MÜCAHİD yazdı:
İlk önce şunu bilmenizi isterim ki, hadislerde yer aldığına göre ölen müminlerin ruhları Vadiyus selam'da, kafirlerin ruhları ise Berehut'ta toplanır. Berzah; insanın ilk öldüğü andan başlar kıyamete kadar devam eder. Eğer öldükten sonra hemen başka bir cisimde bu dünyaya dönülseydi o zaman neden buna ayet ve hadisler değinmemiştir. Berzahla ilgili yüzlerce bu çeşit hadisleri ne yapacağız o zaman:
Hz. Sadık (a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:
"Allah'a andolsun ben sizler için berzahtan korkmaktayım!"
Kutb-i Ravendi'nin "Lübb'ul-- Lübab"kitabından şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Ramazan ayında her cuma akşamı ölüler yüksek sesle bağırarak şöyle derler: Ey ehlim! Ey çocuklarım! Ey yakınlarım! Bize her hangi bir şeyle merhamet edin, Allah size rahmet etsin, bizi hatırlayın, unutmayın, bize acıyın, garipliğimize merhamet edin, şüphesiz ki biz dar bir zindan, keder, gam ve zorluk içinde yaşamaktayız. O halde sizler de bizim gibi olmadan bize acıyın, duanızı esirgemeyin, bizim için sadaka verin, belki bu vesileyle Allah bize rahmet eder.
Ey Allah'ın kulları! Biz de sizin gibi güçlüydük, sözlerimizi duyun, bizleri unutmayın, sizin içinde bulunduğunuz refahı biz de yaşadık, biz onları Allah yolunda harcamadık, hakkı engelledik, onlar bizim için günah oldu, başkalarına fayda verdi. Bize bir dirhem, bir parça ekmek veya herhangi bir şeyle merhamet edin, yakında siz de nefsinize ağlayacak, fayda görmeyeceksiniz. Nitekim biz de ağlıyor ama fayda görmüyoruz, o halde bizim gibi olmadan, çalışın" (Sefinet'ul- Bihar c. 8 s. 132)
Cami'ul- Ahbar'da ashaptan bazısının naklettiğine göre Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Ölülerinize hediye gönderin."
Ashap, "Ölülerin hediyesi nedir?"diye sorduklarında da şöyle buyurdular:
"Sadaka ve duadır; müminlerin ruhu her cuma dünya semasına evlerinin karşısına iner, hüzünlü bir sesle ağlayarak feryat eder: ‘Ey ehlim! Ey babam! Ey annem! Ey yakınlarım! Bizlere merhamet edin, Allah da sizlere merhamet etsin, elinizde olan şeyler bize azap ve hesap oldu, faydası ise başkalarına ulaştı, bize bir dirhem, bir parça ekmek veya bir elbiseyle de olsa merhamet edin, Allah da size ziynet elbisesi giydirsin."
Resulullah (s.a.a) de, biz de hep birlikte ağladık. Hz. Peygamber konuşamayacağı derecede hüngür hüngür ağlladıktan sonra şöyle buyurdular:
"Onca nimet ve sevinçten sonra bu toprakta çürüyenler de sizin din kardeşlerinizdir. Kendi canları hakkında azap ve helak korkusuyla şöyle feryad ediyorlar:
‘Eyvahlar olsun bize, eğer elimizde olan şeyleri Allah'a itaat ve rızayeti yolunda harcamış olsaydık şimdi size muhtaç olmazdık.' Sonra hasret ve pişmanlıkla geri dönerek şöyle feryad ederler: "Çabuk ölülerin sadakalarını gönderin." (Camiu'l-Ahbar s. 1979)
Kardeşim ayet ve hadislerde başka bedenlerde dönüleceğine dair deliller mevcut görmek isteyene...
Ayrıca dikkatimi çekti yukarıda Musa Aydının makalesine yazdığım cevap ile ilgili bir yanıtınızı görmedim. Buna rağmen benden başka ayet ve hadisler istemektesiniz?
Berzah ı bizlerin inkar ettiğini düşünmeyin daha öncede dedim biz berzahtan sizin anladığınız anlamıyoruz. Berzahla ilgili verdiğiniz hadislerin çoğu doğru olabilir. Ama oradaki berzah sizin anladığınız berzah değildir. O berzah dünya hayatıdır, Hayvan bedenleridir.
Eğer ayete göre mustazafların durumu Allah'a kalmışsa siz ne diye onları bu dünyaya tekrar geri getiriyorsunuz?! Allah herkesi, kendisine verdiği güç miktarınca sorgulayacaktır.
Her kesi eşit olarak sorgulayacak bir şey yok ki? İşte bundan dolayı Allah adildir diyoruz. Yani zenginle fakiri, güçlüyle güçsüzü, zalimle mazlumu aynı şekilde sorgulamayacaktır. Herkese aynı miktarda akıl vermemiş, mal ve makam vermemiştir. Herkese verdiği akıl, mal ve makam gözönünde tutularak imtahana tabi tutulacaklar. İlla da bu dünyaya geri dönüp diğerleri gibi onun da yaşaması şart değildir. Sizin bu mantığa göre eşitlik ve adaletin sağlanması için kadınların erkek ve erkeklerin de kadın olarak bu dünyaya gelmeleri gerekir?!
Bu sizin yorumunuzdur. Peki sorarım size madem onların işi Allah kalmış neden kesin ve kati bir şekilde Allahın onları geri göndermeyeceğini söylemektesiniz?
Kendilerine hüccet tamam olmayanlar tekrar dünyaya gelecektir diye bir ayet veya hadisimiz var mı? Ama ayet açık bir şekilde onların hesabı Allah'a kalır diyor.
Üçüncüsü; bu dünyaya dönecekler nasıl bir cisimde dünyaya dönecekler, insan bedeninde mi yoksa hayvan bedenlerinde mi? Söyleyeceğiniz her sözünüze delilinizi de yazmayı unutmayın.
Daha önce yazdıklarıma ben cevap alamadım. ama yinede ben size bir kaç ayet ve hadis yazacam. Buyrun beraber ayetleri ve hadisleri yorumlayalım....
Bakara 28, mümin 11, vakia 60 61, en'am 38.
Bu ayetler yeniden doğuşun ve hayvan bedeninde yaratıcının insanı göndereceğinin delilidir. Birde Hadisler:
Cabir bin Yezid dedi ki: Ebu Cafer (as)’e bu ayet: “Allah’ın yolunda öldürülürseniz veya ölürseniz” (Ali İmran 157. Ayet) hakkında soruldu. İmam şöyle buyurdu: “Ey Cabir! Allah’ın yolu nedir, biliyor musun?” Dedim ki: “Allah’a ant olsun ki hayır, bilmiyorum. Ancak sizden duyarsam öğrenirim.” Buyurdu ki: “Ali ve zürriyetinin yolunda öldürülenlerdir, her kim onun velayeti üzere öldürülürse Allah’ın yolunda öldürülmüştür. Bu ayete inanan hiçkimse yoktur ki onun öldürülüşü ve ölümü olmasın. Her kim öldürülürse muhakkak diriltilip (eceliyle) ölecektir. Her kim (eceliyle) ölürse muhakkak diriltilip öldürülecektir” (Allâme el-Meclisi “Bihâr’ül Envâr” C.53, S.40-41; Tefsir’il Ayyâşi C.1, S.202; İbn-i Cuma el-Arusi el-Havîzi “Tefsir-i Nûr es-Sıkleyn” C.1, S.403-404; Müntehab’ul Besâir)
… fayd bin ebi şeyba’dan diyor ki: ebu Abdullah (as)’ın “Allah peygamberlerden misak almıştı” (âli İmran -81) ayetini tilavet ettikten sonra şöyle buyurduğunu işittim: resulullah’a inanmak ve müminlerin emiri Ali’ye bağlı olmak…
O zaman kendisine (Ali’ye bağlı olmak?) diyince şöyle buyurdu: … Allah hiçbir resulü veya peygamberi dünyaya dönüp Ali bin ebi talib safında savaşmadan göndermemiştir… Buharul envar, c. 53, s. 41.
Bu hadise dikkat edin....
"Allah hiçbir resulü veya peygamberi dünyaya dönüp Ali bin ebi talib safında savaşmadan göndermemiştir"
İmam ebu Cafer (as)
Abdürrahman el-Kasir’den, Ebu Cafer aleyhisselam Şu ayeti okudu: “İnnellâhaşterâ minel müminine enfüsehüm ve emvâlehüm” “Allah, müminlerden, canlarını ve mallarını, kendilerinden satın almıştır (Tevbe 111)” Buyurdu ki: “Bunların kim olduklarını biliyor musun?” Dedim ki: Çarpışıp öldüren ve öldürülen müminlerdir. Buyurdu ki: “Lâ velâkin men kutile minel müminine red, hattâ yemût, vemen mâte red hattâ yuktel, vetilke kudretullâhi felâ tenkirhâ” “Hayır, ama müminlerden kim öldürüldüyse, geri dönecek ölünceye kadar ve her kim ölürse geri dönecek öldürülünceye kadar, bu Allah’ın kudretidir, onu inkar etme” (Allâme el-Meclisi “Bihâr’ül Envâr” kitabı C.53, S.74; Tefsir’il Ayyâşi C.2, S.113-114; Tefsir’ül Burhân C.2, S.167; Müntehab’ul Besâir)
Değerli kardeşlerim Allahın kudretini İnkar etmeyin....