Çözümün Dikenli Yollarına Mayın Döşeyenlere Karşı Dik Durmak

Cevapla
nailamudi
Mesajlar: 45
Kayıt: 19 Tem 2007, 17:12

Çözümün Dikenli Yollarına Mayın Döşeyenlere Karşı Dik Durmak

Mesaj gönderen nailamudi »

ÇÖZÜMÜN DİKENLİ YOLLARINA MAYIN DÖŞEYENLERE KARŞI DİK DURMAK VE
KANDİL’E ÇÖZÜM İÇİN YOL GÖSTERMEK!..


Terörün devamını isteyenlerin pençeli saldırganlığı karşısında huzur ve barış istemek biraz masum kalıyor. Düşünsenize, tam silahların susması ve sorunun çözümü için demokratikleşme sürecinin yolları açılırken birdenbire altı genç asker şehit ediliyor.

Bu altı çocuğun şehit edilmesinin terörün devam etmesini isteyenlerin dışında hiç kimseye bir yararı olmayacaktır. Kim o mayını patlattıysa amacı, gerçek anlamda silahların susması ve çözüm çabalarını baltalayarak, demokrasi ve barış iklimini torpillemektir. Sanırım artık kimse bu kanlı tezgâhlarda insanların kaderinin biçilmesine izin vermeyecektir.

Nitekim, bu saldırıya en net cevap DTP lideri Ahmet Türk’ten geldi. Açıklamasında ilk kez açık bir dille PKK’yı eleştiren Ahmet Türk, şunları kaydetti: “Açık bir dille ifade ediyoruz; bu saatten sonra her kim ki demokratik bir çözümden yana ise ve her kim ki silahsız bir çözüm arzuluyorsa mutlaka ama mutlaka elini tetikten çekmelidir. Siyasetin önünü açabilmenin olmazsa olmaz koşulu ölümlerin durmasıdır. Bu başarılamadığı zaman, hiçbir sorunumuzun çözüm yoluna giremeyeceği gerçeğini bir kez daha tekrarlıyoruz.”

Bu açıklamayı, Kürtler içinde PKK’yı etkileyebilecek yeni bir inisiyatif olarak değerlendirmek gerekiyor. PKK ile DTP arasındaki ilişki eğer doğru ele alınabilirse, PKK’nın silahsızlandırılması ve dağdan indirilmesi için bir imkâna dönüşebilir. DTP’den PKK’ya yönelik bir basıncın oluşması diğer basınçlardan daha etkili sonuçlar verebilir diye düşünüyorum.

Ahmet Türk, daha önce Neşe Düzel'le yaptığı bir röportajda "PKK ile tabanlarının aynı olduğunu" söylemişti. Şimdi bu açıklamayı o "tabanın" üstünde duran bir siyasetçi olarak yapıyor. DTP’nin PKK’ya düşman bir dille konuşması mümkün olmayabilir. Çünkü dayandıkları kitle bakımından bu mümkün değildir, temsil ettikleri misyon bakımından da mümkün değildir. Ancak DTP, PKK’yı eleştirebilir, üzerinde silahları bırakması için kuvvetli bir etki yaratabilir.

Ahmet Türk’ün bu açıklaması, aslında DTP’ye oy veren Kürtlerin sesidir. Kendi toplumunun sesini dinlemeyen pişman olur, hiçbir silah "toplumun iradesini" yenemez. PKK da artık mayın patlatmaktan vazgeçmeli, zira bu barış iklimini bozmanın Kürt halkına bir faydası bulunmuyor.

Ama asıl sorun, PKK’nın "aklın sesini" dinleyip dinlemeyeceğidir. Zira PKK, zaman zaman kendi liderini bile tekzip edecek eylemler yapıyor. Geçen hafta PKK'yla bağlantılı oldukları gerekçesiyle tutuklanan DTP'lilerle ilgili iddianame yayınlandı. İddianamenin büyük bölümü telefon konuşmalarına dayanıyor. O konuşmalar, DTP yöneticileri ile PKK yöneticileri arasında çok ciddi gerilimler olduğunu da ortaya koyuyor. PKK'lıların, DTP'li yöneticilerle ilgili şikâyetleri, öfkeleri çok açıkça ifade ediliyor. "Silah tutan elin" nasıl "patronluk" tasladığını açıkça gösteriyor o konuşmalar.

DTP, Kandil’e “çözüm” için “yol gösterme”, buna karşılık Kandil de DTP’ye zaman zaman güç gösterisiyle yol haritası çizmek çabasında. Silahlar sustuğunda ve “kandil” söndüğünde, sivil siyaset, yani DTP ağırlığı artacaktır diye düşünüyorum.

DTP, askeri operasyonların durmasını istiyor. Ama bu gerçekçi bir yaklaşım değil. Hiçbir demokratik devlet, halkın duygularını hiçe sayarak teröre karşı hareketsiz kalamaz. Kaldı ki, devlet operasyonları durdurunca, PKK’nın da örgütlenme çalışmalarını durduracağına güvenmek mümkün mü? PKK, hoşlanmadığı Kürtleri bile “infaz” eden bir örgüttür! Her açılım döneminde sansasyonel eylemlerle süreci tıkayan bir örgüttür. Dağlarda silahlı adamlar olduğu ve şiddet eylemleri devam ettiği sürece Türkiye’de terörle mücadele de olacaktır.

Elbette bu süreçte modeller tartışılacaktır. Tartışmadan değil taşlaşmadan korkmak lazım. Ama olmazsa olmazı, “üniter devlet” ilkesidir. Üniter devletten vazgeçmek, tarihin akışına karşı koymaktır. Evet, küreselleşme, etnikleşme ile beraber yürünülen bir dönem yaşandı, ama dikkat edilecek olursa o dönemde bile milli devletler değil hep federasyonlar parçalandı. Önümüzde bu yanlışın algılandığı ve tekrarlanmayacağı bir gelecek var. Türkiye barışı ve mutluluğu, bütünlüğünü daha sağlam hale getirecek çarelerde bulacaktır. Demokratikleşme bunun birinci maddesidir. Ama bölücülüğü teşvik etmeyen, etnikleşmeyen bir demokratikleşme...

Son söz… DTP’liler ve özellikle de Ahmet Türk, siyasetin göbek taşında yıllardır terledikleri, piştikleri için hayal peşinde koşmanın “çözümsüzlük” olarak algılanacağının bilincinde olmalılar. Çözüm; DTP’nin teröre akıl ve yürekle karşı çıkması ve PKK’nın Kürt sorununun çözümü önündeki en büyük engel olduğuna kendini ve bölge halkını inandırmasıdır.

Nail Amudi
nailamudi@yahoo.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön