Pkk ve Abdullah öcalan'ı tanrılaştırmak

Cevapla
helindem
Mesajlar: 331
Kayıt: 03 Ağu 2007, 15:06

Pkk ve Abdullah öcalan'ı tanrılaştırmak

Mesaj gönderen helindem »

PKK VE ABDULLAH ÖCALAN’I TANRILAŞTIRMAK

Etnik ayrımcılığa yer vermeyen, gelişen demokrasisiyle bölgesinde önemli bir örnek oluşturan Türkiye’de PKK, bugüne kadar sürdürdüğü katı ideolojik yapısı ve silahlı mücadele yöntemleri ile varlık sebebini kaybetmektedir. Gerçekleştirdiği katliamlar ve terör eylemleriyle Türk kamuoyunda haklı bir nefret uyandıran ve terör örgütü olduğu gerçeği birçok yabancı ülke tarafından resmi düzeyde kabul edilen PKK’nın, vazgeçmediği şiddet kullanma tehdidi ve ırkçı görüşleri, terörist kimliğini açıkça ifade etmektedir.
PKK’da hiç kimsenin tek başına bir değeri yoktur. Asıl değer "yapı"dır. Herkes bu yapının bir ferdi olduğu sürece vardır. Onun dışında da herkes bir "hiç"tir. Yapının dikte edilen ve standartlaşan hareket tarzı, ifade biçimi, kavramlar ve davranışları, yapının her elemanı için, gelmiş geçmiş en mükemmel yaşam biçimidir. Tek doğru olan yol, bu yoldur. Bu yoldaki her insan "heval"dir. Bu yolu tutmayanlar ise bataklıkta debelenen "zavallı"lar, "pısırık"lar, "korkak"lar, "tırşıkçı"lar, "sapkın"lar, "kız-kadın düşkünleri", ve "hain"lerdir. (Nasname)
Kendi özgün kişiliklerine özgün olan özelliklerini, kendilerine olan özgüvenlerini, fikir üretme yeteneklerini ve kapasitelerini yitiren bu "heval"ler, yapının doruğundaki lideri yüceltip tabulaştırmayı ve onun söylediklerini birer ayet gibi ezberleyip tekrarlamayı en büyük yaratıcılık sayarlar. Onlara göre "Serok", dünyaya gelmiş geçmiş en harika insan ve insanüstü bir özelliğe sahip olan bir dehadır. Bu anlayış, örgüte, amaçlı ve bilinçli bir şekilde bizzat Apo tarafından lanse edilmiştir. O bunu, bir yandan kendisini eleştirenleri ve karşı çıkanları tek tek ortadan kaldırtmak (En taze örnekleri Sıpan Rojhilat, Kemalê Sor, Hikmet Fidan ve Kani Yılmaz’dır), öte yandan da "Benim kesinlikle eksikliklerim yoktur."... "Benim tarihim bir partinin tarihi, bir hareketin tarihi ve hatta bir ulusun tarihidir"... "En iyisi oldum" gibi söylemlerini beyinlerine nakşetmek yoluyla sağlamıştır. Bunun pekişmesini de, başta Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan ve Mustafa Karasu olmak üzere, örgütün havari rolündeki sorumlularına, Serxwebun dergisinde makaleler yazdırarak, "Beceriksizliklerini, kişiliksizliklerini ve deneyimsizliklerini teşhir edip, liderlerinin sayesinde, bu olumsuzluklarına karşı nasıl savaşım vermeye başladıklarını anlattırmakla gerçekleştirmiştir. Tabi zaman zaman, "Ben hiçbir zaman sizin zayıflıklarınızdan, yeniye, gerçeğe bağlılık durumunuzdan korktuğum kadar, ne düşmandan, ne halkın zayıflıklarından, ne de işbirlikçilerin ihanetinden korkmadım, çekinmedim" gibi hakaretlerle, onları aşağılamaktan da geri kalmamıştır.
Genel kabul gören bu kalıbın dışındaki her düşünce veya davranış biçimlerine herhangi bir eğilim ise, affedilmesi mümkün olmayan bir sapma ve ağır bir suç olarak görülmektedir. Liderin eleştirilmesi veya herhangi bir talimatına uyulmaması, en büyük suçtur. Bu tür sapkınlıklara yönelip, cezasını yaşamlarıyla ödeyen "hain"lerin sayısı, akıllara sığmayacak kadar büyüktür.
PKK ve yan örgütlerinin başında bulunanlar, Apo’nun ağzından çıkanı diğer "heval"lerden daha önce söyleyebilmenin yarışı içindedirler. Cemil Bayık’ın son tehditlerini de bu bağlamda değerlendirmek gerekirse, Bayık’ın "Halkımız ilk Kürtçe TV'yi, radyo vb. özgürlük mücadelemiz ve Önder Apo ile tanımıştır" koca yalanına ise sadece gülüp geçmek yakışır. Apo’nun yarattığı mantık budur işte: Herşey Serokla başlamıştır, herşey Serokla vardır ve o olmazsa hiç bir şey de kalmayacaktır!
Düşünce üretmeyen, düşünsel olarak bağımlı olan, bağımlı oldukları liderlerine hiçbir şekilde eleştiri yapma hakkına sahip olmayan ve bu düşünce üretimini körleştiren kafesteyken bile, kendilerini özgürlükler dünyasında sanan bu militanlar, aslında, kendilerini kişi kültüne teslim etmiş ve rasyonalizmden mahrum bırakılmış birer zavallıdırlar. Emir kulluğundan öte bir varlıkları söz konusu değildir. Dillerinden, "Serok"un adını düşürmezler. Bu adla yatar bu adla kalkarlar.
Dün neyse bugün de aynı olan PKK’nın, aradan yıllar da geçse terörist kimliğinden bir şey kaybetmediği, insana değer vermediği ve tabulaştırma yeteneğinden vazgeçmediği düşünülecek olduğunda, şiddet ve terörün her fırsatta kınandığı günümüzde kabul görmeyeceği gerçeği kendiliğinden ortaya çıkıyor. 21.yy’da hiç kimse kan ve gözyaşı istemiyor.

Helin Demir
helindem@mynet.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön