DİYARBAKIR'A BAKIŞ

Cevapla
helindem
Mesajlar: 331
Kayıt: 03 Ağu 2007, 15:06

DİYARBAKIR'A BAKIŞ

Mesaj gönderen helindem »

DİYARBAKIR’A BAKIŞ

Güneyinden kuzeyine doğusundan batısına ülkemizin her bölgesinde yaşayan bütün vatandaşlarımız ve tüm dünya bilmelidir ki, PKK terör örgütü, iddia ettikleriyle hiçbir ilgisi olmayan, lider kadrosunun kişisel çıkarlarını tatmin için ülkemiz ve halkımız hakkında uzun vadeli emelleri ile bölgesel beklentileri bulunan ve Türkiye düşmanı bazı dış güçler tarafından kiralanmış, halkımızın huzur ve güvenini sarsarak güçlenmemizi, gelişmemizi frenleme vazifesinin taşeronluğunu yüklenen bir eşkıya ve caniler grubudur.

Türkiye’nin güneydoğusu bir etnik grubun yaşadığı bölge değildir. Dolayısıyla Türkiye’de bir etnik bölücü hareketin sosyal dayanağı yoktur. Türkiye bölgesel yapı içinde çok partili tek demokratik bir ülke olduğu kadar, yönetime katılımın kitleleri her seviyede tatmin edecek düzeyde olduğu bir ülkedir. Dünyadaki her ülkede yöresel farklılıklar olabilir. Ekonomik gelişme durumu itibariyle bu husus Türkiye’nin Güneydoğusu için doğrudur. Burada bir kasıt söz konusu değildir. Türkiye’nin Güneydoğusunu sosyal ve ekonomik olarak diğer bölgeler seviyesine çıkartmak için yıllardır özel programlar uygulanmaktadır. GAP yatırımları bunun için planlanmıştır. Ancak bölgeye götürülen yatırımları engellemek için ekonomik tesislere yaptığı sabotajları ile terör örgütü PKK yıllardır bölgenin kalkınmasını engellemek istemektedir. Dolayısıyla Türkiye’de bir etnik ayrımcılık sorunu veya Güneydoğu Anadolu sorunundan bahsetmek yerine Türkiye’nin Güneydoğusundaki PKK terörü sorunundan bahsetmek gerekir.

Bern’de yayınlanan “NZZ Am Sonntag” gazetesinin 11 Kasım 2007 tarihli sayısında, “Jan Keetman” imzasıyla yayınlanan “Diyarbakır’a Bakış” başlıklı makalede; “Diyarbakır’ın sosyo-ekonomik tablosuna dikkat çekilerek, PKK’nın doğuda destek görmediği ve yok oluşunu telafi edebilmek için eylemlere başvurduğu görüşü vurgulanıyor.

“Dicle kenarında kurulu kent üzerinde kara bulutlar var. Rüzgar, yeşili hala çoğunlukta olan yaprakları savuruyor. Yollara ilk yağmur damlaları düşmeye başlıyor. Beyaz başörtülü kadınlar sobalarını tutuşturmak için karton topluyor. Kentin tarihi surundaki "Dağkapısı"nda her zaman olduğu gibi ayakkabı boyacıları ve ayakkabı bağı satıcıları sıra halinde oturuyor. Yaşlı bir kadın dilenci ile yaşlı erkek bir dilencinin kavgasını keyifle izliyorlar. Güneydoğu'nun bir milyon nüfuslu kenti Diyarbakır, yoksulluk şehir merkezinden biraz kenar mahallelere kaymış olsa da hala fakir bir şehir. Taksi sürücüleri kısmen müzelik olan araçlarında yolların hala kötü halinden şikayetçiler, yolcular çok daha kötü hallerini hatırlasalar da…

Diyarbakır'a has olan bazı şeyler, örneğin tezgah altından gizli Kürtçe kaset satışı, tarihe karışmış. Kürtçe şarkılar artık müzik dükkanlarından son ses duyuluyor. Belediye Başkanı Osman Baydemir'in basın bürosundan, "Kürt sorunu" hakkında röportaj veriliyor. Ama eski Diyarbakır yoksul ve umutsuz mu? Tam olarak değil.

Dağkapı'da gözlükçü Merve'nin işleri, kapıya "yeşil kart" sahiplerine gözlük verileceğini yazdığından bu yana tıkırında gidiyor. Yeşil kart, Sosyal Sigortalar Kurumuna prim yatıracak durumda olmayan kişiler için devletin finanse ettiği sigorta. Eskiden yeşil kartı olanların devlet hastanesinde, o da çok ağır olan vakaların tedavisi karşılanıyordu. Şimdi artık başka tedaviler de karşılanıyor, ilaçlar ve hatta gözlük bile devlet tarafından karşılanıyor.

Ankara'nın doğu bölgesindeki yoksullukla mücadele amacıyla adımlar atması sadece yer altı örgütü PKK ile mevcut sorunlardan kaynaklanmıyor. Üst düzey bir hükümet heyeti doğuya gitti ve bölgenin geliştirilmesi için öneriler hazırlayacak. Bedrettin adlı şahıs, her şeyi devletten bekleyenlerden değil. Önce Mardin'de bir makarna fabrikası kurdu, ardından yem fabrikası ve şimdi de Diyarbakır'da bir çorap fabrikası kuruyor. Kürtler için çok şeyler yapılacağına inanıyor. Doğudaki yatırımlar konusunda epey yol kat edildiğini düşünüyor. 1984 yılından bu yana sürdürülen kalkınma projelerinde ilerleme kaydedildiğini, Güneydoğu için düşünülen teşvik kanununun güneydoğuya yatırım çektiğini belirtiyor. Bedrettin, yeşil kart uygulamalarının, cömertçe verilen kış yardımlarının ve diğer bir sürü uygulamanın Diyarbakır’daki durumu düzelttiğini ifade ediyor.

Diyarbakır Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya Dağkapı yakınındaki yeni bir yapıda ikamet ediyor. Bürosunun olduğu aynı katta AB Temsilciliği de açılmış. Mehmet Kaya'nın gözünde AB yüksek itibara sahip. Kaya'ya göre bölge nüfusunun yüzde 86'sı AB'yi istiyor. AB, demokrasi ve PKK sorununun çözümü… Mehmet Kaya, "Aksi takdirde hep yeni PKK'lar olacağından" endişe ediyor.

Kürtlerin bir bölümü PKK'nın mücadelesini meşru olarak görmüş. Ama PKK bu desteğini kaybetmiş. Saldırılarıyla Türkiye'ye meydan okumasının sebebi de buymuş…”

Türkiye gerçeğini bilmeyenler, ya oturdukları yerden veya propagandaların etkisiyle fikir üretmektedirler. Onlar bir Hakkarilinin Edirne’de, Şırnaklının İstanbul’da, Vanlının İzmir’de, Siirtlinin İzmit’te, Bitlislinin Çanakkale’de Parti Başkanı, Belediye Başkanı, Belediye ve İl Meclis Üyesi, doktor, mühendis, milletvekili, öğretmen, öğrenci olduğunu ya bilmemekte ya da bilmek istememektedir. Türkiye’de Kürt ya da Türk olmanın hiçbir farkı yoktur. Bundan gerisi yalan ve yanlışlarla dizayn edilmiş propagandaların ürünüdür.

Helin Demir
helindem@mynet.com
Cevapla

“DTP, PKK Yazıları...” sayfasına dön