1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

Muaviye (l.a.)'ye Yazılan Bir Mektup‏

Gönderilme zamanı: 05 May 2009, 13:16
gönderen huseyn esedi
Ebu Bekir Oğlu Muhammed Hz. Ali (a.s.)'ın evlatlığı ve ayrıca yakın dostlarındandı. Hz. Ali (a.s.) Ebubekir oğlu Muhammed'i hilafete geldiği dönemde Mısır'a vali atamıştı. O'nun bu dönemde Muaviye'ye (Allah O'na lanet etsin) yazdığı mektubu sizlerle paylaşmak istiyoruz. Bu mektup Muaviye(l.a)'nin gerçek yüzünü ortaya koymak için yeterli bir belgedir.


Ebu Bekir oğlu Muhammed’in Muaviye’ye gönderdiği mektup:

Ebu Bekir oğlu Muhammed’den azgın Muaviye’ye:



Esenlik Allah’a itaat edenlere. Ulu Allah mahlukatı yarattı, içlerinden Muhammed’i seçti, Peygamberliği Ona ihsan etti. O da Rabbinin yoluna kulları, hikmetle, güzel öğütle çağırdı. Onun davetine ilk olarak, kardeşi ve amcasının oğlu Ebu Talib oğlu Ali icabet etti. O, Peygamberi her korkulu yerde korudu, kendisini Ona feda etti, savaşlarında beraber bulundu, barışlarında beraber oldu. Sen sensin, O da O. O, her hayırda insanların en ileri gidenidir. Halkın ilk Müslüman olanıdır, niyette en doğru bulunanıdır.


Sana ve babana gelince: Allah dininde gaileler çıkaran, Allah nurunu söndürmeye uğraşan kişilersiniz. Bu topluluğu başına topladın, onları mallar verip kandırdın. Baban öldü, sen onun yerine geçtin. Yazıklar olsun sana, nasıl oluyor da kendini Ali ile bir tutuyorsun? O, Resulullah’ın varisi, evladının babası; ona uymakta halkın ilki, ettiği ahde riayette sonuncusu. Peygamber sırrını ona haber verir, işine onu ortak edinirdi.



Babanla sen ise onun düşmanlarısınız. Batıl işinle bir müddet faydalan bakalım. As oğlu (Amr) da azgınlığında yardım etsin sana. Vaktin bitmek üzere, hilen bozulmak üzere, Esenlik doğru yola uyanlara.”

Muaviye, bu mektuba, Muhammed’i babasına isyan etmekle töhmet altına alan ifadelerle dolu bir cevap gönderdi.

Muhazım oğlu Nasr: Kitab’üs Sıffin.
Müminlerin Emiri Hz Ali, s.167, derin yayınları

Re: Muaviye (l.a.)'ye Yazılan Bir Mektup‏

Gönderilme zamanı: 06 May 2009, 19:32
gönderen 3nokta
bu mektup A.Gölpınarlı'nın bir kitabında yer almaktadır. Okudğumu hatırlıyorum ama kitabın ismi aklıma gelmiyor.