Bilindiği gibi 1826 yılında Osmanlı padişahı 2.Mahmut’un girişimleriyle yeniçeri ordusu dağıtıldı ve bu olay tarihe resmi deyimle “Vakayi Hayriye” hayırlı olay diye geçti.
Başlangıçta Müslüman olmayan devşirmelerden kurulu olan yeniçeri ordusu Osmanlının anadoluyu “Denetlemek ve Sünnileştirmek ”amacına hizmet etmesi için bir manevi pir’e yada ocağa bağlanması gerekiyordu.Bu nedenle de Osmanlı bu ordusunu Hacı Bektaşa yani Bektaşiliğe bağlamayı uygun görmüştü.Zira Osmanlıda Bektaşiliğin Sünni bir tarikat olarak kurulduğunu biliyordu ve bu nedenle de özelliklede merkezdeki vurucu güç şeklinde örgütlenmiş olan Yeniçeri ocağını bu tarikata bağlamakta hiçbir sakınca görmedi.Zaten Osmanlı aksini düşünseydi kendi silahlı ve merkezde özel bir güç olan ordusunu muhalif bir tarikata bağlarmıydı?
Yeniçeri ocağı özellikle başkent İstanbulda güçlü bir ordu olarak iktidar üzerinde söz sahibi olacak eylemlere karışıncaya dek Osmanlının baş tacı olarak her Alevi katliamında görevini yaptı.Dikkatle düşünülürse 1826 yılına kadarki süreçte 2.Bayezid,Yavuz selim ve Kanuni üçleminde birçok alevi katliamı yapılmış ve yeniçeri ocağı da bunların hepsinde aktif görevler almıştır.
Yeniçeriler Alevi katliamları yaparken kendilerine 3.Selim Hacı Bektaş köçekleri diye hitap bile ediyordu. Yeniçerilerin Bektaşilik tarikatına bağlı olduklarında bütün tarihçiler hemfikirdir.Hatta bu bağlılıktan dolayı kendilerine TAİFE-İ BEKTAŞİYAN,yeniçeri ağasına da AĞAA-YI BEKTAŞİYAN diyorlardı.Bektaşi babaları da yeniçeri birliklerine vaizler olarak eşlik ediyorlardı.Yeniçeri divanında Hacı Bektaş’ın adı geçtiğinde yeniçeri ağaları saygıdan dolayı ayağa kalkıyorlardı.
Ancak zamanla bu ocak içerde ve merkezdeki derin güç olarak padişah VE sadrazam seçimlerinde de etkili olmaya başladı.Kazan kaynatmak diye tabir edilen olaylarla huzursuzluklarını belli dönemlerde açık etmeye başladılar.Nihayetinde “PADİŞAHTA İNSAN,PADİŞAHIN OSMANLIDAN OLMASI ŞART MI? HERKES PADİŞAH OLABİLİR? Şiarını seslendirmeye başladıklarında o güne kadarki padişahların tutumlarından da tecrübe edinen tahttaki padişah 2.Mahmut bu ordunun varlığına son verecek hamleleri peş peşe yaptı ve orduyu büyük bir katliamla dağıttı.
İstanbul merkezde yeniçeri ve Bektaşi ilişkisi güçlü olduğu için bu katliamlardan Bektaşi dede ve babaları da özellikle İstanbuldakiler paylarını aldılar .
O güne kadar laf söylenmeyen ,baş tacı edilen yeniçeriler İslama aykırı ! davranma suçlarından dolayı suçlanmış ve din alimlerinin fetvalarıyla yok edilmişlerdi.Oysa gerçek onların sadece kimin padişah olacağı konusundaki tavırlarından kaynaklanıyordu.Taht ve taç uğruna kendi öz kardeş ve çocuklarına dahi acımayan Osmanlı doğaldır ki kendi ordusuna da acımayacaktı.
Durum böyle olmasına karşılık son yüzyılda Alevilik ve Bektaşilik aynı cümlede birlikte kullanılmaya başlanınca bu olay daha değişik yorumlanır oldu.
Güya Yeniçeri ordusu Aleviymiş ve bu nedenle Bektaşiliğe bağlıymış ve Osmanlıda bu nedenle orduyu dağıtmışmış !
Oysa Yeniçeri ordusu devşirme bir orduydu,merkezi bir orduydu,Sünni Bektaşiliğe bağlıydı ve 1826 yılına gelinceye tüm alevi katliamların da yer almış,osmanlıya her fethinde! Vurucu güç olarak hizmet etmişti.
İşte bu olaydan sonra yeniçeri ordusu tarih sahnesinden silindi ama katliam İstanbulla sınırlı olduğu için anadoludaki Bektaşi tarikatları varlıklarını sürdürdüler ve başlarına AYNI KÖKTEN GELDİKLERİ İNANCIYLA ve daha iyi denetlenmeleri amacıyla Nakşibendiler atandı.
Bu olay ;
Osmanlı-Bektaşi ilişkisini bozdu.
Bektaşilerin devletten uzaklaşmasına neden oldu.
Bektaşilerin Sünni Osmanlı denetiminden uzaklaşmalarına neden oldu.
Bektaşilerin anadoludaki diğer odaklara yaklaşmalarına neden oldu.
Bektaşilerin sebatayist etkiye daha çok maruz kalmalarına neden oldu.
Bektaşilerin Sünnileşme amacına hizmet etmelerinin kesintiye uğramasına neden oldu.
Diğer tarikatların saltanat nezdinde daha öne geçmelerine neden oldu.
Ancak tüm bunları olağan sonuçlar olarak yazarken önemli bir gelişmeyide görmek zorundayız:
Sultan Abdülaziz döneminde ilişkiler eskisi olmaya Sebatayist-Jön Türk-Bektaşi-İttihatçı ilişkisi gelişmeye başlamıştı ki Saltanat dağıldı,Cumhuriyet kuruldu ,tarikatlar resmi olarak tasfiye oldu.
Şimdi tüm bu olanlar çevresinde düşünelim:
1-Bektaşilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı ,Alevi düşmanı Sünni Osmanlı merkezdeki en güçlü ordusunu alevi bir dergaha bağlar mıydı?
2- Bektaşilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı Böyle bir dergaha bağlı ordu Alevi katliamlarında yer alır mıydı?
3- Bektaşilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı ,tarihteki en büyük alevi katliamlarını yapan 2.Bayezid ,Yavuz selim ve Kanuni sultan Süleyman gibi acımasızlıklarıyla ün yapmış padişahlar hem Bektaşiliğe hemde yeniçeriliğe bu kadar sıcak ve yakın olurlarmıydı?
4- Yeniçerilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı,Alevi düşmanı Osmanlı 1826 yılına kadar bekler miydi?
5- Bektaşilik ve yeniçerilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı ,Yeniçeriler Yavuz Sultan selimi padişah olarak seçerler miydi,desteklerler miydi ? (Yoksa Yavuz başta Alevi dostuydu da sonradan düşman oldu diye komik bir iddiada mı bulunacaksınız )
6-Yoksa bazı şaşkınların dediği gibi Yavuz ve kanuni gibi zalim padişahlar korktukları için mi Bektaşilere ve yeniçerilere dokunmadılar? Ordularıyla Anadolu dışında birçok güçle savaşı göze alan bu padişahlar üç beş Bektaşi dervişinden mi korktular yani? Onların döneminde daha zayıf olan yeniçeri ordusundan mı korktular ? Safeviden,memlüklülerden,haçlılardan korkmayanlar bunlardan mı korktular ?
Bütün analiz ve yanıtlar tutarlı biçimde düşünüldüğünde tekbir sonuç çıkıyor:
Bektaşiler ve yeniçeriler Sünni Osmanlının hizmetçileriydi ve yeniçeriler padişahların belirlenmesi konusunda biraz ölçüyü kaçırdılar ve yanıtlarını aldılar ve aradaki bağ nedeniyle Bektaşilerde zarar ve zulüm gördüler.
Osmanlıdan her zulüm göreni Alevi zanneden şaşkınlarda ilişkiyi yorumlayamadıkları için şaşırdılar ve Bektaşi ve yeniçeri ordusunu sahiplenmeye çalıştılar.
Halbuki Osmanlı padişahı saltanat ve iktidar mücadelesinde beşikteki kendi bebeklerine bile acımayacağını taa Fatih döneminde 15.yüzyılda ilan etmişti……….
Kod: Tümünü seç
Çağları açan,değiştiren,dönüştüren bilgidir.
Alevi aydını doğru bilgiye kavuşma konusunda inatçı olmalıdır.
DOğru bilgiye kavuşan alevi aydını geleceğin planını bu bilgiye uygun olarak yapmak zorundadır.
Bugün alevi aydınının görevlerinden biriside bektaşilik kamburunu alevi halkının sırtından atmak olmalıdır.
Bektaşiliğin gerçek yerine yani diyanet ve ilahiyatçıların olduğu yere dönmesi Alevilerin özgürlüğüdür.
Bİze 12 imamların bilgileri yeterlidir.
Bilindiği gibi 1826 yılında Osmanlı padişahı 2.Mahmut’un girişimleriyle yeniçeri ordusu dağıtıldı ve bu olay tarihe resmi deyimle “Vakayi Hayriye” hayırlı olay diye geçti.
Başlangıçta Müslüman olmayan devşirmelerden kurulu olan yeniçeri ordusu Osmanlının anadoluyu “Denetlemek ve Sünnileştirmek ”amacına hizmet etmesi için bir manevi pir’e yada ocağa bağlanması gerekiyordu.Bu nedenle de Osmanlı bu ordusunu Hacı Bektaşa yani Bektaşiliğe bağlamayı uygun görmüştü.Zira Osmanlıda Bektaşiliğin Sünni bir tarikat olarak kurulduğunu biliyordu ve bu nedenle de özelliklede merkezdeki vurucu güç şeklinde örgütlenmiş olan Yeniçeri ocağını bu tarikata bağlamakta hiçbir sakınca görmedi.Zaten Osmanlı aksini düşünseydi kendi silahlı ve merkezde özel bir güç olan ordusunu muhalif bir tarikata bağlarmıydı?
Yeniçeri ocağı özellikle başkent İstanbulda güçlü bir ordu olarak iktidar üzerinde söz sahibi olacak eylemlere karışıncaya dek Osmanlının baş tacı olarak her Alevi katliamında görevini yaptı.Dikkatle düşünülürse 1826 yılına kadarki süreçte 2.Bayezid,Yavuz selim ve Kanuni üçleminde birçok alevi katliamı yapılmış ve yeniçeri ocağı da bunların hepsinde aktif görevler almıştır.
Yeniçeriler Alevi katliamları yaparken kendilerine 3.Selim Hacı Bektaş köçekleri diye hitap bile ediyordu. Yeniçerilerin Bektaşilik tarikatına bağlı olduklarında bütün tarihçiler hemfikirdir.Hatta bu bağlılıktan dolayı kendilerine TAİFE-İ BEKTAŞİYAN,yeniçeri ağasına da AĞAA-YI BEKTAŞİYAN diyorlardı.Bektaşi babaları da yeniçeri birliklerine vaizler olarak eşlik ediyorlardı.Yeniçeri divanında Hacı Bektaş’ın adı geçtiğinde yeniçeri ağaları saygıdan dolayı ayağa kalkıyorlardı.
Ancak zamanla bu ocak içerde ve merkezdeki derin güç olarak padişah,sadrazam seçimlerinde de etkili olmaya başladı.Kazan kaynatmak diye tabir edilen olaylarla huzursuzluklarını belli dönemlerde açık etmeye başladılar.Nihayetinde “PADİŞAHTA İNSAN,PADİŞAHIN OSMANLIDAN OLMASI ŞART MI? HERKES PADİŞAH OLABİLİR? Şiarını seslendirmeye başladıklarında o güne kadarki padişahların tutumlarından da tecrübe edinen tahttaki padişah 2.Mahmut bu ordunun varlığına son verecek hamleleri peş peşe yaptı ve orduyu büyük bir katliamla dağıttı.
İstanbul merkezde yeniçeri ve Bektaşi ilişkisi güçlü olduğu için bu katliamlardan Bektaşi dede ve babaları da özellikle İstanbuldakiler paylarını aldılar .
O güne kadar laf söylenmeyen ,baş tacı edilen yeniçeriler İslama aykırı ! davranma suçlarından dolayı suçlanmış ve din alimlerinin fetvalarıyla yok edilmişlerdi.Oysa gerçek onların sadece kimin padişah olacağı konusundaki tavırlarından kaynaklanıyordu.Taht ve taç uğruna kendi öz kardeş ve çocuklarına dahi acımayan Osmanlı doğaldır ki kendi ordusuna da acımayacaktı.
Durum böyle olmasına karşılık son yüzyılda Alevilik ve Bektaşilik aynı cümlede birlikte kullanılmaya başlanınca bu olay daha değişik yorumlanır oldu.
Güya Yeniçeri ordusu Aleviymiş ve bu nedenle Bektaşiliğe bağlıymış ve Osmanlıda bu nedenle orduyu dağıtmışmış !
Oysa Yeniçeri ordusu devşirme bir orduydu,merkezi bir orduydu,Sünni Bektaşiliğe bağlıydı ve 1826 yılına gelinceye tüm alevi katliamların da yer almış,osmanlıya her fethinde! Vurucu güç olarak hizmet etmişti.
İşte bu olaydan sonra yeniçeri ordusu tarih sahnesinden silindi ama katliam İstanbulla sınırlı olduğu için anadoludaki Bektaşi tarikatları varlıklarını sürdürdüler ve başlarına denetlenmeleri amacıyla Nakşibendiler atandı.
Bu olay ;
Osmanlı-Bektaşi ilişkisini bozdu.
Bektaşilerin devletten uzaklaşmasına neden oldu.
Bektaşilerin Sünni Osmanlı denetiminden uzaklaşmalarına neden oldu.
Bektaşilerin anadoludaki diğer odaklara yaklaşmalarına neden oldu.
Bektaşilerin sebatayist etkiye daha çok maruz kalmalarına neden oldu.
Bektaşilerin Sünnileşme amacına hizmet etmelerinin kesintiye uğramasına neden oldu.
Diğer tarikatların saltanat nezdinde daha öne geçmelerine neden oldu.
Ancak tüm bunları olağan sonuçlar olarak yazarken önemli bir gelişmeyide görmek zorundayız:
Sultan Abdülaziz döneminde ilişkiler eskisi olmaya Sebatayist-Jön Türk-Bektaşi-İttihatçı ilişkisi gelişmeye başlamıştı ki Saltanat dağıldı,Cumhuriyet kuruldu ,tarikatlar resmi olarak tasfiye oldu.
Şimdi tüm bu olanlar çevresinde düşünelim:
1-Bektaşilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı ,Alevi düşmanı Sünni Osmanlı merkezdeki en güçlü ordusunu alevi bir dergaha bağlar mıydı?
2- Bektaşilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı Böyle bir dergaha bağlı ordu Alevi katliamlarında yer alır mıydı?
3- Bektaşilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı ,tarihteki en büyük alevi katliamlarını yapan 2.Bayezid ,Yavuz selim ve Kanuni sultan Süleyman gibi acımasızlıklarıyla ün yapmış padişahlar hem Bektaşiliğe hemde yeniçeriliğe bu kadar sıcak ve yakın olurlarmıydı?
4- Yeniçerilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı,Alevi düşmanı Osmanlı 1826 yılına kadar bekler miydi?
5- Bektaşilik ve yeniçerilik söylenildiği gibi alevi örgütlülüğü olsaydı ,Yeniçeriler Yavuz Sultan selimi padişah olarak seçerler miydi,desteklerler miydi ? (Yoksa Yavuz başta Alevi dostuydu da sonradan düşman oldu diye komik bir iddiada mı bulunacaksınız )
6-Yoksa bazı şaşkınların dediği gibi Yavuz ve kanuni gibi zalim padişahlar korktukları için mi Bektaşilere ve yeniçerilere dokunmadılar? Ordularıyla Anadolu dışında birçok güçle savaşı göze alan bu padişahlar üç beş Bektaşi dervişinden mi korktular yani? Onların döneminde daha zayıf olan yeniçeri ordusundan mı korktular ? Safeviden,memlüklülerden,haçlılardan korkmayanlar bunlardan mı korktular ?
Bütün analiz ve yanıtlar tutarlı biçimde düşünüldüğünde tekbir sonuç çıkıyor:
Bektaşiler ve yeniçeriler Sünni Osmanlının hizmetçileriydi ve yeniçeriler padişahların belirlenmesi konusunda biraz ölçüyü kaçırdılar ve yanıtlarını aldılar ve aradaki bağ nedeniyle Bektaşilerde zarar ve zulüm gördüler.
Osmanlıdan her zulüm göreni Alevi zanneden şaşkınlarda ilişkiyi yorumlayamadıkları için şaşırdılar ve Bektaşi ve yeniçeri ordusunu sahiplenmeye çalıştılar.
Halbuki Osmanlı padişahı saltanat ve iktidar mücadelesinde beşikteki bebeklere bile acımayacağını taa 15.yüzyılda ilan etmişti……….