Karaca Ahmet Sultan Dergahı
Gönderilme zamanı: 31 Mar 2007, 21:22
Karacaahmet sultan dergahı resmi sitesinin 30.3.2007 tarihli duyurusu aşağıdaki gibidir.(Alevilikle bektaşiliği aynı görenler iyi okusunlar belki akılları başlarına gelir)
TÜRKİYE VE DÜNYA KAMUOYUNA
Alevileri ve Aleviliği çeşitli yollarla asimile etme politikası yüzyıllardır inatla sürdürülmektedir. Oysa her inanç ve kültür gibi Alevilik inanç ve kültürü de var olma ve varlığını güçlendirme hakkına sahiptir. Bu en temel insan hakkını çiğnemek, kabulü hiçbir biçimde mümkün olmayan bir haksızlıktır. Bu nedenle Alevi inanç ve kültürüne yönelik asimilasyoncu çalışmaların, dönüştürmeci ve başkalaştırmacı karakteri karşısında inancımızın yaşamsal özelliklerinden olan kimi ögeleri bir kez daha tüm kamuoyuna anımsatmanın bizimle diyalog kurmak isteyen kişi ve kurumlar açısından yararlı sonuçlar doğuracağı kanısındayız.
Aleviler olarak bizler, tüm inançlara saygı duymaktayız. Aynı saygının diğer inanç mensuplarınca tarafımıza da gösterilmesini talep etmek en doğal hakkımızıdır. Bu sebeple ilan ederiz ki; Alevi kimliğinin ayrılmaz parçaları olan inanç ve ibadetlerimizin dönüştürmeci ve başkalaştırmacı çalışmalara maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu bağlamda her kişi ve kurumca bilinmelidir ki;
Alevilerin ibadeti cemdir. Cemin teolojik kökeni Kırklar Meclisidir. Cem ibadeti ve içinde yer alan semah, kültürel ve folklorik bir unsur biçiminde değerlendirilip küçümsenemez. Sünni inancına mensup kardeşlerimizin ibadet biçimi olan beş vakit namaz uygulaması Alevilerce saygı duyulan bir ibadet olmakla birlikte Alevi tarihinde ve geleneğinde yer almamaktadır. Her ne şekilde olursa olsun beş vakit yada Şii inancındaki gibi üç vakit namaz uygulamasının Aleviliğe dahil edilmeye çalışılması doğru değildir. Bunu hiçbir Alevi kabul etmeyecektir.
Alevilerin orucu Muharrem ve Hızır orucudur. Sünni ve Şii inancına mensup kardeşlerimizin Ramazan'da bir ay süreyle tuttukları oruç uygulaması Alevi inanç ve geleneğinde yoktur. Alevileri Ramazan ayında bir ay süreyle oruç tutmaya teşvik etmek ve yönlendirmek inancımıza yönelik yapılmış ve yapılmakta olan yanlış ve haksız bir uygulama olarak görülmektedir. Alevilerce Sünni ve Şii inancındaki Ramazan orucuna gösterilen saygının aynısını diğer inançlara mensup kardeşlerimizden Muharrem ve Hızır orucumuz için de beklemekteyiz.
Alevilerin ibadet yeri cem evleridir. Camiler; Sünni ve Şii kardeşlerimizin ibadet yerleridir. Alevilerin, camileri kendileri için bir ibadet yeri olarak görmemeleri inançlarının bir gereğidir. Alevi ibadeti olan cem ibadetlerini; ibadetin bir parçası olan müzik, semah ve kadın erkek birlikteliği gibi nedenlerden ötürü camilerde uygulayabilmek mümkün değildir. Bundan dolayı Alevilere ibadet yeri olarak camileri göstermek gerçekçi olmadığı gibi doğru da değildir.
Vahdet - i vücud anlayışı çerçevesinde Tanrı'ya, Hazreti Muhammed'in nübüvvetine, Hazreti İmam Ali'nin velayetine, Tenasüh ve Devriyeye inanmak inanç dünyamızın en temel unsurlarındandır.
Bizler Aleviler olarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünya kamuoyuna tekrar anımsatmak isteriz ki, yüzyıllardır yaptığımız gibi bundan sonra da cem yürütmeye, semah dönmeye, Telli Kur'an adını verdiğimiz sazımızla deyişler söylemeye, kerbela şehitlerinin kişiliğinde tarihteki tüm mazlumlar için Muharrem ayında oruç ve matem tutmaya devam edeceğiz.
Saygıyla duyurulur.
TÜRKİYE VE DÜNYA KAMUOYUNA
Alevileri ve Aleviliği çeşitli yollarla asimile etme politikası yüzyıllardır inatla sürdürülmektedir. Oysa her inanç ve kültür gibi Alevilik inanç ve kültürü de var olma ve varlığını güçlendirme hakkına sahiptir. Bu en temel insan hakkını çiğnemek, kabulü hiçbir biçimde mümkün olmayan bir haksızlıktır. Bu nedenle Alevi inanç ve kültürüne yönelik asimilasyoncu çalışmaların, dönüştürmeci ve başkalaştırmacı karakteri karşısında inancımızın yaşamsal özelliklerinden olan kimi ögeleri bir kez daha tüm kamuoyuna anımsatmanın bizimle diyalog kurmak isteyen kişi ve kurumlar açısından yararlı sonuçlar doğuracağı kanısındayız.
Aleviler olarak bizler, tüm inançlara saygı duymaktayız. Aynı saygının diğer inanç mensuplarınca tarafımıza da gösterilmesini talep etmek en doğal hakkımızıdır. Bu sebeple ilan ederiz ki; Alevi kimliğinin ayrılmaz parçaları olan inanç ve ibadetlerimizin dönüştürmeci ve başkalaştırmacı çalışmalara maruz bırakılmasını kabul etmemiz mümkün değildir.
Bu bağlamda her kişi ve kurumca bilinmelidir ki;
Alevilerin ibadeti cemdir. Cemin teolojik kökeni Kırklar Meclisidir. Cem ibadeti ve içinde yer alan semah, kültürel ve folklorik bir unsur biçiminde değerlendirilip küçümsenemez. Sünni inancına mensup kardeşlerimizin ibadet biçimi olan beş vakit namaz uygulaması Alevilerce saygı duyulan bir ibadet olmakla birlikte Alevi tarihinde ve geleneğinde yer almamaktadır. Her ne şekilde olursa olsun beş vakit yada Şii inancındaki gibi üç vakit namaz uygulamasının Aleviliğe dahil edilmeye çalışılması doğru değildir. Bunu hiçbir Alevi kabul etmeyecektir.
Alevilerin orucu Muharrem ve Hızır orucudur. Sünni ve Şii inancına mensup kardeşlerimizin Ramazan'da bir ay süreyle tuttukları oruç uygulaması Alevi inanç ve geleneğinde yoktur. Alevileri Ramazan ayında bir ay süreyle oruç tutmaya teşvik etmek ve yönlendirmek inancımıza yönelik yapılmış ve yapılmakta olan yanlış ve haksız bir uygulama olarak görülmektedir. Alevilerce Sünni ve Şii inancındaki Ramazan orucuna gösterilen saygının aynısını diğer inançlara mensup kardeşlerimizden Muharrem ve Hızır orucumuz için de beklemekteyiz.
Alevilerin ibadet yeri cem evleridir. Camiler; Sünni ve Şii kardeşlerimizin ibadet yerleridir. Alevilerin, camileri kendileri için bir ibadet yeri olarak görmemeleri inançlarının bir gereğidir. Alevi ibadeti olan cem ibadetlerini; ibadetin bir parçası olan müzik, semah ve kadın erkek birlikteliği gibi nedenlerden ötürü camilerde uygulayabilmek mümkün değildir. Bundan dolayı Alevilere ibadet yeri olarak camileri göstermek gerçekçi olmadığı gibi doğru da değildir.
Vahdet - i vücud anlayışı çerçevesinde Tanrı'ya, Hazreti Muhammed'in nübüvvetine, Hazreti İmam Ali'nin velayetine, Tenasüh ve Devriyeye inanmak inanç dünyamızın en temel unsurlarındandır.
Bizler Aleviler olarak başta Türkiye olmak üzere tüm dünya kamuoyuna tekrar anımsatmak isteriz ki, yüzyıllardır yaptığımız gibi bundan sonra da cem yürütmeye, semah dönmeye, Telli Kur'an adını verdiğimiz sazımızla deyişler söylemeye, kerbela şehitlerinin kişiliğinde tarihteki tüm mazlumlar için Muharrem ayında oruç ve matem tutmaya devam edeceğiz.
Saygıyla duyurulur.