Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Gündemdeki haber ve konular...
SEYYİD HASAN
Mesajlar: 37
Kayıt: 06 Haz 2010, 21:29

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen SEYYİD HASAN »

bakın arkadaşlar yeryüzünde ne kadar aynı soydan gelen seyyid varsa geneli aşiretler halinde yaşar.birbirinden kopuk halde yaşayanlarıda bağlı olduğu aşiretleri ile tanınır ve yakın akraba olmasa bile aşiret ismi ile birbirlerini tanırlar.bir aişeret olma sebebine gelince genelde aynı soydan gelen kişilerden kız alıp verildiği için aile topluluğu genişleyip büyüyor.bu hem soyun korunmasına hemde sülale genelindeki bireylerin ayrı memleketlerde yaşasalar bile kendi bağlı oldukları kolun ismiyle birbirlerini tanımalrına vesile oluyor.bu bağlamda bu aşiret sözünün doğu ve güneydoğudaki kürt aşiretleriyle birbirine karıştırılmamsı lazım.zaten onlar canlarından geçer kürtlüklerinden vaz geçmezler...her neyse 3 noktanın ayak yıkama mevzuatındaki hadislerin zayıf olduğu yönünde bir beyenatı var..halbuki bu hadisler gayet kuvvetli ve sahih hadislerdir.gerek senetlerinin sağlamlığı gerekse ravilerinin bilinmesi ve silsilesinin sağlamlığı bakımından bir bir sorun yoktur.acaba neye dayanarak zayıf dedi ve bu husustaki, mesnedi nedir?

gelelim şuanda yeryüzündeki sünni şii kavgasına ve her iki tarafın birbirlerinin kanını heder etme mevzusuna...biz kendi kaynaklarımızda şiilerin kanı helaldır diyen bir kaynak yada eser ne duyduk nede okuduk.fakat sünni olupta şiilerin kanlarını helal gören insanlar elbetteki olabilir.bu yanlış husus o kişilerin
kendi vicdanlarını bağlar.umumun akaidine mal edilemez.vahabi ve selefililerin şiaya bakış açılarını ben şahsen bilmiyorum..bildiğim bir husus varsa selefi ve vahabi akımının SÜNNETİ RESULLLAH(S.A.V.) çizgisinden bambaşka bir yol izlemesidir...hatta mübarek beldelerin ve bu beldedeki müftününde bu akımın
taşaronları olduğu bir gerçektir...yine üzücü bir gerçek varki kutsal beldeye ülkemizden giden seyyid kardeşlerimzin kutsal beldede seyyidliklerini kendi güvenlikleri için gizlemesi ayrı bir hüzün hikayesidir..biz selefi ve vahabi akımından beriyiz ve bu akımın kalbe muhabbetinden AZZE VE CELLE HAZRETLERİNE
sığıınırız.vahabi akımının baş oyuncusu bütün alimler tarafından tekfir edilen ibni teymiyedir.ibni teymiye ise akaidi konularda çok yanlışa düşerek küfre girmiştir.ne yazıkki ülkemizdede vahabi akımının yavaş yavaş çoğaldığını görüyoruz...bunlar görünüşte bizim gibi amel edip kalben ve itkaden başka denizlerin
koyudur.hatta deniz demek doğru olmaz bataklığın en derin tarafıdır
alone_man
Mesajlar: 1769
Kayıt: 13 Oca 2008, 21:28

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen alone_man »

SEYYİD HASAN yazdı:....vahabi akımının baş oyuncusu bütün alimler tarafından tekfir edilen ibni teymiyedir.ibni teymiye ise akaidi konularda çok yanlışa düşerek küfre girmiştir.ne yazıkki ülkemizdede vahabi akımının yavaş yavaş çoğaldığını görüyoruz...bunlar görünüşte bizim gibi amel edip kalben ve itkaden başka denizlerin
koyudur.hatta deniz demek doğru olmaz bataklığın en derin tarafıdır
vay canına
canlar
ilk defa bir konuda anlaştık aynı düşünüyoruz eh buda vahdeti bir gelişmedir
ali muhsin
Mesajlar: 3121
Kayıt: 24 Nis 2007, 18:41

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen ali muhsin »

Vatandasin Görüslerini samimi bulmuyorum ! Görüsü Düsüncesi Fikirleri Celiskili oldugu gibi ortadadir , Simdi ise Bir eliyle Sirtimizi oksamaya ve Diger bir eli ile hancerlemek istiyor...!
Dünyada Tek bir "Müslüman "kalsa Sahsen ben Böyle birileri ile Vahdet yapmam ! Vahdet adina kendi Cikarlarini kulanan kisilerin istedigi Vahdet ancak Muaviye Vahdetidir ...Her ne kadar Vatandas Vahabilerden Selefilerden Beri olugunu idia etsede Görüs ve Fikileri onlara Cok yakin ! Ayrica Bazi " Ehli Sünnet " Alimlerinin Siiler hakkinda Ölüm Fetvalari verdiklerini Hic Duymamis -mis, hic Görmemis-mis ..Bugün " Ehli Sünnetiz " diyen Vahabi Selefiler her Yil Siilere karsi Ölüm Fetvalari verip onlara uynalarda Katliamlari uyguluyorlar ! Bunlari hic görmemis duymamismi ? Getirdigim örnekleride Cevaplayamadi ! Sunuda acikca ifade edersek Hic bir Ehli Beyt Mensubu (Aleviler Siiler ) Tarihte oldugu gibi Bugünde Hic bir Sünniye Zarar vermemislerdir ,Vermezlerde ..Ama Bazilarinin Alevilere Siilere karsi yaptiklari Katliamlari Tarihte oldugu gibi Bugünde görebiliyoruz !!
Aleviler, Al-i Muhammedin Yetim ( UNUTULAN ) Evlatlarıdır
Allahume Salli Ala Muhammed ve Al-i Muhammed
------
Insana Secde etmek ,insanlik onurunu ayaklar altina almak demektir !
Insana Secde etmek ise insanlik icin bir Zillettir !
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen 3nokta »

Hasan kardeş,
Biz tüm Sunni Müslümanları'nın Şia'ya düşman onların kanını helal biliyor demezyiz diyemeyiz. Bu konuda haklısın birkaç kişinin ya da az bir grubun düşünceleri genele yorumlanamaz. Ancak tarihte Şia-Alevi'nin kanını helal bildiren sunni fetvaları ve neticesinde şehit edilen yüzbinlerce Alevi-Şia var. Bunu da inkar edemeyiz.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen 3nokta »

Abdestle ilgili hususa dönersek: Mucahid hocamın aktardığı bir yazıdan kısım alıntılıyorum. Link en aşağıda oradan tamamını okuyabilirsin. Bundan sonrası da sana kalmış istediğin gibi amel etmekte özgürsün. Ama bize neden mestediyorsunuz diyemezsiniz artık. Çünkü bu konuda delillerimiz vardır.
Ayağı Yıkamakla İlgili Hadislere Bir Bakış

Ayağı yıkamakla ilgili hadisler iki kısımdır: Onlardan bazıları Abdullah bin Amr bin As'ın hadisi gibi kesinkes yıkamaya delalet etmemekteler. Müslim ve Buhari'de Abdullah'tan tahriç edilen hadiste Abdullah şöyle diyor:
"Hz. Resulullah'la birlikte yolculuktaydık, Resulullah (s.a.a) bizden geriye kaldı, (biraz bekledikten) sonra gelip bize ulaştı. İkindi namazı vakti de gelip çatmıştı. Abdest alırken ayaklarımızı mesh ediyorduk. Resulullah (s.a.a); "Ateşten dolayı vay topukların haline!"diye seslendiler. [14]

Bu hadis sahih olduğu takdirde meshi gerektirir, yıkamayı değil. Çünkü Resul-i Ekrem, onları bu amelden nehy etmemiştir, hatta onların bu amelini teyit bile etmiştir. Sadece topuklarının kir ve necasetine karşı çıkmıştır. Buna şaşmaya gerek yoktur. Çünkü onların arasında bir grup yalın ayaklı cahil bedevi Araplar vardı, bunlar idrar ettiklerinde, özellikle yolculukta idrarın ayaklara sıçramasından kaçınmıyorlardı. Bundan dolayı, necis ve kirli ayaklarla namaz kılmamaları için Resulullah (s.a.a) onları ateşle tehdit etmiştir. [15]

Ayağın yıkanmasına delalet eden hadislerden biri de, Osman'ın kölesi Hamran'ın naklettiği hadistir. Hamran şöyle diyor:
"Osman'ı gördüm; su kabından ellerine su döktü, üç kere ellerini yıkadı, sonra sağ elini kaba daldırdı; ağzına, burnuna su verdi; burnunu arıttı." [16]

Sonra şöyle devam ediyor: "Daha sonra üç defa ayaklarını yıkadı ve şöyle dedi: Resulullah'ın (s.a.a) benim abdest aldığım gibi abdest aldığını gördüm."
Abdullah bin Zeyd bin Asim el- Ensarî'nin hadisi de şöyledir: "Abdullah'a, Resulullah'ın aldığı abdest gibi abdest al dediklerinde, bir kap su istedi, ondan ellerine döktü, sonra kollarını topuklarıyla yıkadı ve şöyle dedi: Hz. Resulullah'ın abdesti böyleydi." [17]

Bu manada diğer hadisler de naklolunmuştur. Bu hadisler birkaç yönden doğru değildir:

1- Bu çeşit hadisler, Allah'ın kitabı ve Ehl-i Beyt İmamlarının icma ettiği şeyle muhaliftir. [18] Kur'ân ve Ehl-i Beyt, Resulullah (s.a.a)'in birbirinden ayrılmaz emanetleridir. Ümmet bunlara sarıldığı müddetçe kesinlikle sapmaz. Bu ikisine muhalif olan her hadis duvara çalınmalıdır. (terk edilmelidir).

Ayakları yıkamakla ilgili hadislerin zayıf ve onların reddinde; ümmetin âlimi, kitap ve sünnetin heybesi olan Abdullah bin Abbas'ın mesh için ihticaç ettiği şu söz yeterlidir:
"Allah Teala abdestte iki yıkamayı, iki de meshi farz etti; görmez misin, teyemmümü zikrederken, iki yıkama yerine iki meshi zikretmiş, öbür iki meshi (başı ve ayakları mesh etmeyi) ise terk etmiştir." [19]
Gene İbn-i Abbas; "Abdest iki yıkayış, iki mesh ediştir" der; [20]

Abdullah bin Abbas'a; "Ensar'dan Muavvız bin Afra'nın kızı Rabia, Resulullah'ın (s.a.a) onun yanında abdestte ayaklarını yıkadığını sanmaktadır" dediklerinde, İbn-i Abbas Rabia'nın yanına gelerek durumu ondan sordu ve onun sözünü kabul etmeyip abdestte ayaklarını yıkayanlara şaştığını ve; "Ben, Allah'ın kitabında meshten başka bir şey görmüyorum" dediğini vurgulamıştır. [21]

2- Eğer ayakları yıkamakla ilgili hadisler doğru olsaydı tevatürle nakledilmiş olurdu. Çünkü abdestte ayağın yıkanmasını, kadın, erkek, köle, hür ve herkesin bilmesi gerekir. Çünkü her gece gündüz ona ihtiyaç duyulmaktadır. Eğer yıkamak müslümanların arasında kesin olsaydı, bütün mükellefler, peygamberin zamanında ve ondan sonraki zamanlarda onu iyice öğrenip ve her asır ve zamanda onu tevatürle nakletmiş olurlardı. Artık hiç kimse onu inkar veya reddetmeye kalkışmazdı. Durum böyle olmadığından dolayı, bu çeşit hadislerin zayıf oluşu ve yetersizlikleri bizim için gözler önüne serilmektedir.

3- Ayakların taharetiyle (yıkamak veya mesh etmekle) ilgili nakledilen hadisler birbirleriyle çelişmektedir. Bazıları, daha önce naklettiğimiz Hamran ve İbn-i Asim'in hadisleri gibi yıkamayı emretmektedir. Bazı hadisler de, Buhari'nin, Sahihinde tahriç ettiği hadis gibi meshi göstermektedir. Sahih-i Buhari'nin bu hadisini Ahmed, İbn-i Ebî Şeybe, İbn-i Ebi Ömer, Beğavî, Tabarani ve Maverdî de nakletmekteler. Her birisi, güvenilir bildikleri kişiler yoluyla Ebu Esved'den, o da Ubbad bin Temim'den, o da babasından nakletmişlerdir. Hadis şudur:
"Resulullah'ı (s.a.a) abdest alırken abdestte ayaklarını meshettiğini gördüm."

Buhari'nin Sahihinde, naklettiği hadis gibi A'yen'in iki oğlu Zürare ve Bukeyr de, İmam Muhammed Bakır (a.s)'ın Resulullah (s.a.a)'in nasıl abdest aldığını amelen gösterirken abdestte, ellerinin ıslaklığıyla, yeniden elini suya dokundurmaksızın başını ve ayaklarının üstlerini mesh ettiklerini nakletmekteler. [22]

İbn-i Abbas'dan, -Mecma'ul- Beyan'da nakledildiği üzere- Resulullah (s.a.a)'in nasıl abdest aldığını gösterirken ayaklarının üzerini mesh ettiği nakledilmektedir.
Hadisler çelişkili olduğundan dolayı başvurulması gereken şey, Kur'ân olmalı ve ondan yüz çevrilmemelidir.

abdestle-ilgili-sorular-t3187.html
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
SEYYİD HASAN
Mesajlar: 37
Kayıt: 06 Haz 2010, 21:29

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen SEYYİD HASAN »

Abdest alırken,ayakların yıkanmasının farz olduğuna şu hadis delildir:
عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ عَمْرٍو رضي الله عنهما قَالَ: تَخَلَّفَ عَنَّا النَّبِيُّ صلى الله عليه وسلم فِي سَفْرَةٍ سَافَرْنَاهَا فَأَدْرَكَنَا وَقَدْ أَرْهَقَتْنَا الصَّلاَةُ ( أي العصر) وَنَحْنُ نَتَوَضَّأُ، فَجَعَلْنَا نَمْسَحُ عَلَى أَرْجُلِنَا، فَنَادَى بِأَعْلَى صَوْتِهِ: (( وَيْلٌ لِلْأَعْقَابِ مِنْ النَّارِ - مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا- )) [ رواه البخاري ومسلم ]
Abdullah b.Amr'dan-Allah ondan ve babasından râzı olsun-rivâyet olunduğuna göre,o şöyle demiştir:
"Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-ile birlikte çıktığımız bir yolculuk sırasında Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-bizden geri kalmıştı.İkindi namazı vakti geldiği için abdest alırken bize yetişti.Biz,abdest alırken ayaklarımızın üzerini meshediyorduk.Bunun üzerine en yüksek sesiyle iki veya üç defa şöyle seslendi:
- Cehennemdeki veyl vâdisi,(abdest alırken ayak topuklarını yıkamayı ihmal eden veya ayak topuklarına su ulaşmayan) topuk sahiplerinin yeri olsun!" (Buhârî;hadis no:163. Müslim;hadis no:241).

Yine şu hadis de ayakların yıkanmasının farz olduğuna delildir:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رضي الله عنه أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم رَأَى رَجُلاً لَمْ يَغْسِلْ عَقِبَيْهِ، فَقَالَ: ((وَيْلٌ لِلأَعْقَابِ مِنْ النَّارِ.)) [ رواه مسلم ] Ebu Hureyre'den-Allah ondan ve babasından râzı olsun-rivâyet olunduğuna göre,o şöyle demiştir:
"Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-,abdest alırken topuklarını yıkamayan birisini görünce şöyle buyurdu:
-Cehennemdeki veyl vâdisi,(abdest alırken ayak topuklarını yıkamayı ihmal eden veya ayak topuklarına su ulaşmayan) topuk sahiplerinin yeri olsun!" (Müslim;hadis no:242).

İbn-i Huzeyme -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:
"Abdest alırken ayaklarını mesheden kimse farzı yerine getirmiş olsaydı, cehennem azabıyla tehdit edilmezdi."

Hâfız İbn-i Hacer -Allah ona rahmet etsin- şöyle demiştir:
"Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'in abdest alırken ayaklarını yıkadığına dâir Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'den tevâtür yoluyla pek çok hadis gelmiştir.Onun bu sünneti,Allah Teâlâ'nın emrini açıklamamtadır.Sahâbeden Ali, İbn-i Abbas ve Enes-Allah onlardan râzı olsun-dışında hiç kimseden bu konuda aykırı bir şey sâbit olmamıştır.Hatta Ali,İbn-i Abbas ve Enes'in-Allah onlardan râzı olsun-bu görüşlerinden döndükleri de sâbittir.

Nitekim Abdurrahman b.Ebî Leylâ şöyle demiştir:
"Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashâbı,(abdest alırken) ayakların yıkanması gerektiği konusunda ittifak etmişlerdir.Bunu Saîd b.Mansur rivâyet etmiştir." (Fethu'l-Bârî; c:1,s:320).

Âyete gelince ki bu,Allah Teâlâ'nın şu sözüdür:
(( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِذَا قُمْتُمْ إِلَى الصَّلاةِ فاغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ...)) [ سورة المائدة من الآية: 6]
"Ey îmân edenler! Namaz kılmak istediğiniz zaman (abdestsiz iseniz), yüzlerinizi,
dirseklerle beraber ellerinizi yıkayın,başlarınızı meshedip aşık kemikleriyle beraber ayaklarınızı yıkayın..." (Mâide Sûresi: 6).

Bu âyet,ayakların üzerini meshetmenin câiz olduğuna delâlet etmez.Bunun açıklaması ise şöyledir:
Bu âyetin iki okuyuş şekli (kıraatı) vardır:
Birinci kıraat:
(وَأَرْجُلَكُمْ) "Ve erculekum" lâm harfi mansubtur."Erculekum" (ayaklar) kelimesi, vech (yüz) kelimesine ma'tuftur/atfedilmiştir.Bunun için yüzün yıkanması gerektiği gibi,ayakların da yıkanması gerekir.
Âyetin lafzının aslı sanki şöyledir:
(( اغْسِلُواْ وُجُوهَكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ إِلَى الْمَرَافِقِ وَأَرْجُلَكُمْ إِلَى الْكَعْبَينِ وَامْسَحُواْ بِرُؤُوسِكُمْ...))
"...yüzlerinizi, dirseklerle beraber ellerinizi, aşık kemikleriyle beraber ayaklarınızı yıkayın, başlarınızı da meshedin..."
Fakat (âyette) ayakların yıkanması,başın meshedilmesinden sonraya bırakılmıştır.Bu ise,abdest azalarını şu sıraya göre yıkanmasına delâlet ettiği içindir:
Önce yüz,sonra eller yıkanır,sonra baş meshedilir,sonra da ayaklar yıkanır." (el-Mecmû'; c: 1, s: 471).

İkinci kıraat:
(وَأَرْجُلِكُمْ) "Ve erculikum" lâm harfi meksurdur/kesrelidir."Erculikum" (ayaklar) kelimesi,ra's (baş) kelimesine ma'tuftur/atfedilmiştir.Ra's (baş) kelimesi meshedildiği için ayaklar da meshedilir.Fakat Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünneti,meshin,sünnette bilinen belirli şartlarla mestin (çarığın) veya çorabın üzerine olacağını açıklamıştır. (Bkz: "el-Mecmû'"; c: 1, s: 450. "el-İhtiyârât;s:13).
Böylelikle Mâide Sûresi'nin 6.âyetinin iki şekildeki okunuşu (kıraatı) ayakların meshedilmesi gerektiğine delâlet etmediği açıkça belli olmuştur.Bu âyet, ayakları yıkamak gerektiğine veya mest (çarık) giymiş olan kimsenin mestin üzerini meshetmesi gerektiğine delâlet etmektedir.
Bazı âlimler,ayakların yıkanmasına rağmen -(وَأَرْجُلِكُمْ) "Ve erculikum" kesreli kıraata göre-meshin zikredilmesinin hikmeti,ayakları yıkarken suyun iktisatlı kullanılması gerektiğine işâret etmesidir,demişlerdir.Çünkü ayakları yıkarken genel olarak çok su israf edilir.Bu sebeple âyet,meshi,yani ayakları yıkarken,su israf edilmemesini emretmiştir.

İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:
"Meshetmekle,hafif yıkamayı istediği ihtimaldir.
Ebu Ali el-Fârisî şöyle demiştir: Araplar,hafif yıkama işine mesh adını vermekte ve şöyle demektedirler: Namaz için meshettim yani abdest aldım." (el-Muğnî; c: 1, s: 186).
3nokta
Mesajlar: 3381
Kayıt: 26 Ara 2006, 22:16
Konum: Meşhedi313

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen 3nokta »

Hasan kardeş zaten benim alıntıladığım makalede senin aktardığın hadisler üzerine fikirler var. İşte sadece böyle kendi pencerenden bakarsan burada yazılanların bize faydası olmaz.
nokta koymuyoruz artık cümle sonlarına
noktayı koyacak olan sensin anlasana
. . .
SEYYİD HASAN
Mesajlar: 37
Kayıt: 06 Haz 2010, 21:29

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen SEYYİD HASAN »

hadisin gerek manai harfi gerekse batıni anlamı aynı ifadeyi anlatıyor.bu hadise farklı anlam yüklemek zaten hadisi başka yöne çekmek olur...
Hasan Akça
Mesajlar: 1745
Kayıt: 05 May 2008, 22:02

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen Hasan Akça »

SEYYİD HASAN yazdı:hadisin gerek manai harfi gerekse batıni anlamı aynı ifadeyi anlatıyor.bu hadise farklı anlam yüklemek zaten hadisi başka yöne çekmek olur...
bak arkadaş!
biz aleviler abdestte mesetmenin farz zorunlu olduğuna inanıyoruz
sen yada sünniler ise yıkamayı kabul ediyor ama meshetmeyede karşı çıkmıyorsunuz
yani biraz akılla düşünürsen

biz mesh ediyoruz sende yıkıyorsun
biz yıkamak abdest olmaz abdest olmazsa namazda olmaz diyoruz
yani yıkamak doğru ise zaten meshide doğru kabuıl ettiğiniz için mesele yok
ama mesh doğruysa siz çok feci yanılmış olursunuz
yani burada riske giren biz değil sizsiniz
sizin dediğiniz gibiyse siz hem mesh hem yıkamak olur dediğiniz için bize zarar gelmez
ama bizim dediğimniz yorum yada aktarım doğruysa
sen namaz kılmamış oluyorsun
böyle bir tehditi ciddiye almıyormusun?
hani Hz.Alinin ateiste dediği gibi
mahşer yoksa mesele yok
ama ya varsa
SEYYİD HASAN
Mesajlar: 37
Kayıt: 06 Haz 2010, 21:29

Re: Aziz Mahmut Hüdayi Hazretleri Kimdir?

Mesaj gönderen SEYYİD HASAN »

kardeş biz hem mesh ediyoruz hem yıkıyoruz zaten, bir uzuv yıkanırken illa el ile mesh edilerek yıkanır.hadi ya sen eksik yapıyorsan seninki olmuyorsa???hadi sadece farz olan sadece mesh diyelim,biz zaten yıkarken
meshi yapıyoruz,ya cumhur ulemanın sahih hadislere sünnete binaen söyledikleri gibi yıkamak farzsa burada kaybeden kim olur acaba..senin dediğin gibi sadece mesh farz olup yıkamak farz olmasa bile yıkamak abdesti bozan bir fiiliyat olmadığına göre abdestede zarar vermez.dolayısıyla merak etme bizim zahiren kıldığımız namaza bir zarar gelmez.tabi batıni olarak kalbimizin durumunu burada müstesna tutuyorum.fakat burada eksik iş yapan sensin,,,ki ayakları yıkamak farzı tamam eder bir fazlalık gibi durum mevzu bahis değil...fazlalık olsa bile zaten abdesti bozan bir şey değil..senin mantığın çok ters geldi bana...bu gibi ibadetlerde fazlalık olarak yapılan iş o ibadetin sıhhatine zarar vermez sadece hoş olmaya bir iş olarak görülür.örneğin suyun gereğinden fazla harcanması gibi..hoş değildir tabi...fakat gereğinden fazla harcandı diye abdest olmaz dolayısıyla namaz olmaz gibi bir düşünce mantığı,mantıksızlığın dik alası olur.bak burada sadece meshin farz olması gibi bir durumun var olması durumunda bu sözleri söylüyorum.
böyle bir şartta bile abdestte zarar vermez ayakların yıkanması.bu sadece senin kuruntun.ilmen bir dayanağı yok.senin yerinde olsam o kadar alimin ayakların yıkanması farzdır.delili ise SÜNNETİ RESULULLAH(S.A.V.)'TIR,ve delili ise şu şu hadislerdir,bu hadislerde gerek revilerinin güvenirliği ve sahihliği konusunda cumhurun görüş birliği vardır diyorsa ihtiyaten bu görüşü kabul etmesem bile ayaklarımı yıkardım...çünkü burada ihtiyaten ayakları yıkamak işin takva boyutunu teşkil eder.tabi bu size göre olanı.bizde takva değil farzdır.bizde takva olanı çok su israfı yapmadan ayakları yıkamaktır.....
Cevapla

“Güncel” sayfasına dön