Şahbeklerin inançları ve Aleviliğe yakınlığı

Cevapla
KARAPAPAK MURAT
Mesajlar: 325
Kayıt: 20 Ara 2007, 17:22

Şahbeklerin inançları ve Aleviliğe yakınlığı

Mesaj gönderen KARAPAPAK MURAT »

Kuzey Irak'ta yaşayan Şebekler'in (Şahbek) inanç sistemleri Aleviler'le neredeyse birebir aynı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin yeni Irak açılımını anlatırken, “Biz Irak’taki bütün etnik unsurları, grupları bir bütün olarak değerlendiriyoruz. Irak’ın bütünlüğünden yanayız. Her etnik unsur bizim için aynı.” demişti. Bu tanım, diplomasi çevrelerince de olumlu karşılanmıştı. Akabinde Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Başbakanlık Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu ile başlayan görüşmeler Türkiye’nin Kuzey Irak özelinde Irak politikasında yeni kapılar açılmasına vesile oldu. Türkiye’nin yeni Kuzey Irak açılımında sadece bildik etnik unsurlar yok Süryaniler, Keldaniler, Asurîler, Yezidiler ve Şebekler de (Şahbek) var. Türkiye en çok da Şebekler üzerinde duruyor. Peki, Türkiye’nin yeni açılımında önem kazanan Şebekler kim? Aksiyon, bu sorunun cevabı için, Kuzey Irak’ta yaşayan ancak literatürlere pek geçmeyen Şebekler’in izini sürdü.

Şebekler’e ulaşmanın yolu Musul’dan geçiyor çünkü ağırlıklı olarak Musul civarındaki köylerde yaşıyorlar. Şebekler’in merkezi konumundaki yer, Musul’un 5. km doğusundaki Bartıla köyü. Şebekler’i bir arada tutan ve kimliklerini korumalarına ön ayak olan Şebek Kültür Merkezi de burada. Kendi kültürlerini ortaya koyan faaliyetlere ABD’nin Irak işgalinden sonra başlamışlar. Zira Saddam Hüseyin döneminde ağır baskılara maruz kalan Şebekler bir asimilasyona da tabi tutulmuşlar.

TÜRKİYE ŞEBEKLER’E EL ATACAK

Şebekler’in IKDP’ye olan yakınlıkları birçok sebebe bağlanabilir. Musul’dan dışlandıkları için Erbil yönetimine yakın olmak, onların sigortası anlamına geliyor. O bölgede Şebekler yalnız ve sahipsiz olmak istemiyorlar. Ancak bu durum Şebekler’in IKDP’ye kayıtsız şartsız bağlı olduğu anlamına da gelmiyor. Zira Şebekler’in başka ülkelerle de temasları sürüyor. İran’ın Şebekler’e yönelik politikası Şii damarı üzerinden devam ediyor. Ancak Şebekler’in gönlünde Türkiye’nin yeri başka. Bazı Türk temsilcilerle temas hâlinde olduklarını açıkça söylemeseler de bu ilişkiyi çeşitli imalarla dile getirmekten çekinmiyorlar. Halit Mahmut Veli, her şeyin Erbil üzerinden devam ettiğini söylüyor ve devam ediyor: “Biz Türkleri ve Türkiye’yi seviyoruz. Görüşmelerimiz oldu. Bir şey yapmak için değil. Kardeşlik bağımızı güçlendirmek için. Türkiye çok büyük bir ülke. Her zaman bizim için özel bir yeri var.”

Şebekler’in yaşadığı bölgede Türkiye sevgisini görmek mümkün. 30 bin nüfusa sahip Bazi’de muhtar Hazım Casım Muhammed’in evinde İbrahim Tatlıses’in “Ayağında kundura” şarkısı çalıyor. Anlattığına göre kızları Tatlıses’i çok seviyor. Kendisi de Türkiye’ye ve müziğine kayıtsız değil. Ancak Casım Muhammed sadece Arapça ve Kürtçe yayın yapan televizyonları izleyebildiklerini anlatıyor üzülerek: “Türk televizyonları olsa onları da izleriz. En azından müziklerini dinleriz. Kızlarım buna çok sevinirler. Uydu üzerinden Türkiye bu imkânı sağlarsa güzel olur. Türkler bizim kardeşlerimizdir.”

Türkiye de Şebekler’e kayıtsız değil. İnsanî yardım ve diyalog anlamında birtakım görüşmelerin yapıldığı belirtiliyor. Son dönemde Kuzey Irak’a yönelik hamleler içinde Türkiye’nin bölgedeki diğer topluluklar ve aşiretlerle irtibata geçmesi de var. Aslında bu iletişim çeşitli kanallar üzerinden daha önceden başlatılmıştı. Bu noktada atılacak adımlar önümüzdeki dönemde hazırlanan programlara göre şekillenecek.

İNANÇ ŞEKİLLERİ

Çoğunluğu Şii olan Şebekler’in Bektaşi Tarikatı’na bağlılıkları da söz konusu. Hatta Şebekler’in geçmişte kullandığı bir Bektaşi tekkesi binası hâlen Musul’da ayakta. Ancak Sünni Müslümanlığa geçen Şebekler’in dışındakilerin inanç biçimi hep tartışma konusu. Bu konuda kaynakların sınırlı olması değişik yorumlara yol açıyor. Şebekler’in inançlarıyla ilgili en detaylı çalışma Kemalettin Tai’ye ait Irak Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1972 yılında Bağdat’ta yayımlanmış olan “Risaletün Fi’t Tevhidi vela Farkü’l Muasarata” isimli kitap. Kitabın bir kısmı Beyan Ortakçı Özata tarafından Türkçeye çevrildi. Bu bile Şebekler’in inançlarını detaylı bir şekilde ortaya koymaya yetiyor aslında.

Şebeklerin inanç şekli Anadolu Alevilerininkine de çok yakın. Dualarında Hacı Bektaş-ı Veli ve Erdebil erenlerini açıkça kendi manevi yollarının kurucusu olarak gösterirler. Dinsel törenlerindeki şiirlerin bazıları Şah İsmail’e ve Anadolu Alevilerinin ozanı Pir Sultan Abdal’a atfedilir. Şebekler’in birçok şiir ve duada ifade edilen temel öğretilerinde “Allah-Muhammed-Ali” üçlemesinde Hz. Ali’nin yaratıcının hâkim tezahürü olarak göründüğüne inanılır. Şebekler’in Kitab-ı El Menakıp ya da Buyruk olarak bilinen kutsal kitapları iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Şeyh Safiyuddin ve oğlu Sadreddin arasında geçen tarikat üzerine bir soru cevap diyalogu. İkinci kısımda ise asıl Buyruk var. Bu ikinci kısım Anadolu Alevileri tarafından kutsal sayılan Buyruk’un metinleri ile tıpatıp olmasa da benzerlik gösteriyor. Bu bölüm İmam Ali ve Cafer-i Sadık ile bağlantılı çeşitli ders ve talimatları içeriyor.

Çoğu yazar ve bilim adamına göre Şebek toplumu Alevilere benzer bir ruhanî hiyerarşide yapılanmış. Her yetişkin, bir Pir’e bağlı. Dinî törenlerde 12 görevli hazır bulunuyor. Şebeklerde bu 12 görevlinin dışında “baba” olarak bilinen en yüksek ruhanî otorite mevcut. Şarap, Şebekler’de haram değil. Kadınlar ve erkekler şarap içebilir. En ilginci de, Kur’an-ı Kerim’in şarabı haram kılmadığını iddia etmeleri.

ŞEBEK İSMİ VE ŞEBEKLER NEREDEN GELİYOR?

Şebeklerin bölgeye nereden geldiği ve bugün bilindiği gibi Kürt mü yoksa Türkmen mi oldukları konusuna tarih şimdilik cevap veremiyor. Zira Şebekler’i anlatan kaynaklar onları bir Türkmen oymağı olarak nitelese de bu konuda yeterli delil sunamıyor. Ancak kesin olmamakla birlikte şöyle bir tarihî bilgi aktarılıyor: Batı Türkistan’da Şıban Özbekleri 15. yüzyılda Sır Derya havzası kıyılarını ve Harezm’i yavaş yavaş ele geçirmeye başlar. Bunların en beceriklisi Şaybak Han (Şeybek) idi. Şebek adına en yakın isim olan Şaybak Han’ın bugün bilinen Şebekler’in atası olduğu konusunda bir kanıt yok. Ayrıca Şebeklerin İran’dan mı yoksa Anadolu’dan mı bölgeye geçtikleri de tartışmalı. Şebeklerle ilgili araştırma sayısı son derece az.

Şebekler hakkında en eski belgeler 16. yüzyıla dayanıyor. 1526 tarihli tapu defterlerinden, Musul bölgesindeki Şebek cemaatinin 15 hane ve 2254 akçe varidata sahip bulunduklarını öğreniyoruz. III. Murat döneminde de Şebekler’le ilgili birtakım yazışmalar mevcut. En ilginç belge ise Sünniliği seçenlerle ilgili. Bu da Şebekler’in çok önceden Şii inancına mensup olduğunu gösteriyor.

Osmanlı arşiv belgelerinde 19. yüzyıl sonlarına doğru ehl-i sünnet mezhebini kabul eden Sarılı ve Şebek taifesi reislerinin ödüllendirilmesi hakkında, “Meclis-i Vükelâ” görüşmelerine mahsus tutanak olduğu tespit ediliyor. 16 Eylül 1892 tarihli tutanakta, itikadını düzeltmiş olan Şebek reislerinden Hasan ve Hüseyin Ağalara, dördüncü rütbeden Mecîdî nişanı verilmesine dair karar alınıyor. Yine bu tarihlerde İslamiyet’i kabul eden Yezidî ve Şii taifesi ile Şebek köylüleri için mescit ve mektep inşası ile hoca ve müderris tayini de gündeme alınıyor. 23 Eylül 1892 tarihli, içişleri ve eğitim bakanlıklarına iletilmesi istenen padişah emrinde ise kendi istekleriyle İslamiyet’i kabul ettiklerini bildiren Musul vilayetindeki Şebeklere kolaylık sağlanması salık veriliyor. Padişah emrinde, İslam kaidelerini öğretmek maksadıyla, Şebek köylerine mescit, mektep, abdesthane, hoca ve kapıcılar için birer oda inşası çocuklarına İslam’ın şartlarını layıkıyla öğretip, dinî terbiye verecek öğretmenler tayin edilmesi isteniyor.
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mesaj gönderen Musa Özateş »

faydalı bir yazı yazsan dişimi kıracağım))))
aksiyonun maksatlı bir yazısını almış polemik yapmaya çalışıyorsun ama her yazında acz ve zavallı duruma düşüyorsun
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Mesaj gönderen Hasan Akça »

Haberi daha önceki aylarda birkaç abimle birlikte analiz etmiştik.
bazı parçaları sözcü olarak sunuyorum:

1-MUsul misakı milli sınırları içindeydi burada türk çoğunluk yaşıyordu lozan ve akabinde bırakıldı,

2-Irak karmaşasında bölge türküne sahip çıkmak isteyen dış işleri buradakilerin çoğunluğunun Şia-alevi olduğunu anlayınca görünce yani bunların çantada keklik gibi davranmayacağını anlayınca geri adım attı ve şimdi bu bölgedeki gruplar üzerine politika geliştiriliyor,şebek yada şahbek politik bir yaklaşım olarak zaman-aksiyon-fettulahçı çizgiyle ele alındı gündeme getirildi.

3-Bundada başarılı olamazlar çünkü bu etnik unsurların da çoğu şiadır ve dış işleri hassasiyetiyle bunları yönetmek yönlendirmek mümkün değildir.dahası bunlarında çoğu kendisini kürt olarak tanımlamaktadır.hatta birçok şebek peşmerge olarak hayatını kazanmaktadır.Ama onların türk olduğu iddiasıyla asimile edildikleri iddiasıyla bölgeyi karıştırmak denenebilir,deniyorlar.etkileşim sürecinden bunların bir kısmının şii bir kısmının sünni olmasını normal görmek gerekiyor.

4-Buralarda bektaşi dergah kalıntısı olması normaldir çünkü osmanlı gitiiği her yere yeniçeriler eliyle bektaşi dergahlarınıda taşımıştı zira bunlarda sünni osmanlının sünnileştirme projesiydi,hatta mısıra kadar osmanlının gittiği her yerde bektaşi dergahı izi bulunur,yine balkanlardada polonya macaristana kadar bektaşi izi yeniçeri izi bulunur.
Eğer avusturya viyana düşseydi viyanadada bektaşi dergahı olacaktı.

5-Şebek İstişare Kurulu Başkanı Halit Mahmut Veli, “Bizim için her şey daha güzel olabilirdi. Kendi kültürümüzü, inancımızı korumak istiyoruz. Yıllarca zulüm gördük. Varlığımız kabul edilmedi. Buna rağmen yaşadık, kültürümüzü ve inancımızı bugünlere taşıdık. Kabul etmek istemeyenler olsa da biz Kürdistan’da farklı bir toplumuz; Şebek oğlu Şebek’iz.” demesi buradaki kürt kartına karşı etnik karşı bir hamle de yapılabilir mesajıdır.Yani olay kürt siyasal politikasına karşı hamle olarakta kaşınabilir niteliktedir.
Kürtçe konuşmalarını asimilasyon olarak sunuyorlar.
Şebekler’in konuştuğu dil Türkiye’de de konuşulan Kırmanç lehçesine çok benziyor. Hatta küçük farklılıklar dışında aynı gibi. Merkez Başkanı Salih Cuma; Havromani, Manço, Zazaki’nin Şebek dili olduğunu savunuyor; “Ancak Şebekler’in dili Havromani’dir. Bu dil Kürtçe içinde farklı bir tarzdır.” Şebekler Kürt olarak bilinse de Kuzey Irak’ta Türkçe konuşan ve kendisini Şebek olarak tabir edenler de var.
Yani yeni bir kargaşa hamlesi buradan olabilirmi mantığı var.Bölmek ve parçalamak için aracı kullanılıyor,en iyi aracılarda konuyu bu nitelikleriyle öne çıkaranlar oluyor nede olsa amerikan uşaklığı bölgede yaygın.

6-Birtakım basın yönlendirme isteğiyle şebeklerin türk tv lerini izlemesini ibrahim tatlısesi sevmelerini türk dostluğu ,türkiye sevgisi olarak sunuyor.

7-Eğer bir şebek gerçekten şii ise tarikatçılığa karşıdır ve kendisini asla bektaşi tarikatçısı olarakta ifade etmez ama fettulahçı zaman grubu bu kavramları içiçe sokmak için buradaki şiilerinde bektaşiliğe bağlı olduğunu söyleyebiliyor.
Bir kısmıda sünni bektaşi diyerek akıl tutulması yapmaya çalışıyor zira bunların temel politikası alevi sünni hepimiz aynıyız diyerek alevi varlığını sinsice inkar etmek alevinin kendisini şii olarak tanımlamasına engel olmak.Bunların yolu muaviye yoludur bunu kimse unutmasın.hertürlü araçla hertürlü fitne fesat hamlesi yaparlar.
Zaten pirleri var,şarap içerler kırklara inanırlar alevilere benziyorlar sözleride bu hamlelerinin uzantısıdır.
Ehli hak denilen batıni gruplar heryerde varlar ve bunlar alevi yada şii değildir bunlar sufist sapkınlardır,ama bu tür şarapçılar batınıler sapkın adamlar alevi diye tanıtılıyor.Şarap içerler,ramazan orucu tutmazlar ,hacca gitmezler,kırklara inanırlar diyerek Alevilere benzer inançları var diye taktim etmeleride aynı senaryonun parçası olarak görülmelidir.oysa hiçbir şii yada sünni şebek bunları bu şekilde algılamaz,bunun dışındaki türlerde dünyanın her müslüman ülkesinde vardır.

sonuç

şebeklerin bölgede KÜRT TÜRK ARAP Şİİ SÜNNİ DERDİ YOK AMA BİRİLERİ BÖLGENİN BU UNSURUNU DA KAŞIMAK İSTİYOR
ayrıca kavram kargaşası yaratma dertleride var
Cevapla

“Dış Siyaset (Politika)” sayfasına dön