KADINLAR DA PKK ŞİDDETİNE KARŞI

Cevapla
helindem
Mesajlar: 331
Kayıt: 03 Ağu 2007, 15:06

KADINLAR DA PKK ŞİDDETİNE KARŞI

Mesaj gönderen helindem »

KADINLAR DA PKK ŞİDDETİNE KARŞI

Dominik Cumhuriyeti’nde Trujillo Diktatörlüğü’ne karşı mücadele yürüten Patria, Minerva ve Maria Teresa adlı kardeşlerin, 25 Kasım 1960 tarihinde tecavüz edilerek katledilmesi ile bir isyana dönüşerek dalga dalga büyüyen ve diktatörlüğün sonu olan gün, Birleşmiş Milletler tarafından “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak karar altına alınıyor. O zamandan bu yana her 25 Kasım’da dünyanın her yerinde kadın örgütleri ve insan hakları örgütleri, şiddetin sona ermesi ve yaşam hakkına saygı gösterilmesi için etkinlikler gerçekleştiriyor. Günümüzde şiddetin hiçbir ortamda kabul görmediği gerçeği terör örgütlerinde de yansımasını buluyor.
PKK’nın kollarından biri olan Özgür Kadın Birlikleri (YJA) Koordinasyonu üyesi Bese Hozat, Yeni Özgür Politika gazetesine verdiği demeçte; “PKK’nın yürüttüğü savaşın en büyük mağdurunun kadınlar olduğunu, PKK’nın yaptığı şiddet eylemlerinden bıktıklarını, zoraki uygulamalar sonucu vicdan azabı duyduklarını, tahrik, kin ve öfke dolu propagandalar neticesinde örgütün daha çok eleman yitirdiğini ve artık örgüte olan inancın kaybedildiğini” vurguluyor.
Bese Hozat; “Gerçekten Barışa Duyarlı tüm örgüt mensuplarının bir seferberlik ruhuyla sürece katılması şarttır. Barışı barış severlerin çabası ve mücadelesi inşa edecektir. Bu kadın olur erkek olur. ‘Kadın ve barış’ konusuna yeterince önem verilmiyor. Oysa savaşın ve şiddetin kökeninde cinsiyet ayrımcılığı yatıyor. Bu nokta eksik te tartışılsa kadının bu süreci sahiplenmesi ve katılımı çok önemlidir. Hiç kuşkusuz savaşın bedelini en ağır ödeyen kesim kadınlar oldu. PKK’nın şiddet eylemleri sonucunda evlatlarını kaybetmiş bütün Kürt ve Türk analar, çektikleri acıların bir daha tekrarlanmamasını istemektedir. Kadınlar şiddet süreciyle sorunun çözülemeyeceğini görerek, seslerini yükseltmeye başlamalıdırlar. Kalıcı bir barışın gelişiminde kadın çabasının etkisi olacaktır. Kadınlar her ne kadar örgüt içerisinde bir ‘hiç’ sayılsalar da, ikna kabiliyetleri yüksektir. Örgüt içerisinde her gün yaşanan kadın intiharları, uygulamalara itiraz edildiği için yaşanan cinayetler, sınır tanımadan gelişen ve kangrenleşmeye dönüşen tecavüz olayları, örgütün uyuşturucu ticaretinde kullandığı kadınlar ve daha nice sorun… Bütün bunların hepsi şiddetin ürünü. Şiddeti doğuran PKK zihniyetidir. PKK’daki iktidarın çıkar kavgasıdır. İşte o yüzden diyorum barış, en fazla kadının çıkarınadır.” şeklindeki sözlerle açıklamalarını sürdürüyor.
25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” nedeniyle Fırat Haber Ajansı’nda yayınlanan bir röportajda da; özellikle PKK’nın ortaya çıkmasıyla birlikte Kürt kadınına karşı şiddetin daha fazla tırmandırılmasının söz konusu olduğu, PKK’da egemen olan sistemin “önce kadınları vurun” şiarıyla hareket ettiğinden bahsediliyor. Bugün Kürt kadınlarının her alanda, “Biz hiç kimsenin malı değiliz, namusumuz özgürlüğümüzdür. Biz özgürlüğümüze kavuştuğumuz oranda namuslu olabiliriz” şiarıyla hareket ettiğinden söz ediliyor. Bunun çok önemli olduğu ve ilk kez Kürt kadınları tarafından, egemenlikli zihniyete karşı çok radikal bir eleştiri ve duruş halinde ortaya konulduğu vurgulanıyor. Bundan dolayı her kadının reddetmeyi ve direnmeyi bilmesi gerektiği ve bu konuda mücadeleyi geliştirip ben de varım diyebilmesinin şart olduğu, bunu diyen kadının özgürlüğe adım atmış ya da atmaya yakın kadın olarak değerlendirilebileceği belirtiliyor.

Yıllarca örgüt içerisinde terör eylemlerinden bunalmış olan, hiçbir duygusuna değer verilmeyen, kendisine hiçbir hak tanınmayan, ana, bacı, kardeş olan kadınlar, artık terör, şiddet, kan ve gözyaşı istemiyor. Kalbinde vicdan duygusu olan tüm kesimlerin konuya duyarlı olması ve tepkilerini dile getirmeleri bekleniyor.

Helin Demir
helindem@mynet.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön