7. sayfa (Toplam 31 sayfa)

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 22 Ağu 2010, 21:19
gönderen aleviyyun
alone_man yazdı:
aleviyyun yazdı:Kendi adına mı konuşuyorsun tüm forum yönetimi adına mı?
buda nasıl soru
tabiki kendi adıma konuşuyorum
Güzel

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 23 Ağu 2010, 03:26
gönderen f_altan
aleviyyun yazdı:Gelelim hadislerinize biz inanmıyoruz çünkü bu hadislerin tahrif edilmiştir.
Mesela size bir ayet verelim:

سورة آل عمران185: كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْت
Genelde tüm müfessirler ayeti (her nefis ölümü tadacak” şeklinde tercüme eder. İşin garip tarafı ayette geçmiş zaman kipi var. “zâikatul” fiil kelimesi geçmiş zaman fiilidir. Ayetin normal tercümesi “her nefis ölümü tatmıştır.” Şeklinde olmalıdır.
"zâikat" geçmiş zaman fiili mi? :D
Peki "zaikat"ın ism-i failini bana söyler misin?!!
Bunu dahi bilemeyen birinin diğerlerini eleştirmesi ne kadar doğru olabilir?! Hadislerimizi kabul etmeyan ve ayetleri de kendi kafasına göre tevil yapan biriyle yazışmak abes olur bence. Gerçi sizinle yazışacak vaktim yoktur ama vakit bulunca tevillerinin doğru olmadığını ortaya koyacaktım bu yazınızı görünce ondan da vazgeçtim. Git biraz oku, arapça öğren ondan sonra gel bu konulara gir, benden tavsiye.

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 23 Ağu 2010, 09:22
gönderen aleviyyun
MÜCAHİD yazdı:
aleviyyun yazdı:Gelelim hadislerinize biz inanmıyoruz çünkü bu hadislerin tahrif edilmiştir.
Mesela size bir ayet verelim:

سورة آل عمران185: كُلُّ نَفْسٍ ذَآئِقَةُ الْمَوْت
Genelde tüm müfessirler ayeti (her nefis ölümü tadacak” şeklinde tercüme eder. İşin garip tarafı ayette geçmiş zaman kipi var. “zâikatul” fiil kelimesi geçmiş zaman fiilidir. Ayetin normal tercümesi “her nefis ölümü tatmıştır.” Şeklinde olmalıdır.
"zâikat" geçmiş zaman fiili mi? :D
Peki "zaikat"ın ism-i failini bana söyler misin?!!
Bunu dahi bilemeyen birinin diğerlerini eleştirmesi ne kadar doğru olabilir?! Hadislerimizi kabul etmeyan ve ayetleri de kendi kafasına göre tevil yapan biriyle yazışmak abes olur bence. Gerçi sizinle yazışacak vaktim yoktur ama vakit bulunca tevillerinin doğru olmadığını ortaya koyacaktım bu yazınızı görünce ondan da vazgeçtim. Git biraz oku, arapça öğren ondan sonra gel bu konulara gir, benden tavsiye.
:)
Arapça yı çok iyi bilmediğimi önceki yazılarımda söyledim...
Evet haklısın geçmiş zaman fiili değil. İsim fail. peki isim fail geleceK zaman fiii olarak tercüme edilir mi?
not: Birde imamların ayeti nasıl yorumladıklarına bak istersen...

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 09:51
gönderen yeshilyol
alone_man yazdı:
aleviyyun yazdı:
alone_man yazdı:
aslında haklısın
alim ! sıfatına bürünmüş
işine gelmeyen hadisi de yalanlayan daha rearkarnasyon olayını dahi çözememiş yada halen buna bile inanan bir kafayla
nasıl yazışabilirki?
Bu şekildemi tartşırsın?
Gelelim hadislerinize biz inanmıyoruz çünkü bu hadislerin tahrif edilmiştir.

dediğinde

fikri sabit olduğunu anladım
bektaşi,lerden biliyorum
inkar edenle ne yapsak tartışılamıyor boşa vakit kaybı demekki nuseyrilerdede böyle bir damar var
en azından sende var
en azından bu konuda var
oyalamayın vaktim yok
dedğinde de özgül ağırlıklarımızın farklı oldunu gördüm
senin vaktini daha fazla harcamadan kısa kestim
yani en azından bu konuda tartışamayacağımızı anladım
belki fikri sabit olmadığın başka konularda tartışırız
burada başaramadı k(m)
ALeviyyun kardeşim başından beri oyalanmaya vaktinin olmadığını yazmış, ehil insanların cevap yazmasını istemiş, ama şu ana kadar kafa bulandırıcı yazılardan başka birşey yazıldığı yok. "hadislerinize inanmıyoruz" sözü öyle yaban atılacak basit bir laf değildir, bu bir ekole bakış açısını yansıtır.
Madem biz akidemizin ehlibeytin dosdoğru akidesi olduğuna inanıyorsak tabiiki buna muhalif olan ve tersi de gene sizin kaynaklarda bulunan hadislere muharref veya uydurma diyeceğiz, kimse alınmasın çünkü bu hadislere dayanılarak biz kafir ilan ediliyoruz ama alınmıyoruz...

İmam Sadık a.s.ın yukarıdaki hadislerde geçen ibareyi kullanmış olup olmadığı kullanmışsa hangi şartlarda ve ne için kulandığı anlaışmalıdır, bunlar anlaşılmadan, mesele halledilmez.
Nakledilen bir hadiste imam Sadık a.s. demişki:
İmam Sadık (a.s) cevabında şöyle buyurdu: "Bu ekole inananlar, bütün İlahi şeriatları ve dini hükümleri terk etmiş ve kendilerini dalaletlerle süslemişlerdir. Nefislerinin önünü nefsan şehvetler için açmışlardır. Diyorlar ki "Ne cennet vardır ne de cehennem, ne dirilme ne de Kıyamet! Her kesin kıyameti ruhunun bedenden ayrılışı ve bir başka bedene girmesidir. Eğer önceki dünyasında iyilik ehli idiyse, daha iyi bir vaziyet ve daha güzel bir beden ve daha yüksek bir dereceyle dönecektir. Ama eğer kötülük ehli imiş veya eğitilmemiş ve cahil kalmışsa, çalışan-zorluk çeken hayvanların veya çirkin sürüngenlerin bedenine girerek dünyaya dönecektir. Kendilerinden iddialarına delil istendiğinde, şaşırıp kalıyorlar ve bu bozuk inançlarına hiçbir delil getiremiyorlar ve her zaman hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Tevrat onları yalanlamış ve Kur'an onlara lanet etmiştir…" (Bihar-ül Envar, c.4, s. 320)
Yukarıdaki hadisi imam sadık söylemişse, aşağıdaki hadisleri kendisi ve diğer masum imamlar söylemiş olamaz:

1- Hz. Ali’den (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Resulullah’tan (s.a.a) meshedilmişlerin ne olduğunu sorduğumda, şöyle buyurdu: “Bunların sayısı on üçtür ve şunlardan ibarettir: Fil, ayı, domuz, maymun, yılan balığı, kertenkele, yarasa, lavra, akrep, örümcek ve tavşan” (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)

2- İmam Musa Kazım’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Meshedilmişler on üçtür: Fil, ayı, tavşan, akrep, kertenkele, örümcek, lavra, yılan balığı, yarasa, maymun, domuz.Tavşan, hayız, cenabet vb. den gusül edip temizlenmeyen bir kadındı. (Yani o kadın tavşan şekline dönüşmüştür.) (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)

3- İmam Caferi Sadık (a.s): “Allah ve Resulü mesh olmuş bütün hayvanları haram kılmıştır.” ( El-Kafi, c.6, s.247)

4- İmam Rıza (a.s): “Tavşanın haram kılınış sebebi şudur ki onlar da kediler gibidir. Aynı kediler gibi ve vahşi hayvanlar gibi pençeleri vardır. Bu yüzden onlar gibi sayılmıştır. Ayrıyeten kendisi de pistir. Zira kadınlar gibi hayız olmaktadır. Çünkü o mesh olanlardandır.” (Vesail-üş Şia, c.16, s.316)


Ya yukarıdaki hadis uydurmadır ya da alttakiler ki hepsi de şia kaynaklarındandır. Hayvan olarak dünyaya geri dönmesine amenna denilen ruhun tekrar insan kılığında döneceğine hayır denmesi onların açıklamalarına ters gelir. Nasılki hayvan bedeni ceza ise insan bedeni de ödül olmalıdır, en basit mantıkla.
Ama biz o kadar acımasız değiliz, hadislerin böyle çelişmesinin kaynağındaki bazı sebepleri sıralamayı uygun görüyorum.
1- Ya en baştaki hadisin cereyan ettiği ortam farklıydı, mesela; Ya soruyu soran şahıs tenasuhun farklı biçiminden söz ediyordu ve buna inanıp sapkın görüşte olanlar vardı nitekim ehlibeyt zamanında “ehlibeyte iman edilmesi halinde ibadete gerek olmadığını ve her türlü haramın işlenebileceğine inanan” ğulat taifesi vardı ki ehlibeyt imamlarının lanetledikleri ğulat da bunlardı, bu tiplerin yolundan ve aslından saptırılmış bir reenkarnasyon inancı olabilirdi de imam sadık bunların tenasuh inançlarını reddetmiş ve kötülemiştir. Bunun gerçek mahiyetini anlamak için, soruyu soranın kimliği/niteliği, imam sadık’a bu soru sorulduğunda kimlerin amaçlandığı ve o ortamda kimler olduğu bilinmeliki imam sadık’ın neden bu sözü söylediği anlaşılabilsin. Yoksa, imam sadık bunu dedi bitti ile olmaz, o zaman aradaki çelişki sorulur…
2- Bu meseleyi soran şahıs kötü niyetli olup imam sadık’ı zor duruma düşürmek istemektedir veya aklı tenasuhu anlayacak kadar gelişmemiş, kuranı kendi reyine göre yorumlayan bir cahildir.
3- Ya da bu hadis uydurmadır, şiada gerek ehlibeyt imamlarının sahabelerinin yüksek makamında olanlara gerekse niabet meselesinin ortaya çıktığı dönemlerde ehlibeyt imamlarının özellikle babları kötülemek için çokça yalan uyduruldu, onların sahip oldukları özel bilgiyi de sapkın göstermek için de yalan hadisler uydurulmuş olmaması için de hiçbir engel yoktur.

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 17:50
gönderen 3nokta
Ben size bu konuda katılmıyorum. Eleştirdiğin hadis ile alttakiler çelişkili değil. Siz recat ile reenkarnasyonu karıştırıyorsunuz. Bazı insanların bir şekilde hayvan şeklinde gelecekleri veyahut dünyaya tekrar gelecekleri ve suçlarının cezasını görecekleri doğrudur. Ancak
sizin uydurma saydığınız hadis uydurma değil.
Çünkü hadis şöyle buyurmuş:İmam Sadık (a.s) cevabında şöyle buyurdu: "Bu ekole inananlar, bütün İlahi şeriatları ve dini hükümleri terk etmiş ve kendilerini dalaletlerle süslemişlerdir. Nefislerinin önünü nefsan şehvetler için açmışlardır. Diyorlar ki "Ne cennet vardır ne de cehennem, ne dirilme ne de Kıyamet! Her kesin kıyameti ruhunun bedenden ayrılışı ve bir başka bedene girmesidir. Eğer önceki dünyasında iyilik ehli idiyse, daha iyi bir vaziyet ve daha güzel bir beden ve daha yüksek bir dereceyle dönecektir. Ama eğer kötülük ehli imiş veya eğitilmemiş ve cahil kalmışsa, çalışan-zorluk çeken hayvanların veya çirkin sürüngenlerin bedenine girerek dünyaya dönecektir. Kendilerinden iddialarına delil istendiğinde, şaşırıp kalıyorlar ve bu bozuk inançlarına hiçbir delil getiremiyorlar ve her zaman hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Tevrat onları yalanlamış ve Kur'an onlara lanet etmiştir…" (Bihar-ül Envar, c.4, s. 320)

Koyu kısma dikkat et. Eğer sizin dediğiniz gibi olsaydı ve insanlar adam olana kadar dünyaya gelecek olaydı o halde gerçekten de cehennem olmazdı. Çünkü insanlar adam olana kadar dünyaya gelecekelrdir. Yok dediğiniz Allahın adaleti gereği hüccet tamam olana kadar dünyaya dönüş vardır ise de bunun cevabı farklıdır. Hadis ile bu düşüncenin alakası yoktur. Hadis cennet ve cehennemi, ahiret hayatını inkar edenleri yalanlamış. Siz neden üstünüze alıyorsunuz? Yoksa siz ahireti inkar mı ediyorsunuz?

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 18:42
gönderen yeshilyol
Sayın 3nokta sizden daha mantıklı cevap beklerdim. ama cevabınız vasatı aşamamış.
Evvela;
3nokta yazdı:Siz recat ile reenkarnasyonu karıştırıyorsunuz. Bazı insanların bir şekilde hayvan şeklinde gelecekleri veyahut dünyaya tekrar gelecekleri ve suçlarının cezasını görecekleri doğrudur
ben recat ile reenkarnasyonu karıştırmıyorum, siz ayırdına varamıyorsunuz. İmamlarımızın diğer hadislerde bahsettikleri şeylerin katiyyen ricatle alakaları olmayan şeyler. Onlar tıpkı bizim dediğimiz gibi kötü insanların hayvan kılığına sokulduklarıdır. hadisleri dikkatli okumadığını farzederek en açık olanlarını tekrar past ediyorum:
1- Hz. Ali’den (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Resulullah’tan (s.a.a) meshedilmişlerin ne olduğunu sorduğumda, şöyle buyurdu: “Bunların sayısı on üçtür ve şunlardan ibarettir: Fil, ayı, domuz, maymun, yılan balığı, kertenkele, yarasa, lavra, akrep, örümcek ve tavşan” (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)

2- İmam Musa Kazım’dan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “Meshedilmişler on üçtür: Fil, ayı, tavşan, akrep, kertenkele, örümcek, lavra, yılan balığı, yarasa, maymun, domuz.Tavşan, hayız, cenabet vb. den gusül edip temizlenmeyen bir kadındı. (Yani o kadın tavşan şekline dönüşmüştür.) (Vesail-üş Şia, c.16, s.317)
Görüldüğü üzere bunların recatla alakaları olmayan meselelerdir. Bunlar günahları yüzünden hayvan kıulığına sokulan ruhlardır. Burada ne berzah, ne kıyaete kadar bir yerde bekletilme durumu yoktur.

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 18:55
gönderen yeshilyol
3nokta yazdı: Bazı insanların bir şekilde hayvan şeklinde gelecekleri veyahut dünyaya tekrar gelecekleri ve suçlarının cezasını görecekleri doğrudur.
o zaman bunu neden başka insanlar için söylediğimizde kafir oluyoruz? Demekki her ölen kıyamete kadar bir yerde bekletilmiyor. Bazıları hayvan olarak dünyaya gelip azap çekiyorsa, başkalarının insan kılığında tekrar gelip gerekirse cezalarını insan kılığında çekmeleri neden size muhal geliyor? Bu tuhaf gelmiyor mu size? İnsanı hayvan kılığına uygun gören Allah neden o insanı insan kılığına layık görünce irkiliyorsunuz?

Mesele hayvan veya insan kılığında dönüp dönmemesi değil.
Asıl mesele o ruhun geri dönüp dönmemesidir, eğer ruhun herhangi bir biçimde geri döneceğini, berzahta bekletilmeyeceğini kabul ediyorsanız mesele bitmiştir, Allah bir ruhu istediği biçimde geri gönderir, hiç kimse de Allahın işlerine sınır koyamaz.

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 19:03
gönderen yeshilyol
3nokta yazdı:Diyorlar ki "Ne cennet vardır ne de cehennem, ne dirilme ne de Kıyamet! Her kesin kıyameti ruhunun bedenden ayrılışı ve bir başka bedene girmesidir. Eğer önceki dünyasında iyilik ehli idiyse, daha iyi bir vaziyet ve daha güzel bir beden ve daha yüksek bir dereceyle dönecektir. Ama eğer kötülük ehli imiş veya eğitilmemiş ve cahil kalmışsa, çalışan-zorluk çeken hayvanların veya çirkin sürüngenlerin bedenine girerek dünyaya dönecektir. Kendilerinden iddialarına delil istendiğinde, şaşırıp kalıyorlar ve bu bozuk inançlarına hiçbir delil getiremiyorlar ve her zaman hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Tevrat onları yalanlamış ve Kur'an onlara lanet etmiştir…" (Bihar-ül Envar, c.4, s. 320)
Ben yukarıda bu hadisin kritiğini 3 madde ışığında yaptım, ama siz bir maddeyi ele alıp onun üzerinden yorum yapmaya kalkışmışsınız.
Ki zaten bu hadisin kapsamında imam Sadık'ın vasfettiği tenasuhçular ile bizim ilgimiz yok, biz ahirete inanıyoruz, her Allaha iman eden aynı kapsamda iman etmediği gibi, her reenkarnasyona iman eden de aynı biçim üzere iman etmiyor. Allahın tecessüm ettiğine inananlar da müslüman olduğu için tüm müslümanları mı aynı kapsama alıp kötüleyelim? Kuranı kerimde üzeyir Allahın oğlu olduğunu söyleyen yahudileri yererken, tüm yahudiler mi üzeyir Allahın oğlu diyorlardı? hayır, tabiki o dönemde muvahhid yahudiler de vardı. ama orada yahudiler diye geçer.

Bu hadisten anlaşılan İmam Sadık a.s.a sorulan tenasuhçuların durumu ile alakalıdır. O tip tenasuhçular Ahirete iman etmemekteler.

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 19:21
gönderen yeshilyol
Burada hadiste zikri geçen şahısların mahiyeti hakkında şu sözler çok somut deliller vermektedir :
3nokta yazdı: "Bu ekole inananlar, bütün İlahi şeriatları ve dini hükümleri terk etmiş ve kendilerini dalaletlerle süslemişlerdir. Nefislerinin önünü nefsan şehvetler için açmışlardır.
Başta bu hadiste sıfatların bize yorulur bir yanı yok. İlahi şeriata iman ediyoruz, dini hükümleri terketmiyoruz, hatta bizim inancımızda belirli bir süre namazı terkedenin dinden çıkacağına inanılır ve namazı terkedene de lanet edilir. kendimizi dalaletle süslememişiz, aksine isna aşeriyye ekolunu sistemleştiren, yayan, bugüne ulaşmasında en büyük pay sahibi olanlar bu ekole inanan büyüklerimizdir, doğal olarak imamlarımız 12'dir İmam ali a.s.dan İmam Mehdiye kadar hepsine iman ediyoruz. Hatta 11. imam'ın bab'ı Muhammed bin nusayr bizim imamlardan sonraki en yetkin liderimizdir. Her ne kadar iftiraya uğrasa da o bunlardan beridir münezzehtir. En ufak bir kötülüğü olsa idi imamlarımızın değil bab'ı sahabesi bile olamazdı.

İnancımızda en büyük günah zina'dır, hak yemektir, farzları terketmektir, yani "Nefislerinin önünü nefsan şehvetler için açmışlardır" ifadesi bize yorulamaz.

İşte İmam Sadık a.s.ın reddettiği tenasuhçular ile ehlibeyt hadislerinin desteklediği bizler arasındaki farkları daha net görebildiniz mi?

Re: Reenkarnasyon olayı

Gönderilme zamanı: 24 Ağu 2010, 19:42
gönderen yeshilyol
Ama sanırım siz, kendinizi haklı çıkarmak uğruna bu hadisi genele yormaya çalışıp, hakikati ortaya çıkaran nüansları görmezden geliyorsunuz. her hadis okuyan hadisi anlamış değildir. Zaten bu hadis kapsamında eleştirilen tenasuhçuların durumunu bize yormayı, zamanında ehlibeyt yarenlerine şia içerisinde duyulan kin ve düşmanlığın yansıması olarak kabul ediyorum.

reenkarnasyona da kurandan veya sünnetten kanıt bulmaya da gerek yoktur bence. Bu dinin usulundan değilki kurandan açık kanıtı olsun. Bu yaratılış felsefesidir ve nasılki kuranı kerimde Adem'in çocuklarının çoğalması ile alakalı net bilgiler yok da biz onları ehlibeyt imamlarını sayesinde öğrenebiliyorsak keza bu da bu kapsam ve niteliğe girer. Nasılki Adem'in çocuklarının çoğalmasının yöntemini bilmeyen dinden çıkmaz ise tenasuhu da bilmeyen dinden çıkmaz.