YALANNAME

Cevapla
helindem
Mesajlar: 331
Kayıt: 03 Ağu 2007, 15:06

YALANNAME

Mesaj gönderen helindem »

YALANNAME

Son aylardaki avukat görüşmelerinde İmralı’da tutuklu bulunan Abdullah Öcalan’ın, sürekli şekilde örgütten ayrılanlar hakkında yalan ve iftiralarda bulunduğu görülüyor. Bazı sözde Kürt aydınları ise; Öcalan’ın bir tutuklu olduğunu, kendisini savunma hakkının bulunmadığını, dışarıdaki muhaliflerinin ona boş yere saldırdıklarını ve Öcalan’ın kendisi yerine fikirlerinin tartışılmasının uygun olacağını savunuyor. Oysa bu tür görüşlerin de gerçekle alakası olmayan demagoji olduğu anlaşılıyor. Çünkü PKK’da tüm infazların, binlerce kadronun, Apo’nun deyimiyle; “Kemalizmin etkisindedir, Kemalizmin ajanıdır” denilerek etkisizleştirildiği ve Öcalan’ın kendisine ait kayda değer bir fikrinin bile bulunmadığı biliniyor.

Nasname’de 20 Eylül tarihinde Sait Çürükkaya imzasıyla yayınlanan bir yazıda; Basına intikal eden ve “Yalanname” olarak adlandırılan görüşme notlarında, Kürtlerin tek yaratıcısı, hatta en büyük savaşçısı olduğunu söyleyecek kadar megolaman, bir dakika sonra ise hiçbir şeyden haberi olmayan zavallı bir adam rolünü oynayan Öcalan’ın son hezeyanlarının okuyuculara izlettirilmek zorunda kalındığı belirtiliyor.

Öcalan, 19 Eylül 2008 tarihinde Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan görüşme notlarında Çürükkayalar’ın haklarında hiçbir yasal işlem yapılmadığını, Türkiye’nin onların iadesini istemediğini, korkusuzca Almanya’da barındıklarını söylüyor. Fakat Öcalan’ın açıkça yalan söylediği, TC’nin Sait Çürükkaya hakkında 7 ayrı dava açtığı, 2004 yılında Almanya’nın Hamburg kentinde tutuklandığı, iltica başvurusunun elinden alınması ile ilgili davanın halen Bremen İdari Mahkemesi’nde devam ettiği, bilinen gerçekler arasında yer alıyor. İtirafçıların ifadeleri sonucu Sait Çürükkaya’nın yengesi Aysel Çürükkaya hakkında Frankfurt’ta dava açıldığı, beraat ettiği, ancak İnterpol tarafından arandığı hususlarına da yine Nasname sayfalarında rastlanabiliyor. Sait’in ağabeyi Selim ile ilgili olarak da Türk Devleti’nin iade isteminin Hamburg Savcılığı tarafından reddedildiği ve kırmızı bültenle arandığı şeklindeki haberlere de çeşitli internet adreslerinden ulaşılabiliyor.

Öcalan, Çürükkayalar’la ilgili olarak ayrıca, Sait Çürükkaya’nın, üç kardeşini şehit veren Mustafa Marangoz’u intihar eylemine gönderdiği, bu tip eylemlerden haberi olmadığı, böyle bir yeteneğinin bulunmadığı yalanını savuruyor. “Belge Net” adlı internet sitesine göre, 1996 yılında Şam’da Öcalan sorumluluğunda toplanan PKK’nın IV.Konferansında, “Her eyalete intihar timleri gönderilebilecek şekilde hazırlık ve altyapı çalışmalarının yapılması ve intihar eylemlerinin geliştirilmesi” kararının Öcalan’ın dayatması ile alındığı kaydediliyor. Bu karar neticesinde Zeynep Kınacı’nın (Zilan) intihar saldırısında bulunduğu, Öcalan tarafından tüm PKK’lıların Zilanlaşması ve Zilan’ın bir tanrıça olduğunun belirtilerek her bölgede gönüllü intihar eylemcilerinin çıkmasının gerektiği şeklinde emir verildiği vurgulanıyor.

Öcalan’ın ve dolayısıyla PKK’nın yalanları saymakla bitecek gibi görünmüyor. Terör, kan ve gözyaşı istemeyen duyarlı ve kararlı insanların bu yalanlara kanmayacakları ümit ediliyor.

Her zaman arkadan vuran, sözde savaşlarının Kürtlere karşı olmadığını savunan Öcalan ve bu yolun yolcuları, bazı kişileri hedef göstermekle, terörist kişiliklerini başka çevrelere yönlendirmek mi istiyorlar artık orası okuyucuların takdirlerine kalıyor. Bilinen bir gerçek var ki, o da, terörle ve yalanlarla bir yerlere gelinemeyeceği, bu dünyada var olunamayacağı…

Helin Demir
helindem@mynet.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön