kapatacağım, yoksa çok uzun bir mesele. Size sadece bir hatırlatma, birgünde herşeyi öğretmek mümkün değil...
...(23.01) Allah-u Teala hepimize ilahi idrak ve anlayış versin. Bu kıymetli günlerin kadir ve kıymetini bilmek nasip etsin. Onun için şimdi halvet zamanıdır. Dünya ve içindekilerden uzaklaşıp Hakka yönelme zamanıdır, Muharrem ayının sonuyla beraber, hicretle beraber, biz de manevi hicretimizi tamam edip, “ölmeden önce ölünüz” hadisi şerifini tecelli ettirmemiz lazım kalbimizde... (25.34) İki bayram yaşıyoruz bugün Cuma bayramı, bir de 18 Zilhicce Kadir-i Hum bayramı. Ne olduğunu anlattık. Kitap karıştırıp okuyacaksınız, başımıza ne geliyorsa, bilmemezlikten dolayı geliyor...
Hutbenin çözümüne devam edeceğim. Yine Hz. Ali ile ilgili hutbe. O da yarın inşallah.