İran samandan et üretti

[MERDAN]

İnanılmaz ama gerçek: iran samandan et üretti

31 Aralık 2008 / 19:24

İranlı araştırmacılar, samandan et yaparak, çok şaşırtıcı bir ürüne imza attılar.

Samandan et üretme projesinin tasarımcısı Şehram Nozari, bu projesiyle ilgili Fars Haber Ajansına, “Biz bu projede samanı, bir nevi Mesliyum üretimi için temel unsur olarak kullanıyoruz. Üretilen Mesliyum daha sonra, kimyasal bir tepkiyle ete dönüşüyor.

Hayvan eti gibi benzer asitlere de sahip olduğunu ve bu yüzden ondan kebap yapılabildiğini veya salam ve sosis halinde yenebildiğini de belirten Nozari ayrıca, “Bu etin proteinleri tek halkalı. Sindirim oranı da yüksek olduğundan, proteinler vücuda kolayca siniyor. Ayrıca bu et türündeki Asit Amineler de, hayvan etindekine benzediği için, et ayrı bir tat kazanıyor” şeklinde konuştu.

İranlı bu araştırmacı ayrıca, her 1 Kg. samandan, 1 Kg.'ın üstünde et üretildiğini belirtirken, bu projenin 1 aydan az bir zaman içerisinde sonuçlandırılacağını ve et üretimine geçileceğini de sözlerine ilave etti.

habervaktim.com

[AZADİ]

Bu buluşla birlikte bir soru sorma gereği duydum.
Acaba bu et helalmidir harammı.
Ortada kesim işi yok.
İslami usullere göremi kesilmiş diye sorma şansımız yok.
İslami usullere göremi icad edildi diyelim bari.

İleriki yıllarda yaygınlaşacağını düşünürseniz kurban bayramında insanlar samanmı kurban edecekler.

samandan araba yı da Türkiye icat etmişti sanırım.
Yani bizimde eksik kalır yanımız yok.

[Muhammed]

Azadi hocam bu eti bir hayvan eti olarak düşünmemek lazım. Örneğin nasıl ki yumurta, zeytin... güzel bir protein kaynağı ise bu icat edilen ette protein kaynağıdır. Ürüne bu şekilde yaklaşmalıyız kanımca.
Kurban olması için kan akmalı, kesim olmalı. Samandan üretilen bu et ise farklı bir biyolojik yapıya sahip olduğu için hayvan kategorisine girmez. Samandan eti bir nevi yumurta gibi farklı bir besin kaynağı olarak düşünürsek problem kalmaz.
Ancak bu eti elde eden bilim adamı'nın üretiminde hangi teknik ve kimyasalları kullandığını bilmemiz gerekli. Zira zarar verici veya haram olan bir kimyasalı kullanıp kullanmadığı önemli bir sorudur.

[AZADİ]

bana göre bu et yemeklerden daha çok protein ihtiyacı duyan kişilere ilaç mahiyetinde verilebilir.

belli olmaz belki ilerde samandan et yapan elektrikli cihazlar üretilip satılır.
O zamanda saman üretimine geçmemiz gerekicek.
Büyükşehirlerde bu oldukça zor.

Onun için ilk başta toprak üretmemiz lazım.

Bu iş bana kaldıysa uzar gider. En iyisi eski düzene devam. Yine de Allah daha da başarı nasip etsin inşaallah.

İnsanların faydalanabileceği yeni buluşlar bekleriz.

[ali muhsin]

Bu iranli bilim adami galiba vejeteran Hayvanlari cok seviyor galiba.ki, Samandan et üretmis ...bundan sonra bir inege baktigmizda yeni üretilmis samandan eti yer ve inege derizki "sanki seni yer gibiyim " eee inek iste oda ne der " Yasasin Iran "

[MERDAN]

FHA''DAN ÖZEL HABER!!

Samandan et, açlığa koşan dünyanın hızını kesecek!




FHA- Her ne kadar atalarımız “Sakla samanı, gelir zamanı” demiş iseler de, Saman denilince genelde herkes onu değersiz ve saklanmaya değmez bir şey olarak görür. Hâlbuki İranlı araştırmacılar samandan et ürettiler.

FHA- İran’ın kuzeyinde yer alan Tonekabon kentinde, “Kapsamlı Bilimsel-İşlevsel üniversitesi” araştırmacılarının samanı ete dönüştürdüklerine dair bir haberin yayınlanması üzerine, ortaya çıkan ürünün İran Bilim Araştırma ve Teknoloji Bakanlığının 30 Yıllık kazançlar Fuarında sergilenmesine rağmen bu gelişmeye ilişkin kuşku uyandırıcı bazı iddiaların ortaya atıldığı gözlemlendi.


İşte bu yöndeki kuşkuları gidermek üzere Fars Haber Ajansı tarafından bir muhabir ve bir fotoğrafçı hadiseyi yerinde incelemek niyetiyle Tonekabon’daki söz konusu üniversiteye gittiler. Aşağıda, muhabirimizin oradaki gözlemleriyle ilgili olarak hazırladığı raporunu takdim ediyoruz:





“Kapsamlı Bilimsel-İşlevsel Üniversitesi, yeşillikler içerisinde bulunan Tonekabon’un tam ortasında yer almakta. Bu üniversitede 400 öğrenci, “İlaç Özlü Bitkiler”, “Tıbbi Bitkiler”, “Yemek Mantarları Yetiştirme”, “Sağlık ve Korunma” ve “Süs Bitkileri” dâhil 8 ayrı dalda öğrenim görüyor.


Üniversite alanına girdiğimizde, ilk dikkatimizi çeken şey, çeşitli bitkilerle dolu bahçeler oldu. Bu bahçelerin bir bölümünde, kokuları normalinden biraz daha fazla olan naneler ekilmişti. Bu bahçenin tam ortasında da, yüksek bir ağaç vardı. Bu ağacın yapraklarına İran’da “Koku Yaprağı” denir. Bu yapraklar, kımızı et ve tavuk etinin rahatsız edici kokularını gidermek için kullanılıyor. Bahçenin bir başka köşesinde de, öğrencilerin her tür gelişmeyi yakından inceleyebilmeleri için ilaçlanmamış bir turunç ağacı var.
Üniversite alanının bir diğer köşesinde saman yığınları hemen dikkatimizi çekiyor.

Üniversitenin bu bölümünün Başkanı konumunda olan Şehram Nouzari’nin odasına giriyoruz. Samandan et ve ayrıca “Sedef Mantarları” üretme projelerinin sorumlusu da o.

Masasında, temeli saman olan sedef mantarlarından üretilmiş ceviz çikolataları duruyor.





Daha sonra sohbet esnasında, orada bulunan bir memur bize, “Saman genelde her yerde değersiz bir şey olarak görülüyor. Ve biz burada, değersiz görünen bir şeyin iyi ve doğru olarak değerlendirildiği zaman nasıl çok kıymetli bir şeye dönüşebildiğini ortaya koymayı başardık. Bu sözün anlamı da şu ki, biz eğer bir şeyi değersiz olarak görüyorsak, demek ki henüz onun asıl değerini keşfetmemişiz demekki ” dedi.

Bizi biraz sonra, samanlarla dolu bir atölyeye götürüyorlar. Samanlar burada ilk önce ilaçlanıyor, daha sonra da, kaynatıyorlar. Ardından bu samanları, delikleri olan büyük naylon poşetlere koyuyorlar. Bu samanların arasına da, Span mantarının tohumunu serpiştiriyorlar. Aşılama aşamasının ardından da, komposto üretimine geçiliyor. Mantar üretimi için bu kompostolar, özel bir saklanma salonuna götürülüyor. Diyet eti üretimi için, bazı özel maddeler kullanmak ve özel şartlar oluşturmak sayesinde, söz konusu kompostoların fazladan “Mesliyumlar” üretmesi sağlanıyor. Bu Mesliyumlar da daha sonra, toplanıp özel bir teknikle, donduruluyor. Elde edilen şey, şaşkınlık yaratan saman etin ham maddesi sayılıyor.






Üretilen et ilk başta, gri renktedir. Fakat öğütüldükten ve pişirildikten sonra, kahverengine yakın bir renk alır. Bu etin tadı, normal hamburgerlerin tadına çok yakın.

Araştırmacı Şehram Nouzari, bu projesiyle ilgili şöyle diyor: “Bu proje aslında, bir buluşa dayanıyor. Biz bunun için, yemek mantarlarının mesliyumlarını kullanabiliyoruz. İlk aşamaları samandan mantar üretme işine benzeyen bu yöntemde mesliyumların, kompostomuz ve saman zeminimizi mantara dönüştürmesine müsaade etmiyoruz. Daha mantara dönüşmeden onları mesliyum seri üretimi halinde yeni şekiller almalarını sağlıyoruz. Bunlar daha sonra laboratuarda bir anzim tepkisiyle donuk bir proteine dönüşüyorlar.”

Nouzari açıklamalarını yine şöyle devam ediyor:

“Dokunulabilir hale gelen ve aynı zamanda, ete benzer Asit Aminlere sahip olan bu protein, aynı mantardan kaynaklandığı için kandaki kolesterol oranını azaltıyor.






Bu protein ayrıca, birçok gıda ve ilaç özelliklerine sahiptir. Bu ürün aynı zamanda çok tatlı olması, etin özelliklerini taşıması ve ondan rahatlıkla hamburger ve kebap yapılabilmesi nedeniyle ona “Diyet Eti” anlamı taşıyan “Diet Meat” adını verdik. Tabi bu arada şunu da belirteyim ki, bu üründe damar veya yağ diye bir şey olmadığından onda kan da yok. Fakat bu yine de, etin özelliklerini taşıyan bir nevi diyet etidir. Üstelik soyadan da daha tatlıdır.”


Soyadan tamamen farklı olduğunun altını çizen Nouzari’ye göre, soya kendi başına bir gıda ürünüdür. Fakat burada selüloz kullanılıyor. Soyada tohum yerleştirme diye bir şey yok. Ancak bu üründe bir nevi biyolojik ekim söz konusu. Dört ayaklı sınıfındaki hayvanların midelerindeki faydalı bakteriler nasıl uyum içerisinde yan yana bulunuyorlarsa ve de selüloz anzimleri sayesinde saman, ot, çer çöp ve hatta tahtadaki selülozları kullanabildikleri gibi, bu yöntemde de biz, selüloz anzimleri salgılayabilen, samandaki selülozu kırabilen, mantarın mesliyumları vasıtasıyla sade şeker, protein ve insanın beslendiği benzeri şeylere dönüşebilen mesliyumları kullanıyoruz.”

Bu ürünün gıda sanayisi alanında kullanılabilir özelliğe sahip olduğunu vurgulayan Şerham Nouzari açıklamalarının devamında bu ürününün özellikleriyle ilgili olarak,

“Bu ürünün özellikleri, beyaz etin özelliklerine daha yakın. Zira kırmızı et demirle dolu. Fakat bizim bu ürün, ettekine benzer protein ve Asit Aminlere sahip, tat açısından da, büyükbaş hayvanların etlerinin tadı gibi bir tadı var” şeklinde konuştu.

Nouzari daha sonra saman, kağıt ve tahtanın sade ve ucuz bir zemine sahip olduklarına değinerek, “Tüm selülozi maddelerden yemek mantarı veya diyet eti üretmek mümkün. Bizim bu projeden esas gayemiz, tarım artıklarını en iyi şekilde değerlendirilmesiydi.
Biz bugüne kadar, aslı saman olan bu mantarlardan çörek, poğaça, çeşitli reçel ve çikolatalar gibi ürünler ürettik” diye ilave etti.

Nouzari’ye göre, hali hazırda Afrika’da insanlar aç karınla saman ve çör çöp üzerinde uyuyorlar. Fakat bu yöntem orada faal olduğunda onlar da artık samandan et üreterek açlıklarını giderebilecekler.






Yine bu proje bağlamında ana hedef, dünya çapında yaşanan açlık sorununa bir çözüm getirmek veya şöyle diyelim, açlığa doğru koşmakta olan dünyanın hızını kesmek.

Nouzari daha sonra, bu ürünün bugüne kadar Bilimler Bakanlığının 2 Araştırma Fuarı ve bir kez de, kooperatif Bakanlığının düzenlediği fuarda sergilenmesine rağmen neden henüz seri üretime geçmediğine ilişkin sorduğumuz bir soru üzerine, “Maalesf bugüne kadar yurt içerisinden bu ürün için bir talep gelmedi. Hiçbir teşkilat da, bizi ve bu projemizi desteklemedi. Fakat bu süre zarfında yabancı çeşitli şirket yetkilileriyle görüşmelerimiz oldu. İsveç’in “IFS” Bilimler Kurumu da bizim bu projeye destek verebileceğini bildirdi” şeklinde karşılık verdi

Mansure Ferahani - Fars Haber Ajansı

[AZADİ]

Üniversitedeki araştırmacılar Dünyadaki açlığı bu şekilde çözebileceklerini ifade etmişler.
Oysaki dünya her yönüyle nimetlerle dolu ama birileri açgözlülükten dolayı başkalarının rızkına da gözdiktiği için açlık sorunu yaşanmaktadır.

SAmandan gıda üretildiği bir zamanda bile Emperyalistler bu kaynağından sadece kendi ellerinde olmasını isteyeceklerdir. Belkide birinci saman savaşı ortaya çıkabilir.
Dünyanın en değersizi bile onlar için paylaşılamaz bir değer haline gelir.

Peki ya İmam Ali'nin (a.s) dünya görüşünde bunların ne değeri vardır.
Bir göz açıp kapayıncaya kadar bile dünyaya meyletmeyen bir İmamımız var çok şikir.

[MERDAN]

Peki ya İmam Ali'nin (a.s) dünya görüşünde bunların ne değeri vardır.
Bir göz açıp kapayıncaya kadar bile dünyaya meyletmeyen bir İmamımız var çok şükür.

Azadi can,
Bilim ve teknoloji alanında araştırmalar yapmanın “dünyaya meyletme” anlamına geldiğini düşünmüyorum. Araştırma yapma ve yeni şeyler icad etme isteği insanoğlunun fıtratında vardır. Bugün aspirinden telefona, uzaya giden füzelerden şu an kullandığımız bilgisayara kadar her şey bunun sonucudur.

İslamda bir lokma bir hırka anlayışı yoktur. Yani kişi, yeme içme giyinme kanaatkar olma gibi konularda bireysel olarak bunu tercih edebilir. Ancak ilkesel olarak ve sanki islamın öngördüğü bir yaşam biçimiymiş gibi sunularak genelleme yapılması doğru değildir.

Rızık Allahtandır. Amenna. Evet ama Allahın bahşettiği ve tüm dünya insanlarına fazlasıyla yetecek kadar bol olan bunca nimetler, maalesef ki insanlar arasında adaletli paylaşım olmadığı için bugün kimi yerlerde açlık yaşanmaktadır. Ama unutmamak gerekir ki emperyalistler de örneğin afrikadaki mazlum halkların servetlerine göz dikerken bunu teknolojik üstünlüklerine güvenerek yapmışlardır. Bu sorun yüzyıllardır var ve daha yıllarca da devam edeceğe benzer.

İnancımıza göre insanlık tam anlamıyla adil bir dünyayı ancak İmam Mehdi’nin (a.f) evrensel adalet hükümeti döneminde görecektir. Ama O gelinceye kadarda O’nu bekleyen müslümanların dünyaya meyletmemek gibi bir anlayış!! adına nötralize bir yaşam tarzını benimsemesi çok yanlış bir düşüncedir. Bu anlamda her müslüman kendi yetenekleri doğrultusunda (bilim, medya-iletişim, sinema, karikatür, tiyatro, internet, ekonomi, askeri, dini, eğitim, sağlık vs gibi konularda) bireysel ve kolektif çalışmalar içinde olması gerekir.

İranlı bilim adamlarının açlık sorunuyla ilgili bu önerileri sorunun belki yüzlerce boyutundan sadece biridir. Tek o değildir. Elbette her alanda mücadele edilmelidir.

[AZADİ]

Evet sayın Merdan Abi.

Her konuda Müslümanların gayreti gereklidir.
Aslında aynı fikirde olduğumuz kesindir.
Benim özellikle belirtmek istediğim konu bilim adamının açlık sorununu bu şekilde çözülebileceği fikrinin gerçekliği yansıtamadığıdır.

Açgözlülüğe, saldırganlığa, müsrifliğe dikkat çekmek istemiştim.

Bunun haricinde elbetteki müslümanların her alanda öncü niteliği taşıyacak girişimlerde bulunması zaruridir.