Zülfükaaar yazdı:Sizler 1000 türlü çelişki içerisindesiniz daha kendi içinizde çelişkiler yaşıyorsunuz. Çünkü Hz.Ebubekr'in sizde çok iyi biliyorsunuzki Peygamber ve Ehlelbeyt dostu mubarek bir zat olduğunu ama sırf 1400 sene önce kabilesel çekişmeler yüzünden söylenmiş boş sözlerden geri dönerek o sözlerin yalan olduğunu açıklayarak tükürdüğünüzü yalamak zorunuza gidiyor. Bırakın Ebubekr ile osmanla ömerle uğraşmayı herkes özeleştirisini yapsın islamiyetin bugün kısır iç çekişmelere değil birliğe bütünleşmeye ihtiyacı var. Artık kaldıralım şu sunniliği - aleviliği hepimiz müslümanız tabiki farklılıklarımız olacak !
Kısacası "Bırakın Kardeşim Bu İşleri , Önümüze bakalım"
Zülfü Kardeşim
Bizlerin kendi içerisinde herhangi bir çelişki yoktur. Aleviliğin temeli hz. Ali (a.s) hatta peygamber döneminde atılmıştır. Peygambere ve onun pak Ehlibeytine tabi olanlara Alevi denmiştir. İnançsal olarak bizler ile Şia arasında farkta yoktur. Bizim aramızdaki fark tarihte imamalardan sonra gelen dini liderdedir. Buda inancı farklı yapmaz...
Bizler ebu bekiri çok iyi biliyoruz. Hakkı olmayan bir hilfeti gasp etmiştir. Onu bu yaptığında dolayı öldürmek gerekti. Ama o dönemin sözde sahabeleri gadir hum günü veridkleri biati çiğnediler. Ebu bekirin çiğnediği gibi...
Ebu bekir Fatıma (a.s) babası Resulullah (s.a.a) tarafından hediye edilen fedek hurmalığını gasp etmiştir. Ebu bekirin emiriyle ömer Fatımanın evini basmış ve Fatımayı kapı ile duvar arasından sıkıştırmıştır, karnındaki çocuğun ölnesine neden olmuştur.
Fatıma ebu ekir ile ömere hiçbir zaman razı olmadı onlara defalarca beddua etti.
Peygamber
"fatıma benim bir parçamdır onu üzen beni üzer onu gazaplandıran beni gazaplandırır." sözleride ebu bekirin gerçekte Fatımayı kızdırmakla kalmadığı Peygamberi kızdırmıştır. Ehli sünnet tarihçileri hepsi Fatımanın ebu bekire gazaplı öldüpğünü rivayet etmektedir. İşte Ehlibeyt dostu ebu bekiriniz.
Birde Ehlibeyte dost olmasaydı kim bilir neler yapardı? Sahi Ehlibeyt dostu dediğiniz ebu bekir? Malik bin Nuveyreyi (r.a) niye öldürttü?
Gelelim ebu bekirin halifeliği bir oldu bittiyle gasp etmesine. Kardeşim eğer ki sen gerçekten, gerçek islamı, dini, hakikati arıyorsan, gerçekten peygambere ve kur'ana tabi isen. Kısaca gerçeklerin peşinde isen o zaman sana vereceim bu hadisi iyi incele bakalım ne diyeceksin: Ömer'in Ebu Bekirin halifeliği ele geçirmesi ile ilgili bak ne diyor:
“O bir oldu bittiydi. Allah Müslümanları bu oldu bittinin şerrinden korudu. Bir daha bir kimse benzeri bir şeye kalkışırsa, onu öldürün.”
Tezkiretü’l-Havass , s.61. Sahih-i Buhari, Kitabu’l-Hudud, Bab-u Recmi’l-Hubla.
Bu Ebu bekire en büyük desteği veren ömerin sözleri. Bu söz bile halifeliğin gasp edildiğinin kanıtı değilmi? İstersen bir sürü kanıt ta getirebilirim yeterki sen gerçekten hakikati arıyor ol. Ama yok ben "beynime kilit vurmuşum ne hakikat ve doğru sadece inancıma, babamın inancına, dedemin inancına tutunmuşum" diyorsan o zaman bizi bu konuda yorma...
Sizere bu gün islam diye yutturulan sünnilik gerçekte muaviyenin uydurduğu evirip çevirdiği sünneti muaviyedir. Kanıt istersende peygamberin sünneti olan hadislerin nasıl tarif edildiği, nasıl yakıldığı, kimlerin hadis riveyetini yasakladığını, kimlerin hadis uydurduğu konularını tartışırız. Bu tartışmadan bu konudaki gerçekler oryata çıkar...
Boş sözler derken daha açık konuşmanı isteyeceğim. Boş olan nedir? Peygamberin hadislerimi? Sünni kitaplarında geçen bizleri teyid eden gerçeklermi? Tükürdüğümüzü yalamak... Kim tükürdüğünü yalıyor?
Sünniler bu gün bütünleşmekten mi bahsediyor? Siz bize hala attığınız o karalamaları bir geri çekin helebi... önce "Aleviler kadeşimizdir, geçmişte şeyhul islamların verdiği fetvalar yalandır." diyin. Hala bir sürü imamınızın hakkımızda sapık demekte. "Aleviler hakkındaki o kötü sözler hepsi yalandır. Bizler alevilere iftira attık" diye çıkın itiraf edin Alevilerde özür dileyin sonra...
Hala sizin bazı bölgelerde Aleviler mum söndü yapmaktadır iftirası dilden dile dolaşmakta. Bu iftirayı ben bir kaç sünninin ağzından duydum onlara kim size bunu anlattı diyince imam diyorlar... Buyrun bakalım bütünleşelim....
Size gerçekte yaşanmış bir hikaye anlatayım.
Bir Alevi köyü kendinden 30 kilometre uzaktaki tamamen sünni bir şehre bağlı birde tamamı Alevi olan yanı başındaki şehre uzaklığı 5 kilometre. Bu olay 70 li yıllarda oluyor. Köyün muhtarı girişimlerde bulunuyor ve köyünü Alevi şehrine bağlamaya çalışıyor. Böylelikle köylüler nufus işlerinden tut tüm devlet işlerini kendi dindaşlarının olduğu ve kendilerine yakın olan bir şehirde yapacaklar. Komşu köyün sünni muhtarı gider buna engel olmak ister "hayırdır muhtar neden buna kalkıştın birisi senimi üzdü biri sama karşı bir saygısızlık mı yaptı." Bizim Alevi muhtar şunu söyledi: "hayır kimsenin bir saygısızlığını görmedim ama zaman değişken yarın bir harp olur olaylar çıkar köyümün erkekleri köyden ayrılmak zorunda kalır ben bu Alevi kadınlarını senin köyünden ve diğer sünni köylerden ta şehre kadar nasıl ve kime güvenip güvenli geçeceklerine emin olacağım? kim onlara dokunulmayacağı garantisini verir?" Not: bu olayı bizzat bana Alevi olan muhtar anlattı.
Geçmişte yaptıklarınız gelecekte yapacakalrınızın garantisi değilmi? sizinle kardeş olmak için önce siz içinizde bize karşı beslediğiniz o kininizi atın.