Aleviliği DİN gibi gösterenlere...

[KARAPAPAK MURAT]

Alevîlik hakkında araştırma yapan bir dizi araş-tırmacının ortaya attığı bir tanıma göre Alevîlik bir dindir. Ancak bununla anlatılmak istenen Ale-vîliğin İslam dini olduğu değil, İslamiyet'in dı-şında başka bir din olduğudur. Şimdi, bu görüşün savunucularından birisi olan Prof. Dr. Fuat BOZ-KURT‘a kulak kabartalım ve onu dinleyelim :

“Bizim inancımıza göre Alevîlik, Anado-lu‘nun toplumsal olaylarının ortaya çı-kardığı Orta Asya ‘dan Ön Asya’ya değin bir çok dinlerin izini taşıyan bir Anadolu dinidir. İslamlık, Onun üzerine çekilen bir örtüden ileriye gidememiştir.”

Birinci delilleri, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal gibi ariflerin irfanî özle yazılan şiirlerini apaçık çarpıtarak ortaya koydukları düşünceleri-dir. Ancak biz, bu düşünceleri delil olarak kabul etmiyoruz. Çünkü bu yazarların irfanî seviyeleri mezkur ariflerin şiirlerini anlayacak kadar güçlü değildir. Bunların bırakın irfanla ilgilerini, pek çoğunun Allah’a inanmadığı, Hz. Muhammed’i bir filozof olarak gördükleri, Ehli Beyt’e iman etmediği -ki bütün bunlardan Allah‘a sığınırız– herkes tarafından bilinmektedir. Şimdi, nasıl o-lurda Allah’a, Resulüne ve Ehli Beyt‘e düşman olan bu insanlar, Allah‘a, Resulüne ve Ehli Bey-t‘e gönül veren kişilerin şiirlerini doğru biçimde yorumlayabilirler? Açıktır ki, bu yazarların anla-yacakları şeyler, Ehli Beyt Dostları’nın anlat-tıklarının tam tersi olacaktır. Bu konu etrafında son olarak şunu söylemeliyiz ki, Ehli Beyt Mektebi’ne mensup olan kişilerin yazdığı şiirleri, ancak Ehli Beyt Mektebi’ne mensup olan diğer kişiler anlayabilir, başkaları değil... Çünkü Ale-vîlik sırdır. Sırrı ancak bilenler, kendi aralarında sembolik ifadelerle anlayabilirler.

İkinci delillerine gelince, bu deliller eski Anadolu dinleriyle Alevîlik arasında bir dizi ben-zerlik ortaya koymaları ile neşet eder. Bilimsel ve objektif bir platformda ortaya konulduğu iddia edilen bu deliller, gerçekte bilim dışılık ve süb-jektifliğin en çarpıcı örnekleridir.

Bu deliller iki açıdan eleştirilebilir. Birin-ci olarak, bu araştırmacılar Müslüman değillerdir ve bundan dolayı İslami evren tasavvurundan yoksunlardır. Kendi kısır dünya görüşleri ile Ale-vîliğe yaklaştıkları için Alevîlik hakkındaki gö-rüşleri de yetersiz kalmaktadır. Eğer bu araştır-macılar İslami evren tasavvuruna sahip olsalardı, Alevîliği hep eski Anadolu dinlerine yamamaz, varolan bazı kültürel benzerlikleri de hep İslâm dışı yollardan aramazlardı.

Biz şuna inanıyoruz ki, Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar yüz yirmi dört bin peygamber aynı ilahi programı insana tebliğ etmişlerdir. Yer yüzündeki ilk din, tek tanrılı din, yani tevhit di-nidir. Bundan sonra insanlar, değişik ve çok tan-rılı dinler icat etmiş, ama tek tanrılı dinin bazı inançlarını da bu uyguladıkları yeni din içerisin-de yaşatmışlardır. Alevîlik bizim inancımıza göre Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği dinin ta kendisi-dir. Hz. Adem‘den Hz. Muhammed’e kadar uza-nan nübüvvet zincirinde olan bazı inançlar, bu Eski Anadolu dinlerinde elbette olacaktır. İşte Alevîlik ile Eski Anadolu dinleri arasındaki kimi benzer inançlar, ancak böyle açıklanabilir.

Bu delile getirilecek ikinci eleştiri ise, bu yazarların kültür ile inanç arasındaki farkı bil-memeleridir. Ayrıca yazdıkları de gösteriyor ki, bu araştırmacılar İslamiyet‘in yabancı kültürlere karşı olan tavrını bilmiyorlar. Bu delile ikinci eleştirimiz genel olarak şudur: Alevîlik doğal olarak toplumsal yaşantıda az veya çok kendinden önce gelen kültürleri geleceğe taşımış; inanç yö-nünden bir şey yaşatmamıştır. Bunu doğal saymak gerekir, çünkü; “kültür insan tarafından üretil-diği için sürekli bir şekilde üretilmelidir. Bu ne-denle kültür yapıları, doğal olarak değişmeye müsait ve mahkumdur.” Halbuki inanç nassdır, yani kesinlikle değişme kabul etmez.

Öyle ise Alevî- Topluluğunda yer-yer görü-len kültürel farkları nasıl Alevîliğin inanç siste-mine koyabiliriz? Sünnilik dinle beraber kültürü de alırken, Alevîlik yalnızca dini düşünceyi refe-rans olarak almıştır. Referans olarak aldığı bu di-ni düşünceyi de yaşamı ile bütünleştirmesini bil-miştir. Doğal olarak Alevîlik, İslamiyet’e ters ol-mayan kültürleri yaşatmıştır. Bu ise Hz. Ali’ye kadar uzanan köklü bir pratiktir. Nitekim Hz. Ali, Malik Bin Eşter’i Mısır’a vali olarak tayin eder-ken Ona halkın İslamiyet‘e ters olmayan kültür-leri yaşatmasına izin vermesi yönünde direktifler vermiştir. Peki, bu pratikten sonra, toplumun ü-rünü olan kültürü yaşatmanın İslamiyet‘e ters ol-duğunu söylemeye kim cüret edebilir? Yada Ale-vîliğin bu tavrının İslam’la çeliştiğini hangi akıl sahibi iddia edebilir?

Kaldı ki, bu yazarların getirdiği delillerin pek çoğu çeşitli zorlamaya dayanmaktadır. Mese-la birisi çıkmış diyor ki, Zerdüştlükte ateş kutsal-mış, Alevîlikte ise çerağ kutsal. Alevîlikte çera-ğın kutsal olması ise Alevîler‘in eskiden cemler-de çerağı aydınlatmada kullanmaları imiş (?) Ya-hu, ne yapalım yani, ateş Zerdüştlükte kutsal diye etrafı aydınlatmak için ateş kullanmayalım mı? Şimdi biz, aydınlatmada ampul veya florasal kul-lanıyorsak ampul veya florasalın kutsal olduğunu mu iddia edelim? Daha bunlar gibi, akla-hayale gelmeyen yüzlerce deli saçması...

Üstadımız, Pir Sultan Abdal güzel şiirinde şöyle demektedir:

“Bizim dine yeni bir din demişler

Bir lokmayı kırk can ile yemişler

Erenlerde doğru yolu komuşlar

Biz gidelim gitmeyenden bize ne?”

Yani, bizim dinimiz tevhit dinidir; yoksa bazılarının dediği gibi yeni bir din değildir.

NOT: www.Odkan-erdenay.com alıntıdır

[alone_man]

Alevîlik hakkında araştırma yapan bir dizi araş-tırmacının ortaya attığı bir tanıma göre Alevîlik bir dindir. Ancak bununla anlatılmak istenen Ale-vîliğin İslam dini olduğu değil, İslamiyet'in dı-şında başka bir din olduğudur. Şimdi, bu görüşün savunucularından birisi olan Prof. Dr. Fuat BOZ-KURT‘a kulak kabartalım ve onu dinleyelim :

artık münafık olduğun anlaşıldı
ne kadar kıvırsan boşuna )))))

[Musa Özateş]

Yani, bizim dinimiz tevhit dinidir; yoksa bazılarının dediği gibi yeni bir din değildir.

NOT: www.Odkan-erdenay.com alıntıdır

senin anladığın tevhid dininde YÜZSÜZLÜK ve ARSIZLIK nasıl tanımlanıyor?

[KARAPAPAK MURAT]

böyle salakça yorum ve sorulara cevap vermek olanaksızdır

[ali muhsin]

böyle salakça yorum ve sorulara cevap vermek olanaksızdır

Zaten diyecek Biseyin Yokki ,yaptigin .. Tipik Vur Kac Taktigi gerisi... vizz !!