Mübarek Olsun! Gitmiş

Gündemdeki haber ve konular...
Cevapla
Musa Özateş
Mesajlar: 1205
Kayıt: 17 Mar 2007, 01:17

Mübarek Olsun! Gitmiş

Mesaj gönderen Musa Özateş »

Mübarek Olsun! Gitmiş


Mıwsır firavunu MÜbareğin gittiği açıklandı
adam 30 yıldır iktidarda 82 yaşında ve 18 gün direndi her numarayı çevirdi ama olmadı defolup gitti
nereyemi? bazı söylentilere göre oda MARMARİSE yerleşmiş
şaka bir yana umarız rejimde uygun şekilde değişir çünkü sorun sadece mübarek değildi
yerine bıraktığı adamda firavun adayıdır
bakalım izleyelim
halkın ilk hedefi gerçekleşti
görkemli bir halk hareketi daha
vede spontane gelişti
bakmayın amerikayı büyüten uşak zihniyetli kişilerin yorumlarına
amerikada mecbur kaldı şimdi ters bağlama yapıyor
tıpkı ırakta sistani seçim isteyince tüm planların bozulduğu gibi ama çaktırmadan aseçimi bile amerika yaptırdı dediler
MÜBAREK OLSUN
biralevi
Mesajlar: 1487
Kayıt: 24 Ara 2006, 14:02

Re: Mübarek Olsun! Gitmiş

Mesaj gönderen biralevi »

Bazıları amerikan destekli darbe diyorlar
aynı fikirde değilim
Yıllarca dikta rejimi yaşadılar
ekonomik sorun yaşadılar
dahası israil ve batı karşısında ezildiler layıkıyla temsil edilmediklerini gördüler onurları kırıldı
filistine karşı oynanan rollerini gördüler
bir halk baskıyı yıllarca içine attı
ve sonra tunus olayları tetikledi
önder yok lider yok etrafında birleşilen ilkeler yok
daha fazla özgürlük talebi mübarekin gitmesiyle özdeşleşti
ordu ne yapacaktı herkes diyor ordu amerikaya bağlı öyle dahi olsa kendi halkını katledebilirlermiydi?
yada kaç kişiyi susturacaklardı?
böyle yapsalardı daha kötü olacaktı
baskı yıldırma vaadlerde bulunma denediler psikolojik birşeyler denediler yine olmadı
Amerika böyledir durumdan vazife çıkarır pay kapmak ister çıkarını sürdürmek ister
Mübarek zaten her dediklerini yapıyordu neden gitmesini istesinlerki
zaten istemediler taktik verdiler ama olmadı
dünyaya mübarek kalsın diyemezlerdi bir başka uşağı yardımcı tayin ettiler oda olmadı
son numarayı oynadılar ve orduyu devreye sokup yeni vaadlerde bulundular
çünkü artık mübareklede aynı zihniyetteki sülümanlada olmayacaktı
her durumda değişik seçenekleri amerika dener
en karlısını ister
mübarek kalsın istediler olmadı
yerine atanan kişi olsun istediler oda olmadı
şimdi orduyu istiyorlar sadece bu şık ellrinde kaldı

amerikayı tanımak için birçak örnek verelim
kuveyt işgal edilmişti amerika saddamı kovup kuveyt işgalini bitirdi sonra ne yaptı?
KUVEYTE DEMOKRASİMİ GETİRDİ ÖZGÜRLÜKMÜ hayır KRALI tekrar getirdi çünkü adam emirlerindeydi
afganistanı işgal etti ne yaptı ? parti kurun anayasanız olsun mu dedi hayır emirlerindeki karzaiyi getirdi
Iraka girdi ne yaptı emrindeki allaviyi atayacaktı ama sistani seçim deyince plan bozuldu bu seferde seçime sahip çıktı şiaların karşısında ittifak oluşturmaya çalıştı
seçim sonuçlarını hükümet kurma sürecini etkiledi engelledi koalisyona mecbur etti
yani amerika her kayıptan karlı çıkacak birşeyler arar ilkesi yoktur çıkarı vardır
bakmayın dünyaya özgürlük eşitlik demokrasi plavrası atmasına
ilk tercihleri onlara uşaklık yapacak kişilerin egemen olmasıdır
bu olmayacak ise diğer şıklara bakarlar

yani amerikayı böyle bilin gözünüzde büyütmeyin herşey onların planladığı gibi gitmez bu dünyanın gerçekliğine aykırıdır

mısır süreci bu şekilde yaşanacaktır yaşananları böyle anlıyorum



ilk oyunu halk kazanmıştır
ama rakip oyunu bırakmadı
bütün şıklar masada duruyor
inş bu kaotik ortamdan hakka ve halkına bağlı güçlü bir önder grubu yada lideri çıkar

bu kazanımların sürekli olması buna bağlıdır
Ali
Mesajlar: 636
Kayıt: 24 Ara 2006, 08:34

Re: Mübarek Olsun! Gitmiş

Mesaj gönderen Ali »

biralevi yazdı:

ilk oyunu halk kazanmıştır
ama rakip oyunu bırakmadı
bütün şıklar masada duruyor
inş bu kaotik ortamdan hakka ve halkına bağlı güçlü bir önder grubu yada lideri çıkar

bu kazanımların sürekli olması buna bağlıdır

Abi benzer bir yorumu İbrahim karagül yapmış aşağıya aktarıyorum

Ehl-i Beyt Haber Ajansı ABNA- Sistemin bekası, Batı'nın yüksek çıkarları ve İsrail'in güvenlik kaygılarına göre biçimlendirilip pazarlanan bu paket, değişimi etkisiz hale getirebilecek mi yoksa bir çoğu gibi çöpe mi atılacak?
Hüsnü Mübarek; "önümüzdeki seçimlerde aday değilim, talepleri haklı buluyorum, değişim gerçekleşecek" dedi ama çekilmeyi reddetti. Başaramadı, gitti. Birince formül buydu ve herkes destekledi.
Yetkilerinin büyük bölümünü devralan "CIA'nın Kahire'deki adamı" Ömer Süleyman İsrail'e; "Sina bölgesini Filistinliler'den temizleyeceğim" güvencesi verdi. Bütün pazarlıklara rağmen o da tutunamadı ve gitti. İkinci formül onun üzerine kuruldu, o da tutmadı.
Ordu; göstericiler geçiş sürecini tanımazsa darbe yapacağı tehdidinde bulundu. Geri adım atılmadı. Geçiş süreci projesi çöktü. Yeni bir süreç başladı ve Mısır'da iktidar orduya devredildi. Üçüncü formül devreye girdi.
Müslüman Kardeşler o günlerde çok önemli bir açıklama yaptı: "Ordu darbe yapabilir. Sorun devlet başkanı değil rejimin kendisi" dedi. Bu mesaj pek iyi algılanamadı. Açıklama yapılırken inanılmaz bir mücadele veren kitleler "Mübarek gitsin de ne olursa olsun" mantığıyla aslında rejimle hesaplaşma gibi esaslı bir hedeften yoksun görüntüsü verdi, orduyu alkışladı.
Mübarek'i tutamayanlar, Süleyman'ı tutamayanlar son çare olarak orduyla pazarlık yaptı ve anlaştı. ABD, Mübarek'i devre dışı bırakarak, 'adamı'nı Kahire'ye patron ilan etti sonra onu da sattı ve ülkeyi cuntanın eline bıraktı. Şimdi bütün pazarlıklar orduyla yapılıyor, büyük oranda yapıldı da. İsrail-Mısır güvenlik ittifakı korunacak. Bölgede İsrail'i rahatsız edici gelişmelere izin verilmeyecek. Daha Mübarek gitmeden İsrail ve Mısır ordusu Sina bölgesinde teyakkuza geçmiş, sınırları daha da "güvenli" hale getirmişti!
ABD ve İsrail'e göre, sistem devam etsin ama tepede kim olursa olsun. Bu amaç için anlaşamayacakları hiçbir siyasal grup ve güç yoktur. Şimdi bütün manevralar bu alanda yapılıyor. Mısır'daki değişim, bölgesel ve küresel güçler arasında satranç oyununa, güç gösterisine dönüşmüş durumda..
Ama şimdiden bir şeyler belirginleşti. Tunus ve Mısır örneği bize bundan sonra olabilecekler hakkında çok önemli ipuçları sunuyor. Formül bulundu, harita netleşti. Bütün bölgeyi sarsması beklenen dalganın varacağı nokta, en azından bölgeyi yönetenler için yol haritası şekillendi.
Diktatörler gidecek, er geç gidecek ama rejimler ayakta kalacak, kalması için her türlü destek verilecek. Sadık isimlerin liderliğinde, bir tür askeri yönetimler dönemi, cunta dönemi başlatılacak. Vatanseverlik, milliyetçilik ve az çok demokratik makyajla statüko korunacak.
Çok kötü, belirsiz bir dönem bu. Bir kötüden kurtulan kitlelerin sevinçleri kursaklarında kalabilir. Kirli ilişkilerin belirlediği askeri yönetimler dönemi bir tür model olarak bütün Ortadoğu'ya pazarlanacak.
Buna "değişim" diyecekler. Sivil demokratik devrim diyecekler.
Şimdi, dalganın hedefi olan bütün rejimler, liderler yeni yol haritasına göre hazırlık yapıyor. Ürdün'de yeni hükümet kuruluyor. Kaddafi Filistin kartını kullanıyor, onlara ayaklanın çağrısı yapıyor. Cezayir'de olağanüstü hal kaldırılıyor. Filistin'de İsrail dostu hükümet çöküyor. Hemen bütün ülkelerde reform sözü veriliyor. Dalganın önüne sedler ardı ardına inşa ediliyor. Biri tutmazsa diğeri tutar sanılıyor.
Bütün rejimler Washington'la şimdiden pazarlığa oturmuş durumda. Elli yıldır, kaynak verip iktidar satın almaya alışkın olanlar, aynı ticareti daha büyük tavizlerle devam ettirmeye çalışıyor. En sonunda hepsi değişim ve demokrasi makyajıyla pazarlanan yol haritasına sarılacaklar. Çünkü bu harita sistemi ayakta tutuyor, yüzyıllık hegemonyayı diri tutuyor..
Pazarlığa oturulan ülkelerden ne tür tavizler, garantiler alınıyor, hepimiz tahmin ediyoruz. Battıkça batıyorlar, kirlendikçe kirleniyorlar. Bu günlerde kendilerinden toprak istense verecek durumdalar..
Bütün hesaplar sıfırlandı çünkü. İlk kez böyle bir "yıkım"la karşılaşıyorlar ve hala telaşla bunun üstesinden gelebileceklerini sanıyorlar.
Ama hesap tutmayacak. Yol haritası uygulanmayacak. Mısır ordusu altı aylık geçiş dönemi diyor, onlara ve malum başkentlere kalsa bunu altı yıla çıkarmak isteyecekler. Ama üçüncü formül de tutmayacak. İlk kez tarihin rövanşı alınıyor ve bu böyle bir dalga.
Bütün güvenlik stratejileri çöktü. Mısır merkezli İran'ı vurma stratejileri çöktü. Lübnan'ı ve Filistin'i İsrail'in önceliklerine göre denetim altında tutma projesi çöktü. Kaybeden İsrail. Kaybın büyüklüğü yakın gelecekte çok daha belirginleşecek. Pazarlıklar, garantileri, tuzaklar bu sefer tutmayacak. Ortadoğu'nun en yalnız, tecrit edilmiş ülkesi İsrail, İran'ı kaybetti. Sonra Türkiye'ye yaslandı. Türkiye'yi kaybetti, Mısır'a yaslandı. Şimdi Mısır'ı da kaybediyor, elinde sadece Ürdün kaldı. Yakında onu da kaybedeceği belli değil mi?
Bu yüzden yirminci yüzyılın rövanşı diyoruz buna. Bu olacak, yüzyıllık "hiçlik"ten sonra bu olacak. Olmak zorunda. Aksi takdirde hiçbir şey değişmiş olmayacak. Ancak onlarca yıl ertelenen vakti daha ileri atmak, olacakları ertelemek artık mümkün değil. Gerçek bu!
İbrahim Karagül
Cevapla

“Güncel” sayfasına dön