Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

İlk olarak Jüri Başkanı olan Kör Adam Bey şöyle dedi :

Bu adamın sapık biri olduğunu açıkca görüyorum .

İşe Yaramaz Bey : Böyle biri adam dünyada kalmamalıdır.

Kötülük Bey : Ah,onun yüzünü bile görmek istemiyorum .

Şehvet Düşkünü Bey : Onun varlığına dayanamıyorum .

İffetsiz Bey :Ben de ! Çünkü benim yoluma her zaman hükmedecektir.

İnat Bey : Onu asın ! asın !

Kibir Bey : Rezil ,Alçak !

Düşmanlık Bey : Yüreğim ona karşı hiddetleniyor !

Yalancı Bey
:Hilekarın birisidir.

Zalim Bey
: Asılmak onun için bir nimettir !diye ekledi.

Nur Düşmanı efendinin ise :

Onu ortadan kaldıralım ,demesi üzerine Barışmaz efendi :

"Bana bütün dünyayı verseler onunla barışamam.Hemen onu idama mahkum edelim " ,dedi.Böylece kararlarını verdiler.Bunun üzerine derhal onun getirildiği yere geri gönderilmesine ve orada benzeri görülmemiş şiddetli işkencelerle idam edilmesine karar verildi.

Yasalarına göre hareket etmek üzere Sadık ı dışarı çıkardılar. Önce onu kamçıladılar. Sonra yumrukladılar,etlerini bıçakla delik deşik ettiler.Ondan sonra taşladılar,kılıçlarıyla dürttüler.En sonunda kazığa bağlayıp onu ateşte yaktılar.Böylece Sadık ın sonu gelmiş oldu.....


Bu sırada orada bunlununa kalabalığın arkasında iki atlı bir arabanın durduğunu ve Sadık ın ayrılışını beklediğini gördüm.düşmanları onu öldürür öldürmez Sadık arabaya alınarak boru sesleriyle Göksel kapıya en yakın yol olan bulutların arasından götürüldü.

Cesur Sadık ,sözde ve amelde cesaretle davrandın,
Yargıç ,şahitler ve jüri üyeleri ,
Seni yenecekleri yerde öfkelerini gösterdiler.
Onlar öldüklerinde ,sen sonsuzlara dek yaşayacaksın !


İnanlıya gelince ,ona bir süre tanıyarak ,tekrar onu hapse attılar.Böylece orada bir süre kaldı.Fakat her şeyi yöneten Rab onların öfkesini sınırlandıracak güçte olduğundan durumu öyle etti ki ,İnanlı onların elinden kurtularak yoluna devam etti.Yolda giderken şöyle terennüm etti:

Evet Sadık ,sadakatle şehadet ettin Rabbin için ,
İmansız kişiler bütün boş zevkleri yüzünden ,
Feryat ederken cehennem ızdırabı altında
Sen bereketlenirsin Rab tarafından sonsuzlara dek .
Terennüm et Sadık ,terennüm et ,yaşasın adın ,
Seni öldürdülerse de,sen hala dirisin .
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

YEDİNCİ AŞAMA


Rüyamda İnanlı nın yalnız başına gitmediğini gördüm.Ümitli adında birisi de ,(ki sergide İnanlı yla Sadık ın çektikleri elem ve işkencelere karşı takındıkları tavır ve söyledikleri sözlerden dolayı Ümitli oldu) Yolda İnanlı ya katıldı ve onunla kardeşlik antlaşması yaparak ona yoldaş olacağını söyledi.İşte böylece ,birinin gerçeğe şehadet etmek yüzünden ölmesiyle ,onun külünden başka biri çıkarak İnanlı ya yolculuğunda arkadaş oluyordu.Ümitli ,İnanlı ya sergi halkından daha birçoklarının da ardlarınca gelmek için fırsat kolladıklarını ,söyledi.

Böylece sergiden çıkar çıkmaz ,önlerinden giden Eğri Niyet adında birisine yetiştiler ve :

"Sen nerelisin efendi ? Bu yolda nereye kadar gideceksin ?"dediler.

Eğri Niyet de Hoş Söz kasabasından geldiğini ve Göksel Kente gitmekte olduğunu söyledi. Fakat adını onlara bildirmedi.

İnanlı :Hoş Söz Kasabası ndan mı ? Orada hiç iyi adam yaşar mı ?(1)

Eğri Niyet
: Evet ,öyle ümit ediyorum.

İnanlı :Rica ederim efendi,sizin adınız nedir ?

Eğri Niyet :Ben size ,siz de bana yabancısınız. Eğer bu yoldan gidiyorsanız ,sizinle arkadaş olmak isterim,yok eğer gitmiyorsanız ,kendi yolumdan memnunum.

İnanlı : İzin verirseniz ,oradaki akrabalarınızın kimler olduğunu sorabilir miyim ?

Eğri Niyet : Hemen hemen bütün kasaba ! Ama özellikle Dönek Bey, Zamana Uyan Bey ,Hoş Söz Bey ( ki kasabanın halkı kendi isimlerini bu atalarından almıştır)Bunlardan başka Yağcı Efendi , İki Yüzlü Efendi ,Her şey Olan Efendi de akrabalarımdır.Topluluğumuzun vaizi de baba tarafından annemin öz kardeşi olan İki Sözlü Efendi dir.Size doğrusunu söylemek gerekirse ,ben de üstün yetenek sahibi ve soylu bir adamım ,ama ,benim dedem bir tarafa bakıp aksi tarafa kürek çeken bir balıkçı idi. Ben de malımın büyük kısmını bu yolda kazandım.

İnanlı : Evli misiniz ?
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Eğri Niyet :Evet ,karım çok erdemli bir kadındır.Namuslu bir kadının kızıdır; O da Taklitçi adındaki Hanımın kızıdır. Onun için çok
şerefli bir aileden gelmiştir. Aldığı terbiye de o kadar yüksektir ki ,ister hükümdar olsun ister köylü olsun ,herkese nasıl
davranacağını bilir. İnanç konusunda bizim çok sofu olanlardan şu iki küçük noktada farkımız vardır.

Birincisi : Esen her havaya ve akıntıya asla karşı gitmeyiz.

İkincisi : İnanç altın papuçlar ile yürüdüğü zaman en çok hoşumuza gider . Güneşli güzel günlerde halk onu alkışlarken ,o inançla sokakta birlikte gezmeyi çok severiz.

Bu sözleri işiten İnanlı ,arkadaşı Ümitli yi bir tarafa çekerek:

"Zannedersem bu adam Hoş Söz Kasabasından ,Eğri Niyet adındaki adamdır.Eğer o ise ,bu civarda yaşayan en hilekar adamlardan birisiyle konuşuyoruz demektir,"dedi.

Ümitli :Adını sor ,zannedersem söylemekten çekinmez.

İnanlı tekrar onun yanına gelerek :

Efendi ,siz herkesten daha fazla biliyor gibi konuşuyorsunuz. Eğer yanılmıyorsam ,sizin kim olduğunuzu yarı tahmin etmiş durumdayım. Siz Hoş Sözlü Eğiri Niyet Efendi değil misiniz ?
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Eğri Niyet : Bu benim adım değil,ama bu lakabı bana ,beni çekemeyenler takmıştır. Fakat benden önce kendilerine bu gibi lakaplar takılan iyi adamların katlandıkları gibi ,ben de buna katlanmalıyım.

İnanlı : Peki ,acaba bu adı size vermelerine neden olan sen değil misin ?

Eğri Niyet :Asla !Asla ! Bu adı bana takmalarının en acıklı nedeni ,her ne olursa olsun ,daima zamana uyup hemen olumlu kararları verme şansına sahip olmam ve bundan yararlanmamdır.Ama eğer bu yüzden bu ad bana takıldıysa ,bunu kendime bir iltifat sayarım.Ama kendileri de kötü olan bu insanlar bana bu iftirayı yüklemesinler.

İnanlı :Gerçekten hakkında işittiğim adamın siz olduğunuzu düşünmüştüm.Düşüncemi de size açıkça söyleyecek olursam ,korkarım ki bu ad size iddia ettiğinizden daha çok uyar.

Eğri Niyet : Ne yapayım ! Siz böyle düşünmek istiyorsanız ,buna karşı ben bir şey yapamam.Bununla beraber ,hala sizlerle ilişkide kalmama izin verirseniz ,iyi bir arkadaş olduğumu göreceksiniz.

İnanlı : Eğer bizimle gitmek istiyorsanız esen değişik rüzgara ve akıntıya karşı gitmelisiniz.Anladığıma göre de bu sizin işinize gelmez.Aynı zamanda inancı yalnız gümüş papuçları ile değil,fakat fakirlik haliyle de benimsemeli ve sokakta alkışlandığı kadar zincire vurulma durumuyla da savunmalısın.

Eğri Niyet : Siz inancıma ne egemenlik edebilirsiniz ,ne de düşüncenizi bana empoze edebilirsiniz.Beni kendi özgürlüğüme bırakın ve sizinle beraber yola devam edeyim...

İnanlı : Söylediğim konularda bizim gibi hareket etmezseniz ,bizimle bir adım daha atamazsınız!

Eğri Niyet
: Zararsız ,hem yararlı oldukları için eski ilkelerimden kesinlikle vazgeçmem. Eğer sizinle beraber gidemezsem ,siz bana yetişmeden önce yürüdüğüm şekilde yoluma devam ederim.Hatta yoldaşlığımdan memnun olacak başkaları bana yetişene kadar yalnız başıma bile giderim....
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Sonra rüyamda gördüm ki ,İnanlı ile Ümitli ,Eğri Niyet i kendi haline bırakarak ilerlediler. Onlardan biri arkasına baktığında Eğri Niyet in arkasından üç kişinin geldiğini ve ona yetiştiklerinde kendisinin yerlere kadar eğilip onlara selam verdiğini ,buna karşı onların da Eğri Niyet e hürmetle davrandıklarını gördü.Bu adamların adları Dünyayı Tutan Efendi,Para Seven Efendi ve Cimri Efendi idi.Bunlar Eğri Niyet in önceden tanıdıkları, küçüklükten okul arkadaşlarıydı.Öğretmenleri ,Kuzeyde Tamahkar Eyaletinin bir pazarlama kenti olan Kazanç Seven kentinin okulundan Bay Tutumlu idi.Bu öğretmen onlara gerekirse zor da kullananarak hile ,dolandırıcılık ve yalanla yahut din perdesi arkasında her ne yolla olursa olsun kazanç sağlama sanatını öğretmişti.Bu dört adam da başlı başlarına böylesi birer okul açabilecek derecede hocalarının sanatını öğrenmişlerdi.

İşte böylece ,dediğim gibi ,birbirleriyle selamlaştıktan sonra ,Para Seven Efendi önlerinden gitmekte olan İnanlı ve Ümitli yi işaret ederek Eğri Niyet e :

"Yolda şu önümüzde gidenler kim ?"dedi .

Eğri Niyet :Uzak memleketten gelmiş ,akıllarınca Göksel yolculuğa çıkan iki kişi .

Para Seven :Yazık !Neden durmadılar ? Onlara iyi arkadaş olurduk. Çünkü ümit ederim ki biz ,onlar ve siz Göksel Yeruşalim yolcularıyız.

Eğri Niyet : Gerçekten biz öyleyiz.Ama öndeki adamlar o kadar katı,kendi düşüncelerini o kadar çok beğeniyor ve başkalarının düşüncelerini o kadar çok küçümsüyorlar ki ,onlarla giden insan ne kadar dindar olsa da yine her konuda kendilerine uymazsa onu yanlarından tamamen uzaklaştırırlar.

Cimri : İşte bu kötü! Nasıl ki ,bazı insanların aşırı doğru olduklarını okuyoruz.Böylesi adamların katılığı onları kendilerinden başka herkesi yargılamaya sevkeder. Yine de rica ederim söyle ,onlarla bu düşünce ayrılığınız nasıl ve ne gibi konulardaydı ?

Eğri Niyet
: Onların inatçı kafalarına göre her türlü havada yolculuklarına devam etmeliymişler.Oysa benim ilkem esen havaya ve akıntıya göre gitmektir.Onların ilkesi ise Allah için gerekirse her tehlikeye atılmaktır.Ben şahsen hayatımın ve malımın güvenliği için her fırsattan istifade etmeği ilke edinmiştim.Onların izledikleri yol,bütün insanlar onlara karşı da olsa, kararlarına yapışıp kalmaktır.Ben ise ,zamanın ihtiyacına uyacak ve kendi güvenliğime zarar vermeyecek bir inanç kabul ederim.Onlar pacavralarla kuşanan ve tahkir edilen bir inancı kabul ediyorlar.Ben ise ancak gümüş papuçlarıyla ,güneş ışığı parlaklığıyla herkes tarafından alkışlandığı vakit kabul ediyorum.

Dünyayı Tutan Efendi : Pek tabii ! Siz bu düşüncenizde sabit durum ,Eğri Niyet Efendi .Çünkü insan sahip olduğu bir şeyi korumakta serbest olduğu sürece elinden çıkarmak akılsızlığında bulunursa ,bence ahmaklıktır.Yılanlar gibi akıllı olalım.Güneş parlarken otu toplayıp kurutmak en iyi usüldür.Arınıın bütün kış hareketsiz yatıp kaldığını ,çıkar elde edeceği vakit ise nasıl sevinçle harekete geçtiğini görüyorsunuz.Allah bazen yağmur,bazen de güneş gönderir.Onlar yağmurda gidecek kadar akılsızlık gösteriyorlarsa da ,biz sadece güzel havalarda yolumuza devam etmekle yetinelim.Benim en çok hoşuma giden din,Allah ın bize verdiği iyilikleri güvenli kılan ve koruyan dindir. Çünkü bu hayatta bize verilen güzel şeyleri Allah için kullanmamız gerektiğini aklı başında bir kimse anlamaz mı ? İbrahim ile Süleyman dindar oldukları halde zengindiler. Eyub: " İyi adam altını toprak gibi yığar " diyor.Fakat hiç kimse önümüzde gidenler gibi olmamalı ,eğer onlar tarif ettiğiniz gibi iseler !
En son beyazgül12 tarafından 21 Şub 2018, 09:23 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Cimri :Zannederim,bu konuda hepimiz anlaştık. Artık daha fazla söz söylemeye gerek yoktur.

Para Seven : Evet ,bu konuda gerçekten başka böz söylemeğe gerek yoktur. Çünkü Allah ın kitabında ve mantığa inanmayan (görüyorsunuz ki ,biz bu ikisini de inanmışız) ne kendi özgürlüğünü fark eder ,ne de kendi güvenliğini arar.

Eğri Niyet : Kardeşler ,görüyorsunuz ya ,biz hepimiz yeni Yeruşalim e gidiyoruz.Kötü şeylerden daha iyi sakınabilmemiz için izninizle size şu soruyu sorayım :

Farzedin ki bir adam ,bir vaiz veya tüccar ,bu hayatın iyiliklerine sahip olma fırsatını önünde görse ve bunu elde etmek için ,imanla hiç ilgisi olmadığı halde hiç olmazsa dinin bazı konularında çok gayretli görülmesi icap etse ,o adam bu hedefe varmak için bu yolu kullanmasın mı ? Kullanırsa,yine tam anlamıyla namuslu ve doğru sayılmaz mı ?

Para Seven
: Ne demek istediğinizi anlıyorum ve bu efendilerin izniyle size cevap vermeğe çalışacağım:

Birincisi :Sorunuz bir vaiz ile ilgili ise ,öyle bir vaiz düşünün ki ,değerli bir adamdır,ama geliri pek az. Fakat önünde daha büyük ve daha karlı bir iş var. Bunu elde etmek için fırsatı da var. Yalnız daha fazla tahsil görmesi vaazlarını daha sız ve daha büyük hararetle vermesi gerek. Ayrıca topluluğun isteğine uyarak kendi ilkelerinin bazılarını değiştirmesi gerek. Kendi hesabıma bunları yapmamak için herhangi bir neden görmüyorum.Yeter ki Rabden bir daveti olsun ve daha önemli açık yürekli olsun. Çünkü :

1.Madem ki böylesi bir fırsat herşeyi bilen Rab tarafından önüne getirildiyse ,onun daha büyük bir çıkar arzu etmesi yasaldır. Buna itiraz edilemez.O halde eğer elinden gelirse,vicdan uğruna hiç tereddüt etmeden onu elde edebilir.
2.Bundan başka da o çıkarı ele geçirmek arzusu onu daha çalışkan olmağa ve daha çok haraketli bir vaiz ve saire olmayağa sürükler ki ,o daha iyi bir adam olmuş olur.Evet ,Allah ın isteğine göre olan yönlerini daha çok geliştirmiş olur.
3.Topluluğun huyuna göre yürümesi meselesine gelince ,onlara hizmet etmek için bazı ilkelerini değiştirmesi gerek. Şöyle ki ,(a)Kendi kendini inkar etmiş görülmesi;(b) Mesleğinde tatlı ve cazip olması ve böylece de;(c)Vaizlik çalışmalarına daha çok layık olduğunu kanıtlamış olur.
4.Şu halde sonuç olarak derim ki ,küçük şeyleri büyük bir çıkar için değiştiren vaiz bu hareketinden dolayı tamahkar sayılmamalıdır.Aksine ,mesleğine sadık ve bilgisini ilerlettiği için görevine layık ve fırsat bulunca iyilik edebilecek biri sayılmalıdır.

Şimdi sorunuzda sözünü ettiğiniz tüccara ait kısmına gelelim.Dünyada iyi bir işi olmayan bir adamı farzedelim.Eğer bu adam zengin bir kadınla evlenmekle ve yahut müşterilerini artırmak için dindar olmakla piyasasını düzeltebilirse ,bence bunlarda yasal olmayan hiç bir şey yoktur.Çünkü :

1.Her ne surette olursa olsun dindar olmak bir erdemliliktir.
2.Zengin bir kadınla evlenmek ve dükkanına fazla müşteri kazanmak da ,yasa dışı bir şey değildir.
3.Bunlardan başka ,dindar olmakla bu şeyleri elde eden bir kimse iyi bir adam olur ve iyi şeyleri iyi adamlardan almış olur. İşte iyi bir karı ,iyi müşteriler ,güzel bir kazanç ,bunların hepsi dindar olmakla elde edilen şeylerdir.Bu şekilde dindar olmak da iyi bir şeydir. Şu halde ,bütün bunları elde etmek için dindar olmak iyi ve faydalı bir amaçtır.

Eğri Niyet efendisinin sorusuna Para Seven efendinin verdiği bu cevap hepsi tarafından coşkunlukla alkışlandı.Bunların hepsinin doğru ve faydalı olduğuna karar verdiler.Buna hiç kimsenin itiraz edemeyeceğini düşündüklerinden ve İnanlı yla Ümitli ye seslerini işittirecek bir uzaklıkta olduklarından,onlara yetişir yetişmez ,bu soru ile saldırıya geçmek için söz birliği ettiler.Daha çok bu kararı,öndekilerin Eğri Niyet e karşı bir düşünce belirtmiş oldukları için aldılar. Bunun üzerine onlara seslendiler .Müminle Ümitli durup ,onları beklediler.Fakat diğerleri yürürlerken ,bu soruyu artık Eğri Niyet Efendi nin değil ,fakat tecrübeli Dünyayı Tutan Efendi nin sormasına karar verdiler.Çünkü ona verecekleri cevabın az önce Eğri Niyet Efendi den ayrılmalarına neden olan kızgınlığın etkisi altında olmayacağını zannediyorlardı...
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Böylece birbirlerine yetiştiler .Kısa bir selamlaşmadan sonra Dünyayı Tutan Efendi İnanlı yla arkadaşına soruyu sordu ve biliyorlarsa cevap vermelerini söyledi.

İnanlı : İmanda bebek olanlar bile bunun gibi on bin soruya cevap verebilir. Çünkü eğer ekmek için Mesihin ardınca gitmek doğru değilse ( ki değildir ),(1)dünyayı elde etmek ve onu gönenmek için Mesihi ve dini alet etmek ne kadar daha çok tiksindirici bir şeydir ! Biz bu düşünceyi ,putperest ,ikiyüzlü ,cinler ve büyücülerden başka hiç kimsede görmeyiz...

Önce Putperestleri ele alalım : Hamor ve Şekem ,Yakubun kızına ve koyun sürülerine göz dikmişlerdi.Oysa bunlara sahip olmak için sünnet olmaları gerekti. Bunları elde etmek için başka bir yol olmadığını gördüklerinden arkadaşlarına ," Eğer onlar gibi "bizim de erkeklerimiz sünnetli olarlarsa ,onların bütün hayvanları ,malları ve davarları bizim olmayacak mı ?"dediler. Onların elde etmek istedikleri ise sadece Yakup un kızlarıyla hayvanlarıydı. Böylece dinlerini emellerine kavuşmak için bir vasıta olarak kullandılar. Olayı olduğu gibi yerinden okuyoruz.(1)

İkincisi :İkiyüzlü Ferisiler de bu dinden idiler. Görünürde uzun dualar ederlerdi ,oysa gayeleri dulların evlerini ele geçirmekti. Bununiçin Allah tarafından daha büyük yargıya uğradılar .(2)

Üçüncüsü :İblis olan Yahuda da bu dindendi. Dindarlığı ,keseyi ve kesenin içindeki parayı ele geçirmek içindi. Fakat kayboldu ,dışarı atıldı ve helak oğlu sayılmış oldu .

Dördüncüsü : Büyücü Simon da bu dinden idi.Çünkü para kazanmık için Ktsal Ruh a sahip olmak istedi ve Resul Petrus un ağzından kendine layık olan hükmü aldı .(3)


Beşincisi :Şunu da unutmayalım ki ,dini dünya için kabul eden ,yine dünya için onu terkeder .Yahuda nın dindar olmaktaki amacı dünyayı kazanmak olduğuna göre ,böylece dinini ve Efendisini dünya için sattığı da bir gerçektir.Demek ki ,sizin ettiğiniz gibi bu soruya olumlu cevap vermek ve onu doğru diye kabul etmek Putperestlik ,ikiyüzlülük ve şeytani bir şey olur. Karşılığınız da işlerinize göre olacaktır........
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

O zaman onlar şaşırarak birbirlerine baktılar ve İnanlı ya ne cevap vereceklerini bilemediler.Ümitli de İnanlı nın cevabının doğruluğunu tastik etti.Böylece aralarında derin bir sessizlik vardı. Eğri Niyet Efendi ile arkadaşları da şaşalayıp gerilediler ki ,İnanlı yla Ümitli ilerlesinler ve onları arkada bıraksınlar .Bunun üzerine İnanlı :

"Bu adamlar insanların verdiği hüküm karşısında duramıyorlarsa ,Allah ın hükmü karşısında ne yapacaklar ?"dedi.

"Eğer toprak kaplar içinde bulunan insanların hükmüyle dilsiz olurlarsa ,yiyip bitiren ateşin karşısında ne yapacaklar?"diye ilave etti.

Bundan sonra İnanlı ile Ümitli olanları tekrar arkada bırakıp ,yollarına devam ettiler ve Rahatlık denilen hoş bir ovaya geldiler.Burada çok rahat yürüyorlardı.Fakat bu ova pek küçüktü ve çabucak onu geçtiler .Ovanın öte tarafında Para adında bir tepecik bir gümüş madeni vardı.Bu maden nadir bulunduğundan önceden oradan geçen yolcuların bazıları yoldan ayrılıp onu görmeğe gitmişti. Fakat madenin ağzının etrafındaki toprak çürük olduğundan ayakları altında çökmüş ve yok olmuşlardı. Bazıları da orada sakatlanarak öldükleri güne kadar bir daha kendilerine gelememişlerdi...

Yine rüyamda ,yoldan biraz ötede gümüş madeninin karşısında Dimas ın kibarca ,geleni geçeni çağırmak için durduğunu gördüm. İnanlı ile arkadaşına da şöyle dedi:

Hey ,bu tarafa dönün ,size bir şey göstereceğim !

İnanlı
: Bizim yoldan sapıp bakmamıza değecek bir şey mi bu ?

Dimas :Burada bir gümüş madeni var. Hazine bulmak için içinde kazı yapanlar oldu. Eğer siz de gelirseniz ,az bir zahmetle kendinize bayak bir srevet temin edersiniz.

Ümitli : Haydi ,gidip görelim .

İnanlı : Ben gelmem .Burası hakkında ben önceden duymuştum .Orada kaç kişinin öldüğünü de duydum. Hem hazine,Yeruşalim yolcularını yollarından alıkoymak için bir tuzaktır.Dimasa dönerek :Orası tehlikeli değil midir ? Birçok yolcuya engel olmadı mı ?(1) dedi .

Dimas : Çok tehlikeli değil ,tabii dikkatsiz olanlar için durum başka.
Bununla beraber konuşurken yüzü kızardı.

Bunun üzerine İnanlı ,Ümitli ye dönerek :

" Oraya bir adım bile atmayalım ; yolumuza devam edelim "dedi.

Ümitli : Sana garanti verebilirim ki ,Eğri Niyet buraya geldiğinde bizler gibi o da davet edilirse ,mutlaka dönüp oraya gidecektir.

İnanlı : Ona hiç şüphe yok. Çünkü onun niyetleri onu o yola sürükler .Bu yüzde doksandokuz ,orada ölecektir.

Bu sırada Dimas seslenerek :

" Ama bir kere gelip bakın !"dedi.

O zaman İnanlı da şu açık cevabı verdi :

Dimas ,sen bu yolun Efendisinin doğru yollarının düşmanısın. Sen Onun yolundan döndüğün için Kralımızın yargıçlarından biri seni zaten yargılamıştır.(2) Niçin bizi de aynı yargıya sürüklemeye çalışıyorsun ? Hem de bir adım bile dönecek olursak ,Kralımız olan Rabbimiz bunu şüphesiz duyacak. O zaman onun önünde alnı açık olarak duracağımız yerde ,utanca boğulacağız.
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Dimas tekrar bağırarak kendisinin de onların arkadaşlarından olduğunu ve bir parça kendisini beklerlerse onlarla beraber gideceğini söyledi.

İnanlı : Senin ismin ne ? Seni çağırdığım adla tanınmıyor musun ?

Dimas : Evet ,ismim Dimas tır. İbrahim in çocuğuyum.

İnanlı : Ben seni biliyorum .Senin deden Gehazi (1) ,baban da Yahuda İşkaryot idi.Sen de onların izlerinde yürümektesin.Yaptığın şey şeytanca bir oyundur. Baban hainliği yüzünden kendini astı.Sen de bundan daha iyi bir cezaya layık değilsin.(2)Emin olmalısın ki ,kralın huzuruna çıktığımızda senin bize yaptığın bu oyunu O na anlatacağız.

Böylece yollarına devam ettiler.

Bu zaman zarfında ,Eğri Niyet le arkadaşları göründüler ve görünür görünmez hemen Dimas a doğru gittiler. Artık gümüş madeninin kıyısından bakarken mi içine düştüler ,içinde çalışmağa mı indiler ,yoksa sık sık yükselen buhardan mı boğuldular ,emin değilim. Yalnız şunu biliyorum ki ,onlar artık bir daha yolda görünmediler .Bunun üzerine İnanlı :

Gümüş Dimasla eğri Niyet anlaştılar ,
Biri davet edince öbürü hemen koşar,
Ki bu aldatıcı paraya olsun hissedar,
Böylece yakalanır bu dünyaya ,yolda ilerleyemez artık.

Yolcular ovanın hemen öbür tarafında ,yolun tam kenarında eski bir heykelin bulunduğu yere geldiler. Heykelin garip şekli onları meraklandırdı. Çünkü heykel sütun şekline dönmüş bir kadına benziyordu.Burada bir süre durarak sütuna uzun uzun baktılar ve buna ne anlam vereceklerini bir türlü kestiremediler. En sonunda Ümitli ,sütunun başı üstünde garip bir yazı gördü. Fakat kendisi okuma bilmediğinden acaba bu yazının anlamını İnanlı çıkarabilir mi diye onu çağırdı (çünkü o bilgiliydi ) .İnanlı oraya yaklaştı ve sözcükleri birer birer heceledikten sonra " Lut un karısını hatırlayın " sözcüklerini okudu ve onları arkadaşına bildirdi. Bundan sonra ikisi de ,Lut un karısının kurtulmak için Sodomdan kaçarken tamahkar bir yürekle dönüp arkasına baktığı için tuz direği haline geldiğini hatırladılar ve bunun o direk olduğunu anladılar.(3) Ansızın karşılarına çıkan bu manzaradan sonra şöyle konuşmağa başladılar :

İnanlı : Ah kardeşim ,bu manzara tam yerinde ve zamanında göründü. Para tepesini görmek için Dimas ın davetinden sonra bu bizim için iyi bir görüntüdür.Senin biraz yöneldiğin gibi ,ya kardeşim bizde kapılarak gitmiş olsaydık,bildiğim kadarıyla ,bizim de sonucumuz bu kadın gibi bizden sonra gelecek olanlara ders için bir manzara olurdu.

Ümitli : Bu derece akılsız olduğuma çok üzülüyorum ve şimdi bu Lut un karısı gibi olmadığıma şaşıyorum.Çünkü onunla benim günahım arasında ne fark var ki ? O sadece arkasına bakmıştı. Ben de gidip görmeği arzu etmiştim.Allahı n inayetine hamdolsun .Yüreğimde böyle bir şeyin olduğuna per çok utanıyorum ....

İnanlı : İleride bize ders olsun diye burada gördüklerimize dikkat edelim.Bu kadın ,Sodom mahvolurken helak olmamak üzere birinci hükümden kaçtı. Sonra görüyoruz ki ,tuz direği olmak suretiyle başka bir yargıyla helak oldu....
beyazgül12
Mesajlar: 1390
Kayıt: 26 Haz 2014, 15:36

Re: Biraz da kitap okuyalım..."İnanlının Yolculuğu"...

Mesaj gönderen beyazgül12 »

Ümitli : Doğru .Onun işlediği günahtan kaçınalım diye bu kadın bize hem bir ibret hem de bir ihtar olmalı . Manzara aynı zamanda bu ihtardan ders almayan kişilerin başına gelecek hükmü gösteriyor. Böylece kendi günahlarıyla helak olan ikiyüzelli adamla Korah,Datan ve Abiram da başkalarının uyanık bulunmaları için birer ibret ve örnek oldular.(1)Fakat herşeyden çok beni düşündüren şudur: Bu kadın sadece arkasına baktığı için 8çünkü yoldan bir adım bile dışarı çıktığını okumuyoruz ) tuz direği olduğu halde ,Dimasla arkadaşları o hazineye bakmak için orada öyle güvenle nasıl duruyorlar ? Özellikle bu kadının örnek olmak üzere hüküm giydiği yer ,onların bulundukları yerden görünmektedir. Çünkü bir başlarını kaldırsalar onu görmemek mümkün değil.

İnanlı : Şaşılacak bir şey .Anlaşılıyor ki ,onların yüreği korkunç derecede alışmıştır.Ben onları yargıcın gözleri önünde hırsızlık kedenlere veya darağacı altında para çantası çarpanlardan başka kime benzeteceğimi bilemiyorum! Kendilerine o kadar inayet gösterildiği halde yine Rabbin huzurunda günah işledikleri için Sodom halkının aşırı derecede günahkar olduğu söylenir.Çünkü o zamanlara kadar Sodom diyarı Aden Bahçesi gibiydi.(2) Bu nedenle onu öfkelendirdiler ve kendi belalarını Rabbin gökten yağdırdığı ateş kadar helak edici hale getirdiler. Bundan gayet olumlu bir sonuç çıkarılabilir ki ,böyle ihtar ve örneklere rağmen onlar gibi göz göre göre Ona karşı gelen bunlar da en şiddetli hüküme uğrayacaklardır.

Ümitli : Şüphesiz .Söylediğin tamamiyle doğrudur. Fakat ne kadar şükretmeliyiz ki ,sen ve özellikle ben böylesi ibret durumuna düşmedik. Bu bizim Rabbe hamdetmemiz ,huzurunda Ondan korkmamız ve her an Lut un karısını hatırlamamız için bir fırsattır...

Sonra yine gördüm ki ,yollarına devam ederlerken Davut un " Rabbin Irmağı "(3) resul Yuhanna nın ise ," Hayat Suyu Irmağı " adını verdikleri hoş bir ırmağa geldiler. Yolları ırmağın kenarı boyunca uzanıyordu.İnanlı yla yoldaşı burada sevinçle yürümeğe başladılar.Yorgun ruhlarına hoş ve diriltici olan bu ırmağın suyundan da içtiler. Ayrıca ,ırmağın her iki tarafında her çeşit meyva veren ve yaprakları yolculuk edenlerin kanında bulunan oburluk ve her çeşit hastalık için ilaç olarak kullanılan yeşil ağaçlar vardı. Bu ağacın meyvalarından ve yapraklarından yediler. Irmağın her iki tarafında zambaklarla bezenmiş ve bütün sene yeşilliğini muhafaza eden bir çimenlik vardı. İnanlı yla Ümitli bu çimenlerde yatıp uyudular. Çünkü burada emniyet içinde yatabiliyorlardı. (1) Uyandıkları zaman tekrar ağaçlardan yemiş topladılar ve ırmağın suyundan içtiler. Yine uzanıp uyudular. Birkaç yün ve birkaç gece böyle yaptılar. Sonra şu ilahiyi söylediler :

Bakın nasıl akıyor bu billur ırmak ,
Göksel Yeruşalim yolcularını tazelemek için .
Şu yeşil çayır da tatlı kokusunu yayarak ,
Onların önlerine ziyafet sermektedir.
Bu ağaçların ne hoş meyvalar ve yapraklar verdiğini bilen,
Her şeyini satar ,hemen tarlayı satın almak için .
En son beyazgül12 tarafından 21 Şub 2018, 14:33 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
Cevapla

“Kitaplar” sayfasına dön