Kitap Okuyalım ...Ailesi İNANLI 'nın İzinde ....

[beyazgül12]

Matta : Eğer ilaç yarar sağlıyorsa ,neden ishal yaptırıp insanı kusturuyor ?

Hikmet : Bu durum ,Allah ın sözünün etkili bir şekilde işlendiğinde yüreği ve düşünceyi nasıl temizlediğini göstermiş oluyor.Çünkü bak ,biri vücuda ne etki yapıyorsa ,diğeri de aynı etkiyi cana yapıyor.

Matta : Ateşimizin alevlerinin yukarı doğru yükselmesinden ve güneşin ışınlarının tatlı etkisiyle aşağı doğru inmesinden ne öğrenebiliriz ?

Hikmet : Ateşin yukarı doğru yükselmesinden Cennete hararetli ve sıcak arzularla yükselebileceğimizi anlayabiliriz.Güneşin ise hararetini ,ışığını ve tatlı etkilerini aşağıya göndermesinden de ,dünyanın kurtarıcısı yücelerde olmakla beraber ,sevgi ve inayetiyle aşağıda olan bize ulaştığını öğreniyoruz.

Matta : Bulutlar sularını nereden alırlar ?

Hikmet : Denizden.

Matta : Ondan ne öğrenebiliriz ?

Hikmet : Vaizlerin ,öğretişlerini Allah tan almaları gerektiğini öğrenebiliriz.

Matta : Bulutlar,neden kendilerini dünya üzerine boşaltıyorlar ?

Hikmet : Vaizlerin Allah hakkında bildiklerini dünyaya vermelerini gösterir.

Matta : Güneş neden gökkuşağının doğmasına neden oluyor ?

Hikmet : Allah ın inayet ahdinin bize Mesih le onaylandığını göstermek için.

Matta : Denizden gelen kaynaklar neden bize yer vasıtasıyla gelmektedir ?

Hikmet : Allah ın inayetinin bize Mesih in bedeni vasıtasıyla geldiğini göstermek için .

Matta : Neden bazı kaynaklar yüksek tepelerin yukarı taraflarından çıkar ?

Hikmet : İnayet ruhunun fakir ve aşağı kişilerde kaynayıp çıktığı gibi Rabde kudretli ve yüce olanlarda da kaynayacağına göstermek için.

Matta : Alev neden mumun fitiline yapışık olarak yanıyor ?

Hikmet : İnayet yürek üzerinde tutuşmadıkça biz de gerçek hayat nuru olmayacağını göstermek için .

Matta : Mumun ışığını devam ettirmek için neden fitil ,yağ ve her şey harcanmış oluyor ?


Hikmet : Beden ,con ve ruh ve bütün her şeyimizin kalbimizdeki ilahi inayetin iyi birdurumda korunması için Onun hizmetinde bulunmaları ve harcanmaları gerektiğini göstermek için .

Matta : Kaşıkçı kuşu neden gagası ile kendi göğsünü yaralar ?..........

[beyazgül12]

Hikmet : Yavrularını kendi kanıyla beslemek için ve böylece de Mesih in kendi yavrularını ,halkını kendi kanıyla ölümden kurtaracak kadar sevdiğini göstermek için.

Matta : Horoz un ötmesinden insan ne öğrenebilir ?

Hikmet : petrus un günahını ve onun tövbesini hatırlamayı öğren !Horoz un ötüşü aynı zamanda günün yaklaştığını da gösterir.Bunun için horozun ötmesi o son ve korkunç Kıyamet gününü sana hatırlatsın !

Artık burada geçirecekleri bir ay bitmişti.Bunun için ev halkına toplanıp yola çıkmalarının uygun olacağını belirttiler.

Bunun üzerine Yusuf ,annesine şöyle dedi :

Yolun geri kalan kısmında bize rehberlik etmek üzere Büyük yürek efendiyi bize göndermesi için ,Yorumcu efendiye haber göndermek yerinde olacağını unutmamalısın .

İnanlı Hanım : "İyi çocuk az daha unutacaktım ".

Böylece İnanlı Hanım bir dilekçe yazdı ve kapıcı Uyanık Efendi ye vererek ,uygun göreceği bir adamla onu Yorumcu efendiye göndermesini rica etti.Yorumcu Efendi de dilekçeyi alıp okuyunca getiren adama :

" Git ,onu göndereceğimi söyle "dedi.

İnanlı Hanım ın konuk bulunduğu aile onların ileri gitme düşüncesinde olduklarını görünce kendilerine böylesi bir konuklar gönderdiği için Krallarına şükretmek üzere bütün ev halkını bir araya topladılar.bundan sonra İnanlı Hanım a şöyle dediler:

Yeruşalim Yolcularına göstermek adetinde olduğumuz şeyleri sana da göstermeyelim mi ? Yolda giderken ,bunlar hakkında düşünürsün! ...

[beyazgül12]

Böylece İnanlı Hanım ı ,çocukları ve Merhamet i hücreye götürdüler ve Havva nın yiyip kocasına da verdiği ve dolayısıyla da cennetten kovuldukları elmalardan birini gösterdiler. Onun ne olabileceğini İnanlı Hanım a sordular.

İnanlı Hanım : Yemiş ,ya da zehir olabilir ! Hangisi olduğunu bilemiyorum.

Bunun üzerine konuyu ona açıkladılar. İnanlı Hanım ,ellerini kaldırarak hayret etti

Sonra onu bir yere götürerek Yakub un merdivenini gösterdiler. O arada bazı melekler merdivenden yukarı çıkıyorlardı. Böylece İnanlı Hanım ve diğerleri meleklerin çıkışlarını seyretmek için uzun uzun baktılar. Onlara başka bir şey göstermek için başka bir yere giderlerken Yakup annesine dedi ki :

Rica ederim anne ,onlara söyle de ,biraz daha burada duralım. Çünkü görkemli bir manzaradır bu !

Böylece tekrar dönerek böylesi hoş bir manzarayı doya doya seyrettiler.

Bundan sonra onları altından bir demirleme aletinin asılı bulunduğu bir yere götürdüler ve İnanlı Hanım a onu indirmesini söylediler.

" Onu beraberinde götüreceksin .Çünkü perdenin iç tarafındaki şeylere kavuşabilmen ve karşılaşacağın fırtınalı havalarda yerinde durabilmen için buna kesinlikle ihtiyacın vardır." dediler. Böylece memnun oldular.

Sonra onları babamız İbrahimin oğlu İshak ı kurban olarak taktim etmeğe gittiği tepeye götürdüler ve mezbahı ,odunları ,ateşi ve bıçağı gösterdiler.Herkes görsün diye onlar bu güne kadar kalmaktadır.Bunları görünce hepsi ellerini kaldırdılar ve hamdederek dediler :

Ah,İbrahim ne kadar Rabbini seven ve kendi benliğini inkar eden bir adam idi!

Bütün bunları gösterdikten sonra Hikmet onları ,son derece güzel bir çift müzik aleti bulunan yemek odasına götürdü.Müzik aletlerini çalarak onlara gösterdikleri her şeyi ilahi şeklinde terennüm ederek şöyle dedi:

Gösterdik size Havva nın elmasını ,
Her an sakının kendinizi o elmalardan .
Yakup un merdivenini de gördünüz ,
Melekler üzerinde çıkıyorlardı yukarı .
Bir demirleme aletine de sahip oldunuz .
Ama tüm bunlarla yetinmeyiniz,
İbrahim ile beraber sizler de
En iyi kurbanınızı sunmadıkça ....

[beyazgül12]

Bu arada birisi kapıyı çaldı. Kapıyı açtı ve işte Büyük Yürek efendi gelmişti. İçeri girdiği vakit orada ne büyük sevinç oldu ! Çünkü henüz bir süre önce Zalim bir dev olan o Kanlı Adamı nasıl öldürdüğü ve onları aslanlardan ne şekilde kurtardığı yeniden akıllarına geldi.

Sonra Büyük Yürek ,İnanlı Hanım ve Merhamet e şöyle dedi :

Yolunuzda tazelenmeniz için benim efendim size birer şişe şurup ile bir parça kavrulmuş buğday ve bir kaç tane de nar gönderdi. Çocuklara da bir parça incir ile üzüm yolladı.

Ondan sonra yola çıktılar. Hikmet ile Takva da onlarla beraber gittiler. Kapıya geldiklerinde İnanlı Hanım ,son zamanlarda oradan kimsenin geçip geçmediğini kapıcıdan sordu

Kapıcı : Hayır ,yalnız bir süre önce bir kişi geçti ve yanına gideceğimiz Kralın caddesinde son zamanlarda büyük bir hırsızlık olayı olduğunu ,fakat hırsızların yakalandığını ve yakında yargılanacaklarını söyledi.

O zaman İnanlı Hanım ile Merhamet korktular .Matta annesine :

" Anne ,Büyük Yürek efendi bizim rehberimiz olarak bizimle beraber oldukça hiçbir şeyden korkma " dedi.

İnanlı Hanım ,kapıcıya dedi ki : Efendim ,buraya geldiğim günden beri bana ve çocuklarıma karşı gösterdiğiniz iyilik ve lütuftan dolayı size minnettarım. Lütuflarınıza nasıl karşılık vereceğimi bilemiyorum.Bunun için size olan hürmetimin bir hatırası olarak şu küçücük hediyeyi kabul ediniz.

Böylece Kapıcının eline bir altın koydu. Kapıcı hürmetle eğilerek şöyle dedi:

" Giysin daima akl olsun ;ve başının üzerinde hoş kokulu yağ eksik olmasın " Merhamet de yaşasın ve ölmesin ve onun işleri az olmasın "

Çocuklara da dedi ki :

Siz de gençlik arzularınızdan kaçınız ve temiz yürekten Rabbi çağıranlarla beraber salahın ,imanın ,sevginin ,esenliğin ardınca koşunuz. Böylece annenizin yüreğini sevinçle doldurursunuz ve temkinli adamlar tarafından övülürsünüz.

Böylece kapıcıya teşekkür ederek ayrıldılar....

[beyazgül12]

BEŞİNCİ AŞAMA

Onların tepenin yamacına kadar gittiklerini rüyamda gördüm.Orada Takva nın aklına ibr şey gelerek haykırıp şöyle dedi :

Ah, ben İnanlı Hanım ile beraberindekilere vereceğim bir şeyi unutmuşum. Geri gidip getireceğim.

Böylece unuttuğu şeyi getirmek için koşa koşa gitti. Takva giderken ,İnanlı Hanım sağ tarafta biraz ötede küçük bir ağaçlıktan gelen harika bir melodi ile şu sözlerle terennüm seslerini işitti:

Bütün hayatım boyunca
Açıkça gösterdin lütfunu bana.
Bunun için senin evin
Olacak sonsuz konutum..

İnanlı Hanım hala dinlerken bir başkasının şöyle cevap verdiğini işitti:

Neden mi ? Çünkü Rab Allah ımız iyidir !
İnayeti sonsuzlara kadar emindir.
Gerçeği sonsuzlar boyu sabit durur,
Ve sonsuzlar boyunca devam edecektir !

Bunun üzerine İnanlı Hanım bu harika melodinin nereden geldiğini Hikmet ten sordu .

Hikmet :Ülkedeki kumru sesleridir. Bahar olmadı mı bu melodilerler pek ötmezler. Çiçekler açıp ,güneş sıcaklığı ile parlamağa başladığı zaman onları bütün gün terennnüm etmekte olduklarını işitirsiniz.Genellikle ben çıkar onları dinlerim. Hem de çok defa onları evlerimizde de besleriz.Mahzun olduğumuz zamanlarda bize çok iyi dostturlar.O zaman ormanları,koruları ve ıssız yerleri arzu edilir hale getirirler.

Bu süre içinde Takva geri dönmüştü.İnanlı Hanım a dedi ki :

Bak ,size evimizde gördüğünüz şeylerin hepsinin bir resmini getirdim.Unutacak olursanız buna bakarsınız.Böylece bina olunmanız ve teselli bulmanız için bütün gördüklerinizi hatırlamış olursunuz....

[beyazgül12]

Tepeden aşağı Alçalma Deresine doğru inmeğe başladılar.Tepe sarptı,yol da kaygan dı. Fakat yolcular son derece dikkatli olduklarından rahat bir şekilde aşağı indiler. Dereye indiklerinde Takva ,İnanlı Hanım a şöyle dedi :

Kocan iğrenç düşman Apollyon la burada karşılaşmış ,o korkunç çarpışmayı burada yapmıştı.Bilirim ki ,bunu sen de işitmişsindir.Ama cesur ol ! Büyük Yürek Efendi sizin rehberiniz ve yoldaşınız oldukça sizin için daha kolay ,daha rahat olacaktır.Böylece Yeruşalim yolcularını rehberlerinin önderliğine teslim ettikten sonra rehberleri önde,kendileri de arkada olarak yürüdüler.

Büyük Yürek :Bu dereden korkmamıza gerek yok .Biz kendi kendimize zarar vermezsek ,burada bizi incitecek hiçbir şey yoktur.İnanlı nın Apolyonla burada karşılaştığı ve o şiddetli çarpışmayı burada yaptığı doğrudur.Ama o kavga ,onun tepeden inerken ayağının kaymasından dolayı idi.Çünkü orada ayağı kayan ,burada savaşla karşılaşmayı beklemelidir.İşte bundan dolayı bu dere böyle kötü bir isim almıştır.Çünkü halk böyle bir yerde " filancaya korkunç bir hal olmuştur " diye işitince ,oranın kötü düşman yeri olduğunu veya kötü ruhlarla dolu olduğunu zanneder.Fakat ne yazıkki bu gibi durumlara kendi davranışlarının sonucu olarak düştüklerini bilmezler !Bu Alçalma Deresi tıpkı ötekiler gibi verimlidir Ve eminim ki ,eğer iyice araştıracak olursak ,İnanlı nın burada böylesi güçlüklerle karşılaşmasının nedenlerini bize açıklayacak bir şeyler bulabiliriz.

O zaman Yakup annesine şöyle dedi :

Anne , bak orada bir sütun var ! Hem üzerinde bir şeyler yazılı görünmektedir. Gelin ,gidelim bakalım ne yazılıdır !

Böylece gittiler ve sütün üzerinde şöyle yazılı olduğunu gördüler :

" Buraya gelmezden önce İnanlı nın ayağının kayması ve burada çarpışmalarla karşılaşmış olması ,ondan sonra gelenlere ibret olsun!"

Büyük Yürek :İşte , ben size demedim mi ? Burada İnanlı nın neden o kadar zorluklarla karşılaştığını açıklayacak bir şeyler vardır ...

[beyazgül12]

Ondan sonra İnanlı Hanım a dönerek dedi ki :

Bu ,ne İnanlı için ,ne de bu durumla karşılaşan kişilerin hiçbiri için bir kötüleme nedeni olmamalıdır.Çünkü bu tepeden yukarı çıkmak aşağı inmekten daha kolaydır.Bu taraflarda bulunan tepelerin pek azı için bu söylenebilir. Ama şimdi o iyi adamı bırakalım.O şimdi istirahatte.Hem de düşmana karşı kahramanca bir zafer kazandı diyebiliriz.Yukarıda olan Rab ihsan etsin ki ,biz de tecrübe olunduğumuzda ondan daha kötüsü bizim başımıza gelmesin.

Biz ise yine Alçalma Deresine gidelim. Burası etraftaki toprakların en iyisi ve en verimli olanıdır.Toprağı zengindir ve gördüğünüz gibi büyük bir kısmı çayırlıktır. Bizim gibi böyle yazın bir adam buraya gelse ve burası hakkında önceden hiçbir bilgisi olmasa ve gözlerinin gördükleriyle kendini sevindirecek olsa ,burada insana sevinçe verecek bir çok şeyler görebilir.Bakınız ,bu dere ne yeşil ! Zambaklarla ne kadar güzel süslenmiş ! Bu Alçalma Deresinde iyi araziye sahip olmuş bir çok çalışkan kişiler tanıyorum. Çünkü Allah gururlulara karşı durur,fakat alçakgönüllülere inayet ihsan eder.

Gerçekten bu çok bereketli bir topraktır ve avuçlar dolusu ürün getirir.Bazıları da tepelerden ,dağlardan geçme zahmetinden kurtulmak için Babanın evine giden en yakın yolun buradan geçmesini arzu etmişlerdi. Ama Rabbin çizdiği yol budu ve sonu vardır.

Konuşarak yolda giderlerken ,babasının koyunlarını otlatan bir çocuk gördüler.Çocuk gayet yoksul giysili idi. Ama yüzü parlak ve güzeldi. Kendi kendine oturmuş ,ilahi söylüyordu.

Büyük Yürek : Çoban çocuğun söylediklerine dikkat ediniz ." dedi.

Hepsi kulak verdiler. Şöyle diyordu :

Aşağılarda olan düşmekten korkmaz .
Alçakgönüllü olan gururlu olmaz .
Her kim alçakgönüllü olursa,
Allah olur ona rehber.

Neyim varsa onunla ederim kanaat,
Az olsun ya da çok olsun farketmez!
Ya Rab ! kanaattir yine dileğim,
Çünkü kurtarırsın salt bu gibileri .

Yeruşalim yolculuğuna çıkanlar için ,
Kötü bir yüktür bollukta yaşamak.
Az olsun burada ,ama semada mutluluk !
Sonsuzlar boyunca budur en iyi hisse !

....

[beyazgül12]

Büyük Yürek : Onu işitiyor musunuz ? Ben diyebilirim ki bu çocuk ipek ve kadifeler içinde yaşayanlardan daha mutlu bir hayat yaşıyor ve yüreği onlardan daha rahattır .Ama şimdi konuşmamıza devam edelim:

Önceleri burada Rabbimizin bir yazlık evi vardı. Burada bulunmaktan çok hoşlanırdı. Havasını güzel bulduğu bu çayırlarda gezinmeyi de çok severdi. Hme de burada insan bu hayatın gürültüsünden ,acelesinden uzak bulunur.Bütün dünya gürültü ve karışıklıklarla dolu ! Boş ve sakin olan tek yer Alçalma Deresi dir.Başka yerlerde olduğu gibi burada insanın derin düşünme özgürlüğüne engel olunmaz.Bu dere yalnız Yeruşalim yolculuğu hayatını sevenlerin girebileceği bir deredir. İnanlı nın burada Apollyon ile karşılaşması gibi kötü bir durumla karşı karşıya gelmesine ve onunla sıkı bir çarpışmaya girmiş olmasına rağmen diyebilirim ki ,burada önceleri insanlar meleklerle karşılaştılar.İnciler buldular ve bu yerde hayat veren Allah ın sözünü buldular.

Eski zamanlarda Rabbimizin yazlık evinin olduğunu ve kendisinin de buralarda gezmekten hoşlandığını söylemedim miydi ?Şunu da ilave edeyim ki ,Rabbimiz burada ,bu toprakları seven ve bu topraklar üzerinde dolaşan insanlar için bir ürün bırakmıştır. Bu ürün yolda hayatlarını devam ettirmek ve Yeruşalim yolculuğunda onlara teşvik ve cesaret vermek için belirli mevsimlerde kendilerine sadakatle verilecektir.

Yollarına devam ederlerken Samuel Büyük Yürek e dedi ki :Efendim ,babamla Apollyon un bu derede savaştıklarını anlıyorum. Ama bu savaş nerede oldu ? Çünkü bu derenin çok geniş bir yer olduğunu görüyorum.

Büyük Yürek :Baban Apollyon la buradan biraz ilerde dar geçitte tam Unutturan Çayır ın ortasında savaşmıştı. Gerçekten de orası bütün bu yerlerin en tehlikelisidir.Çünkü Yeruşalim Yolcuları ne zaman bir sıkıntıya düşerlerse,bu onların gönenmiş oldukları berekletleri unuttukları ve onlara layık olmadıklarını hatırlamayı ihmal ettikleri zamanlardır. Başkalarının da çok güç durumlara düştükleri yer burasıdır.Oraya geldiğimizde daha geniş açıklama yaparım.Çünkü o savaşın bu güne kadar ya izleri kalmıştır ya da böyle bir savaşın olduğuna dair orada bir abide dikilmiştir.

Merhamet : Ben kendimi bu derede bütün yolculuğumuzda hissettiğimden daha iyi hissediyorum.Farkediyorum ki ,burası benim ruhumu sevindiriyor.Böyle araba gürültülerinin tekerlek gıcırtılarının olmadığı bir yerde bulunmayı çok severim. Zannederim insan burada ,rahatsız edilmeden kendisinin ne olduğunu ,nereden geldiğini ,ne yaptığını ve yüce kralın kendisini neye davet ettiğini düşünebilir.Burada insan düşünceye dalabilir.Yüreğini kırabilir ,ruhu ezilebilir ve gözleri Heşbondaki havuzlar gibi oluncaya kadar göz yaşları ile taşabilir. Bu Ağlayış Vadisinden doğru geçenler orasını kaynaklar yeri ederler. Allah ın gökten onların üzerine gönderdiği yağmur da havuzları doldurur.Kralın bağlarından kendi halkına üzüm vereceği dere de burasıdır. Buradan geçenler ,İnanlı gibi Apallyonla karşılaşmalarına rağmen ,ilahi söyleyerek geçeceklerdir....

[beyazgül12]

Büyük Yürek : Dediğin doğrudur. Ben bu dereden çok defa geçtim.Ve burada bulunduğum zamanlardaki gibi hiçbir yerde kendimi daha mutlu görmemişim. Birçok Yeruşalim Yolcusuna da rehberlik ettim. Onların da hepsi aynı şeyi itiraf etmişlerdir.Yüce Kral şöyle demiştir. " Ben ona .düşküne ve ruhu kırık olana ve sözümden titreyen adama bakarım."

Böylece az önce söylediğimiz gibi savaşın olduğu yere vardılar. Rehberleri ,İnanlı Hanım a ,Merhamet e ve çocuklara şöyle dedi:

İşte o yer burası ,İnanlı bu topraklar üzerinde durdu.Apollyon da şu yukardan onun üzerine yürüdü.Bakın ben size bir iz buluruz demedim mi ? Kocanın kanlarından bir kısmı bugüne kadar bu taşların üzerinde duruyor.Bakın ,şurada burada hala Apollyon un kırık kargı parçaları da duruyor. Görüyor musunuz ? Savaşırken birbirlerine karşı sabit durabilmeleri için ayaklarının yaptıkları derin izler nasıl görünüyor !bakın ,birbirlerine isabet ettiremedikleri darbelerle taşları bile nasıl parçalamışlar ! Gerçekten İnanlı burada erkekçe davranmıştır.Kendisini Herkül kadar kuvvetli gösterdi.Herkül de orada olsaydı,ancak bu kadarını yapabilirdi. Apollyon yenildiği zaman ,öteki vadiye çekildi. Oranın adı Ölüm Gölgesi Vadisidir.Biz de şimdi hemen oraya gideceğiz.İşte bakın , şurada bir abide var. Üzerinde bir savaş ve İnanlı nın zaferi yazılıdır.Bütün çağlar boyunca anılması için duracaktır.

Böylece önlerinde hemen yolun kenarında bulunan abideye yaklaşarak okudular. Yazı kelimesi kelimesine şöyleydi:

Gayet çetin bir savaş oldu burada ,
Çok garip ,fakat gerçek bir şey ,
İnanlı ile Apollyon uğraştılar
Yere sermeye birbirlerini.
İnanlı o kadar erkekçe savaştı ki ,
Düşman kaçmak zorunda kaldı.
Bu büyük savaşın bir abidesiyim,
Gerçekte olan bu savaşa şehadet etmeye !...

[beyazgül12]

Buradan geçtikten sonra Ölüm Gölgesi Vadisinin kenarına vardılar. Bu vadi ötekinden daha uzundu. Aynı zamanda birçoklarının şehadet edeceği gibi ,en garip bir şeklide kötü şeylerle dolu idi. Ama hem gündüz olduğu ve hem de Büyük Yürek efendi rehberleri bulunduğu için kadınlarla çocuklar buradan daha rahat bir şekilde geçebildiler.

Böylece bir süre daha gittiler. Sandik yer altında çöküntü var gibi ayaklarının altındaki toprak sallanmağa başladı. Aynı zamanda yılanların hışırtısı gibi bir ses işittilerse de ,henüz görünürde birşey yoktu.

Çocuklar :

" Daha bu korkunç yerin sonuna gelmedik mi ?" diye sordular. Rehberleri de onlara korkmamalarını ,yalnız tuzağa düşmemek için ayaklarına dikkat etmelerini söyledi.

Yakup hastalanmağa başladı. Ama sanıyorum ki hastalığı korkudandı. Bunun için annesi ona ,Yorumcunun evinde kendilerine verilen şuruptan bir miktar ve Tecrübeli efendinin verdiği haplardan da üç tane verdi. Çocuk da iyileşmeğe başladı. Böylece hemen hemen vadinin ortasına gelinceye kadar devam ettiler.

İnanlı Hanım : Önümüzde yolun üstünde bir şey görüyorum,daha ömrümde böyle birşey görmedim.

Yusuf :Nedir anne?
İnanlı Hanım : Çirkin bir şey çocuğum ,çirkin bir şey!

Yusuf :Ama anne ,neye benziyor ?

İnanlı Hanım : Neye benzediğini bilmiyorum,hem şimdi bizden biraz ötede ,işte bak,yaklaştı !

Büyük Yürek : Peki ,peki ,en çok korkanlar bana yakın dursunlar.

Böylece canavar üzerlerine doğru geldi,rehberleri de onu karşıladı.Ama tam karşı karşıya gelince ,canavar gözlerinin önünde birdenbire kayboldu.Bunun üzerine bir zamanlar önce kendilerine söyleneni hatırladılar:" İblise karşı durun ve o sizden kaçacaktır ."

Böylece bir parça tazelenerek yollarına devam ettiler. Ama pek fazla gitmemişlerdi ki ,Merhamet arkasına baktı ve aslana benzer bir varlığın büyük adımlarla artlarından onlara doğru koştuğunu gördü.

Onun korkunç bir gürleme sesi vardı. Her gürleyişinde vadiyi çınlatıyordu. Rehberlerinden başka hepsinin yüreğini titretiyordu. Aslan böylece ilerliyordu.Büyük Yürek de yolcuların hepsini önüne alarak kendisi geriye geçti. Aslan yaklaşınca Büyük Yürek döndü ,ona karşı koymaya hazırlandı.Fakat aslan kendisine karış kararlı olarak konulacağını anlayınca geri çekildi ve daha ileri gelmedi.

O zaman rehberleri öne geçerek yine yollarına devam ettiler.Yolu eninden kesecek şekilde bir çukur açılmış olan bir yere geldiler.Karşıya geçmek için hazırlanmadan önce üzerlerine koyu bir sis ve zifiri bir karanlık çöktü. Öyle ki ,hiçbir şey göremez oldular.O zaman yolcular :" Ah şimdi ne yapacağız ?" dediler.

Rehberleri ise onlara şöyle cevap verdi:

Korkmayın .Sakin durun. Bunun da sonunun ne olacağını görürsünüz. Yolları bozuk olduğundan burada durdular. O zaman düşmanların gürültüsünü ve koşma seslerini daha iyi işitiyorlardı.Çukurun ateşi ve dumanı da daha iyi görünüyordu.İnanlı Hanım ,Merhamet e dedi ki :

Kocamın nelerden geçtiğini şimdi anlıyorum. Bu yer hakkında çok işitmiştim,ama daha önce buraya hiç gelmemiştim.Zavallı adam ! Yalnız başına buradan geceleyin geçti ! Hemen hemen bütün yolu geceleyin yürüdü. Hem de bu canavarlar ,sanki onu parçalayacaklarmış gibi hep etrafında dolaşmışlardı.Birçok kimse Ölüm Gölgesi Vadisinden söz ederler ,ama içine girmedikçe bu vadinin ne olduğunu kimse anlayamaz !yürek kendi acılığını bilir ,sevincini de yabancı karışmaz.Burada bulunmak korkunç bir şey !...