Niyaz/ Namaz Bektaşi İslam Ekolü

Dinin ana direği namazdır...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Niyaz/ Namaz Bektaşi İslam Ekolü

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli Canlar,

Bir takım forumlarda Alevilik islam dışı gibi gösterilmeye Salat'n da (namaz) , abdestinde alevilikte olmadığı konuşulmaktadır....


Şimdi Namaz yada Alevi- bektaşi terminolojisiyle Niyaz konusundaki gerçekleri sunalım..

Öncelikle Namaz kelimesinden başlayalım; "Namaz" kelimesi türkçedir. Bize farsça dan "NEMAZ" KELİMESİNDEN geçmiştir. Dolayısıyla Kur'ran da "namaz" kelimesi yoktur.


Kur'an da... İnsan-ı Kamil seviyesine ulaşmak için kulların herşeyin yaratıcısı olan Tanrı'ya ibadet etmeleri tavsiye edilir (bu ayetlerin genelde sonunda BUNU YAPMANIZ HAYRINIZADIR DER)

İBADET ise, orjinal haliyle Kur'ran da iki şekilde yer alır. Bunlar; SALAT yani... "bedenen yapılan ibadetler" ki buna alevi-bekataşi islam anlayışında NİYAZdır.... Diğeri ZİKİR "dil ile yapılan ibadetler....

Peygamber Efendi'miz salatın sadece bir çeşidi olan Namazı göstermiştir.(İbadetin sadece namazdan ibaret olmadığını; salat yada zikirin birbirine üstünlüğü bulunmadığını bunların Allah'a ulaşmak için birer vasıta olduğunu dile getirmiştir)

Kur'ran da salatın bir çeşidi olan namaz da üç unsurun mutlaka...(kıyam, secde ve rukü) bulunması gerektiği belirtilmiştir. Yani bizim Ayin-i Cemlerde kıldığımız namaz gibi, (Ayin-i Cem'lerde tevhid kısmında...

Peygamber'in mihracını (Miraçlama kısmı da denir) anlatan değiş-Nefes'lerde.. Dede-baba ile birlikte Bütün Cemaat ayağa kalkar.. Rukuya eğilir.... Sonrasında secdeye varır... (her perşemde saaat 20. 00 civarında CEM Tv 'dede bu vardır... izleyin) Dede-baba Cemate izin verdiğinde... Tekrar eski konuma gelinir.. Bu iki rekat sünni namazıyla aynıdır...

Namazın zamanı konusuna ve mecburiyeti konusuna gelince, Allah ibadetin şirkten uzak ve tam teslimiyet içinde riyadan ayrılmışını kabul eder... Kur'anda namaz için açık olarak sabah erken.. gün ortası... ve gece.. vakti önerilir.. (Bahsedilen zamanlar ibadet için arab yarım adasında en uygun vakitlerdir.

Şöyleki sabahın erken vakti insanın zihni boş olur. Kendini tamamen ibadete verebilir ki... Gün ortası.... Arap yarım adasında sıcaklıktan dolayı günümüzde bile bütün işlerin bırakıldığı insanların tamamen dinlenmeye çekildiği andır. Gece vaktide insanlar artık işlerini ve güçleini bırakmışlar evlerine dönmüşlerdir kendilerini ibadete verebilirler. Yine bu konuda da...Kur'ran ibadet için en uygun zamanın gece olduğunu ve hatta yanlız basına yapılanının daha makbul olduğunu söyler.

Yani Kurran İbadetin bu saatlerde yapılmasını tavsiye etmiştir. AYETTE HER GÜN BU SAATLERDE İBATEDİN YAPILACAĞI İBARESİ YOKTUR. AYRICA AYET ARAP YARIMASI KOŞULLARINDA İNDİĞİ İÇİN ZAMANLARDA ORAYA GÖREDİR. AYET DEĞİŞİK COĞRAFYALARA GELENEKLERE VE GÖRENEKLERE GÖRE GÜNÜN KOŞULLLARINA GÖRE YORUMA AÇIKTIR...

Alevi -Bektaşi islam anlayışı Namazı Zikirle Birleştirmiştir. Farz olan namaz.. Riyadan.. şekilcilikten uzak olarak tam bir teslimiyet içinde.. Ayin-i Cemlarde kılınır.... Ayin-i cemler ise Genellikle Hafta da en az bir kez (perşembeyi Cumaya bağlayan akşamları= Buna 48 perşembe ibadeti denir.. Sünniler bunu cuma günleri ve öğle namazıyla birlikte kılarlar ) farzdır..

Bu, topik bu iddialara yanıttır.

Saygılarımla, Degerli Canlar
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Alevi-Bektaşi Erkanında Niyaz ve Analizi

Mesaj gönderen Dede-baba »

Namaz/Niyaz=Salat;

Kelime anlamı olarak teslim olma anlamı tasır. Namazın, hem sünni islam ekolünde hem de alevi islam ekolünde peygamberin mihracı esnasında farz kılındığı kabul edilir.

Namazın nasıl kılınacağına ilişkin olarak Kur'anda bir hüküm yokken ayetler incelendiğinde 3 temel hareketin olduğu (ruku-secde kıyam) görülür. Namazın zamanı ve sıklığı konunda ise açık bir hüküm olmayıp tartışmalar mevcuttur.

Kur'an namaz için en uygun zamanların sabah erken, gün ortası ve akşam olarak göstermiştir. Fakat namazın her gün bu vakitler de kılınacağımı yoksa ibadet yapılacağı zaman bu vakitlerin mi tercih edilmesi halen tartışmalıdır. Peygamber ve Ehli Beyt'e bakıldığında ise namazın 2 rekat olarak 3 vakitte kılındığı ve hatta geceleri de zamanınlarının büyük kısmını namaz ve namaz sonrası tefekkürle geçirdikleri bilinmektedir.

Fakat konu ile ilgili Bir hadisi şerif ise şöyledir: Mekke'nin fethinden sonra peygamber bir mescide gider... Orada bir grup insanın sürekli cami de kaldıklarını ve zamanlarını namaz kılarak geçirdiklerini ögrenir ... onların neyle geçindiklerini sorar.. Oradakiler... çevredekilerin yiyecek verdiklerini kendilerinin ise çalışmadıklarını ve kendilerini Allah'a adadıklarını söyleler. Bunun üzerine Peygamber selam vermeden oradan ayrılır. az ilerde yerde çer çöple uğraşan bir divane görür ve ona selam verir. yanındaki sahabeler şasırır ve peygambere;

--- Ya Resullah, neden Camide kendilerini Allah'a adayan o insanlara selam vermedin de, buradaki şu divaneye selam verdin?

Peygamber en büyük ibadetin çalışmak, kendi rızkını çıkarmak olduğunu söyledi.. Her şeyin fazlasının zarar olduğunu hatırlattı...

Yine bir başka Hadis'te ibadetin şekli üzerinedir; "Hz. Musa çölde idi. uzaklarda bir çoban gördü... Çoban taklalar atıyor garip şekillerde bulunnuyordu.... Hz. Musa çobanı yanına çağırdı... ne yaptığını sordu... O da mahçup bir şekilde ibadet yaptığını söyledi... Hz. Musa çobana böyle ibadet mi olur? idye kızdı azarladı...

Tanrı, Hz Musa ise 40 gün konuşmadı...

---Musa ne suç işlediğini anlayabilmek ve af dilemek için bu 40 gün Tanrı'ya yalvardı..

Tanrı: O çobana neden kızdın?

O benim için ibadet etti.. Onu kabul edecekte olan de ret edecek olanda benim...

Degerli Canlar.... İbadet Yanlız Allah için yapılır.. ve O'nun rızası için yapılır.. kimsenin Allah yerine geçip.. ibadete şekil koyma şöyle yapın , böyle yapın deme hakkı yoktur... Ve ibadetin şekli şemali olmaz...


Peygamber Efendimiz'in kıldığı namaz esas itibairyle bizim Ayin-i Cemlerimizde kılınmaktadır... Şöyleki....

Ayin-i cemlerin Miraclama kısmında namaz kılınır (değiş okunurken ayağa kalkma, kıyam ve secte) iki rekat olarak kılınan namaz aleviliktede vardır
.

Saygı ve Sevgilerimle...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Cemal Cemale Niyazın Kur'an-i dayanakları

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar..

Çoğu bilinenin aksine Alevi-Bektaşi erkanında da namaz vardır.... Namazı bilenler ise bu seferde.. Neden halka namazında sizler birbirinizin yüzüne bakarak namaz klıyorsunuz? der...veya kabeye neden dönmüyorsunuz?


Bu suallere Kur'ani cevaplar vererek.. başlayalım.. ama önce namaz (Niyaz) ın Alevi-Bektaşilikteki anlamı üzerinde duralım..

Alevilerin Ayin-i cem de kıldıkları namaz, iki rekat olup, sadece farzlar vardır. sünni namazındaki sünnetler burada yoktur. Alevi namazında şekilden ziyade öz önem taşımaktadır. Alevi namazında secdenin nasıl olması konusunda bakınız İmam Caferi Sadık'n buyruğunda neler deniyor?

Alevi, ayini cem de namaz esnasında baş secdede iken, kendi kendini dara çeker, o ana değin yaptıklarını ölçer, yargılar kendi özü ile yüzleşir, hiç kimsenin tanıklığı olmadan, şikayeti bulunmadan özünü yargılar, ve de kendi suçunu kendi gözü ile görür. Secde bir çeşit aynadır. Çünkü secde de sadece tanrı ve kişinin kendi vicdanı vardır. O Tanrı ki her şeyi görücü ve bilicidir. Bu nedenle Alevi ölmeden ölür, hesabını burada verir ve öle gider öte tarafa, yine bu nedenledir ki ayin-i cem başlarken pir herkesin birbirinden razılık almasını şikayeti suali olanı olup olmadığını cemaate sorar.

Alevi namazında kıble cemal cemaledir ( yüz yüzedir). Hakkın evi gönüllerdir. Çünkü Alevi anlayışında, aynı Mekke de... hacıların birbirinin yüzüne bakarak kadın erkek karışık kıldığı namaz gibi, yada Aynı kırklar ceminde İki cihan sultanı Muhammed Mustafa'nın kıldığı gibi..... Niyaz cemal cemaledir (yüzyüze)

İsmi Şah Bism-i Şah Allah Allah, hayırlar fet ola, şerler def ola Hak-Muhammed-Ali yol göstericimiz ola, Gerçeğin demine hu diyelim...

" Ben size şah damarınızdan daha yakınım" ( Kaf Suresi 16. ayet)

" Üç kişi bir araya gelirse, dördüncüsü benim. Dört kişi bir araya gelirse, beşincisi benim." ( Mucadile Suresi 7. ayet)

Degerli Canlar.... Alevi Bektaşi İnancında Tanrı İnsandan ayır değildir... Bu nedenle Ayin-i Cemlerde cemal cemal'e Niyaz olunur...

Doğuda Tanrı'nındır Batı da Tanrı'nın.
Her ne yöne baksan.. Gör Tanrı cemalin

Ne Tarafa dönersen bil ki.. Hakk'ı görürsün
Tüm varlıklarda O vardır. Doğru bakarsan görürsün

Şüphe yok ki Tanrı'nın Rahmeti bol. Lütfu Bol
O her şeyi Bilendir. yeter ki sen kutlu ol.

(Bakara suresi: ayet 115)


Yüce Allah hepinizin kıldığı namazı
Kırklar namazı niyetine kabul ve makbul eyleye ,
Allah Eyvallah, şeyhen İlallah.
Hu diyelim gerçekler demine...

Saygı ve Sevgilerimle Degerli Canlar...
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Alevi-bektaşi İnancında Namaz ve Sünni/Şii Namazından Farklı

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar..

Şimdide Alevi-bektaşi İnancındaki namaz/niyazın genel özelliklerini inceleyelim..


Alevi-bektaşi islam Ekolünde, Namaz İbadeti, "cem" adını almaktadır. Namaz'a "halka namazı" yada "Niyaz" adı verilmektedir. Cem ibadeti İslam ve Kur'an daki namaz buyruğunun uygulanma biçimdir. Teolojik olarak kaynağı Kırklar meclisidir.. icra edildiği mekan Cem Evleridir.

Genel Özellikleri:

1-Alevi-bektaşi islam ekolünde namaz Allah2a yakarış ve dua etkinliğidir, ibadettir. bu etkinlik bireysel olarak yapılabileceği gibi toplu olarakta yapılabilir.

2-Namazın ( Dua/zikir anlamı ötesinde, bedensel olarak yapılan ruku-Secde-kıyam dışında ) belli bir şekli ve şemali yoktur. her toplum kendi kendi kültürü/gelenekleri belli bir şekli içerisinde bir takım şekiller oluşturabilir. asolan niyettir.

3-Namazın zaman ve mekan sınırlaması yoktur.. bu anlamda günlük beş vakit yada üç vakit namaz söz konusu değildir... bu anlamda sünni/şii namazlarındaki vakit ve şekil unsurları tümüyle zorlama yorumlara aynı şekilde, Arap ve Fars halklarının kültürlerine dayanmaktadır.

Bu nedenle namazı belli bir şekle hapsetmek, Kur'ani değildir... Kur'an da Allah yatarken, ayaktayken, otururken ibadet edilebileceğini net biçimde belirtmiştir.

4-Alevi-bektaşilerin namaz /niyaz (halka namazı) konusundaki geliştirdikleri içtihat ve yorum, mensup oldukları kültürün doğal bir sonucudur. Bu bağlamda cem ayini, İslamın İbadet emrinin Alevi-bektaşi uygulama biçimidir.

5-Alevi-bektaşinin ibadeti cem ayinidir. başka türlü ibadet Alevi inanç kültüründe olmadığı gibi Alevi-bektaşi geleneğine de aykırıdır...

6- Cem ayini, İçerisinde barındırdığı "dara Durma" yani KIYAM, Tecella ve Temenna yine Rukü ve defelarca icra edilen secde... İslamın İbadet buyruğunu karşılayan en güzel ritüeldir.

7- cem Ayini dışında başka türde bir namazı benimsemek yada bunu savunmak Aleviliğin eritilmesi, asimilasyonu çabasından başka bir şey değildir.

8-Kur'anda vakit belirtilmeden, açıkça belirtilen tek İbadet Cuma İbadetidir. Alevi-bektaşilerin Cem Ayininin Yapılış vakti, yani Perşembeyi Cumaya bağlayan gece, Cuma İbadeti vaktidir... Cuma İbadeti vakti Cuma günü süresinin tümüdür. Bu sürenin herhangi bir bölümünde İbadet ifa edilebilir.

9-Cuma namazı yada Cuma ibadeti Kur'an da Kadın-erkek ayrımı yapılmadan tüm inananlara emredilmiştir. Bu bağlamda, Alevi-bektaşi kadın erkek birlikte cem yapmaları Kur'ansal buyrukla örtüşen Peygamber ve 12 İmam sünnetine uydgun bir ibadettir...


Saygı ve Sevgilerimle
Ebu Hasaneyn
Mesajlar: 383
Kayıt: 13 May 2009, 03:47
Konum: Hatay'lıyız Hak Muhammed Ali'ye Can feda'yız

Re: Niyaz/ Namaz Alevi-bektaşi İslam Ekolü

Mesaj gönderen Ebu Hasaneyn »

yaw alevilikte vardir deme suna bektasilikte vardir de olsun bitsin kardesim yaw
LA İLAHE İLLALLAH (celle celelehu) - MUHAMMEDEN (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem) RESULULLAH - ALİYYEN (aleyhisselam) EMİR-EL MÜ'MİNİN VELİYULLAH -(KURTULUŞ YOLU) Allah (c.c) Hz.MUHAMMED (s.a.a.v) Hz.12 HAK İMAMLAR (a.s)
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Halka namazı Analizi ve İbadetlerde zaman

Mesaj gönderen Dede-baba »

Alevi-bektaşi İbadetlerin de zaman genellikle gecedir.. Ancak Güneşin konumuna göre de ibadet ayarlanmaktadır...

Örneğin güneşin doğuşunda, kalkmak ve Dua etkinliği bugün dahi Anadolu da Yaşlılarımızda görülmektedir.. Genellikle yüzlerini güneşe döner, Allah-Muhammed- Ya Ali diye duaya başlar.. Allah'ı zikreder.. Peygamber'e salavat gönderir.. 12 İmam'ı analarlardı... Bu ibadet vakitleri eski zerdüş yada şaman inançlarından değil, bizzat Kur'an'dandır.. Kur2an-ı Kerim'de İbadet vakitleri için saba erken, gün ortası ve gece vakitleri önerilir. gece yapılan ibadetin daha makbul olduğu vurgulanır..

Alevi-bektaşi inancında, genellikle bireysel, dua ibadeti vardır..Sünniler de oldugu gibi 5 vakit, Siilerlerdeki gibi 3 vakit namaz ; Aleviler de yoktur...Bunun yerine zaman ve mekan fetişizmi yerine perşembe veya cuma akşamları Ayin-i Cem düzenlenmektedir.

Kur’an-i Kerim’de namaza yönelik vakit ve sekil kavramlari incelendiğinde; Kur’an’da 80 küsur yerde “secde” ve 264 yerde “dua” ibadeti faaliyeti geçmektedir ki, Aleviler de bu faaliyetleri “Niyaz” olarak yapmaktadirlar.

Nisa Suresi 103. Ayet’te :

Allah’i ayaktayken, otururken ve yan yatarken zikredin” buyurulmaktadir.

Aleviler bu buyruk dogrultusunda cemlerde “niyaz” eda ederler. Aleviler’in kiblesi cemal cemaledir,

KIYAM: salavat ile ayaga dogrulmadir,

KIRAAT ise Kur’an sure ve ayetlerinin duvaz ve nefeslerle diz üstü gelinerek saz esligin-de okunmasidir.

Rükû’ya varma, Secde’ye inme, Sücûd yere niyaz, alin koyma, çapraz el baglama, boyun bükme gibi vücud ritüellerini; Alevi cem ibadetinin her safhasinda görmek mümkündür. Bu ibadet biçimine: “Halka Namazi” denir.yapilan cem ile eda edilir. Aleviler, Ayn-i Cem’de “Allah...Allah !” nidalariyla yakarirlar ki; bu davranis biçimliliğidir.

Allah Eyvallah
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Sünni Namazı neden günlük ve beş vakittir? Analizi ve Çelişk

Mesaj gönderen Dede-baba »

Degerli canlar...

Bugün sünni anlayışta günlük vakitli kılanan namazı ele alacağız ve neden vakitli kıldıklarını, bu vakitli namazı neye dayandırdıklarını analiz edeceğiz..


Sünni namazları...belli vakitlerde olandır..Günlüktür belli zamanlarda kılınır... Sünni anlayış.. Namazın.. her gün, günde beş vakit kılınması zorunluluğunu aşağıdaki hadise dayandırır...

" Peygamber, miraç'ta Tanrı'dan Mü'minler için günde elli vakit namaz buyruğu almış fakat dönüşte yolda hz. Musa'ya raslamış,

Hz. Musa, Peygamber'e günde elli vakit namazın insanlara ağır geleceğini söyleyerek Tanrı'dan bunu indirmesini istemiştir. Hz. Muhammed, Hz. Musa'nın öğüdüyle yeniden tanrı katına gidip günlük namaz vakit sayısının indirilmesini talep etmiştir. Tanrıya her gidişinde beş vakit indirilmiştir...

Hz. Musa, Hz. Muhammed'e daha da indirilmesi için tanrı katına tekrar tekrar gitmesini istemiştir.. En son beş vakte indirildiğinde bile hz. Musa aynı isteği tekrarlamış. fakat peygamber, bundan daha az sayıda vakit için tanrıdan ricacı olamayacağını belirtmiştir..."


Böylece sünni islam anlayışına göre beş vakit namaz kesinleşmiştir... Bu rivayet sünni ekolün en güvenilir kaynakları kabul edilen BUHARİ'nin hadis kitabında ve daha bir çok sünni hadis kitaplarında nakledilir...

Beş vakit namaza dayanak gösterilen bu uyduruk hadis öncelikle.. Kur'ana islama ve Allah'a ve de Peygamber'e hakarettir.. uydurma olduğu aşikardır... şöyleki... bu hadisi doğru kabul eden sünnilere sormak gerekir...

1- Tanrı, Peygamber bile olsa, birilerinin isteğiyle sürekli görüş değiştiren ve karar veremeyen bir varlık mıdır ki, elli vakti kademe kademe beşe kadar indirmiştir?

2- Hz. Muhammed, günlük elli vakit namazın kendi inanları için katlanılamaycak derecede zor olduğunu akıl edemeyen biri midir ki, hz. Musa'nın akıl vermesiyle hareket etmiştir?

3-Tanrı ve Hz. Muhammed namaz vakitleri ve sayıları konusunda Tanrı ile pazarlık mı yapmışlardır?

4-Hz. Musa, Tanrı ile Hz. Muhammed arasında pazarlık mı yapmıştır?

5-Hz. Musa, namaz vakitleri konusunda hem Hz. Muhammed'e hem de tanrı'ya etkide bulunan gerçek bir belirleyici midir?

6- Yoksa sünni İslam'daki günlük beş vakit namazın uygulamasının kaynağı Hz. Musa mıdır?

7- Tanrı günlük elli vakit namazın insanlar için güç olduğunu Hz. Musa olmasa anlayamayacak mıydı?


Bu soruları yönelttimizi sünni ulema bize cevap olarak şu yanıtı vermekte..

"..Hazreti Peygamber'e isra gecesi, namaz elli vakit olarak farz kılındı. sonra azaltıldı ve beş vakte düşürüldü. Sonra şöyle seslenildi. Ey muhammed, şüphesiz bizim nezdimizdeki söz bir değişikliğe uğramaz. senin için bu beş vakit namaz, elli vakit namazın karşılığıdır.." (Buhari, salat, 76, Enbiya, 5)

SİZCE SORULARIMIZA YANIT MIDIR BU CEVAP?..İKNA OLDUNUZ MU? BANA KUR'ANDAN SAPAN...HATTA KUR'AN İLE ÇELİŞEN BİR UYDURUK HADİS VE BU UYDURUK HADİSE DAYANAK YAPILAN UYDURUK BİR CEVAP OLARAK GELİYOR..

Saygı ve Sevgilerimle
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

İsra Suresi Ayet 78 Alevi/ Batıni Yorum ( beş vakit namaz ya

Mesaj gönderen Dede-baba »

İsra Suresi Ayet 78 Alevi/ Batıni Yorum


"...Ekımis salâte li dulûkiş şemsi ilâ gasakıl leyli ve kur’ânel fecr(fecri), inne kur’ânel fecri kâne meşhûdâ(meşhûden). İsra Suresi Ayet 78

Sünni Tercüme / Türkçesi

"....Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir...."


Sünni/ şii Ulema Günlük beş vakit namaza dayanak olarak yukarıdaki ayeti gösterirler , Sünni/şii ekolüne göre Ayetteki "Dülûk-üş şems" öğle ve ikindi namazlarını "ğasakıl leyl" de akşam ve yatsı namazlarını ifade etmektedir. ( beyzavi-Razi-Celâleyn, Ebüssüud efendi)

Oysaki ilgili ayetin beş vakit namazile hiçbir ilgisi yoktur.... öncelikle "Kur'an-el fecr" kelimesi ile ifade olunan rukulu secdeli kıyamlı bir namaz değil KIRAATTIR yani Kur'an okumadır... Nitekim Sünni alimler dahi İsra Suresindeki Namaz kelimesiyle Kur'an okumanın Kır'aa'tın emrolünduğunu tefsirlerinde saklayamamışlardır...

Burdan çıkan sonuç sudur öncelikle ilgili ayet ilgili zaman diliminde Kur'an okunmasını yani ZİKRİ BUYURMAKTADIR... ruku-secde-kıyamlı formülize edilen bir takım sünni/ şii namaz rütielleri değil..


bakınız Şeyhül İslam izzettin abdül aziz bin ad-üs selam ve Razi Ayeti tevsir ederken ne diyor.

"... Bu ayette geçen Kur'an Kıraat demektir.." diyor... Sabah namazındanın bu kelime beyanı Kur'an okuması mana verilir... Nitekim yukardada değindiğimiz gibi Razi'nin Sünneti seniyyesinde de Bu böyle izah olunur..


Şimdi Beş vakit namaza delil getirilen "DÜLÛK" kelimesi üzerinde duralım... öncelikle bu kelime sünni ulema tarafından kasten ve bilerek, " Zeval-kayma-batıya yönelme" kelimeleriyle Türkçeleştirilmiştir. oysaki Bu kelime'nin etimiyolojisi incelendiğinde, ( Arapçanın medine lehçesi esas alındığında) KAYBOLMAK, BATMAK, ZEVALE ERMEK, kelimeleri ile ifade olunması gerekir..

Böyle oluncada Ayetin manası değişir.. Güneşin batışını mütakiben gece karanlığında, İbadete (Niyaz/ namaz) başlanağı anlaşılır...

sünni/ şii tefsirlerindeki bir büyük aldatmacada şudur: Ayette geçen "..[color=#0000FF]Ekımis salâte.."[/color] söz ile tek namaz ifade edildiği halde, yanlız "...li dulûkiş şemsi.." kelimesi içine 4 adet günlük namaz nasıl dahil edilir..

Oysaki sünni/ şii Kur'an tefsirlerinde anlatıldığı gibi beş vakit namaz Bu ayetten çıkarılsaydı Yüce Allah şöyle buyurması gerekirdi..

".. Ekimüsselâtil fecri vel zühür vel asır vel grup vel işa liyuselli selâti evkatı hamsetin.."olsaydı namazlara kalk sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını yani 5 vakit namazı kıl olurdu.. HAŞA BÖYLE BİR HÜKÜM BU AYETTE YOKTUR... DOLAYISIYLA BÖYLE BİR YORUMDA ÇIKARILAMAZ...

Dolayısıyla Ayetin Alevi-bektaşi doğru tefsirini verecek olursak..


"... Güneşin batışından, gecenin koyu karanlıklarında salatında ( İbaetinde/ zikrinde) daim ol; seherde de Kur'an oku, seherde okunan Kur'an şahitlidir...."

dolayısıyla Kur'anda günesin doğuşundan, batışına kadar BELLİ BİR VAKİT İÇİNE HAPSOLUNMUŞ VAKİT NAMAZI YOKTUR...

Saygı ve sevgilerimle


Yaralanılan kaynaklar

1- Kur'an da İbadet Müslüman'a Saadet, Halil ÖZTOPRAK- HÜSEYİN ERDOĞAN s. 78-106
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Cuma Niyaz/ Namaz'ı Alevi-bektaşi İslam Ekolü Yorumu

Mesaj gönderen Dede-baba »

İsmişah! Bismişah Allah Allah...

Hakk, Dost, Zahir, Batın, Hazır, Gaib. Sırr-ül Sır Erenlerinin Gülcemallerine aşk...

Ber-Cemal-i Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali ra Bülende salavat...

Allahümme Salli Ala Seyyidina Muhammed-in ve Ala Al-i Muhammed...

Hayırlar Fet ola... Şerler def ola.. Hakk-Muhammed-Ali yardımcımız, yol göstericimiz... rehberimiz ola...


“....Ey İnananlar, Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, Allah'ı zikretmeye koşun ve alım satımı bırakın. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır...."
( Cuma suresi 9)


Ey İman edenler, Cuma günü ibadet
İçin çağrı olunca size orada olun elbet

Tanrı'yı zikretmeye koşun alış verişi,
Bırakın. Buyruktur Tanrıyı ansın her bir kişi

Eğer, bilirseniz bu daha hayırlı size
Boş işleri bırakıp bir olunuz birlikte

(Cuma Suresi-9-)


Kur’an-ı kerimde genel anlamda namaz/Salat İbadeti için zaman ve mekan (cami yada mescid-cemevi) şartı yokken yani ibadet her yerde yapılabilirken…

Belli bir vakit tayin edilip toplu olarak cemaatle Tanrıyı anma Cuma Suresi 9. ayette vardır. Kur’an’da hiçbir yoruma gerek duyulmadan açıkça Cuma namazını farz kılmıştır.


Cuma İbadetinin cemaatle farz kılınmasının sebebi Cuma hutbelerine dayanır.. Peygamber Cuma hutbelerinde İslamın ilkelerini anlatır.. kabilelerin başta kan davaları olmak üzere Probleriyle ilgilenir.. Herkesin birbirinden Rızalık alması ve hoşnut olması sağlanırdı. Böylece Toplumsal barış birlik ve beraberlik tahsis edilirdi..

Burada dikkat edilmesi gereken bir başka konu da Cuma namazının kadın erkek ayrımı yapılmadan tüm inananlara farz kılınmış olmasıdır. Ancak Sünni ve Şii Müslümanlar bu gerçeği göz ardı ederek Cuma namazı sanki sadece erkeklere farz kılınmış gibi hareket etmektedirler.

Ayet dikkatlice incelendiğin Cuma İbadetinin Tüm günü kapsadığı da anlaşılacaktır.. yani öğlen yada akşam gibi belli bir zaman şartı da yoktur. Sünni yada Şiilerin öğlen vakti Cuma ibadeti yapmaları sadece bir yorumdur.


ALEVİ-BEKTAŞİ İSLAM ANLAYIŞINDA CUMA İBADETİ


Kur’an’ın bu Tanrısal buyruğunu Aleviler, Bilindiği gibi Cuma günleri yani Perşembeyi Cumaya bağlayan gece kadın erkek ayrımı yapmadan zikir ve salatı birleştirerek Cuma namazı (halka namazı) kılarak yerine getirirler. Kur'ran da ibadettin gece yapılanının daha makbul olduğu belirtildiği için, Alevi- Bektaşiler İbadeti gündüz değil, Perşembeyi cumaya bağlayan gece yaparlar...

Eski takvimde ( Hicri ) yeni günün başlangıcının gün batımı olduğu gerçeği dikkate alındığında Perşembeyi Cumaya bağlayan akşamın Cuma günü içersinde yer aldığı görülecektir. Bu açıdan bakıldığında Alevilerce Cuma akşamları yani Perşembeyi Cumaya bağlayan akşam yapılan Cem ayinleri Kur’an’daki Cuma namazı buyruğunun yerine getirilmesi amacıyla gerçekleştirilen bir toplu dua etkinliğidir.

Hiç kuşku yok ki, Cem ayini, Kur’an’da buyurulan toplu tapınmanın yani namazın Türk / Türkmen toplumlarınca şekle dökülmüş halidir. Sünni ve Şii Müslümanlar Cuma namazı adı verilen toplu tapınmada kadınlara yer vermezken Aleviler bu konuda da ne denli doğru bir uygulama içerisinde olduklarını göstermektedirler.

Nitekim Hünkar Hacı Bektaş Veli şöyle buyurmaktadır.

‘‘Erkek dişi sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey bakın yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yoktur
Noksanlık ve çirkinlik senin görüşlerinde...’’


Şimdi perşembeyi Cumaya bağlayan yapılan ayin-i cem hakkında bilgi verelim;


1-Sünni ve Şii islam ekolünde cuma günleri toplu ibadet anlayışı varken.. Alevi-Bektaşiler- Perşembeyi cumaya bağlayan gece ibadet ederlerdi.. Buna 48 perşembe " yada 48 Cuma ibadeti denir..

2-Ayin-i Cem de halka namazı (İki rekatlık peygamber namazı)kılınır.. Niyaz edililir… peygamber Efendimizin sünneti ve İmam Cafer sadık Efendilerimizn içtihatı üzre. Cuma ibadetinde Toplumun sorunları dinlenir.. birbirinden hakkı olanlar dile gelir.. suçlu olanlar dar-ı mansura durur... Rızalık alınır...

3-Kırk sekiz Perşembe İbadeti... halkın tümünün katılmak zorunda olduğu bir ibadettir...

4-Allah aşkına semahlar dönülür.. Ehli beyt’in isimlerinin zikredildiği, Duvaz imamlar okunur... İmam Hüseyin aşkına göz yaşı dökülür...

4-Nur Suresi emri gereği Hakk-Muhammed-Ali aşkına yakılan Çerağ'ın söndürülmesiyle...Ayin-i Cem biter.. ki genelde Cem ibadeti, sabahın ilk saatlerine kadar...sürer..

5-Kırk sekiz perşembe ibadeti bir yıl içerisinde yer alan 52 haftan 4 dört hafta içerisinde yani Muharrem ayında yapılmaz...

Allah Eyvallah Gerçeğin Demine Hû diyelim..

Yararlanılan Kaynak:

Musatafa Cemil Kılıç, http://www.habercem.com/haberdetay.a...8&Categoryid=4
Dede-baba
Mesajlar: 469
Kayıt: 19 Haz 2009, 10:00

Tarikat Namazı Yada Halka Namazı

Mesaj gönderen Dede-baba »

TARÎKAT NAMAZI YA DA HALKA NAMAZI



Halka ya da halaka, alevî toplantılarında ve cem âyinlerinde cemaatin halka veya ocak bulunan evlerde ise hilâl biçiminde, yüz yüze (cemal cemale) oturma biçimidir. Bu halkanın ortasındaki meydanda kılınan namaza ise halka (halaka) namazı veya tarîkat namazı denir.

Pîr huzurunda iki rekat olarak kılınan namazdır. Namaz kılacaklardan ilki meydana gelip secde niyâzından sonra dâra durur. İkinci kişi meydana ve ilk gelenin ayağına niyâz eder (dârdaki kişi de onun başından sağ eliyle niyâz alır) ve ilk kişinin solunda dâra durur. Üçüncü kişi de önce meydana, sonra da birinci ve ikincinin ayaklarına niyâz edip (onlar da onun başından niyâz alırlar) sol yanlarına dâra durur. Onu aynı şekilde diğerleri izler, meydanda hilal şeklinde, yüzleri Pîr'e dönük olarak sıralanırlar (meydanın aldığı kadârıyla). Pîr, hepsine birden dua eder:

"....Allah Allah. Namazlarınız, niyâzlarınız kabul ola. Hakk-Muhammed-Ali Dergâhına yazıla. Secdeye inen başlar dert görmeye... Gerçeğe hû."

Namazdakiler hep birden secdeye inerler.

Birinci rekat tamamlanmıştır. ikinci rekat iki şekilde kılınabilir:

1) Zaman kısıtlı ve mihman (konuk) kalabalık ise, Pîr veya Gözcünün uyarısı ile namazdakiler tekrar dâra dururlar;

2) Birinci rekattan sonra, diz üstü yürünerek önce Pîr'in eli öpülür, postuna (veya dizine) niyâz edilir, sonra Pîr'in alt (sol) yanında oturan iki kişiyle görüşülür (niyâzlaşılır veya postlarına niyâz edilir). Sonra meydanın ortasına niyâz edilir ve sol köşeden başlanarak halakadaki tüm canlarla teker teker niyâzlaşılır (yani tecelle dolaşılır) veya postlarına niyâz edilir (onlar da, postlarına niyâz edilince sağ elleriyle niyâz alırlar).


Halakadaki canlarla görüşme (niyâzlaşma) bitince, meydana üç kez niyâz edilir. En öndeki can bu kez sol tarafa geçer ve dâra durur. Onu, aynen meydana çıkıştaki gibi niyâz ederek diğerleri izler ve bu kez sağ tarafında dâra dururlar;

Her iki durumda da bundan sonrası şöyledir: Pîr "Tecelle" duası eder:


"....Tecelleniz temiz, yüzünüz ak, kalbiniz pâk, günâhınız af ola; tecellâ, tevellâ ve teberrânız kabul ola. Namazlarınız, niyâzlarınız Hak-Muhammed Ali Dergâhında kabul ve makbul ola... Gerçeğe Hû!"

Namaz kılanlar tekrar secde niyâzı yaparlar. Meydana ilk çıkan kişiden başlamak üzere, sıra ile Pîr'i ve cemaati safâlarlar:

"...Dede sultan, mihman canlar, bacı-kardeş, cümle âyin-i cem erenleri sefâ geldiniz, hoş geldiniz. Gelmekliğiniz mübârek olsun. Başlar tacısınız, ayaklar turabıyız..." (Zaman kısıtlı ise sadece sıra başındaki ilk kişinin safâlaması ile yetinilir).

Pîr tekrar dua eder:

"...Eyvallah! Siz de hoş-safâ geldiniz. Allah cümlenin dualarını kabul eyleye... Gerçeğe hü."

Meydandakiler secde niyâzı yaparak meydandan çekilirler ve yerlerine (yaş sırasına göre) otururlar.

Bu namazda, cemale (yüz yüze) dönerek Tanrı'nın dîdarını (yüzünü) insanda görme esastır ve Tanrı'ya teslimiyet böyle yapılır.


Çünkü, âdeme secde Tanrı'nın emrine uymadır. Bu emre sadece şeytan uymadı. Bilindiği gibi; Tanrı, Âdem'i yarattığında tüm meleklere O'na secde (niyaz) etmelerini emretti.

Tüm melekler bu emre uydular ve secde ettiler. Şeytan ise, ateşten yaratıldığını ve melek olduğunu ileri sürerek topraktan yaratılan Âdem'e secde etmeyi benliğine yediremedi, Allah'ın emrine uymayı reddetti. Benlik getirdi ve Tanrı'ya âsi oldu
.

Tanrı insanı yaratırken kendi nûrundan kattı. Dolayısıyla insan, Tanrı'nın bir tecellisidir. İnsan kıbledir.

İnsana niyâz, Tanrı'ya niyâz demektir; Tanrı'ya yakarma ve duadır. Niyâz (secde), toprağa değil, âdeme (insana) yapılır.

Hac 32. âyet gereğince niyâz, Allah'ın kutsadığı nişânelerine hürmet, kalplerindeki Allah sevgisi ve imamların takvâsındandır.


İşte, tarîkat namazı, yüz yüze (cemal cemale) kılınır ve canlar bu nedenle birbirlerine yaptıkları secde ile AIlah'a secde etmektedirler.

Halka ya da Tarîkat namazı şu durumlarda kılınır:

1- Pîr (seyyid) bulunan her toplantıda,

2- Cem âyininde şu hizmetler sırasında:

a) Ceme girişte,

b) Kurban sahipleri, görülmelerinden önce,

c) Cem birleme hizmetinde, kendilerine asâleten, tüm bacılara vekâleten beş bacı kılar,

d) Müsâhip erkânında, müsâhip olan canlar görülmeye başlarken.


Sonuç olarak, halka namazı, cemal cemale toplu olarak kılınan iki rekatlık namaz olup, pîr huzurunda kılınır. Yönelinen kıble insandır. İnsana secde ile Tanrı'ya ulaşmak amaçlanır.
Cevapla

“Namaz” sayfasına dön