Hz. Peygamber'in Vasisi Ve Halifesi KİMDİR?

Peygamberden sonra, Müslümanların rehberi ve lideri İmamet makamına sahip olan 12 İmamlarındır.
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Hz. Ali Ve Yandaşları Kurtuluşa Erenlerdir

89. Ümmü Seleme ve Ebu Said el-Hudri'den naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Ali ve Şiatehü, hümül fâizün yevm'el Kıyâme."

"Ali ve şiası (yandaşları) Kıyamet Günü kurtuluşa erenlerin ta kendileridir."


Kaynak:
1) İbn-i Asakir eş-Şafii'nin "Tarih-i Dimaşk" c.3, s.328 Hadis No: 848
2) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s.180, 237
3) el-Münavi'nin "Künüz'ul-Hakaik" s.92
4) ed-Deylemi'nin "Firdevs bi-Mesur el-Hitab" c.3, s.61 Hadis No: 4371
5) Abdullah eş-Şafii'nin "el-Menakıb" s.204
6) el-Bedhaşi'nin "Miftah'ün-Neca" s.61
7) Sıbt İbn-i Cevzi'nin "Tezkiret'ül-Havas" s.59
8) et-Tüsteri'nin "İhkak'ul-Hak" c.7, s.299 Ümmü Seleme'den ve c.7, s.301 Ebi Said el-Hudri'den.
9) Seyyid Eyyub bin Sıddık'ın "Menâkıb-ı Çihâr Yâri Güzîn" 6. Bab, 25. Menâkıb, 26. Hadis
10) MUHAMMED Miri el-Antaki'nin "Limaze ahtertu Mezhebe Ehl'il Beyt" s.393-394
11) "Münteheb Fedail'ün Nebi ve Ehli Beytihi" s.137
12) es-Seyyid Murtada Hüseyni'nin "Fedail'ül-Hamse min'es-Sıhah'is-Sitte" c.2, s.94


90. Hz. Ali şöyle buyurdu:

"Tefteriku hâzihil ümme alâ selâsete ve seb'ine firka, isnetâ ve seb'in finnâr ve vâhideh fil cennet, ve hiye ellezine kâle Allâhu azze ve celle fi hakkahim: "Ve mimmen halaknâ ümmeten yehdüna bilhakki ve bihi ya'dilün." Vehüm enâ ve muhibbi ve etbâ'i."

"Bu ümmet yetmiş üç fırkaya bölünecektir, yetmiş ikisi ateştedir ve biri de cennettedir -ki Allah onların haklarında şöyle buyurmuştur: 'Yaratıklarımızdan hakka hidayet eden ve adaleti yerine getiren bir ümmet vardır' (Araf 181/Ayet) - onlar ben, benim muhiplerim ve bana uyanlardır."


Kaynak:
1) el-Suyuti'nin "ed-Derr'ül-Mensur" tefsiri c.3, s.617
2) el-El-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s. 109
3) Menakıb-ı Harezmi el-Hanefi s.331, Hadis No: 351
4) Ercah'ül-Metalib s.83
5) Tevdih ed-Delail s.158
6) et-Tüsteri'nin "İhkak'ul-Hak" c.3, s.413; c.14, s.344; c.20, s.206 bol isnatlar için.
7) el-Haskani'nin "Şevahid'üt-Tenzil"


91. Yasir bin Hammad, İmam Ali el-Rida'dan, babaları ve dedelerinden naklen, Resulullah (s.a.a) Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurdu:

"Yâ Ali, ente hüccetullâh, ve ente bâbullâh, vet-tarik ilellâh, ente en-nebe'ül-azim, ve entes-sırât'ül-müstakim ve entel mesel'ül-a'lâ. Ente imâm'ül-müslimin ve Emir'ül-Mü'minin, ente hayr'ül-vasiyyin ve seyyidus-sıddıkin. Yâ Ali, ente Fâruk'ul-a'zam ves-Sıddık'ul-Ekber. Hizbeke hizbi ve hizbi hizbullâh, ve hizbu a'dâei hizb'üş-Şeytân."

"Ey Ali, sen Allah'ın hüccetisin, sen Allah'ın kapısısın, sen Allah'a götüren yolsun, sen Nebe'ül-Azimsin (büyük habersin), Sırat-ı Müstakimsin (Doğru yolsun) ve Mesel'ul-A'lasın (en yüce örneksin). Sen Müslümanların imamı ve Müminlerin Emiri'sin. Sen vasilerin en hayırlısı ve Sıddık (doğrulayıcı)' ların efendisisin. Ey Ali, sen en yüce faruk ve en büyük sıddıksın. Senin hizbin benim hizbimdir, benim hizbim de Allah'ın hizbidir, senin düşmanlarının hizbi ise Şeytan'ın hizbidir."


Kaynak:
1) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s. 495-496
2) Hüsamuddin el-Hanef'nin "Âl-i MUHAMMED" s.625[/size
]
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Dünyada Ve Ahirette Bayrağın Sahibi Hz. Ali'dir

92. Resulullah (s.a.a)'a, "Kıyamet gününde senin bayrağını kim taşıyacak?" diye sorduklarında şöyle buyurdular:

"Bayrağımı dünyada taşıyan Ali bin Ebi Talib taşıyacaktır."

Kaynak:
1) el-Müttaki el-Hindi'nin "Kenz'ul-Ummal" c.13, s.136
2) İbn-i Hasan el-Kilabi'nin "Müsned-i Dimaşk" Hadis No: 26


Cennete İlk Girecek Olan Şahıs Hz. Ali'dir

93. Resulullah (s.a.a), ashabı ile oturduğu bir anda şöyle buyurdular:

"Evvelü men yedhul'ul-cennete minen nebiyyine ves-sıddikine Aliy bin Ebi Tâlib."

"Peygamberler ve sıddıklardan cennete ilk girecek olan Ali bin Ebi Talib'tir
."

O anda ashaptan Dücane adlı bir şahıs ayağa kalkarak dedi ki: "Ey Resulullah, sen bizlere Allah'tan haber verdin ki, sen cennete girmeden bir peygamberin geçmesi haram ve ümmetlerden ise senin ümmetin geçmeden başka ümmetin geçmesi haramdır."

Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:

"Belâ, velâkin emâ alimtüm enne hâmile Livâ'ül-hamd imâmehüm ve inne Aliy bin Ebi Tâlib, hamilü Livâ'ül-hamd yevm'el-kıyâmeh beyne yedi, yedhül bihil cennete ve enâ alâ eserihi."

"Evet, öyle haber verdim, lâkin bilmiyor musunuz ki, Hamd bayrağını taşıyacak olan önde olacaktır, o da Kıyamet gününde Hamd bayrağını taşıyacak olan Ali bin Ebi Talip'tir, kendisi önümde olacak, ben ve tüm gelenler onun arkasından cennete gireceğiz."


Bunun üzerine Hz. Ali'nin yüzüne sevinç doğdu, sonra ayağa kalkarak şöyle buyurdu:

"Elhamdülillâhillezi şerrefenâ fiyke yâ Resulellâh."

"ALLAHa hamd olsun ki, bizi seninle şereflendirdi ey Resulullah."


Kaynak:
1) Hatiplerin hatibi el-Harezmi el-Hanefi'nin "Menakıb-ı Harezmi" s.227
2) el-Bahrani'nin "Gayet'ül-Meram" s.679, Hadis No: 9
3) el-Hilli'nin "Keşf'ül-Yakin" s.386, 387
4) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.494
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Hz. Ali'nin Hiç Kimsede Olmayan Özellikleri

94. Resulullah (s.a.a), Hz. Ali'ye hitaben şöyle buyurdular:

"Yâ Ali, utiyte selâsen lem yü'tehünne ahadün, velâ enâ. Ütiyte sıhren misli velem uti enâ misli, ve utiyte zevceten sıddıkaten misle ibneti, lem uti mislehâ zevceten, ve utiyte el-Hasan vel-Hüseyn min sulbike velem uti min sulbi mislehumâ, velâkinneküm minni ve enâ minkum."

"Ey Ali, sana üç özellik verildi ki, o özellikler hiç kimseye, hatta bana bile verilmemiştir: Sen benim gibi bir kayınpedere sahipsin, ama benim böyle bir kayınpederim yoktur. Kızım Fatıma sana eş olarak verildi,oysa bana onun gibi bir eş verilmedi. Sana senin soyundan Hasan ve Hüseyin verildi, benim ise onlar gibi çocuklarım yoktur, ama siz bendensiniz, ben de sizlerdenim."


Kaynak:
1) Muhibuddin el-Tabari'nin "Riyad'un-Nadira" c.2, s.202
2) Ebu Said' in "Şeref'ün-Nübüvve"
3) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.394


Gadir-i Hum İmamı Hz. Ali'dir

95. Resulullah (s.a.a), hacı kafilesi ile veda haccından dönerken, Gadir-i Hum denen yere vardığında halka hitaben şöyle buyurdular:

"Men kuntu Mevlâh, fehâze Aliyyun Mevlâh. Allâhummâ vâli men vâlâh, ve âdi men âdâh, vensur men nasarah, vehzul men hazeleh."

"Ben kimin Mevlasıysam, Ali de onun Mevlasıdır; Allah'ım, ona dost olanın dostu ve ona düşman olanın düşmanı ol,(9) ona yardım edene yardım et ve onu (yardımını esirgeyerek) yalnız bırakanı yalnız bırak."


Kaynak:
1) İbn-i Asakir eş-Şafii'nin "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.13, Hadis No: 508, 513, 514, 515, 523, 544' Beyrut 1. Bas.
2) el-Heysemi'nin "Mecma'üz-Zevaid" c.9, s.105
3) eş-Şehrestani'nin "el-Milel ven-Nihel" c.1, s.163
4) İbn-i Ebil Hadit'in "Şerh-u Nehc'ül-Belağa" c.1, s.209, 289, 1.Bas.Mısır
5) el-Belazuri'nin "Ensab'ul-Eşraf" c.2, s.112
6) ez-Zerendi el-Hanefi'nin "Nazmu Dürer'us-Simtayn" s.112
7) Menakıb-ı Harezmi el-Hanefi s.80, 94, 130
8) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ul-Mevedde" s.249
9) el-Müttaki el-Hindi'nin "Muntahab'ul-Kenzl" c.5, s.32 ve "Kenz'ul-Ummal" c.6, s.403 1. Bas.
10) el-Haskani'nin "Şevahid'üt-Tenzil" c.1, s.157, Hadis No: 211
11) el-Künci eş-Şafii'nin "Kifayet'üt-Talib" s.63, Haydariye bas.
12) İbn-i Sabban eş-Şafii'nin "İs'af'ür-Rağibin" s.151 (Nur'ul-Absar hamişinde bas.)


Hz. Ali'nin Misali Kabe'dir

96. Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:

"Ali'nin misali Ka'be gibidir, ona bakmak ibadet, onu haccetmek (kasdetmek) ise farzdır."

Kaynak:
1) İbn-i Asakir'in "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.407
2) "Menakıb-ı Meğazeli" s.107
3) "Ercah'ül-Metalib" s.480
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Hz. Ali'den Cevazı Olmayanların Sırat'tan Geçememesi

97. Ebu Bekir'den naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Lâ yecüzü ahadün alassırâti illâ men ketebe lehü Aliyyün el-cevâze."

"Ali'den izni olmayan hiç kimse Sırat'tan geçemeyecektir."


Kaynak:
1) el-Bağdadi'nin "Tarih-i Bağdat" c.10, s.157
2) Tabari'nin "Riyad'un-Nadira" c.2, s.177
3) İbn-i Hacer'in "Sevaik'ül-Muhrika" s.124
4) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s. 207, 285
5) el-Zehebi'nin "Mizan'ül-İtidal" c.2, s.28, 44


Hz. Ali'nin Hakkını Tanımayanlar

98. Ebu Rafi'den, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Men lem ya'rif hakka Aliyyin fehuve ahadun min'es-selâse, imma ümmühü zâniyeh, ev hamelethü ümmühü alâ ğayr-i tahir ev münâfıkun."

"Ali'nin hakkını tanımayan, üç kişiden biridir: Ya zina kadının oğlu, veya temiz olmadığı halde hamile kalan annenin oğlu veyahut o kişi münafık bir kimsedir."


Kaynak:
1) MUHAMMED Salih et-Tirmizi'nin "Menakib'ül-Murtadaviyye" s.203
2) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s.252
3) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.353
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Hz. Ali'nin Müminlerin Emiri Olduğu Gün

99. Hüzeyfe'den, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdular:

"Lev ya'lem'ün-nâsü metâ sümmiye Aliyyun Emirelmüminin lemâ enkere fedâyilehu, sümmiye bizâlike ve Âdem beyn'er-ruhu vel cesed ve hiyne kâle: Âlestü birabbiküm, qâlu: Belâ. Feqâle ALLAHu Teâlâ: Enâ rabbüküm, ve MUHAMMED nebiyyukum, ve Ali Emirukum."

"İnsanlar, Ali bin Ebi Talib'in ne zamandan beri 'Emir'ül-Müminin' (müminlerin emiri) olarak adlandırıldığını bilselerdi, onun faziletlerini inkar etmezlerdi: Adem, ruh ve ceset arasındayken, Allah Teala o zaman buyurdular ki: "Ben Rabbiniz değil miyim?" "Evet, Rabbimizsin" dediler. Sonra buyurdular ki: "Ben Rabbinizim, MUHAMMED peygamberiniz, Ali de Emir'inizdir."


Kaynak:
1) Seyyid Eyyub bin Sıddık'ın "Menâkıb-ı Çihâr Yâri Güzîn" 6. Bab, 25. Menâkıb, 30. Hadis
2) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s.238
3) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.348


Denizler Tükenir Hz. Ali'nin Faziletleri Tükenmez

100. İbn-i Abbas, Mücahit, Ömer bin Hattab ve Said bin Cübeyr'den naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Lev kânet'ül-eşcâru aklâm, vel bahru midâd, vel cinnu hussâb, vel insu kuttâb, mâ ehsa fedâile Aliy bin Ebi Tâlib."

"Eğer ağaçlar kalem, deniz mürekkep, cinler hesap eden
, insanlar da katip olsalar, Ali bin Ebi Talib'in faziletlerini sayamazlar."

Kaynak:
1) İbn-i Osman el-Zehebi'nin "Mizan'ül-İtidal" c.3, s.467
2) el-Künci eş-Şafii'nin "Kifayet'ut-Talip" s.252
3) İbn-i Hacer el-Askalani'nin "Lisan'ül-Mizan" c.5, s.62, Haydar Abad bas.
4) el-Zehebi'nin "Tezkiret'ül-Huffaz" s.8
5) Sıbt İbn-i Cevzi'nin "Tezkiret'ül-Havas" s.23 Müessetü Ehl'il Beyt. Beyrut bas.
6) el-Himvini eş-Şafii'nin "Feraid'us-Simtayn" c.1, s.16 Beyrut Bas. Mukaddemesinde.
7) el-Kunduzi el-Hanefi'nin "Yenabi'ül-Mevedde" s.121
8) "Menakıb-ı Harezmi" el-Hanefi s.2
9) Emrutesri'nin "Ercah'ul-Metalib" s.11, 98 Lahur bas.
10) el-Hemedani'nin "Meveddet'ül-Kurba" s.55
11) MUHAMMED Miri el-Antaki'nin "Limaze ahtertu Mezhebe Ehl'il Beyt" s.309
12) el-Bahrani'nin "Gayet'ül-Meram" s.493
13) el-Hilli'nin "Nehc'ül-Hak ve Keşf'üs Sıdk" s.231
14) el-Hilli'nin "Keşf'ül-Yakin" s.22
15) İbn-i Şazan'ın "Miet Menkıbe" s.110, Hadis No: 99
16) Yunus Ramadan'ın "Buğyet'üt-Talib" s.423 Beyrut Bas.
17) Enis Emir'in "Fazilet-u Ehl-i Beyt-i Resulullah" s.454
18) Menakıb-ı Ahmet bin Hanbel
19) el-Tabarani'nin "Mucem"
20) Nasır bin Ebil Mekarim el-Harezmi'nin "Şerh'ül-Mekamat"
21) Cemaliddin Ataullah el-Herevi "el-Arbaine Hadisen"
22) ed-Deylemi'nin "el-Firdevs"


Ve sallallâhu alâ Seyyidinâ MUHAMMED'in ve alâ âlihi-t Tâhirin.
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

HZ. ALİ'NİN, OĞLU HZ. HÜSEYİN'LE ÖVÜNME YARIŞMASI

Süleyman bin Mihran'dan, o da Cabir'den, o da Mücahit'ten, Abdullah bin Abbas'tan naklen, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Göğe yükseldiğimde Cennetin kapısına şöyle yazılı olduğunu gördüm:
"Allah'tan başka ilah yoktur, MUHAMMED Allah'ın Resulüdür, Ali Allah'ın velisidir, Hasan ve Hüseyn Resulullah'ın torunlarıdır, Fatımat'üz Zehra Allah'ın safvetidir, bunları inkar eden ve onlara buğz edene (kin güdene) Allah'ın laneti olsun."


Bir gün Resulullah (s.a.a) oturmuştu ve yanında da İmam Ali bin Ebi Talib (a.s) bulunuyordu. O sıra Hz. Hüseyin içeriye girdi. Resulullah (s.a.a) onu yanına oturtarak iki gözünün arasını ve dudaklarını öptü. Hz. Hüseyin o sıralar altı yaşındaydı. Hz. Ali Resulullah'a dönerek şöyle bir soru sordu: "Ya Resulellah, oğlum Hüseyn'i seviyor musun?"

Allah Resulü buyurdu: "Nasıl sevmem, oysa o benim vücudumdan bir parçadır."

Hz. Ali (a.s) arz etti: "Ey Resulullah, hangimizi daha çok seviyorsun, beni mi, Hüseyni mi?"

Hz. Hüseyin araya girerek şöyle dedi: "Babacığım, kimin şeref ve fazileti daha yüce olursa, onu daha çok sever ve makamı ona daha yakın olur."

Hz. Ali oğluna hitaben şöyle dedi: "Ey Hüseyn, benimle fazilet yarışmasına girer misin?"

Hz. Hüseyn de "Evet babacığım, eğer istiyorsan!" diye cevap verdi.

Hz. Ali ona şöyle buyurdu:

"Ey Hüseyn!
Ben, Müminlerin Emiri'yim.
Ben, sadıkların diliyim.
Ben (MUHAMMED) Mustafâ'nın veziriyim.
Ben Allah'ın ilminin hazinedarı ve insanlar arasından seçtiği kimseyim.
Ben, cennete en önce gidenlerin öncüsüyüm.
Ben Resulullah'ın borcunu ödeyecek kimseyim.
Ben, o kimseyik ki amcası cennette efendidir.
Ben, o kimseyim ki cennette meleklerle birlikte uçar...
Ben, Resul'ün kadısıyım...
Ben, tenzil (Tevbe) süresini Allah-u Teala'nın emriyle Mekke ehline taşıyanım.
Ben Allah'ın kulları içinde seçtiği kimseyim.
Ben, Allah'ın "Allah'ın ipine topluca sarılın"(Ali İmran/103) buyruğuyla kullarına tutunmalarını emrettiği onun kopmaz ipiyim.
Ben, Allah'ın parlayan yıldızıyım.
Ben, gök meleklerinin kendisini ziyaret ettiği kimseyim.
Ben, Allah'ın konuşan diliyim(1)
Ben, Allah Teala'nın yaratıklarına olan hüccetiyim.
Ben, Allah'ın güçlü eliyim.
Ben Allah-u Teala'nın göklerdeki yüzüyüm.
Ben, Allah'ın zahir olan tarafı (yanı)yım(Zümer 56.Ayete işaret).
Ben, o kimseyim ki hakkımda Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "…Onlar kadirleri yüceltilmiş kullardır. Onlar Allah'ın sözünün önüne geçmezler, hep O'nun emriyle hareket ederler." (Enbiya, 26-27)
Ben, Allah'ın asla kopmayan sağlam kulpuyum. Allah duyandır, bilendir. (Bakara 256. Ayete işaret)
Ben, Allah'ın girilmesi gereken kapısıyım.
Ben, Allah'ın sırat üzerindeki sancağıyım.
Ben, Allah'ın eviyim, kim ona geçerse emanda olur; kim benim velayetime ve sevgime tutunursa, cehennemden emanda olur.
Ben, ahdi bozanlarla (Cemel ehli olan Ayşe, Talha, Zübeyr ve askerleri) adaletten sapıp zulmedenlerle (Muâviye ve yandaşları) ve dinden çıkanlarla (haricilerle) savaşacak kimseyim.
Ben, kafirleri öldürenim.
Ben yetimlerin babasıyım, ben yaşlı kadınların sığınağıyım.
Ben o kimseyim ki kıyamet günü velayetimden birbirlerine soracaklar. (Nebe 1. ayete işaret). Allah buyuruyor ki: “O gün nimetlerden sorulacaksınız” (Tekasür/8)
Ben, Allah-u Teala'nın yaratıklarına bahşettiği onun nimetiyim.
Ben, o kimseyim ki hakkımda Allah-u Teala buyurmuştur ki: "Bugün size dininizi tamamladım, nimetimi tamamladım ve ve size din olarak İslam'a razı oldum." (Mâide/3) Her kim beni severse, dini kamil olmuş bir Müslüman ve mümin olur.
Ben o kimseyim ki, benimle hidayet buldunuz (Rad 7.Ayete işaret)(2).
Ben o kimseyim ki, ALLAHu Teala benim ve düşmanım hakkında buyurmuştur ki: "Ve durdurun onları, şüphe yok ki onlar sorguya çekileceklerdir." (Sâffât/24) Yani Kıyamet günü benim velayetimden (sorguya çekileceklerdir.) Allah-u Teala'nın Gadir-i Hum günü onunla dinini tamamladığı Büyük haber benim. (Nebe'/2. ayete işaret.)
Ben, o kimseyim ki, Allah Resulü (s.a.a) hakkımda "Ben kimin mevlâsı isem, Ali de onun mevlâsıdır" buyurmuştur.
Ben, müminin namazıyım.
Ben Hayye alas-salât, ben, Hayye alal-felâh; ben, Hayye ala Hayril-amel (ben; namaza, kurtuluşa, en hayırlı amele gelin) (sözlerinin sırrıyım).
Ben o kimseyim ki, düşmanım hakkında Allah-u Teala şu ayeti indirdi: "Bir isteyen, gelip çatacak azâbı istedi. O azâbı ki kâfirlerin başından defedecek yok." (Meâric/1-2) Maksat benim velayetimi inkar edendir ki o da Yahudi olan Nu'man bin el-Hâris'tir, Allah'ın laneti onun üzerine olsun.
Ben, insanları havuz (Kevser)'a çağıranım; benden başka müminleri çağıran var mı?
Ben, evladımdan olan temiz imamların babasıyım.
Ben kıyamet günündeki adalet terazisiyim.
Ben, dinin reisiyim.
Ben, müminleri hayırlara ve Rabbimin bağışına götüren öncüyüm.
Ben o kimseyim ki, Kıyamet gününde (cennet) ashabı benim dostlarımdır; onlar ki benim düşmanlarımdan uzaktırlar; onlar ki ölüm anında korkmaz ve üzülmezler ve kabirlerinde azap edilmezler. Onlar, şehitler ve sıddıklardır ki Rab'lerinin indinde sevinecekler.
Ben o kimseyim ki, şialarım (yandaşlarım)'dan Allah'ın ve Resulü'nün sevmediğini sevmemeleri için söz alınmıştır, isterse babaları veya evlatları olsun.
Ben o kimseyim ki, Şialarım (Yandaşlarım) hesapsız cennete gireceklerdir.
Ben o kimseyim ki, şialarımın isimlerinin yazılı olduğu divana sahibim.
Ben, müminlerin yardımcısı ve alemlerin Rabbinin indinde şefaatçileriyim.
Benim iki kılıçla (Zülfikar) çarpışan,
Benim iki mızrakla vuran.
Ben, Bedir ve Hüneyn gününde kafirleri öldürenim.
Ben, Uhut'ta düşman askerinin başına bela kesilen kişiyim.
Ben, Ahzap (Hendek) günü İbn-i Abdüved'i –ki Allah ona lanet etti- vuranım.
Ben, Amr'ı ve Merhab'ı (Hayber'in en büyük yiğidi) öldürenim.
Ben, Hayber yiğitlerini öldürenim.
Ben, o kimseyim ki hakkımda Cebrail el-Emin (a.s) şöyle buyurmuştur: "Zülfikar gibi kılıç, Ali gibi de yiğit yoktur."
Ben, Mekke fethinin sahibiyim. Ben Lat ve Uzza'yı kıranım. Ben Büyük Hubel ve Menât adlı putları yok edenim.
Ben, Resulullah sallALLAHu aleyhi ve âlihi ve sellem'in omzuna çıkıp putları kıranım.
Ben, "Yeğûs, "Yaûk" ve "Nesra" (adlı putları) kıranım.
Ben, Allah yolunda kafirlere savaşan kimseyim.
Ben, (rükû'da) yüzüğünü sadaka veren kimseyim.
Ben, (Hicret gecesinde) Resulullah sallALLAHu aleyhi ve âlihi ve sellem'in yatağına yatıp nefsimle onu müşriklerden koruyanım.
Ben, o kimseyim ki cinler benim kudret ve heybetimden korkarlar!
Ben, o kimseyim ki onunla Allah'a ibadet edilir.
Ben, Allah'ın tercümanıyım.(3)
Ben, Allah'ın sancağıyım.
Ben, Resulullah sallALLAHu aleyhi ve âlihi ve sellem'in ilminin heybesiyim.
Ben, Resulullah (s.a.a)'tan sonra Cemel ehli (Ayşe, Talha ve askerleri) ve Sıffin ehliyle (Muaviye ve yandaşları) savaşacak kimseyim.
Ben Cennet ve cehennemi bölenim."
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Söz buraya varınca Hz. Ali (a.s) sustu. Allah'ın Resulü (s.a.a) söze başlayıp şöyle buyurdu:

"Ey Eba Abdillah (il-Hüseyn), duydun mu babanın söylediklerini? Daha bunlar, onun faziletlerinin onda birinin onda birinin onda biridir ancak. Bunlar bir milyon faziletten sadece bir kaçıydı. O bundan da yüce birisidir."

Bunun üzerine Hz. Hüseyin şöyle dedi:

"Bütün övgüler Allah'a mahsustur ki bizi mümin kullarının çoğundan ve bütün yaratıklarından üstün kıldı. Dedemizi de tenzili, tevili, sıdkı ve Cebrâil-i Emin'le konuşmayı tahsis etti. Bizi seçtiği kullarının en güzidesi ve bütün yaratıklarının en üstünü karar kıldı."

Sonra şöyle devam etti: "Saydığın faziletlere gelince; ey Emir'el-Mu'minin, sen bütün bunlarda sadık ve eminsin!"

Burada Allah Resulü Hz. Hüseyn'e dönerek "Yavrum, şimdi de sen faziletlerini zikret" buyurdu.

Hz. Hüseyin şöyle dedi:

"Ey babacığım!
Ben Ali b. Ebi Tâlib'in oğlu Hüseyn'im.
Annem alemlerin kadınlarının efendisi Fâtımet-üz Zehrâ'dır.
Benim dedem, bütün Âdem oğullarının efendisi MUHAMMED-ül Mustafâ'dır ve bunda hiçbir şüphe yoktur.
Ey Emirelmuminin, benim annem senin annenden Allah indinde ve bütün insanların nezdinde daha faziletlidir!
Benim dedem senin dedenden daha hayırlı ve Allah indinde ve bütün insanların nezdinde daha faziletlidir!...
Ey Emirelmuminin, sen Allah indinde benden daha faziletlisin, ama ben baba, anne ve dede açısından daha büyük bir iftihara sahibim!"

Ravî diyor ki söz buraya varınca, Hz. Hüseyin babasının boynuna sarıldı ve onu öpmeye başladı. Hz. Ali de Hüseyn'i öperek şöyle diyordu:

"Allah senin şeref ve iftiharını, ilim ve hilmini daha da artırsın! Sana zulmedenlere Allah lanet eylesin ey Ebâ Abdillah!"

Sonra Hüseyn (a.s) dönüp Resulullah (s.a.a)'in kucağına oturdu.

Kaynak:
Şâzân Bin Cibrîl el-Kummî “el-Fedâil” kitabı S.84-85-86
Dâr'ür Radıy H.1368 Kum Bas.
es-Seyyid Haşim el-Behrani (Ö.H.1107) “Hilyet'ül-Ebrâr fi Ahvâl MUHAMMED ve âlihil Athâr” S.123-127 Müesseset'ül Mearif el-İslamiyye; eş-Şeyh Ebul Hasan el-Mirandi “Mecma'ün Nureyn” S.192-194
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Dipnotlar:

(1) Müminlerin Emiri Hz. Ali (as), ashabından Selman, Mikdat vs. ashabı ile bulut üzerine yükseldikten sonra şöyle buyurdu:

“Ben Allah'ın yeryüzündeki gözüyüm, ben Allah'ın yaratıkları üzerine onun diliyim, ben Allah'ın sönmeyen nuruyum, ben içinden geçilmesi gereken kapısıyım ve onun yaratıkları üzerine onun hüccetiyim.”

(el-Meclisi “Bihâr'ül Envâr” C.27, S.33-38 Müesseset'ül Vefa 1404 H Beyrut Bas. / Seyyid Haşim el-Behrâni “Medinet'ül Meâciz” C.1, S.237-241 Müesseset'ül Alemi Lil Matbûât H.1423 Beyrut Bas./ Mirza Hüseyin en-Nuri et-Tıbrisi “Nefsir Rahman fi Fadail Selman” S.471-476 / Hasan bin Süleyman el-Hilli “el-Muhtadar” S.71-76 Menşurat el-Matbaatil Hayderiyye H.1370 Necef Bas. / Şeyh Ebu Hasan el-Mirandi “Mecma'ün Nureyn” S.216-221 / es-Seyyid Radi el-Musevi el-Müstanbat “el-Katra fi Menâkıb en-Nebi vel-İtra” C.1, S.121-122 Tahran Bas. / Mirza MUHAMMED Taki “Sahifet'ül Ebrâr” C.2, S.48-50 Dâr'ül Cîl H.1414 Beyrut Bas.)

Müminlerin Emiri Hz. Ali (as) şöyle buyurdu:

“Ben hidayete eriştiren ve hidayete eren kişiyim, ben miskinlerin ve yetimlerin babasıyım, ben dulların kocasıyım, ben her zayıfın iltica yeriyim, ben her korkanın eman yeriyim, ben müminlerin cennetteki önderiyim, ben sapasağlam olan Allah'ın ipiyim, ben kopmak bilmeyen kulpayım, ben takva kelimesiyim, ben Allah'ın gözüyum, ben Allah'ın doğru konuşan diliyim, ben hakkında: “Nefsin: Yazıklar olsun bana, Allah'ın tarafına nasıl kusurda bulundum” (Zümer/56) diyeceği kimseyim, ben Allah'ın kulları üzerine rahmet ve mağfiret ile uzanmış olan Allah'ın eliyim, ben o kapıyım ki, kim beni ve hakkımı hakkıyla tanırsa şüphesiz olarak Rabbini tanımış olur. Nitekim ben, onun peygamberinin yeryüzündeki vasisi ve kulları üzerine olan hüccetiyim. Bu sıfatlarımı ancak Allah'a ve Resulüne karşı çıkanlar inkar ederler.”

(El-Kunduzi el-Hanefi “Yenabi'ül Mevedde” S.495; el-Meclisi “Bihar'ül Envar” C.4, S.9, C.24, S.199; C.26, S.258; C.39, S.339 / Yunus Ramadân “Buğyet'üt Tâlib Fi Marifeti Ali Bin Ebi Tâlib” S.300 / eş-Şeyh MUHAMMED el-Muzaffari “el-Katra” S.39 H.1407 Kum Bas / et-Tüsteri “Şerhi İhkâk'ul Hak” C.4, S.285 / Şeyh Saduk “et-Tevhîd” S.164-165 / Şeyh el-Müfid “el-İhtisâs” S.248 / Şeyh Sadûk “Meâni'il Ahbâr” S.17-18

(2) “Sen ancak ve ancak bir uyarıcı-korkutucusun ve her kavmin bir hidayete eriştiricisi vardır” (Rad/7)

Hz. Ali (as) bu ayet için şöyle buyurdu:

“Uyarıcı-korkutucu Resulullah (saa)'tır, hidayete eriştiren de benim.”

(el-Hakim Nişaburi “el-Müstedrek ala Sahihayn” c.3, s.129 el-Hakim burada diyor ki: Bu hadisin senetleri sahihtir. Ama ihraç etmemişler (Buhari ve Müslim) / el-Heysemi "Mecma'üz Zevaid" c.7, s.41 / el- Müttaki el-Hindi "Kenz'ul Ummal" c.1, s.251 / el-Tabari “Cami'ul Beyan” tefsiri c.8, s.108 / İbn-i Asakir "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.416 / Suyuti “ed-Derr'ül Mensur” tefsiri c.4, s.608

Abdullah bin Abbas dedi ki: “Sen ancak ve ancak bir uyarıcı korkutucusun ve her kavmin bir hidayete eriştiricisi vardır” (Rad/7) ayeti indiği zaman, Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu:

"Uyarıcı-Korkutucu benim, Hadi (Hidayete Eriştiren) de Ali'dir, ey Ali, hidayete varmak isteyenler, ancak seninle hidayeti bulurlar"

(el-Suyuti "ed-Derr'ül Mensur" tefsiri c.4, s.45 / Tefsir-i İbn-i Kesir c.3, s.502 / Tefsir-i Tabari c.13, s.108 Hadis No: 20161 / el-Fahrettin Razi "Tefsir-i Kebir" c.19, s.14 / el-Hakim "Müstedrek es-Sahihayn" c.3, s.129 /el-Alusi "Ruh'ul-Meani" c.13, s.97 / ez-Zerendi "Nazım Dürer es-Simtayn" s.90 / el-Haskani "Şevahid'üt Tenzil" c.1, s.293 / el-Sabbağ el-Maliki "Füsul el-Mühimme" s.107 / eş-Şeblenci "Nur'ül Absar" s.71 / el-Hamvinieş-Şafii "Feraid es-Simtayn" c.1, s.148 / el-Müttaki el-Hindi "Muntahab'ul Kenz" c.5, s.34 / İbn-i el-Cevzi "Zad'ül Mesir" c.4, s.307 / el-Künci eş-Şafii "Kifayet üt-Talip" s.233 / İbn-i Asakir eş-Şafii "Tarih-i Dimaşk" c.2, s.416 Hadis No: 923 / el-Zehebi "Mizan'ül-İtidal" c.1, s. 482 /el-Askalani "Lisan'ül Mizan" c.2, s.199 / el-Kunduzi el-Hanefi "Yenabi'ül-Mevedde" s. 238 / Ebu Naim "Nur'ül Müşteal" s.119)

(3) İmam'ul-Masumin kerremALLAHu vecheh buyurdu ki:

“Ena tercüman vahyüllah, ve enel masumun min indillah.”

“Ben Allah'ın vahyinin tercümanıyım, ben Allah tarafından masum kılınan kişiyim.”


(et-Tüsteri “Şerh-i İhkak'ul Hak” C.7, S.609; MUHAMMED Salih et-Tirmizi “Menakıb-ı Murtadavi” S.135)
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

Hz. Ali (a.s)'ın Ka'be’de Doğuşu

Bütün ravi ve tarihçiler Emir'ul-Müminin Ali'nin (a.s) Allah'ın evi olan kutsal Ka'be'de doğduğunda[1] ve O'ndan başka kimsenin orada dünyaya gelmediğinde ittifak etmişler. Hz. Ali'nin o kutsal mekânda dünyaya gelmesi, O'nun yücelik nişanelerinden ve Allah katındaki makamının azametindendir. Abdulbakî Amrî şiirinde buna şöyle değinmektedir:

Entel aliyyullezi fevkal ula rufia
Bi batn-i Mekke'te indel beyt’i iz vudia

“Sen öyle bir Ali'sin ki, yüceler üzerine yükseltilmişsin,
Mekke'de, Beyt'in (Ka'be'nin) içinde doğmuşsun.


Hz. Peygamber'in (s.a.a) kardeşi ve ilim şehrinin kapısı (olan Hz. Ali –a.s-), çevresini aydınlatmak, tevhid bayrağını orada yüceltmek ve onu putperestlik ve putların pisliğinden temizlemek için Allah Teala'nın en kutsal evinde dünyaya geldi. Garipler babası, fakirler kardeşi, mazlum ve mahrumların sığınağı olan Hz. Ali (a.s) bu azametli evde doğdu ki, emniyet, refah ve istikrar ruhunu onların hayatına yaysın; fakirlik ve yoksulluk gölgesini onların hayatından silip atsın.

Bahta şeyhi ve Kureyş mümini olan babası Ebu Talip, onu “Ali” olarak adlandırdı. Bu isim, isimlerin en güzelidir. Şüphesiz imam Ali (a.s); bağış, üstünlük ve Allah Teala'nın kendisine bağışladığı güç, ilim, edep ve fazilette yüce bir mertebeye sahipti.

Beyan emiri ve İslamî adalet öncüsü olan Hz. Ali (a.s), Fil Yılından 30 yıl sonra, Hz. Peygamber’in bisetinden ise 12 sene önce Recep ayının 13'ünde Cuma günü dünyaya geldi.[2]
_____________________
Kaynakça:

[1] - Müruc’uz- Zeheb, c. 2, s. 3; Fusul’ul- Muimme (İbn-i Sabbağ), s. 24; Metalib’us- Süul, s. 22; Tezkiret’ul- Havass, s. 7; Kifayet’ut-Talib, s. 37; Nur’ul- Ebsar, s. 76; Nozhet’ul- Mecalis, c. 2, s. 204; Şerh’uş-Şifa, c. 2, s. 15; Ğayet’ul- İhtiras, s. 97; Abkariyyat’ul- İmam (Akkad), s. 38; Müstedrek’ul- Hakim, c. 3, s. 483; bu kaynakta şöyle nakledilmiştir: “Esed kızı Fatıma'nın, Emirü'l-Mğminin Ali b. Ebî Talib'i Ka'be'de dünyaya getirdiğine dair hadisler mütevatirdir.”
[2] -Hayat'ul-İmam Emir'ul-Muminin (a.s), c. 1, s. 32; Menakıb-ı Âl-i Ebî Talip'ten naklen, c. 3, s. 90
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Kullanıcı avatarı
f_altan
Mesajlar: 2376
Kayıt: 22 Oca 2007, 20:49

Mesaj gönderen f_altan »

ON AYNI SORU, ON AYRI CEVAP

Zamanında Hz. MUHAMMED buyurmuş ki:

“Ben ilmin şehriyim Ali de onun kapısıdır!!”

Bunu bir deneyelim demişler kendi kendilerine. Gerçekten de acaba Ali bu ümmetin en bilgili olanı mı?
Kaç kişiyiz?
On kişi!!!
Gelin hep birlikte bir soru soralım Ali’ye!
Eğer hepimize aynı cevabı verirse, o zaman ilmi azdır. Ama eğer farklı cevaplar verirse, işte o zaman iş değişir. Denemenin zararı yok diyerek, hepsi birden Kufe camisinin çıkışında, Hz. Ali’nin karşısına gelerek sırayla şu soruyu sorar:

-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü ilim peygamberlerin mirasıdır. Mal ise Firavunların Karun’ların, Şedad’ların miras bıraktığıdır."

-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü ilim seni korur ama mal seni korumaz sen malı korumak zorundasın."

-Ya Ali! Dünya malı mı daha hayırlıdır, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü ilim sahibinin seveni çoktur ama mal sahibinin kıskananı ve düşmanı çoktur."

-Ya Ali! Dünya malı mı daha hayırlıdır, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü ilim dağıttıkça çoğalır ama mal dağıttıkça azalır."

-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü ilimi hırsızdan korumana gerek yoktur ama malı koruman lazım."

-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü mal sahibini malından dolayı hesaba çekerler ama ilim sahibi ilim öğrettiklerine şefaat eder."-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü mal kaldıkça çürüyüp bozulur ama ilim asla bozulmaz."

-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü mal insanın kalbini taşlaştırır ama ilim kalbi nurlandırır."

-Dünya malımı daha hayırlıdır ya Ali, yoksa ilim mi?

Buyurdu ki: "İlim daha hayırlıdır. Çünkü mal sahibi ilahlık peşindedir (Firavun vs.gibi) ama ilim sahibi kulluk peşindedir."

Hz. Ali hakkında yanılan grup, mahcubiyet içerisinde geri dönerler.

Hz. Ali’nin iki mübarek dudağından şu cümleler dökülür en son:

"Allah’a yemin olsun ki, eğer bütün dünyanın insanları toplanıp aynı soruyu sorsaydı, ben hepsine farklı farklı cevaplar verirdim…"
ALLAHUMME SALLİ ALA MUHAMMED VE ÂL-İ MUHAMMED VE ACCİL FERECEHUM VE FERECENA BİHİM
Cevapla

“12 İmam (İmamet) İnancı” sayfasına dön