Seçkin Bir Arif ve Alim Olan İmam Humeyni...
Gönderilme zamanı: 04 Haz 2007, 11:24
Lübnanlı çağdaş yazar ve düşünür Dr. Hasan Elzeyn rahmetli İmam Humeyni hakkında şöyle diyor: "İmam Humeyni, tarih sürecinde büyük bir hareketin temsilcisidir. O'nun adı, İslami hareketle birlikte her zaman anılacak ve ebedi kalacaktır. İmam Humeyni'nin adını ve liderliğini yaptığı hareketini şu anda İslam dünyasında yaşanan gelişmelerden ayrı tutamayız. İmam'ın düşüncesi ve yolu her zaman var olacak ve ebedileşmiş bulunmaktadır."
-------------------------------------------------------------------
Iraktan sınır dışı edildikten sonra Parisin yakınında bulunan Nofel Lo Şato'ya yerleşen İmam Humeyni ile ilgili olarak bakınız Fransız bir genç ne diyor: "O günü babam eve geldiğinde öfkeli bir vaziyette çeketini çıkardı ve koltuğa yaslanarak şöyle dedi: Bu yıl şansım hiç de iyi gitmedi. Bir yandan firmanın iflası ve öte yandan kasabanın kalabalık hali."
Annem "merak etmeyin, (İmam ) Humeyni'nin bir kaç güne kadar İrana döneceği söyleniyor, o zaman buralar sakinleşir" dedi.
Fransız genç açıklamasını şöyle sürdürmektedir: "Büyük bir merak içinde komşumuzs olan İran'ın dini liderini görmeye karar verdim. Gazetecilerle birlikte bahçe kapısının açılmasını bekledim. Yaşlı bir din adamı, ağır başlı ve sakin halde oturmuş ve konuşuyordu. Heybeti, kendini Allah yoluna adamış büyük insanları andırıyordu. Bir saatlik sürenin nasıl geçtiğini anlayamadım. Büyük bir hayret içinde eve döndüm ve babama, Hz. Mesih gibi birini görmek istermisin diye sordum ve eğer sen de (İmam) Humeyniyi görecek olsan benim taşıdığım duygunun aynısını taşırsın dedim."
Fransız genç Lui şöyle devam ediyor İmam'la ilgili anılarına: " Babam alaylı bir gülümsemeyle, ne fark eder o da diğer papazlar gibidir dedi.. Fakat sonunda babamı ikna ettim ve ertesi gün birlikte Ayetullah Humeyni'yi ziyarete gittik. Onun, zaman konusundaki titizliği ilginçti ve dikkatlerimizden kaçmamıştı. Tam zamanında geldi. Her kes ona saygı göstermek için ayağa kalktı ve o da konuşmaya başladı. Biraz sonra babamın yüzüne baktım, canı gönülden dinliyordu. Gözleri parlıyordu babamın ve artık öfkeli değildi. Bir kaç gün sonra Hz. İsa sa.in doğum günüydü. Hepimiz bir arada oturmuştuk. Aniden kapı çalındı. Babam kapıya doğru gitti ve ben de peşinden gittim. Kapıda elinde bir demet çiçek ile bir kutu tatlı taşıyan biri duruyordu. Selam verdikten sonra çiçek ve tatlıyı babama uzattı ve " Bunlar, Ayetullah Humeyni'den küçük bir hediye. Hz. İsa sa.in doğum yıl dönümü münasebetinden dolayı tebriklerini iletmek istediler ve kasabada bulunuşundan dolayı sizleri rahatsız edebileceğini düşündüğü için sizlerden özür dilemek istediler" dedi.
Babam hiç konuşmadan odasına çekildi. Sanki içinde bir şey kırılmış gibiydi, gözleri yaşla doldu. Babam bu denli şefkat ve sevgiye şaşırmıştı.