NATO'ya hayır

Cevapla
meçhul
Mesajlar: 41
Kayıt: 09 Eyl 2008, 12:58

NATO'ya hayır

Mesaj gönderen meçhul »

60.yılında NATO' ya Hayır
Karada, havada ve denizde; güçlü donanma, üs ve karargâhlara sahip olan NATO, adına ‘Yeni Dünya Düzeni’ denilen kapitalist sistemin en büyük silahlı ordusu ve korucusu.
NATO, kapitalist sistemin egemenliğini pekiştirmek ve tüm dünyada işçi sınıfı ve ezilen halkların mücadelesini engellemek amacıyla kurulan bir askeri örgüt.

NATO, II. Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda kurulan, tüm dünyada sosyalizmin yükselen prestijini karalama ve gelişimini her türlü yolla engelleme çabası taşıyan bir şiddet ve savaş örgütü. Ulusal ve sosyal kurtuluş hareketlerini, demokrasi ve özgürlük mücadelelerini bastırmak için hareket eden, kan dökmeye devam eden bir askeri aygıt.



NATO; GLADYO, KONTRGERİLLA GİBİ KARANLIK ÖRGÜTLERİN ANA KARARGÂHIDIR


Uluslararası tekellerin ihtiyaçlarını, sömürü ve baskı sistemini egemen kılmayı her şeyin üstünde tutan emperyalist bir saldırı örgütü olarak NATO, kurulduğu yıllardan itibaren dünyanın pek çok yerinde kanlı eylemlere, işgallere ve darbelere imza attı. Emperyalistler ve işbirlikçisi ülkelerin silahlı ordularının merkezi olmakla kalmayan NATO, yanı sıra İtalya’da GLADYO, Türkiye’de KONTRGERİLLA gibi yasa dışı silahlı örgütlenmeler kurarak, dünyanın dört bir yanında cinayetler işledi, suikastlar düzenledi, birçok ülkede darbeler tertipledi. “Soğuk Savaş Yılları” boyunca psikolojik savaşın, ideolojik saldırı ve silahlı bombardımanın üssü işlevini gören NATO, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra da silahlanmaya ve bünyesine yeni ülkeler alarak büyümeye devam ediyor.




12 MART, 12 EYLÜL ASKERİ DARBELERİNİN ARKASINDA ABD VE NATO VARDIR


Ülkemizde gerçekleşen faşist askeri darbelerin ve halka karşı tertiplenen provokasyonların arkasında her zaman ABD, CIA ve NATO olmuştur. Türkiye NATO’ya üye olduğu 1952 yılından bu yana darbeler, provokasyonlar ve katliamlardan kurtulamadı. Türkiye halkı büyük acılar yaşadı. Alevi-Sünni, Kürt-Türk, farklı dil, inanç ve kültürlerden halklar birbirlerine karşı kışkırtıldı, onlarca provokasyon düzenlendi, katliamlar gerçekleşti, onca kan döküldü.



KORE’DEN SOMALİ’YE, IRAK’TAN AFGANİSTAN’A VE ADEN KORFEZİ’NE UZANAN TAŞERONLUK


Türkiye, NATO’ya üye olmadan hemen önce 1950 yılında, ABD’nin çıkarlarını savunmak üzere Kore’ye asker gönderdi. Türkiye ile ne sınırı, ne de her hangi bir sorunu bulunan Kore’de, 4500 kişiden oluşan Türkiye birliği yıllarca savaşmak zorunda kaldı. ABD çıkarları için cepheye sürülen 4500 askerden 706’sı öldü, 2111’i yaralandı, 168’i kayboldu, 219’u da esir düştü. Somali, Afganistan, Irak, Kosova, Aden Körfezi ve daha bir çok savaş bölgesinde Türkiye askerleri ABD ve NATO çıkarları için nöbet tuttular, tutmaya devam ediyorlar

ABD Eski Savunma Bakanı Rumsfeld NATO’nun yeni işlevini şöyle tanımlamaktadır; “NATO, savunmaya yönelik bir güç olmaktan çıkıp, kriz bölgelerine müdahale edecek bir saldırı gücüne dönüştürülmelidir.” Hiçbir dönem savunma örgütü olmakla yetinmeyen NATO’nun günümüzde daha da tehlikeli bir örgüt haline geldiğini bu açıklama çarpıcı bir biçimde ortaya koymaktadır.



NATO, İNCİRLİK ÜSSÜ’YLE KOMŞU ÜLKELERDE KAN DÖKMEYE DEVAM EDİYOR

İncirlik Üssünün temelleri 1951 yılında, Türkiye daha NATO’ya resmen üye olmadan önce ABD tarafından atıldı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Truman Doktrini ve Marshall Planı ile ‘oltaya takılan’ Türkiye topraklarında çok sayıda NATO üssü kuruldu. Türkiye ABD’nin bölgedeki çıkarları için ileri bir karakol oldu. Türk askeri yetkililerinin ABD askerlerinden izinsiz olarak ayak basamadığı ABD üsleri, aynı zamanda birer nükleer silah yığınağı durumunda. Bu silahların sayısı ve türü konusunda Türkiye hükümetleri bilgi sahibi değil. Son yıllarda ABD’nin Irak’ta giriştiği işgal ve 1 milyon insanın katledilmesinde İncirlik Üssü önemli bir merkez üs görevi gördü.

NATO, kurulduğu 4 Nisan 1949’dan itibaren, KONTGERİLLA türü karanlık örgütler aracılığıyla her ülkede işçilere, emekçilere, aydınlara ve gençlere karşı ölüm mangaları kurdu. Resmi ve sivil faşist örgütler oluşturdu. Cinayetler işleyip, sayısız suikastlar düzenledi. ABD ve işbirlikçilerinin dışında kalan her kesim bu ölüm mangalarının hedefi oldu.



NATO ÜYESİ TÜRKİYE’DE KATLİAMLAR, İŞKENCE, İDAM VE SUİKASTLAR DİNMEDİ


6-7 Eylül 1955’de azınlıkları, 1 Mayıs 1977’de işçileri, 16 Mart 1978’de Beyazıt’ta gençleri, Maraş, Çorum ve Malatya’da Alevi yurttaşları ve aydınları hedef alan katliam ve suikastlar dinmedi. 12 Eylül darbesiyle işçi, emekçi, genç kadın tüm halkımız eşine az rastlanır vahşi saldırılara maruz kaldı. Bölge’de, Kürt halkına karşı gerçekleştirilen katliamlarda ve on binlerce ‘faili meçhul’ cinayette, sayısız provokasyonda, NATO’ya bağlı kontrgerillanın ve onun uzantısı JİTEM gibi örgütlerin önemli rolü bulunmaktadır.

“Lojistik destek sağlama, güç dengelerini kurma ve ortamdan yararlanma” adına 35 bin yurttaşımızın hayatına mal olan çatışmaların sürdürülmesini isteyen de yine ABD ve onun işbirlikçisi hükümetlerdir. ABD ve işbirlikçilerinin planlarına ve çıkarlarına karşı duranlar dünyanın her tarafında NATO’nun ve onun çeşitli isimler altında kurulan provokasyon ve savaş örgütlerinin hedefi haline geliyorlar.



İTALYA’DA GLADYO, TÜRKİYE’DE KONTRGERİLLA


İtalya’daki GLADYO gibi, dünyanın birçok ülkesinde değişik isimler altında örgütler kuruldu. Türkiye’nin NATO’ya üye olmasından sonra, ABD eliyle ve PENTAGON bütçesiyle kurulan KONTRGERİLLA örgütlenmesinden kimi başbakanların haberi bile olmadı.

Ancak bu karanlık örgütün izleri artık somut olarak ortaya çıkıyor. Susurluk’ta, Şemdinli’de, yakın zamanda Ümraniye’de ve takip eden aylarda Türkiye’nin dört bir yanında açığa çıkan çeteler, cephaneler ve ölüm kuyuları bu gerçeğe işaret etmektedir. Yeraltında oluşturulan silah cephanelikleri, Kürt illerinde kazıdıkça çıkan insan kemikleri, ölüm mangalarının işlediği cinayetlerin somut kanıtlarıdır.



JİTEM KURUCULARI AÇIKLANSIN, KONTRGERİLLA DAĞITILSIN, SUÇLULAR CEZALANDIRILSIN


Ülkemizde uzun yıllardan bu yana süren ve sayısı 20.000’e ulaşan “faili meçhul” cinayetler birkaç kötü niyetli görevlinin işi olarak görülemez. Bu cinayetlerin kaynağı sır değil. Bu kaynak açıklanmalıdır. Tetik çekenler, bu katillere emir verenler, dahası Özel Harp Dairesi, Kontrgerilla, JİTEM ve diğer karanlık örgütlenmeler açıklanmalı, bunları oluşturanlar bir bütün olarak yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır.




ERGENEKON; SUSURLUK VE ŞEMDİNLİ OLMASIN


Ergenekon Davası, Susurluk ve Şemdinli davalarının akıbetine uğramamalıdır. Veli Küçük, Levent Ersöz, Arif Doğan, tutuklu emekli generaller Türkiye’nin karanlık tarihi ve işlenen cinayetlerle ilgili olarak sorgulanmalıdırlar. Tutuklu-tutuksuz tüm sorumluları kapsayan geniş bir soruşturma sürdürülmelidir. Kontrgerillanın hedefi olmuş işçiler, emekçiler, aydınlar, gençler, Kürtler, Aleviler, Rumlar, Ermeniler ve farklı dil, inanç ve kültüre sahip tüm yurttaşlarımıza karşı işlenen suçlar aydınlatılmalıdır. Suçluların cezasını bulması için süren soruşturmalara yakınlarını kaybedenlerin, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin, ve hukukçu örgütlerinin mudahil olması sağlanmalıdır.



DARBELERİN, KATLİAM VE PROVOKASYONLARIN KAYNAĞI NATO’DAN ÇIKILSIN


4 Nisan 2009 NATO’nun, yani halkların mücadelesine karşı oluşturulan askeri örgütlenmenin kuruluş yıldönümü. Dünyanın dört bir yanında işçiler, emekçiler, halklar bu ölüm aygıtını protesto edecek. Sömürüye, şiddete ve savaşlara karşı olan milyonlar dünyanın dört bir yanında, “NATO’YA HAYIR” diyerek haykıracaklar.

Türk, Kürt, Çerkez, Arap ve her milliyetten Türkiye halkı da 4 Nisan’da alanlara çıkmalı, Türkiye’nin NATO’dan çekilmesi için haykırmalıdır.



OBAMA TÜRKİYE’YE GELME!


4 Nisan protestolarını takip eden günlerde, 6 Nisan 2009’da NATO’nun kurucusu ABD’nin Devlet Başkanı Obama Türkiye’ye gelecektir. BUSH’un yerine geçen OBAMA, ABD’nin yeni planları için geliyor. Ekonomik krizin girdabına düşmüş dünyayı yeniden tasarlayan ABD, Türkiye’ye yeni roller biçme peşinde. OBAMA’nın gelişiyle birlikte Irak, İran, Afganistan ve Pakistan’a yönelik yeni hesaplar yapılacak, Kürt sorunu ve daha birçok şey konuşularak Türkiye yeni savaş planlarının içine çekilecek. Kürt halkının hak ve özgürlük taleplerini, Türkiye halkının demokratikleşme mücadelesini bastırmak için AKP hükümetiyle kafa kafaya vererek planlar çıkaracaklar. Türkiye’ye yeni savaş silahlarını satmak isteyecekler. İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler konuşulacak ve Filistin halkının mücadelesine karşı yeni planlar yapılacaktır. Ortadoğu ve tüm bölge halklarına karşı Türkiye’ye ileri karakol rolü biçme hesabıyla yapılan bu ziyaret elbette Türkiye’nin hayrına olmayacaktır.

NATO’ya VE OBAMA’nın Türkiye ziyaretine karşı milyonlar olarak sesimizi yükseltelim.

Bağımsız ve demokratik Türkiye için güçlerimizi birleştirelim.

Karşı çıkalım ki, yeni Iraklar, Afganistanlar olmasın. Çocuklar ve kadınlar katledilmesin.

Ülkemizdeki NATO üslerinden havalanan savaş uçaklarından, kardeş halkların tepesine, bebelerin kafalarına misket bombaları yağdırılmasın. Kürt halkı üzerinde yeni planlar tezgâhlanmasın.



60. KURULUŞ YILINDA NATO’YA KARŞI AYAĞA KALKALIM

NATO’dan ve halklara karşı işlediği suçlardan hesap sormak için,

Kontrgerillanın, ölüm mangalarının yakasına yapışmak için,

ABD’nin ülkemizi yeni bataklara sürüklemesine engel olmak için;

Bağımsız ve Demokratik Türkiye için 4 Nisan’da her yanı mücadele alanına dönüştürelim.



Türkiye NATO’dan çıksın, NATO Üsleri Kapatılsın!


Savaşlara ve silahlanmaya son verilsin!

Kontrgerilla ve Cinayet Şebekeleri Açığa Çıkarılsın!

Halklara Karşı Bir Savaş Örgütü Olarak kurulan NATO Dağıtılsın!


NATO’nun Uzantısı ve Bir Cinayet Örgütü Olan Kontrgerilla Dağıtılsın!

İşçiler, emekçiler, gençler, aydınlar, provokasyon ve savaş örgütlerinden kurtulmak için 4 Nisan’da Türkiye’nin her tarafında NATO’ya karşı sesimizi yükseltelim.
__________________
Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı
güneşten ışık yontarlardı sert adamlardı
hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı
gittiler akşam olmadan ortalık karardı..


'Yenilgi yılları,iyi bir okuldur.'
Cevapla

“Dış Siyaset (Politika)” sayfasına dön