PKK- ERMENİ İŞBİRLİĞİ

Cevapla
helindem
Mesajlar: 331
Kayıt: 03 Ağu 2007, 15:06

PKK- ERMENİ İŞBİRLİĞİ

Mesaj gönderen helindem »

PKK- ERMENİ İŞBİRLİĞİ

1973 yılından başlayarak, özellikle yurtdışında Türk diplomatlarını hedef alan ve 50’nin üzerinde Türk diplomatı, Amerikan ve Fransız vatandaşının ölümüne neden olan Ermeni terörü ve bu konuda en aktif terör örgütü ASALA’nın geliştiği şartlar, gördüğü eğitim, kurduğu ilişkiler, dış bağlantılar, finans kaynakları incelendiğinde, PKK ile çok sayıda ortak noktaya sahip olduğu anlaşılmaktadır. Türkiye’ye yönelik 1915’de gerçekleştirildiği ileri sürülen mesnetsiz katliam iddialarında Kürtler de suçlanmasına rağmen Ermeni teröristlerle PKK arasında kurulan taktik işbirliği ve her iki terör örgütünün de Türkiye’nin toprak bütünlüğünü hedeflemeleri ve aynı odaklardan destek görmeleri, PKK’nın 15 Ağustos 1984’de geniş çaplı eylemlere başlaması ile ASALA’nın eyleme alanından çekilmesi arasında bir bağlantı olabileceğini akla getirmektedir.

Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği(ASİMED) Başkanı Yrd.Doç.Dr. Savaş Eğilmez, diaspora Ermenileri’nin terör örgütü PKK’nın faaliyetleri ile Türkiye’nin ekonomisini çökertmeye çalıştığını belirterek, “PKK’nın masraflarının %75’inin Ermeniler tarafından karşılandığını” kaydetti. ASİMED Başkanı ve Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd.Doç.Dr.Savaş Eğilmez, son günlerde gündeme gelen PKK-Ermenistan ilişkileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Ermeni terör örgütleri ile PKK işbirliğinin 27 yıl önceye uzandığını dile getiren Eğilmez, terör örgütü PKK’nın 1980 yılından beri 24 Nisan’ı Ermeniler’in katledildiği gün olarak kabul edip, çeşitli törenler düzenlediğini söyledi.

Diaspora Ermenileri’nin PKK’yı kullanarak Türkiye ekonomisine zarar vermek istediğini anlatan Eğilmez, Ermeniler’in 1993 yılında yaptığı bir toplantı ile ilgili şunları söyledi: “Beyrut’ta iki ayrı kilisede Lübnan Ermeni Ortodoks Başpiskoposu, Ermeni Parti yetkilileri ile 150 gencin katıldığı toplantı düzenlendi. Toplantıda Ermenilerin gittikçe büyüyüp güçlendiği, geliştirilen propaganda faaliyetleri sayesinde bütün dünyada sözde soykırımın daha iyi bilinmeye başlandığı konuşuldu. Ayrıca Türkiye’deki PKK faaliyetlerine verilen desteğin iyice artırıldığını, bu sayede Türk ekonomisi sıfır noktasına gelip, toplumda kaos meydana geleceği ve Türkiye’nin bölünme sürecine gireceği yönünde ifadeler kullanıldı. Diasporanın amacı, önce soykırımı kabul ettirip özür diletmek, sonra tazminat talep etmek ve toprak istemek.”

Terör örgütü PKK ile diaspora Ermenilerinin 1987 yılında bir anlaşma yaptığını ileri süren Eğilmez, bu anlaşma kapsamında PKK’ya maddi destek sağlandığını kaydetti. Terör örgütü PKK’nın kamp masraflarının % 75’inin diaspora Ermenileri tarafından karşılandığına dikkat çeken Eğilmez, “Bu anlaşma ile Ermeniler PKK terör örgütü içinde eğitim faaliyetlerinde bulunacak ve her yıl için adam başına 5 bin dolar para verilecek. Ermeniler küçük çaplı eylemlere katılacaklar, PKK ile ortak eylem yapacak. Türkiye’de güvenlik kuvvetlerine yönelik eylemlerde istihbaratı Ermeniler yapacak, Türkiye parçalandıktan sonra ele geçirilecek topraklar eşit olarak bölüşülecek…gibi kararlar alınmıştı” açıklamasında bulundu.

Savaş Eğilmez’in bu açıklamaları 5 Aralık 2007 tarihli Posta gazetesinde yer alan bir haberle de doğrulanıyor. Candaş Tolga Işık tarafından yapılan özel haberde, Kuzey Irak’ta sonlarının geldiğini anlayan PKK elebaşıları Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Rıza Altun’un örgütü Türkiye düşmanı Ermenistan’a taşımak için başkent Erivan’da yetkililerle görüşüyor. 3 örgüt elebaşısının Ermenistan devlet yetkililerinden; Türkiye sınırı yakınlarındaki Aragats Dağı’nda 4 kamp kurmak, Erivan ve Armavir’de 2 büro açmak ve Dağlık Karabağ’da eğitim kampı oluşturmak şeklinde talepleri bulunuyor. Yıllarca Suriye ve Irak’ın yaptığı gibi şimdi de Ermenistan, PKK’yı Türkiye’ye karşı tehdit olarak kullanmaya hazırlanıyor. Ermenistan’ın işgal ettiği Dağlık Karabağ’a, Irak ve Suriye’den gelen Kürtler’i yerleştirdiği ve bir de PKK bürosu açtırdığı biliniyor.

Bölge barışını, hatta dünya barışını tehdit eden terörizmin etnik, ideolojik veya dini düşüncelerden kaynaklansa bile, sonuçları itibariyle global bir nitelik taşıdığı açıktır. Bu nedenle küresel bir tehdit haline gelen terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin önemi dikkate alınmalı, ülkeler üzerlerine düşen sorumlukları yerine getirmelidir.

Helin Demir
helindem@mynet.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön