Münafığın Yeni Açılımları

Cevapla
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Münafığın Yeni Açılımları

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Hayatı boyunca her ipte oynayan ve ne olduğu bir türlü anlaşılamayan !(örtülü faşist yani türk-islamcı ve örtülü münafık) masonların danışmanı servislerin elemanı azerbeycanda her türlü fitne fesatta resmi olarak b.ulunmuş bir zat son aylarda sürekli alevilik konusunda ahkam kesip akıllar verip duruyor
tabi bu arada muaviyeye emeviye atarakta mavi boncuk dağıtmayı ihmal etmiyor
şimdide tutmuş cem vakfının kurumunu diyanet tanısın diye neden? çünkü biliyoruzki cem vakfı alevileri ve aleviliği devletleştirmek isteyen bir kuruluş ve bu adamda bunu destekliyor sadece bunu değil cemevi yapalım dede yetiştirelim hoca tayih edelimde diyor
tabi aleviliği bektaşilik gibi yorumlayıp aleviliği caferiliktende ayırmaktan geri durmuyor ve bu çakılmasın diyede caferilerede mavi boncuk dağıtıyor övüyor falan filan
adamın tek derdi var zaten ortak dertleri bu ALEVİLERİN ALEVİLEŞMESİNİ ÖNLEMEK zaten bu yüzden aleviliği caferilikten ayırmak istiyor temel amacı bu diğer sözleri hava cıva oda böyle olduğunu biliyor işte son zehirleri





'Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı tanınsın Namık Kemal Zeybek
14 12 2008
Üniversite yıllarımda da Aleviliğe duyduğum ilgi ve onların dini haklarını savunduğumdan 1965’de CKMP Gençlik Kollarını kurduğumda karşıtlarım, yandaşlarımı ‘bir Alevi’nin peşine takıldınız gidiyorsunuz’ diye eleştirirlermiş.
1989’da Kültür Bakanı olduğumda düşüncelerimi eyleme aktarmak imkânım oldu. Birkaç ANAP’lı milletvekili görüşme isteğiyle geldiler. Sözcülerinin ilk sözleri şöyleydi: “Abi Aleviliği ve Alevileri çok savunuyorsun. Biz onları Sünni yapacağız. Sen engel oluyorsun...” Onlara “Şimdiye kadar kaç Alevi’yi Sünni yaptınız? Bin yılı aşkın süredir devam eden Aleviliği şimdi mi yok edeceksiniz. Nereden biliyorsunuz sizin doğru, onların yanlış olduğunu. Bırakın Alevi Alevi olarak, Sünni de Sünni olarak kardeş kardeş inançlarını yaşasın.
Benim amacım bu...” diye anlattım.
Saygılı insanlardı. Daha fazla üstelemediler...
Sonra ne yapmak istediğimi anlatırken: “Ben Sünni’nin Sünni olmasını, Alevinin Alevi olmasını istiyorum, istiyorum ki karşılıklı sevgi ve hoşgörü olsun... Bunun için de bilgi olsun. Kendi yollarını ve öteki yolları da doğru dürüst öğrensinler” dedim.
Kimi Aleviler de bu sözlerden alındı.
“Ne demek Aleviler Alevi olsun? Aleviler Alevi değil mi?” diyenler oldu.
‘Gerçek Aleviler’ bu sözlerimden alınmazlar dedim. ‘Gerçek Aleviler’ derken neyi kastettiğimi de bir yurttaş CEM RADYO’da yaptığım bir söyleşiye telefonla katılıp sordu. Dedim ki: “Anası babası Alevi olduğu için Alevi sayılan ama Aleviliğin inançlarına inanmayanlardan söz ediyorum. Allah’a, Peygamber’e, Ali’ye ve Ehlibeyt’e inanmadan Aleviyim diyenler gerçek Alevi değildirler.” Yurttaşım teşekkür etti ve sözlerimi doğruladı.
Alevilerin çok büyük çoğunluğunu
inançlı ‘Alevi Müslümanlar’ olduğunu biliyorum. Daha çok Avrupa yurttaşı olanlardan ve onları izleyenlerden kimilerinin iddiaları ise bilgisizce ve kötü niyetli sözlerden ibarettir. Alevilik başka dinmiş... Alevilik sadece kültürmüş... Alevilik, Anadolu diniymiş... Bunlar
delilsiz temelsiz anlamsız boş sözlerdir.
Bilgi değil, temenni ifade eden sözler.
Alevilik elbette İslam kaynaklı bir akımdır. Aleviliğin ne olduğunu öğrenmek için de Alevi bilginlerin kitapları en yararlılarıdır. Merak edenler kitapçıların ve cemevlerinde kurulan kitaplıklardan alıp okuyabilirler.
Asıl diyeceğim konu ise bugün artık Aleviliğin açıkça konuşulduğu, tartışıldığı ve Alevilerin haklarının verilmesi üzerinde sanki bir oydaşma oluştuğu günümüzde artık çözüm getirmenin gereğidir.
Tam çözümün ucuna geldik ama bir türlü olmuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki ‘Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi’ derslerindeki cesurca iyileştirmelere ve Diyanet’in ‘Alevi kaynakları’ konusundaki görkemli yayınlarına rağmen bir türlü tam çözüme gidilemiyor.
Neden?
Çünkü birtakım iyi niyetli insanlarımız korkularından kurtulamıyorlar.
“Cemevlerini ibadethane olarak tanırsak camiye alternatif olarak tanımış oluruz, o zaman da Aleviliğin ayrı din olmasını tanımış oluruz” diye özetliyorlar korkularını...
Diyorum ki “Cemevleri ibadethanedir ama niye camiye alternatif olsun ki...” Yollarının ibadetini cemevlerinde gerçekleştiren ama camilere, cumalara da gidip oralarda namaz kılan aleviler yok mu? “Çok değil” derseniz, derim ki: “Sünnilerin yüzde kaçı camilere gidiyor ki?”
Evinde Caferi yolu üzere camide Hanefiler gibi namaz kılan Aleviler de biliyorum... Ankara çevresinde hem cemevi hem de camisi olan Alevi köyleri yok mu?
Alevilerin isteği cemevlerinin ibadethane sayılması değil... Onun kararını ancak TANRI verir. Sadece camilere tanınan kimi ayrıcalıkların cemevlerine de tanınmasını istiyorlar. Ne kadar kolay değil mi?
Haydi artık bu adım atılsın. Arkasından Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı tanınsın ve devlet bütçesinden HAKLARI verilsin. Dedelerin çocuklarına “İslam ve Alevi yolunu ve yöntemlerini öğretecek devlet okulları açılsın...” Ama bu okulların meslek dersleri öğretmenleri alevi inançlı bilginlerden olsun. Bu okullardan mezun olanlar kadrolu olarak CEMEVLERİNDE görevlendirilsin...
Din Bilgisi ve Ahlak Dersleri’nde mezhepler, yollar üstü İslam ve öteki dinler doğru dürüst öğretilsin. Seçtiği mezhep ve yola göre eğitilmek isteyenlere de devlet bu imkânları sağlasın...
Ben bunları diyorum. Ama asıl çözüm Alevi kuruluşlarının temsilcileri ile yapılacak danışma toplantılarıyla bulunacaktır.
Artık konu çözülmeli. Türlü renkte çiçekler açsın ve baharımız gelsin, diyorum...

Radikal
Cevapla

“İç Siyaset (Politika)” sayfasına dön