"Felaketler Öncesi Ehlibeyt Yoluna Son Çağrı "Kitabı Hususunda...

[beyazgül12]

sayfa 798,devamı...

Bir yıl geçmişti,ben çok çalışıyor ,az yiyordum.Kendimi tamamen Ehlibeyt davasına kaptırmıştım.Muharrem ayında yas matemi tuttum.15 gün ağzıma bir damla su koymamıştım,masumu pakları da tuttum.............Tüm kerbela şehitlerimize dua eyledik,kurbanımızı kerbela şehitleri aşkına kabul etmesi için yüce Tanrı ya dua eyledim.Tam kurban kaynarken,yüzünden nur damlayan beyaz saçlı ,uzun sakallı ,elinde beyaz bir çanta sırtında bir derviş paltosu ile bir ihtiyar derviş doğru yanıma geldi.Yine tanımadığım halde bana ismimle hitap ederek "Ali Sefa evladım,kurbanın kerbela şehitlerinin defterine kayıt oldu da yalnız kurbanının tuzun atmadın.Çünkü ekmekle tuzu yanına almayı unuttuğun için ,onları da ben senin için getirdim.
Kurbanın Allah katında kabul olsun,dedi.Ekmekle çantayı elime verdi,yürümeye başladı,ekmekle tuzu aldım,fakat hemen geri döndüm,derviş baba belki önümden 10 metre ancak ayrılmıştı,peşi sıra koştum.

[beyazgül12]

sayfa 799,

Derviş Baba,Derviş Baba,eylen sen de kurbandan lokmanı al,dedim.Geri döndü,Hak kabul eylesin,ben lokmamı aldım dedi.Gözden kayboldu.Bu olaydan sonra orada bulunan tüm arkadaşlar ağlayıp bunun Hz Hızır dan başkası olmadığını anlamıştık,çünkü aşikara verdiği ekmek ,tuz ve çanta elimizdeydi.Fakat kendisi hepimizin gözü önünde sır olmuştu.Delikardeş gilin ALİ si hem ağlıyor ,hem de bana çok takılıyordu.Yahu Hızır senin yüzünden taa buralara kadar geliyor da ,ondan bir istekde bulunamıyorsun dediğinde ben hem üzülüyor ,ağlıyordum,hem de hiç ümidimi kesmiyordum.Biliyordum mutlak benim istediğimi Cenabı Hak bana armağan edecektir.

[beyazgül12]

sayfa 799,

Çünkü benim isteklerim Cenabı Tanrı nın istediği istekleri ile örtüşüyordu.Ben Hak tan para ,mal ,mülk,cennet ,huri ,gılman istemiyordum ki.Sadece ve sadece Cenabı Hak kın sevgisini ,Ehlibeyt in aşkı muhabbetini istiyordum,yüreğime yerleştirmesini ve Ehlibeyt in haklı davasını su yüzüne çıkarmam için bana güç ,kuvvet ve fırsat vermesini istiyordum.Bir yandan okuyup araştırıyordum,bir yandan da bu Ehlibeyt in davasına nasıl bir katkıda bulanabileceğimi düşünüyordum ve bunu nasıl başaracağımın hayallerini kuruyordum.Bazen tenha yerlere çekilip hazin hazin gözyaşı döküp ya bu işi başaramazsam ,Hz Hüseyin bana küsmez mi "neden başaramayacağın benim bu davamı üstlendin "derde ,Hz Hüseyin bana küserse ,ben ölmeliyim der ağlardım.Bu Hakk ın ve Ehlibeyt in davasını üstlendiğim için sevinçliydim,fakat elimde imkanlarım hiç yoktu,hem de üstelik çoçuk yaştaydım.

[beyazgül12]

NOT: Belki uzun olduğu için biraz sıkıcı olabilir ama bundan sonraki sayfaları atlamadan yazmak zorundayım...Bilginize...

[beyazgül12]

sayfa 799,

Bir gün 43 talebe gündüz gizli gene kendi aramızda anlaştık.Akşamleyin hepimiz derslerimizi yapacağız,gece anne babalarımız yatıp uyuduktan sonra kalkıp kaygılarla köyün üst tarafından ,Eyrek dediğimiz muhitten aşağı kayacağız.diye çocuklar kendi aramızda büyüklerimizden gizli gene anlaştık.Tabi mevsim kış,taze kar yağdı tahminen kırk santim kar yağdı.

Gecenin saat üçü keskin bir ayaz var,ay ışığı gündüz gibi biz gecenin üçünde nerde ise temamımız toparlandık.O geceki dersimiz hiç unutmam Yasin Suresiydi.dersimiz okuma dersiydi velhasıl dersi tamamladığımız için gönül rahatlığı ile gizlice kaymaya geldik.Yoksa anne babalarımız asla izin vermezdi,bunu bile haylazlık sayarlardı.Hepimizin yarınların büyük din adamı,ulema kişisi olma hayallerimiz vardı.Bunun için kısa uykunun dışında bütün görevimiz din dersi görmekti.Velhasıl gece ilk kaymaya başlamıştık,yine o ak sakallı derviş karşıma dikildi.Sakalları oldukça gür ve uzun ,elinde bir asa tam başucuma geçti,"evlat evlat bu kafa ile mi Ehlibeyt davasına sahip çıkacaksın,bakıyorum Ehlibeyt in acılarını unutmuşa benziyorsun .Sana eğlenmeyi hiç yakıştıramadım,şimdi derhal evinize çekilin ,şimdi ben sizi hocanıza haber vereyim de ,"Hamdi Hamdi talebelerinin halini bir gör "diye öyle bir bağırdı ki ,sanki bomba patladı..Biz hem sesin şiddetinden hem hocanın korkusundan kızaklarımızı dahi alamadan evlerimize kaçıştık.Evlerimize geldiğimizde aynı sesi uykuda olan tüm annelerimiz babalarımız da duymuş idiler,hepsi ayaktaydılar.

[beyazgül12]

sayfa 800,

Dervişin bize bağırdığı yerle bizim hocanın evi en az 1 km vardı.Aşurun Hamdi si hocamız da kalktı bize geldi,herkes o sesin teysirinde kalmıştı.Bizi hep bir araya toparladılar ,size bağıran derviş kimdi ,neyin nesiydi dediler ,bizleri yanlarına aldılar ,en az 5-6 aile beraber o dervişin bizi korkuttuğu yere geldik.Ne kar üzerinde iz var ,ne de orda kimsecikler vardı.Halk bir anlam veremedi.Fakat ben gereken dersi almıştım.Gece gündüz kendimi Allah ın varlığına ,Ehlibeyt in sevgisine kaptırmıştım.Tanıdığım alim kişilerden hep din kitapları ,İslam Tarihi ,Kur an ı Kerim araştırması,Hz Ehlibeyt in Faziletnamesi ,Hz Hünkar Hacı Bektaş Veli nin Anadolu ya gelişi ,Tasavvuf İlimleri,Anadolu Evliyaları ,Horosan Pirleri ,Dinler,Mezhepler,4 Halife Olayı,kendimi bir anda binlerce kitap hazinesinin içinde buldum. Kitaptan yana çok şanslıydım,hem yeni yazı hem eski yazı okuduğum için bütün her çeşit kitapları arayıp buluyordum...........

[beyazgül12]

sayfa 801,

Bir akşam Kerbela Vakasını öyle bir kahır dolu gözyaşı ile okuyup bitirmiştim ki,Hz İmam Hüseyin in çektiği acıları ,Hz Fatıma Annemizin çileli hayatını ,Hz Muhammed in azgın ümmetlerinden çektiklerini ,Hz Ali ye bizzat Kadir Hum da Cenabı Allah tarafından verilen ayetlerle sabit olan halifelik hakkı ,Hz Ali nin elinden bu üç zorba tarafından hakkının gasp edilmesi ,Hz Hasan ın lanetullah kafirlerce zehirlenerek şehit edilip ,yine kafirler tarafından tabutunun oklanması ,Hz Fatıma Anamızı döven kafirlerce kaburga kemiklerinin kırılıp şehit edilmesi ,Hz İmam Hüseyin in kanlı kerbela da ,kafir yezitler tarafından evladı eyalı ile hunharca kuzu gibi boğazlanmaları beni kahrediyordu.Okudum okudum ağladım,öylece uykuya dalmışım.

[beyazgül12]

sayfa 801 devamı,

Rüyamda bakıyorum ki Ruzi Mahşer yeri kurulmuş,ortada bir divan kurulmuş,o divanda üç can var.Bunların en sağ baştaki Hz Cenabı Allah u Teala Hazretleri ,Ortadaki Ahır Zaman Peygamberimiz Hz Muhammed Mustafa (s.a.v),sol baştaki de velayet mülkünün sahibi Şah ı Merdan İmam ı Aliyyel Murtaza (s.a.v),bütün yeryüzündeki yaratılan insanlar Peygamberler,Melekler ,feriştahlar ,velhasıl 18 bin çeşitli yaratık alemler oraya toparlanmış ,herkesin dünyadayken yaptığı ,iyilik ve kötülükleri ,amel defterine bakılarak hesapları tek tek soruluyordu.

[beyazgül12]

sayfa 801 devamı,

mahşer alanında dizilen insanların dizilişi ,bir ay dedenin hilali şeklindeydi.Yani bizim bayrağın üzerindeki ay şeklinde.Ön tarafında Peygamberler ,arka taraflarında her Peygamberin kendi ümmetleri toparlanmıştı.Allah,Muhammmed,Ali nin oturdukları kürsü ise aynı yine bizim bayrağın üzerindeki yıldızı andırıyordu.Yalnız kürsü havada bir nur üzerinde duruyordu.Alanın en sağ köşesinde al kanlar içerisinde ,üzerlerine kerbela toprağı belenmiş ,Kerbela şehitlerimiz duruyordu.O küçücük şehit yavruların çığlıkları yaralı gazilerin iniltileri ,Hz Fatıma Anne mizin ,Hz İmam Hüseyin in ,Şehriban Anne nin ,Sakine ,Ümmü Gülsüm Anne lerin hıçkırarak ağlama sesleri Ruzi mahşer yerini çınlatıyordu.Herkes meydana çıkıp Hakk ın divanında kendi derdini anlatıyor,çektiği acıları ,yaptığı fedakarlıkları sayıyordu,divan onlarla ilgileniyordu.

[beyazgül12]

sayfa 801 ,

Fakat Kerbela şehitlerimiz için hiç mi hiç ne divandakiler ilgileniyordu,ne de Kerbela şehitlerimiz kendilerini savunuyor ,ne de dertlerini anlatıyorlardı.Sadece iniltileri iç çekerek boğulurcasına ağlamaları ,göz yaşlarının boğazlarına düğümlenmeleri ,yüreğimi parçaladı.İyice yüreğim kabardı ,etrafa baktım.Herkes kendi başı telaşında ,kendi derdine yanıyor ,birden olduğum yerden fırladım ,doğruca divanın önüne kadar koştum.O divanın yani Hakk divanının önüne gelmek çok zor ve büyük bir tehlikeydi.Çünkü Hakk divanına çağrılmadan ,destur alınıp ,destur verilmeden o kürsüye yanaşmak çok tehlikeliydi.