ekinci de uyardi: pkk'ye sahnede yer yok!..

Cevapla
nailamudi
Mesajlar: 45
Kayıt: 19 Tem 2007, 17:12

ekinci de uyardi: pkk'ye sahnede yer yok!..

Mesaj gönderen nailamudi »

EKINCI DE UYARDI: PKK'YE SAHNEDE YER YOK!..

Kürtlerin “ağabey” dediği Kürt aydını Tarık Ziya Ekinci, her zaman teröre karşı çıktığını vurgulayarak, 22 Temmuz seçimlerinde sandığa giden Kürtlerin verdikleri oylarla terör’e prim vermediklerini açıkça ortaya koyduklarına dikkat çekti.

“Doğu Dramı”, "Vatandaşlık Açısından Kürt Sorunu ve Bir Çözüm Önerisi”, “Demokrasi ve Çokkültürlülük" adlı kitapları kaleme alan Tarık Ziya Ekinci, kitaplarında Kürt milliyetçiliğinin "sömürge, ulusal kurtuluş savaşı, bağımsızlık" gibi tezlerini eleştirerek, Kürt kimliğini "çokkültürlülük" kavramıyla savunuyor.

Tarık Ziya Ekinci, “Rızgari” isimli haber sitesine yansıyan açıklamasında (09 Ağustos 2007) Kürt siyasetçi ve aydınlarına seslenerek; “Türkiye’nin demokratikleşme çabalarına destek olmak için elbirliği yapmaları ve PKK'nın silah bırakma kararı almasını sağlamaları için çaba göstermeleri” çağrısında bulunurken, PKK yönetimini de “derhal, koşulsuz ve süresiz olarak silah bırakma” konusunda uyardı.

Ekinci, Kürt sorununun çözümü için PKK’nın hiçbir fonksiyonu kalmadığına, silahlı mücadeleyi bırakarak sahadan çekilmesi gerektiğine işaret ederek, seçim sonuçları, DTP, PKK ve Iraklı Kürtlerle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu:

“HEP’in kuruluşunda ben de vardım. Amacımız Türkiye’de demokratik sorunların çözümüne katkı sağlamaktı. Ancak daha sonra PKK yanlıları partide söz sahibi olunca, ayrıldım. Ahmet Türk, PKK’yı açıktan karşısına alamıyor, ‘PKK terör örgütüdür’ diyemiyor. DTP, bu haliyle bir Türkiye partisi olamaz. Ama şunu yapabilir: Eskiden bir yaklaşım vardı, parti işçi sınıfının ideolojik öncüsüdür gibi. Ama öyle bir zamana geldik ki, artık hegemonya temelli bir politikanın geçerliliği yok. Kürtler de Kürtlerin öncülüğünde bir hareket peşindeler. Kürtlerin öncülüğünde bir hareketin de şansı yok. Bir Baskın Oran’ı bunların arkasından gitmeye ikna edemezsiniz, ama Türkiye’de karizması olan ve böyle bir demokrasi talebi olan bir Türk liderin öncülüğünde Kürt sorununu programını alan bir parti oluşturulabilir. İçinde sosyal demokrat, komünist, sosyalist, çevreci ve hatta liberallerin de yer alabileceği bir hareket oluşturulabilir. Böyle bir ortak parti programını, demokrasi programını uygulamada herkes içtenlikli olmalı. Avrupa Birliği’ni emperyalist bir kurum olarak görmek ve ona karşı çıkmak, kanımca Türkiye’de doğrudan doğruya demokrasiye karşı çıkmaktır. Böyle bir perspektif içinde bir hareket oluşturulabilir ve koşullar da vardır.
PKK silah bırakırsa, DTP nefes alacak ve toplumsal sorunların çözümüne yönelik daha rahat politikalar üretebilecek. Ancak PKK şiddet eylemleriyle buna izin vermiyor. Türkiye’de demokratik reformların önünün açılabilmesi ve güven ortamının yeniden tesisi için PKK’nın silah bırakması şart.
PKK ve yandaşları ‘Devlet operasyonları durdursun, biz de silah bırakalım, ateşkes yapalım” diyor. Böyle bir şart olmaz ve kabul de görmez. Gerçekçi olmak lazım. Sorunların demokratik anlamda çözümü için öncelikle dağdakilerin silah bırakması ve reformların önünü açması gerekir.
PKK kendisi dışında hiç kimseyi konuşturmuyor. PKK, sorunun çözümünün sadece kendisinde olduğuna inanıyor, ama yanılıyor. Çünkü şiddet politikasında ısrar ve örgüt içi infazlar PKK’nın sonu olacaktır.
Bu noktada Kürtlere büyük görevler düşüyor. Bilmek zorundalar ki, tek başlarına Kürt sorununu çözemezler. PKK’nın yürüttüğü şiddet politikası ve silahlı mücadeleye benzer bir mücadele sonuçsuz kalmaya mahkum. O halde Türkiye’de yaşayan Kürtler, çağdaş demokrasi hareketini örgütlemek zorundalar. Çünkü Kürtlerin demokrasiye ihtiyaçları var.
Ekonomik açıdan olaylara bakacak olursak, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya devlet bir şeyler yapmaya çalışıyor, ama özel sermaye buraya gitmek istemiyor. Bırakın Türk, yabancı sermayedarı, Kürt sermayedar bile PKK şiddeti nedeniyle bölgeye gitmiyor.
Son yıllarda PKK yönetimi, durmadan ‘barış’tan, ‘demokrasi’den söz etmektedir. Ancak tam bir şeyler yoluna girmişken, demokratik reformlar gerçekleşirken, bölgede huzur ve güven yeniden tesis edilmiş, sosyal ve ekonomik yatırımlara başlanmışken, PKK yönetiminin yeniden silahlı eylemleri tırmandırma kararı alması ve bunu Abdullah Öcalan’ın cezaevi koşullarına endekslemesini ciddi olarak irdelemek gerekiyor. PKK, hayatta kalabilmek için müthiş bir tezgah kurmuştur. Aslında PKK yönetimi ve örgütün ipoteği altındaki Kürt siyasetçilerinin birçoğu, müebbet hapse mahkum edilmiş bir adamla sorunların çözülemeyeceğini, Abdullah Öcalan’ın Devlet tarafından hiçbir zaman muhatap alınmayacağını çok iyi biliyor. PKK, Kürtlerin sesine kulak vermeli ve şiddet politikasına son vererek, silah bırakmalıdır.”


Bu arada, Tarık Ziya Ekinci, Iraklı Kürtlere de küçük bir uyarıda bulunmayı ihmal etmiyor: “Irak’lı Kürtlerin dışarıya bağlantısını sadece Türkiye sağlayabilir. Iraklı Kürtlerin yaşayabilmesi Türkiye’nin iki dudağının arasındadır. Iraklı Kürtlerin temsilcileri Türkiye’ye yönelik yaptıkları açıklamalarda ve PKK konusunda çok dikkatli olmalılar. Türkiye’yi hiçbir zaman karşılarına almamalılar.”


Tarık Ziya Ekinci’nin bu ilginç söylemlerine küçük bir ilavede bulunmak istiyorum: Tecrübelerle sabittir: Görüşme, konuşma, diyalog ancak terörün bitmesiyle, silahların terk edilmesiyle mümkün olabilir. Teröre karşı çıkmayan, hele de ona sözcülük yapan Kürt aydınlarının ve siyasetçilerin vebali büyüktür. DTP, samimiyetle Kürt sorununun çözümünde mesafe almak istiyorsa, ki bu aynı zamanda kendilerine oy verenlerin de beklentisidir: tutarlı demokratik aydınları da yanlarına alarak ve hatta onlara öncülük ederek, Türkiye’de demokrasiyi örgütlemek ve bu sürecin önünü tıkayan PKK’ya, derhal silah bırakması yönünde çağrıda bulunmak, hatta bunun takipçisi olmak durumundadırlar.


PKK, tamamen silahlı mücadeleyi bırakırsa, DTP, Türkiye’de demokrasi güçlerinin sempatisini sağlayabilir. Ben PKK’nın bir an önce koşulsuz ve süresiz silah bırakmasını, sahadan çekilmesini ve demokratik reformların önünü açması gerektiğine inanıyorum. PKK’nın bugün hiçbir fonksiyonu kalmamıştır. Hatta bugün izlediği yöntemlerle en büyük zararı Kürtlere vermektedir. Eğer PKK, gerçekten Kürtleri düşünüyorsa, gerçekten Kürtlerin hakları için mücadele ediyorsa, taşeron bir örgüt değilse, öncelikle Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ve yerleşmesinin önünde engel olmaktan çıkmalıdır.


Şimdi yapılabilecek tek şey var: Türkiye’de demokrasi hareketini, yani çağdaş nitelikli, evrensel boyutlu, insan haklarına saygılı, vatandaşlık kavramını ciddi şekilde yaşama geçirebilecek, hukukun üstünlüğüne bağlı ve bildiğimiz bütün bu evrensel demokrasi niteliklerine sahip bir demokrasi hareketi oluşturmak ve bu hareketin Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Arap, Ermeni, Rum demeden birlikte yaşama iradesine, demokrasiye ve üniter Türkiye’ye sahip çıkmak üzere çaba göstermek.
Cevapla

“Serbest Kürsü” sayfasına dön