Allah’ın Arşı Nedir?
Gönderilme zamanı: 03 Eki 2010, 20:46
Kuran’ı Kerimin ayetlerinde yaklaşık olarak yirmi defa Allah’ın arşına değinilmiştir. Şimdi şu soru akla geliyor ki; Allah’ın arşından maksat nedir?
*Defalarca değindik ki; kısıtlı ve değersiz yaşantımızın özelliklerini açıklamak için belirlenen kelimeler, Allah’ın ve hatta O’nun yüce varlıklarının azametini doğru bir şekilde açıklamaktan acizdirler. Bundan dolayı dolaylı anlatım ifadesi kullanarak bütün bu azametten bir gölge çıkarmaya çalışıyoruz.
Böylesi bir alınyazısına duçar olan kelimelerden bir tanesi de ‘‘Arş’’ kelimesidir. Arş sözlükte ‘‘çatı’’ ve ‘‘yüksek ayaklı taht’’ anlamındadır ve bunun karşısında ‘‘kürsü’’ kelimesi vardır ki; kısa ayaklı tahta denmektedir. Daha sonra bu kelime Allah’ın egemenliği hakkında O’nun arşı olarak kullanıldı.
Allah’ın arşının ne olduğu ve bu kelimenin hangi mananın, dolaylı ifadesi olduğu hususunda müfessirler, hadisçiler ve filozoflar birçok söz söylediler.
Bazen arşı ‘‘Allah’ın sonsuz ilmi’’ olarak açıladılar. Bazen ‘‘Allah’ın hâkimiyet ve malikiyeti’’ anlamını verdiler. Bazen de O’nun bütün kemal ve cemal sıfatlarının her biri olduğunu dile getirdiler. Çünkü nasıl ki padişahların tahtı, onların azametinin göstergesiyse, bu sıfatların her biri de O’nun makamının azametini gösteriyorlar.
Evet, Allah; ilim arşı, kudret arşı, rahmaniyet (esirgeme) arşı ve rahimiyet (bağışlama)arşına sahiptir.
Yukarıda belirtilen üç açıklama uyarınca ‘‘Arşın’’ manası Allah’ın pak zatının sıfatlarına dönüyor, dış dünyada ayrı bir varlık olarak değil.
Ehli Beyt (aleyhimusselam)’ten gelen bazı hadislerde bu anlamı destekliyor. Örneğin; Hafs b. Kıyas’ın, İmam Sadık (aleyhisselam)’tan naklettiği hadiste İmamdan, ‘‘O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır’’ ayeti hakkında sordular. İmam; ‘‘ (Kürsüden) maksat O’nun ilmidir.’’ Diye buyurdu.
Yine İmam Sadık (aleyhisselam)’tan gelen başka bir hadiste İmam; ‘‘Arşı’’ Allah’ın Peygamberlere öğrettiği ilim ve ‘‘Kürsüyü’’ ise Allah’tan başka hiçbir kimsenin bilmediği ilim olarak açıklıyor.
Hal böyleyken diğer bir grup müfessirler başka hadislerden ilham alarak ‘‘arş’’ ve ‘‘kürsüyü’’ Allah’ın iki yüce yaratığı olarak açıkladılar. Örnek olarak bazıları şöyle dediler: Arştan maksat yaratılış âleminin tamamıdır. Bazen de, yerin ve göklerin arşın içerisinde olduğunu dile getirdiler. Hatta yer ve gökler, arşın karşısında büyük bir çölde bulunan bir yüzük gibidirler ve Kürsüde, arşın karşısında büyük bir çölde bulanan bir yüzük gibidir.
Bazen de arşı, peygamberler, imamlar ve kâmil insanların kalbi olarak uyarladılar. Hadisi şerifte geldiği gibi; ‘‘Müminin kalbi rahmanın arşıdır.’’
Aynı şekilde bir kutsi hadiste şöyle gelmiştir: ‘‘Göklerim ve yerim benim varlığımı kapsayamazlar, ancak mümin kulumun kalbi benim yerimdir.’’
Yalnız arşın manasının hakikatini anlamak için en doğru yol, onun Kuran’daki kullanılış yerlerinin dikkatli bir şekilde –insanın anlama gücünün izin verdiği oranda- incelemektir.
Kuran’ı Kerimin birçok ayetinde şu tabir göze çarpmaktadır: ‘‘ Daha sonra arş üzerinde ( kâinatın işlerini düzene sokmak için) egemenlik kurdu.’’
Bazı ayetlerde de bu tabirin ardından ‘‘işleri düzenleyen’’ veya Allah’ın ilim ve işleri düzene koymasını belirten tabirler görülmektedir.
Kuran’ın diğer bir kısım ayetlerinde de arşın bazı vasıfları göze çarpıyor. Örneğin: ‘‘O büyük bir egemenlik sahibidir’’ şeklinde arşı büyüklükle vasıflandırıyor.
Bazen ayetlerde arşı taşıyanlardan bahsediliyor. Bazen arşı çevreleyen meleklere değiniliyor; ‘‘Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün.’’ Bazen de ‘‘Allah’ın arşının suyun üzerinde’’ olduğu bildiriliyor.
Şimdiye kadar değindiğimiz tabirler ve rivayetlerde değinilen diğer tabirler göz önünde bulundurularak arşın, her ne kadar ortak bir köke dayansa da çeşitli anlamlar yüklendiğini rahatça görebiliriz.
Arşın manalarından bir tanesi; ‘‘hükümdarlık, malikiyet ve varlık âleminin işlerini düzene’’ sokmaktır. Çünkü normal kullanımlarda bile arş kelimesi, bir yöneticinin ülkesinin işleri üzerindeki egemenliğinin dolaylı anlatımı olarak kullanılıyor. Örneğin; Filan padişahın arşı düştü, dendiğinde kastedilen onun gücünü kaybettiğidir. Türkçede de; onun sarayları yıkıldı, diye tabir kullanılıyor.
Arşın bir diğer manası da ‘‘varlık âleminin tamamıdır.’’ Çünkü evrende var olan her şey O’nun azametinin göstergesidir. Bazen de ‘‘arş’’ yukarı âlem ve ‘‘kürsü’’ aşağı âlem olarak da kullanılıyor.
Bazı zamanlarda da ‘‘arş’’ metafizik âlem ve kürsüde yeri ve gökleri kapsayan madde âlemi olarak kullanılıyor. Ayetel Kürsüde geldiği gibi: ‘‘O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır’’
Allah’ın bilgileri ve yaratıkları pak zatından ayrı olmadığından dolayı bazen ‘‘arş’’ Allah’ın ilmi anlamına da geliyor.
Eğer imanlı kulların temiz kalplerine ‘‘rahmanın arşı’’ deniyorsa bu onun, Allah’ın pak zatını tanıma yeri ve azametinin ve kudretinin nişanelerinden olduğundan dolayıdır.
Bundan dolayı her konumda arşın hangi manaya geldiği anlamak için ipuçlarından yararlanmak gerekir. Ancak arşın bütün anlamları da Allah’ın azamet ve yüceliğini gösterme hususunda ortaktırlar.
Allah’ın arşını taşıyanlardan bahseden ayetteki arştan da, Allah’ın hükümdarlığı ve evrenin işlerini düzene sokması kastedilebilir ve arşı taşıyanlarda bu işleri uygulayan kimseler olabilir.
Aynı şekilde yaratılış âleminin tamamı veya metafizik âlem anlamına gelebilir ve arşı taşıyanlar da Allah’ın emriyle evrenin işlerini düzene koyma yükümlülüğü omuzlarında olan melekler olabilirler.
*Defalarca değindik ki; kısıtlı ve değersiz yaşantımızın özelliklerini açıklamak için belirlenen kelimeler, Allah’ın ve hatta O’nun yüce varlıklarının azametini doğru bir şekilde açıklamaktan acizdirler. Bundan dolayı dolaylı anlatım ifadesi kullanarak bütün bu azametten bir gölge çıkarmaya çalışıyoruz.
Böylesi bir alınyazısına duçar olan kelimelerden bir tanesi de ‘‘Arş’’ kelimesidir. Arş sözlükte ‘‘çatı’’ ve ‘‘yüksek ayaklı taht’’ anlamındadır ve bunun karşısında ‘‘kürsü’’ kelimesi vardır ki; kısa ayaklı tahta denmektedir. Daha sonra bu kelime Allah’ın egemenliği hakkında O’nun arşı olarak kullanıldı.
Allah’ın arşının ne olduğu ve bu kelimenin hangi mananın, dolaylı ifadesi olduğu hususunda müfessirler, hadisçiler ve filozoflar birçok söz söylediler.
Bazen arşı ‘‘Allah’ın sonsuz ilmi’’ olarak açıladılar. Bazen ‘‘Allah’ın hâkimiyet ve malikiyeti’’ anlamını verdiler. Bazen de O’nun bütün kemal ve cemal sıfatlarının her biri olduğunu dile getirdiler. Çünkü nasıl ki padişahların tahtı, onların azametinin göstergesiyse, bu sıfatların her biri de O’nun makamının azametini gösteriyorlar.
Evet, Allah; ilim arşı, kudret arşı, rahmaniyet (esirgeme) arşı ve rahimiyet (bağışlama)arşına sahiptir.
Yukarıda belirtilen üç açıklama uyarınca ‘‘Arşın’’ manası Allah’ın pak zatının sıfatlarına dönüyor, dış dünyada ayrı bir varlık olarak değil.
Ehli Beyt (aleyhimusselam)’ten gelen bazı hadislerde bu anlamı destekliyor. Örneğin; Hafs b. Kıyas’ın, İmam Sadık (aleyhisselam)’tan naklettiği hadiste İmamdan, ‘‘O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır’’ ayeti hakkında sordular. İmam; ‘‘ (Kürsüden) maksat O’nun ilmidir.’’ Diye buyurdu.
Yine İmam Sadık (aleyhisselam)’tan gelen başka bir hadiste İmam; ‘‘Arşı’’ Allah’ın Peygamberlere öğrettiği ilim ve ‘‘Kürsüyü’’ ise Allah’tan başka hiçbir kimsenin bilmediği ilim olarak açıklıyor.
Hal böyleyken diğer bir grup müfessirler başka hadislerden ilham alarak ‘‘arş’’ ve ‘‘kürsüyü’’ Allah’ın iki yüce yaratığı olarak açıkladılar. Örnek olarak bazıları şöyle dediler: Arştan maksat yaratılış âleminin tamamıdır. Bazen de, yerin ve göklerin arşın içerisinde olduğunu dile getirdiler. Hatta yer ve gökler, arşın karşısında büyük bir çölde bulunan bir yüzük gibidirler ve Kürsüde, arşın karşısında büyük bir çölde bulanan bir yüzük gibidir.
Bazen de arşı, peygamberler, imamlar ve kâmil insanların kalbi olarak uyarladılar. Hadisi şerifte geldiği gibi; ‘‘Müminin kalbi rahmanın arşıdır.’’
Aynı şekilde bir kutsi hadiste şöyle gelmiştir: ‘‘Göklerim ve yerim benim varlığımı kapsayamazlar, ancak mümin kulumun kalbi benim yerimdir.’’
Yalnız arşın manasının hakikatini anlamak için en doğru yol, onun Kuran’daki kullanılış yerlerinin dikkatli bir şekilde –insanın anlama gücünün izin verdiği oranda- incelemektir.
Kuran’ı Kerimin birçok ayetinde şu tabir göze çarpmaktadır: ‘‘ Daha sonra arş üzerinde ( kâinatın işlerini düzene sokmak için) egemenlik kurdu.’’
Bazı ayetlerde de bu tabirin ardından ‘‘işleri düzenleyen’’ veya Allah’ın ilim ve işleri düzene koymasını belirten tabirler görülmektedir.
Kuran’ın diğer bir kısım ayetlerinde de arşın bazı vasıfları göze çarpıyor. Örneğin: ‘‘O büyük bir egemenlik sahibidir’’ şeklinde arşı büyüklükle vasıflandırıyor.
Bazen ayetlerde arşı taşıyanlardan bahsediliyor. Bazen arşı çevreleyen meleklere değiniliyor; ‘‘Melekleri de arşın etrafını çevirmişler olarak Rablerini hamd ile tesbih ettiklerini görürsün.’’ Bazen de ‘‘Allah’ın arşının suyun üzerinde’’ olduğu bildiriliyor.
Şimdiye kadar değindiğimiz tabirler ve rivayetlerde değinilen diğer tabirler göz önünde bulundurularak arşın, her ne kadar ortak bir köke dayansa da çeşitli anlamlar yüklendiğini rahatça görebiliriz.
Arşın manalarından bir tanesi; ‘‘hükümdarlık, malikiyet ve varlık âleminin işlerini düzene’’ sokmaktır. Çünkü normal kullanımlarda bile arş kelimesi, bir yöneticinin ülkesinin işleri üzerindeki egemenliğinin dolaylı anlatımı olarak kullanılıyor. Örneğin; Filan padişahın arşı düştü, dendiğinde kastedilen onun gücünü kaybettiğidir. Türkçede de; onun sarayları yıkıldı, diye tabir kullanılıyor.
Arşın bir diğer manası da ‘‘varlık âleminin tamamıdır.’’ Çünkü evrende var olan her şey O’nun azametinin göstergesidir. Bazen de ‘‘arş’’ yukarı âlem ve ‘‘kürsü’’ aşağı âlem olarak da kullanılıyor.
Bazı zamanlarda da ‘‘arş’’ metafizik âlem ve kürsüde yeri ve gökleri kapsayan madde âlemi olarak kullanılıyor. Ayetel Kürsüde geldiği gibi: ‘‘O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır’’
Allah’ın bilgileri ve yaratıkları pak zatından ayrı olmadığından dolayı bazen ‘‘arş’’ Allah’ın ilmi anlamına da geliyor.
Eğer imanlı kulların temiz kalplerine ‘‘rahmanın arşı’’ deniyorsa bu onun, Allah’ın pak zatını tanıma yeri ve azametinin ve kudretinin nişanelerinden olduğundan dolayıdır.
Bundan dolayı her konumda arşın hangi manaya geldiği anlamak için ipuçlarından yararlanmak gerekir. Ancak arşın bütün anlamları da Allah’ın azamet ve yüceliğini gösterme hususunda ortaktırlar.
Allah’ın arşını taşıyanlardan bahseden ayetteki arştan da, Allah’ın hükümdarlığı ve evrenin işlerini düzene sokması kastedilebilir ve arşı taşıyanlarda bu işleri uygulayan kimseler olabilir.
Aynı şekilde yaratılış âleminin tamamı veya metafizik âlem anlamına gelebilir ve arşı taşıyanlar da Allah’ın emriyle evrenin işlerini düzene koyma yükümlülüğü omuzlarında olan melekler olabilirler.